Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/1238 E. 2023/931 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1238 Esas
KARAR NO: 2023/931
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 30/05/2023
NUMARASI: 2021/254 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/09/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talepli dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle: Davacının, 29/07/2021 işlem tarihli dava dilekçesinde özetle; 30 yılı aşan ticari tecrübesi ile yurt içinde ve yurt dışında faaliyet gösterdiğini; “…” ibareli markasının (DAVACI-MARKA olarak anılacaktır) 14/05/2008 başvuru tarihi ve … tescil numarası ile 03/06/07/08. nice sınıflarında, Türk Patent ve Marka Kurumu (TPMK) nezdinde tescilli bulunduğunu; davalının 01/11/2019 başvuru tarihi ve … tescil numarası ile “…” markasını (DAVALI-MARKA olarak anılacaktır) , O7 Nice sınıfında haksız ve hukuka aykırı şekilde TPMK nezdinde tescil ettirdiğini; davalı-marka’nın davacı- marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olup davacının yasalarla korunan marka haklarına tecavüz teşkil ederek haksız rekabet oluşturduğunu ve 6769 sayılı Kanun uyarınca hukuka aykırılık teşkil ettiğini; Kadıköy … Noterliği’nin 18/09/2020 tarihli … ve … yevmiye numaralı E-Tespit Tutanağı ile durumun tespit edildiğini ve Kadıköy … Noterliğinin 23.09.2020 tarihli … Yevmiye Nolu İhtarnamesi ile davalıyı mütecaviz eylemlerine son vermesi hususunda ihtarda bulunmuş ise de davalı yanca ihtarın dikkate alınmadığını; davalının gerek amblem tasarımı gerek ürünlerinde seçtiği renkler nünden neredeyse davacı ürünleriyle aynılıkla, tüketici algısında taraf ürünlerinin karıştırılmasına neden olduğunu belirterek, yargılama esnasında belirlenecek nedenlerle; müvekkil şirketin her türlü dava, talep ve tazminat hakkı saklı kalmak kaydıyla, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde müvekkil şirket adına tescilli ”…” ibareli markasına tecavüz teşkil eden; … tarafından 01.11.2019 tarihinde başvurulan … başvuru ve tescil numaralı 07. Nice sınıfında ‘’…’’ markasının; öncelikle dava sonuçlanıncaya kadar; ‘’…’’ markası hakkında dilekçemiz içeriğinden açıklanan nedenlerle teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, ‘’…’’ markasının üçüncü kişilere devrinin tedbiren önlenmesine,”…” ibaresinin davalı tarafından marka olarak kullanımının tedbiren önlenmesini, teminatsız olarak ihtiyati tedbir verilmesi talebimizi ve dayanaklarımızı yerinde görmez ise, en düşük miktar üzerinden teminat ödenmesine karar verilmesini, Davamızın esastan kabulüne, akabinde fazlaya dair her türlü dava, talep ve alacak hakkımız saklı kalmak kaydıyla, davalı … tarafından 01.11.2019 tarihinde başvurulan … başvuru ve tescil numaralı 07. Nice sınıfında ‘’…’’ markasının, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde hükümsüz sayılmasına ve markalar sicilinden terkininine, müvekkilin marka hakkına ve haksız rekabet kurallarına karşı tecavüz oluşturduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; DAVALI-MARKA’nın tarafınca yasalara uygun şekilde başvurusu yapılarak tescil edilmekle, davacının DAVALI-MARKA’nın itirazlar için askıya çıktığı sürede itirazının bulunmadığını; DAVALI-MARKA ile DAVACI marka arasında karıştırılma nedeni olabilecek görsel, işitsel ve anlamsal bir benzerlik bulunmadığı beyan ve iddia ederek davanın reddini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince 30/05/2023 tarihli ara karar ile; “Somut hadisede dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna göre, davacı şirketine ait …” ibareli markasının 14/05/2008 başvuru tarihi ve … tescil numarası ile 03/06/07/08. Nice sınıflarında, Türk Patent ve Marka Kurumu (TPMK) nezdinde tescilli bulunduğunu , davalı adına da, 01/11/2019 başvuru tarihi ve … tescil numarası ile “…” markasını, O7 Nice sınıfında TPMK nezdinde tescil tescilli olduğu, davalının, markasını,“…” şeklinde kullandığı, davacı markasının tescil tarihinin davalının markasından daha önce olduğu, bu olgular karşısında ve bu aşamada toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu karşısında davalı kullanımlarının davacını marka hakkına tecavüz teşkil edip etmediğinin direk davanın esasına ilişkin bir husus olup, yargılamayla çözüleceği, mevcut deliller çerçevesinde, ihtiyati tedbir kararı verilmesi için gerekli yaklaşık ispat şartlarının oluştuğunun bu aşamada söylenemeyeceği, kaldı ki ileride değişen şartlara göre alınabilecek bilirkişi raporu ve yaklaşık ispat şartlarının varlığının tespiti halinde mahkemece her zaman tedbir kararı verilebileceği, ön inceleme tensip tutanağının 11 numaralı ara kararında davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin takdiren teminatsız olarak kabulü ile davalıya ait 01/11/2019 müracaat tarihli … tescil numaralı … ibareli markanın dava neticeleninceye kadar 3.