Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/1199 E. 2023/939 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1199 Esas
KARAR NO: 2023/939
İNCELENEN EK KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 27/04/2023
NUMARASI: 2021/571 E. – 2021/170 K. EK KARAR
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/09/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 2006 yılından bu yana ulusal ve uluslararası alanda motosiklet kullanıcıları için motosiklet kıyafetleri ve koruma malzemeleri ürettiğini, müvekkili firmanın … tescil numaralı … ibareli ve … tescil numaralı … ibareli markaların sahibi olduğunu, davacı şirket tarafından … markası ile satılan ürünlerin çarpmalara ve darbelere karşı koruma özelliği sağlayan yüksek teknoloji ve CE sertifikalı ürünler olduğunu, davalı …’nin 2018 yılında müvekkili şirette imalat müdürü olarak çalıştığını, 11/06/2020 tarihli istifa dilekçesi ile “yeni işe girme sebebiyle” işyerinden istifa ederek ayrıldığını, daha sonra yapılan araştırmada işbu davalının müvekkili şirkette çalıştığı müddet içerisinde duyduklarını ve gördüklerini kullanmak üzere davalı şirkette işe başladığını, davalı şirketin, müvekkili tarafından üretilen ürünleri kopyaladığı ve müvekkili firmanın müşterilerine sattığını, ürünün taklit olduğunu ve hatta etiketinde müvekkili şirkete ait … markasını kullandığının anlaşıldığını, davalı şirketin müvekkili firmaya ait markayı, tasarımı ve piyasadaki tanınmışlığını kullanarak görsel açıdan aynı ürünleri kopyaladığını, davalıların TTK’nın 55.maddesinde yer alan haksız rekabet fiilini işlediğini, davalı şirketin, internet sitelerinde iddia ettikleri şekilde paye, diploma veya ödüle sahip olmadığı halde öyleymiş gibi davranarak kişilerin can ve mal güvenliklerini tehlikeye attıklarını, gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduğunu ve kişileri yanıltıcı fiiller sergilediğini, açıklanan nedenlerle davalıların marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet fiillerinin önlenmesine ve durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin diğer davalı şirketin çalışanı olduğunu, davacı ile davalı müvekkili arasında menfaat çatışması olduğunu, müvekkili tarafından davacının adına tescilli ürünleri kopyalanması, kullanılması, dağıtılması, satması gibi iş ve işlemlerinin bulunmadığını, dava dilekçesi ve eklerinde somut bir şekilde müvekkilinin belirtilen eylemleri gerçekleştirdiği, sanayi casusluğu anlamına gelecek şekilde eylemde bulunduğuna ilişkin hiçbir somut delil bulunmadığını, davacının, davalı müvekkili ile ilgili beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, somut bir delile dayanmadığını, davadaki tek doğru şeyin müvekkilinin davacı şirketin eski, davalı diğer şirketin yeni çalışanı olduğu, müvekkili tarafından davacı şirket adına tescilli hiçbir ürünü kopyalama, satma, ilan etme eylemlerinin bulunmadığını, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, işçinin iş akdinin bitmesinden sonraki dönemde oluşan haksız rekabet eyleminden doğan davada görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, diğer davalı … açısından açılan davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davacının kendisine ait olduğunu iddia ettiği tasarımların tescilsiz olduğunu, uzun yıllardır piyasada satıldığını, bu sebeple bu tasarımların toplumun malı olduğunu, bu tescilsiz tasarımlar ile ilgili talebin Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğini, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin zorunlu dava şartı arabuluculuğa tabi olduğunu, müvekkili şirketin motosiklet aksesuarları imalatı ve ithalatı yapan piyasada tanınan, saygın bir şirket olduğunu, müvekkilinin davacının hiçbir ürününü taklit etmediğini, hiçbir ürünün nitelikleri konusunda yanlış bilgi vermediğini, davacının, davalılar ile ilgili iddialarının gerçek dışı ve uydurma olduğunu, davacı şirketin ürünleri ve markasının tanınmış olmadığını, davacı vekilinin belirttiği dizliklerin ise müvekkili şirketin dizliklerinden farklı olduğunu, diğer davalı … tarafından davacı şirkete ait hiçbir bilgi, belge ve görüşün müvekkili ile paylaşılmadığını, TTK 55/3, 55/5, 56 ve 62’ye aykırı hiçbir fiili bulunmadığını, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; “Somut olayda davaya konu iddiaların dayanağının davacıya ait ticari sırları hukuka aykırı olarak ele geçirip kullanmak, sahte, kalitesi düşük ve gerekli sertifikaları bulunmadığı halde bulunduğu yönünde ticaret yapmak fiili olduğu ve TTK 55 md. kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bunun yanında marka hakkına tecavüz sayılması gereken hallerin 6769 sy. SMK’nun 29.md’sinde düzenlendiği, söz konusu düzenlemeye göre başkasına ait ticari sırları hukuka aykırı bir şekilde ele geçirilip kullanmak, sahte, kalitesi düşük ve gerekli sertifikaları bulunmadığı halde bulunduğu yönünde ticaret yapmak şeklindeki hareketlerin marka hakkına tecavüz oluşturmayacağı, münhasıran haksız rekabet olarak değerlendirilmesi” Mahkememizin görevsizliğine, dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, 6100 sayılı HMK’nun 20.maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi takdirde mhakememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtaratına, HMK’nun 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne gönderilmesine, karar verilmiştir.