Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/1231 E. 2023/907 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1231
KARAR NO: 2023/907
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/05/2023 Tarihli Ara Kararı
NUMARASI: 2023/336 E. –
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/09/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tarafların İddia ve Savunmaları: Davacı vekilinin 31/05/2023 tarihli ihtiyati tedbir talebinde özetle; Müvekkili ile İhbar … Tic. ve Sanayi A.Ş. arasındaki ticari ilişki sebebiyle 14/01/2023 günlü … Seri numaralı 600.000,00-TL ve 11/01/2023 günlü … Seri numaralı 540.011,25-TL tutarlı iki adet çek keşide edildiğini, ilgili çekler kargoda çalınmak suretiyle zayi olduğundan yerel mahkeme tarafından çeklere ödeme yasağı konulduğunu, Müvekkilinin dava konusu çekleri keşide ettiği İhbar Olunan … Tic. ve Sanayi A.Ş. ile aralarındaki güven ilişkisinden dolayı kayıp nedeniyle zayi olan çeklerin bedelini, Müvekkili Şirket yeni bir çek keşide etmek suretiyle İhbar Olunan … Tic. ve Sanayi A.Ş.’ye ödediğini, İstanbul … İcra Dairesi’nin .. Esas sayılı dosyası üzerinden ödeme emri Müvekkil Şirket’e tebliğ edildiğini ve takibin kesinleştiğini, Müvekkili Şirket’in ilgili tüm banka hesaplarına birinci haciz ihbarnamesi gönderilmiş olduğunu, Müvekkili Şirket’in banka hesapları bloke edildiğini ve Müvekkili Şirket söz konusu takip ile ödeme yapmaya zorlandığını, İstanbul 5. ATM’nin 2023/82 Değişik İş Sayılı dosyası ile Müvekkili Şirket’in banka hesaplarına konulan hacizlerin kaldırılması adına ihtiyati tedbir talep ettiklerini, bu nedenlerden dolayı; söz konusu bedelin Davalı’dan tahsili riski söz konusu olduğundan Davalı malvarlığına tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmişlerdir. İlk Derece Mahkemesinin Kararı: Mahkemece 31/05/2023 tarihli ara kararı ile; “Dava, icra tehdidi altında ödenen bedelin istirdatı istemine ilişkin olup, davacı tarafça dava dilekçesi ile davalı adına kayıtlı mal varlığı üzerine ihtiyati tedbir konulması talebinde bulunulmuş ise de ihtiyati tedbir kararının HMK 389/1 gereği ancak uyuşmazlık konusu hakkında verilmesi mümkün olduğundan ve tedbir konulması talep edilen davalı adına mal varlığının uyuşmazlık konusu olmadığından davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine” şeklinde karar verilmiştir. İstinaf Sebepleri: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde izah edilmeye çalışılan nokta da, sahte ciro zinciri yaratarak alacaklısı olmadığı yüksek meblağlı iki adet çeki Müvekkil Şirketten tahsil ettiği, Davalı Şirket’ ile iletişime geçilemediği, hatta işbu davanın ikame edilmesinden önce tarafca yapılan arabuluculuk başvurusunda dahi Davalı Şirket’in MERSİS adresine tebligat yapılmasına rağmen Davalı Şirkette hiçbir suretle muhatap bulunamadığını davacı müvekkil şirket yararına, verilecek hükmün gerçekleşmesini temin eder mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken işbu talebin reddedilmesi hukuk’a aykırı olduğunu, bu hususlar dahi göz önüne alındığında, dava konusu tutarın davalı şirketten tahsili mümkün olamayacağından tabiri caiz ise davalı şirketin “içinin boşaltılması” ihtimalinin çok yüksek olduğundan davalı şirket’e ait malvarlığına tedbir konulması gerektiğini, davalı şirketin mal kaçırdığını, bu sebeplerle yerel mahkemenin”ihtiyati tedbir talebimizin reddine” ilişkin ara kararın kaldırılmasına, karar verilmesini talep etmiştir. Gerekçe ve sonuç; HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava icra tehdidi altında ödenen çek bedelinin istirdadı istemine ilişkindir.Davacı vekili davalının mal varlığı değerleri üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiş, mahkemece talebin reddine karar verilmiştir. Geçici hukuki korumaların bir türü olan ihtiyati tedbirin şartları 6100 sayılı HMK’nun 389 uncu maddesinde düzenlenmiş olup, anılan düzenleme “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünü haizdir.Anılan hükümde de açıkça belirtildiği üzere, ihtiyati tedbir kararı, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki korumadır. Başka bir ifade ile ihtiyati tedbir verilebilmesinin en önemli şartı bir ihtiyati tedbir sebebinin mevcut olmasıdır. Kanunda bu husus genel olarak düzenlenmiş, hâkime oldukça geniş bir takdir alanı bırakılmıştır.(m. 389/1). Kanun, burada “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından” söz etmektedir. Bu hüküm dikkate alındığında, mevcut durumun değişmesi hâlinde,hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması,hakkın elde edilmesinin tamamen imkânsız hâle gelmesi,gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi varsa, ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilecektir. Somut olayda ; bedelsiz kalan çeklerin , davalı tarafından sahte ciro zinciri yaratılarak alacaklısı olmadığı halde , takibe konulması üzerine davacı şirketten tahsil edildiği iddiasına dayalı olarak , icra tehdidi altında ödenen bedelin istirdadının talep edildiği, davacı çeklerin kaybolduğunu, ihbar olunan şirkete olan borcun başka bir çek verilerek ödendiğini , ihbar olunan şirketle olan borç ilişkisinin son bulduğunu, bu hali ile dava konusu çeklerin bedelsiz kaldığını ve sahte ciro silsilesi ile davalı elinde olduğunu ileri sürmüştür. Eldeki dosyada bu aşamadaki mevcut delillere göre yaklaşık ispat koşulunun bulunmadığı diğer yandan dava konusunun alacağa ilişkin olduğu , tedbir konulması talep edilen mal varlığı değerlerinin uyuşmazlık konusu olmadığı, ihtiyati tedbirin ancak taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan şey hakkında tesis edilebileceği, davacının para alacağına dair ihtiyati haciz talebinin bulunmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan mal varlığı değerleri üzerine tedbir talebinin reddi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı dikkate alındığında davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Davacı vekilinin İstinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/05/2021 tarih ve 2023/336 E. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 179,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 14/09/2023