şahıslara devir ve temlikinin ihtiyati tedbir kararı verilerek önlenmesine karar verilerek bu hususlarda geçici koruma tedbirinin uygulandığı( benzer İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16.HD 2022/1619 Esas -2022/2050 Karar) bu kanaatlerle dosya kapsamı , ilgili kanun hükümleri ,sunulan bilirkişi raporu , yukarıda belirttiğimiz benzer Bölge Adliye Mahkemesi kararı ve diğer benzer üst yargı kararları ile birlikte eldeki dosya değerlendirildiğinde diğer hususlarda ihtiyati tedbir talepleri bakımından yaklaşık ispat şartlarının oluşmadığı ve yargılamayı gerektiren hususlarda esası çözer nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden” talep eden vekilinin kanuni şartları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davada ihtiyati tedbir istemlerinin kabulü için gerekli şartlar oluştuğunu, bilirkişi raporunda da yer alan tespitler gözetildiğinde ihtiyati tedbire karar verilmesi gerektiğini, SMK 159 madde gereği tescilli markaya tecavüz neticesinde marka hakkına tecavüz edilen marka hakkı sahibinin ihtiyati tedbir talep etme ve tecavüz eylemlerini durdurmayı talep etme hakkına sahip olduğunu, davalı tarafın kötü niyetli olarak müvekkil markasına iltibasa neden olacak düzeyde benzer “…” markasını tescil ettirmiş olup kullandığı emtialar ve kullanım şekliyle müvekkil markalarına yakınsamaya çalıştığını, bu durumun müvekkil markası “…” markasına tecavüz niteliği taşıdığını, davalının kullanımlarının devamı halinde ürünlerin ortalama tüketicileri tarafından müvekkil tasarımlarının davalı tarafından satışına izin verildiği ve aralarında iktisadi bağlantı olduğu izlenimi vereceğini, yaklaşık ispat kuralının sağlandığını, davaya konu markaların iltibasa neden olacak düzeyde benzer olup bu hususun müvekkil marka haklarına tecavüz niteliğinde olduğunu, aynı kanunun 155.maddesinde de tescilli bir markanın kullanımının marka hakkına tecavüze haklı neden olmayacağının yer aldığını, benzerliğin bilirkişi raporlarında da tespit edildiğini, müvekkil ürünlerinin birebir aynı olan bu ürünlerin müvekkilinin yıllardır sürdürdüğü hizmet politikasına ve sektör bilinirliğine zarar verdiğini, bilirkişi raporunda markaların sınıfsal benzerliği ve bu durumun marka tecavüzüne neden olacağının usul ve yasaya uygun tespit edildiğini, TPK ve OHIM/EUIPO İtiraz Dairelerinin benzerlik incelemesinde dikkat ettiği hususların bu ürünlerde mevcut olduğunu, “…” ve “…” markasının aynı mağaza zinciri ve marketlerde aynı reyonlarda tüketici arzına sunulduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davacı adına tescilli “…” markasının davalı adına tescilli “…” markasının marka hakkına ve haksız rekabet kurallarına karşı tecavüz oluşturduğunun tespiti, markanın hükümsüz sayılmasına ve sicilden terkinine karar verilmesine ilişkindir.10/01/2017 tarih ve 29944 Sayılı Resmi Gazete yayınlanıp aynı gün yürürlüğe giren 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun “İhtiyati tedbir talebi ve ihtiyati tedbirin niteliği” başlıklı 159. maddesinde;”(1) Bu Kanun uyarınca; dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.(2) İhtiyati tedbirler özellikle aşağıda belirtilen tedbirleri kapsamalıdır:a) Davacının sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin önlenmesi ve durdurulması.b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal edilen tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara ya da patenti verilmiş usulün icrasında kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dâhil, bulundukları her yerde elkonulması ve bunların saklanması.c) Herhangi bir zararın tazmini bakımından teminat verilmesi.(3) İhtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/1/2011 tarihli ve 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygulanır.” düzenlemesi yer almaktadır.6100 Sayılı HMK’nın 389/1. Maddesinde ise, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik sebebiyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme mevcuttur. 17.05.2023 tarihli bilirkişi heyet raporunda SMK m.29/1(a) ve m.7/2(b) hükmü uyarınca davacıya ait … ibareli markaya karşı tecavüz eyleminin oluştuğu, davacıya ait … ibareli markaya yönelik davalı tarafından haksız rekabet hükümlerinin ihlal edildiği, SMK m.25/1 m.6/1 uyarınca davalıya ait … tescil numaralı … markasının hükümsüzlük koşullarının oluştuğu tespit edilmiştir. Mahkemece istinafa konu ara karar ile ihtiyati tedbir talebini yaklaşık ispat şartları oluşmadığı ve yargılamayı gerektiren hususlarda esası çözer nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden talebin reddine karar verilmiştir.Somut olayda dava konusunun marka hükümsüzlüğünün terkini ve tescili ve marka hakkına ve haksız rekabet kurallarına tecavüz oluşturduğunun tespiti davası olduğu, davalı adına … markasının TPMK nezdinde tescilli olduğu, bilirkişi raporunda davalının eylemlerinin davacıya ait “…” ibareli markaya karşı tecavüz eylemini oluşturduğu, haksız rekabet hükümlerini ihlal ettiği, markanın hükümsüzlük koşullarının oluştuğunu tespit ettiğinden, dosyada yaklaşık ispat yükümlülüğü yerine getirildiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ihtiyati tedbir kararı verilmek üzere 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile;2- İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 30/05/2023 tarih, 2021/254 E. sayılı ara kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 21/09/2023