İlk Derece Mahkemesi tarafından 27.04.2023 tarihli ek karar ile; “Mahkememizce verilen görevsizlik kararının 31/03/2023 tarihi itibariyle kesinleştiği ve HMK’nın 20/1 maddesine göre kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmediği anlaşılmakla, HMK’nın 20/1 maddesine göre davanın açılmamış sayılmasına” karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bakırköy 2. FSHHM’nin 27.04.2023 tarih, 2021/571 E. 2021/170 K. sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurduklarını, mahkemece haksız rekabet davasının ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği yönünde karar verdiğini, dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmesi için taraflarına 2 haftalık süre verildiğini ancak bu kararın taraflarına tebliğ edilmediğini, tebliğ mazbatasını imzalamadan teslim alan olarak gösterilen kişinin şirket çalışanı olmadığını, evrakın kendilerine teslim edilmediğini, işbu tebligatın … Hukuk Ofisi çalışanı olmayan birine tebliğ edildiğini, bu hususun Tebligat Kanununa aykırı olduğunu, tebligat mazbatasında herhangi bir imzası da olmadığını, memur veya müstahdemlere tebligat yapılabilecek hallerde önce kendisine tebligat yapılacak şahsın şirketin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle yetkili şahıstan sonra gelen bir kimse olması gerektiğini, böyle bir kimsenin bulunmaması halinde bu durumun tebliğ mazbatasına belirtilmek suretiyle o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme tebligat yapılabilir demek olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Bakırköy 2. FSHHM’nin 2021/571 E. 2021/170 K. sayılı kararı ile mahkemenin görevsizliğine, dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli ve yetkili Bakırköy ATM’ye gönderilmesine, 6100 sayılı HMK 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkemeye başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiği, aksi takdirde mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtaratına karar verildiği, işbu kararın davacıya 16.03.2023 tarihinde tebliğ edildiği, yasal süresi içinde kanun yoluna başvurulmadığından görevsizlik kararının 31.03.2023 tarihi itibariyle kesinleştiği ve HMK 20/1 maddesine göre kesinleştiği tarihten itibaren 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmediği anlaşılmakla 27.04.2023 tarihinde HMK 20/1’e göre davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmüştür. İstinafa konu karar Bakırköy 2. FSHHM’nin 27.04.2023 gün 2021/571 E 2021/170 K. sayılı ilamıdır. Davacı tarafından mahkemece verilen ilk kararın usulüne uygun tebliğ edilmediği, tebliğ yapılan kişinin çalışanı olmadığı, tebligatın usulsüz olması sebebiyle istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesi talep edilmiştir. Davacı vekili adına yapılan tebligatta, matbu kaşe ile “Tüzel kişiliğin temsilcisi tebliğ anında adresinde bulunmaması … olması sebebiyle daimi işçisi/memuru/amiri … imzasına … tarihinde tebliğ edilmiştir.” şerhinin yer aldığı, tebligatın … adına tebliğ edildiği, tebliğ memurunun adının yer aldığı imzasının bulunmadığı, tebliğ tarihinin olmadığı görülmüştür. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 17. maddesine göre belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır. Aynı kanunun 23. maddesinde tebliğ mazbatasında bulunması gereken hususlar düzenlenmiş olup tebliğin nerede ve ne zaman yapıldığı, tebliğ memurunun adı soyadı ve imzasını ihtiva etmesi zorunludur. Somut olayda davacı vekili adına yapılan tebligatta matbu kaşe basıldığı, tebliğe çıkartılan kişinin tüzel kişi olmadığı, tebliğ tarihinin mevcut olmadığı, tebliğ memurunun imzasının yer almadığı tebliğin … adına tebliğ edildiği, tebliği alan … Tebligat Kanunu 17. maddeye göre davacı vekilinin daimi memur veya müstahdemlerinden biri olup olmadığı anlaşılamadığından, davacı adına yapılan tebligatın Tebligat Kanunu ve Tebligatın Uygulanmasına Dair Yönetmeliğe aykırı olduğundan, mahkemece usulsüz tebliğ baz alınmak suretiyle kararın kesinleştiğinden bahisle HMK 20/1 maddesine göre davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi açıklanan gerekçelerle yerinde değildir.Tüm bu nedenlerle davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulüne, Bakırköy 2. FSHHM’nin 27.04.2023 gün, 2021/571 E. 2021/170 K. sayılı davanın açılmamış sayılmasına dair kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile,2- Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 27.04.2023 gün , 2021/571 E., 2021/170 K. Sayılı Davanın Açılmamış Sayılmasına dair EK kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,-Dosyanın mahkemesine Gönderilmesine,3- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;3/a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,3/b-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 492 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 155,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 647 TL’nin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,3/c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,4- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 21/09/2023