Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/1209 E. 2023/1071 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1209
KARAR NO: 2023/1071
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/05/2023
NUMARASI: 2022/333 E. – 2023/275 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında Beşiktaş … Noterliği’nde 05/04/2013 tarihinde … yevmiye ve … sözleşme numaralı finansal kiralama sözleşmesi aktedildiğini, davalı ve kefillerince ödenmeyen kira borcu ve işlemiş faiz borcu için Beşiktaş … Noterliği’nce düzenlenen 23/12/2016 tarihli … ve … yevmiye numaralı ihtarnamelerin keşide edildiğini, ihtarnamelerin kiracı şirkete tebliğ edilmesine rağmen verilen süre içerisinde sözleşmeden kaynaklanan borçların ödenmemesi sebebiyle sözleşmenin feshedildiğini, sözleşmeye konu kiralananların davacıya teslim edilmesi için İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/311 D. İş sayılı dosyası ile ihtiyati tedbir kararı verildiğini, mülkiyeti davacıya ait ve üçüncü kişilere devri mümkün olmayan finansal kiralama sözleşmesine konu kiralananların tarafına iadesini, infaz aşamasında iadenin mümkün olmaması halinde İİK’nun 24. maddesi hükmünün uygulanmasını, ihtiyati tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında finansal kiralama sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşme süresince üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini, ancak ekonomik sıkıntıların davalı şirketin faaliyet gösterdiği sektöre de sirayet etmesi üzerine tarafların, her iki tarafın çıkarlarını koruyacak şekilde yapılandırma için bir taslak üzerinde anlaşmaya vardığını, davacının tadil sözleşmesini üst yönetimin onayına sunduğunu, rutin prosedürün tamamlanması ile imzaların gerçekleşeceğini beyan ettiğini, bu aşamada davalı tarafından yeni taslak ödeme planına göre derhal ödeme yapılmaya hazır olunduğunun bildirilmesine rağmen, karşı tarafça bu aşamada herhangi bir ödeme alamayacakları hususunun bildirildiğini, yeni ödeme planının imzalanamaması üzerine davacıya olumlu veya olumsuz kesin bir cevap vermesinin ihtar edildiğini, işbu ihtara mukabil davacının sözleşme bedelinin birkaç misli değerde bir gayrimenkul teminatı istemesi, tadil sözleşmesini imzalamayı bu ön koşula bağlaması neticesinde davalı şirketin sözleşmenin eski haliyle devamına karar verdiğini, davacının eski ödeme planına göre taksitleri almayı reddederek kira alacağının tamamının muaccel olduğu ve tamamı ödenmedikçe artık herhangi bir taksit ödemesi almalarının mümkün olmadığı yönünde cevap verdiğini, beyanla davanın reddini savunmuştur.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “..taraflar arasında akdedilen Finansal Kiralama Sözleşmelerinden kaynaklanan kira borçlarının keşide edilen ihtarnamelere ve ihtarnameler ile tanınan 60 günlük süre içerisinde davalı şirket tarafından ödenmemiş olduğu, davacının sözleşmeler uyarınca kiralananın teslim borcunu yerine getirdiği, davalı yanın ise sözleşmeler ile yükümlendiği kira bedellerini ödeme edimini yerine getirmediği, buna ilişkin olarak keşide edilen ihtarnamelerin sonuçsuz kaldığı, bu nedenle de sözleşmelerin davacı yanca haklı nedenle feshedilmiş bulunduğu, davalının temerrüte düştüğü ve Finansal Kiralama Kanunu ve Finansal Kiralama Sözleşmeleri gereği keşide edilen ihtarlara rağmen de davalı ediminin yerine getirildiğine dair kanıt ibraz edilmediği, davacı tarafından İstinaf ilamında belirtilen şekilde dava konusu menkullerin rayiç değeri üzerinden harç ikmalinin de yapıldığı anlaşılmakla, davacı tarafından açılan dava sabit olmakla kabulü ile finansal kiralama sözleşmelerine konu malların davacıya iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde ilgili icra müdürlüğünce İİK’nun 24.maddesinin tatbik edilmesine, İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/311 D.iş sayılı dosyasından verilen tedbir kararının hüküm kesinleşinceye kadar devamına” karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Tarafların taslak tadil sözleşmesi üzerinde sözlü olarak anlaşmaya vardıklarını, ancak üst yönetimin onayının beklendiğinin kendilerine bildirildiğini, davacı yanın taraflar arasında yapılan uzun görüşmeler sonucunda varılan tadil edilmiş ödeme planını ve sözleşmesini imzalamaktan imtina ettiğini, güven telkin edilerek sürekli oyaladıklarını, yeni tadil sözleşmesine ilişkin kesin bir cevap verilmesi için ihtar çekildiğini, ihtara mukabil kötü niyetli davacının Finansal Kiralama Kanununa aykırı olarak sözleşme bedelinin birkaç misli değerde bir gayrimenkul teminatı istediğini, tadil sözleşmesini imzalamayı işbu ön koşula bağladıklarını, bunun üzerine sözleşmenin eski haliyle devamına karar verilmesini talep ettiklerini ancak davacı yanın eski ödeme planına göre taksitleri/kira bedellerini almayı reddettiğini, kira alacağının tamamının muaccel olduğunu ve tamamı ödenmedikçe artık herhangi bir taksit ödemesi almalarının mümkün olmadığı cevabının verildiğini, kötü niyetli davacının sözleşmeyi haklı şekilde feshetmediğini ve Yerel Mahkemece kabul edilen muacceliyet şartının gerçekleştiği iddiasının hukuken doğru olmadığını, Müvekkili Şirket ticari