Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/1210 E. 2023/901 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1210
KARAR NO: 2023/901
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/04/2023 ara karar
NUMARASI: 2023/345 E.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/09/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İİK’nun 257. Maddesinin ikinci fıkrasına göre borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa, borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa bu hallerde ihtiyati haciz talep edilebileceğini, mahkemece de görüleceği üzere borçlunun vadesi gelmiş olan ve kabul ettiği borçlarını ödemekten imtina ettiğini, müvekkilini sürekli olarak ertelemek suretiyle hileli davranışlarda bulunduğunu, taşınmazlar satıldığında müvekkilinin bir daha alacağına kavuşma şansı bulunmadığını, bu nedenle borcu karşılamaya yeteceğinden davalı şirket adına kayıtlı 1 adet dairenin üzerine tercihen 105.000,00 USD, bu kabul olmaz ise davalının kabul ettiği 86.558,29 USD üzerinden ihtiyati haciz konulmasını veya bir adet dairenin satışının engellenmesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde 11.04.2023 tarihli ara karar ile; “davacı isteminin bir miktar alacağın ödetilmesine istemine ilişkin olması ve üzerine ihtiyati tedbir konulması istenilen davalılara ait malvarlığı davanın konusunu teşkil etmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine, Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin, alacağın ve ihtiyati haciz sebeplerinin varlığı hakkında mahkemede kanaat uyandırmaya yeterli olmadığı gerekçesiyle de ihtiyati haciz talebinin reddine,” karar verilmiştir. İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili yasal süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Karşı yanın, daha önce borcunu tamamen inkâr ederken, bu defa müvekkilinin hesabına toplam 1.362.673,37 TL ödeme yaptığını, bu ödemenin icra takip dosyasına bildirildiğini, dolayısıyla borcu kısmen kabul ettiğini,Davalı tarafın borcunu ödememek için USD kur nedeni ile çıkardığı uyuşmazlık nedeni ile yürütülen sulh görüşmelerinde, mail yazışmalarından da görüleceği üzere; davalı şirket yetkilisi tarafından borç bedeli ve ödeme gününün geçtiğini açıkça kabul ve beyan etmesine rağmen yargılama sürecini uzattığını, borcun ödemesini erteleyerek hileli davranışlarda bulunduğunu, yargılama süreci içerisinde davalı tarafın tüm dairelerini satması halinde davacı müvekkilinin alacağını alma imkanı kalmayacağını, davalı tarafın borç taahhüdünden kurtulmak için mallarını kaçırma kastı olduğunu beyan ederek; 2023/345E ve 11/04/2023 tarihli ara kararın kaldırılmasına, 105.000.000 USD, bu talep kabul olmazsa 86.558,29 USD üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesine ve davalının bir adet dairesinin satışının engellenmesi için taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir kararı konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Talep, İlk Derece Mahkemesince 11.04.2023 tarihli ara karar ile verilen ”ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddine” ilişkin ara kararın istinaf yoluyla incelenmesinden ibarettir.İhtiyati tedbir talebi yönünden yapılan değerlendirmede;İhtiyati tedbir talebinde bulunan davacı; karşı tarafa bir miktar nakit ve kıymetli evrakı borç olarak verdiğini, ancak borcun inkâr edilerek ödenmediğini iddia etmiş olup, borç nedeniyle icra takibi başlatmış, borca itiraz edilmesi üzerine eldeki itirazın iptali davasını açmış, dava dilekçesinde bir adet dairenin satışının engellemesine yönelik ihtiyati tedbir karar verilmesini talep etmiştir.Ancak, ihtiyati tedbir talebi bir miktar borcun ödenmemesi iddiasına dayanmakta olup, 6100 sayılı HMK’nın 389. maddesine göre, ihtiyati tedbir kararının yalnızca uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceği anlaşılmakla, dava konusu olmayan davalı taşınmazı hakkında ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden, İlk Derece Mahkemesince ”ihtiyati tedbir kararının reddine” karar verilmesinde bir hata görülmemiş, açıklanan nedenlerle davacı yanın bu yöndeki istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesine göre esastan reddine karar verilmiştir.İhtiyati haciz talebi yönünden yapılan değerlendirmede;İhtiyati haciz talep eden davacı vekili, alacağının tahsili amacıyla davalı yanın mallarının dava değeri kadarının ihtiyaten haczedilmesini talep etmiş, bu talebinin dayanağı olarak, takip dosyası borcuna ilişkin bir miktar haricen ödeme yapılmış olmasına ve bir kısım mail yazışmalarında davalı şirket yetkilisi tarafından borcun ikrar edildiği iddiasına dayanmış olsa da; ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin talep dilekçesi ve ekinde sunduğu belgeler ile cevap dilekçesi incelendiğinde; davacı vekili tarafından dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin alacağın ve ihtiyati haciz sebeplerinin varlığı hakkında yaklaşık kanaat uyandırmaya yeterli olmadığı, İİK’nun 257.maddesine göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığının yaklaşık olarak ispatı gerektiği dikkate alınarak, söz konusu ihtiyati haciz talebinin İİK’nın 257.maddesinde belirtilen şartlar gerçekleşmediğinden ve iddialar yargılamayı gerektirdiğinden reddedilmesi gerektiği sonucuna varılmakla, davacı yanın bu yöndeki istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesine göre esastan reddine karar verilmiştir.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında ve gerekçede hata edilmediği, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun, her bir talep yönünden 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/04/2023 tarih ve 2023/345 E., sayılı ara kararına karşı davacı vekilince yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL karar harcından peşin alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile 89,95 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 14/09/2023