defter ve kayıtları ile davacı yanın ticari defter ve kayıtlarının da uyumsuz olduğunun sabit olduğunu, tüm aksamaların sorumlusunun basiretli tacir tavrına aykırı şekilde davranan davacı olduğunu, haksız ve mesnetsiz davanın reddi gerekirken, kabul yönünde karar verilmesinin yasa, usul ve maddi gerçeklere aykırı olduğunda, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; sözleşmeden doğan asli borç olan kira borçları için Beşiktaş … Noterliği 23.12.2016 tarihli … ve … yevmiye numaralı ihtarnameler keşide edildiğini, kiracı şirkete 27.12.2016 tarihinde tebliğ edildiğini, Finansal Kiralama Kanunu’nun 31. ve 33. maddeleri ve bu kanunun 31/1. maddesinde yer alan fesih nedenlerinden ‘Kiracının Finansal Kiralama Bedelini Ödemede Temerrüdü’ söz konusu olduğunu, tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırıldığını, mübrez bilirkişi raporunda ; “Davacı nezdindeki cari hesaplar incelendiğinde ihtarnamenin keşide edildiği tarih itibariyle finansal kiralama sözleşmeleri ekindeki kira ödeme tablosuna göre kira bedellerini ödemediği taraflar arasında akdedilen Finansal Kiralama Sözleşmesi’nin 13. Maddesi gereğince davalının temerrüde düştüğü davacı tarafça gönderilen ihtarnamenin 60 günlük ödeme süresince ödemenin yapılmadığı temerrüde düşen davalı sözleşmenin fesih edildiği” ve “..ihtarnamede tanınan 60 günlük içerisinde herhangi bir ödeme bulunmadığı…” ile ” …sonuç olarak gerek davacı defterlerine gerek davalı defterlerine göre 60 günlük ödeme süresi içerisinde gerçekleşmediğinden 6361 sayılı kanunun 31. Maddesi uyarınca davacının finansal kiralama sözleşmesinin feshinin haklı olduğu, malın iadesi şartının oluştuğu..” tespit edildiğini, davalının istinaf başvurusunun herhangi bir hukuki menfaat yahut maddi gerçeğe dayanmadığını, sadece müvekkilinin hakka erişimini sürüncemede bırakma saiki güdüldüğünü, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava; 6361 Sayılı Finansal Kiralama Factoring ve Finansman Şirketleri Kanununun 31. ve 33. maddesi hükümlerine dayalı olarak açılmış olup, finansal kiralama konusu malın davalı kiracılardan alınarak davacı kiralayana verilmesi istemine ilişkindir. Taraflar arasında 6361 sayılı Finansal Kiralama Kanunu çerçevesinde Beşiktaş … Noterliği’nde 07.02.2013 tarihinde … yevmiye numaralı … sözleşme numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesi ile Beşiktaş … Noterliği’nde 05.04.2013 tarihinde … yevmiye numaralı … sözleşme numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesi akdedildiği anlaşılmıştır.Finansal Kiralama konusu mal, 6361 Sayılı Yasanın 23/1. maddesi gereğince kiralayan şirketin mülkiyetindedir. Anılan Yasanın 24. maddesi hükmü gereğince de, kiracı, sözleşme süresinde finansal kiralama konusu malın zilyedi olup; malı sözleşmede öngörülen şart ve hükümlere göre özenle kullanmak zorundadır. 6361 sayılı Yasanın 30/1. maddesine göre sözleşme süresinin dolması, 30/2. maddesine göre sözleşmenin diğer sebeplerle sona ermesi ve 31. maddesi hükmüne göre de sözleşmenin ihlali hallerinde, aynı yasanın 33. maddesi gereğince kiracı finansal kiralama konusu mal yahut malları, kiralayana derhal geri vermekle yükümlüdür. Davacı tarafça, davalı tarafa Beşiktaş … Noterliği 23.12.2016 tarihli … ve … yevmiye numaralı ihtarnameler keşide edildiği, kiracı şirkete 27.12.2016 tarihinde tebliğ edildiği, yaptırılan bilirkişi incelemesinde her iki taraf ticari defterlerine göre ödeme yapılmadığının sabit olduğu anlaşılmıştır. Toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalı kiracının finansal kiralama bedelini ödemediği saptanmıştır. Ancak malın iadesinin talep edilebilmesi için yasa ve sözleşme gereği ihtarnamenin tebliğ edilmesi ve belirlenen sürelerin geçmesi gerekmektedir. Davacı alacaklı kiralayan şirket ile davalı arasında iki adet finansal kiralama sözleşmesinin akdedildiği, sözleşmelerin davalı kiracı tarafından temerrüte düşülmesi ve ihtara rağmen kira bedellerinin belirlenen süre içinde ödenmemesi nedeniyle feshedildiği, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalının borcunun bulunduğunun tespit edildiği, sonuç olarak davalının davacıya borçlu bulunduğu, hale göre davanın kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı taraf her ne kadar sözleşmenin tadil edileceği yönündeki güvenle hareket ettiğini beyan etmiş ise de, davacı tarafın tadil edileceğini yönelik beyanı kabul etmediği, bu hususu ispat eder nitelikte dosyada delil bulunmadığı, her iki tarafın tacir olduğu ve tacir olan tarafların basiretli davranmaları gerekirken sözlü görüşmeler ile sürecin yürütüldüğüne ilişkin beyanlara itibar edilemeyeceği, karşı tarafça da sözlü görüşme yapıldığına dair kabul beyanı bulunmadığı ve bu konuda delil bulunmadığı, muacceliyet şartının gerçekleştiği aksi yöndeki istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/05/2023 tarih ve 2022/333 E., 2023/275 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 46.980,82 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 15.666,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 46.980,82 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 05/10/2023