Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/1179 E. 2023/894 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1179
KARAR NO: 2023/894
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 16/02/2023
NUMARASI: 2022/160 E. – 2023/45 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/09/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili talep dilekçesinde özetle; İstanbul 2.FSHHM 2018/553 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhinde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, tedbirin geçerli olduğu 08/09/2022 tarihinde gerçekleştirilen noter tespiti sonucunda davalı / şikayet edilenin tedbir kararına muhalefet ettiğinin tespit edildiğini ileri sürerek; davalı / şikayet edilenin HMK m.398 uyarınca cezalandırılmasını talep etmiştir Davalı şirket yetkilisi talimat mahkemesi aracılığı ile alınan beyanında özetle; Davacı şirketin hatırlamadığı bir tarihte kendi logolarını kullandıkları iddiası ile tespit yaptırdığını, kendisinin de 2015 ya da 2016 yılında Türk Patent Kurulundan almış olduğu ve tescil ettirdiği ismi kullandığını, bu ismi Türkiye Cumhuriyet yasalarının vermiş olduğu ve patent kurulunun onayı ile aldığı için halen de kullandığını, yasal olmayan hiçbir şeyin bulunmadığını, Türkiye Cumhuriyeti yasalarının verdiği bir hakkın, bir Alman şirketi tarafından kullanılmasına engel olunmasına rızasının bulunmadığını, hakkı olan şeyi kullandığını, sonuna kadar da kullanacağını beyan etmiştir. İlk derece mahkemesince; “İstanbul 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 16/02/2023 tarihli 2022/160 E- 2023/45 K sayılı kararıyla; Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 7251 sayılı Kanun ile iptal edilen 6100 sayılı HMK’nın 398. maddesinin 1 numaralı fıkrasının birinci cümlesi yeniden kanuna eklenmiş ise de, Anayasa Mahkemesinin iptal kararında da belirtildiği üzere, ihtiyati tedbire muhalefet dolayısıyla verilecek disiplin hapsi yönünden yapılacak yargılamadaki usul ve esaslar ile başvurulması mümkün kanun yolları yönünden belirli ve öngörülebilir nitelikte olmadığı, disiplin hapsinin suç karşılığı uygulanan hapis cezası niteliğinde olmadığı, hukuk mahkemesi olarak ceza yargılaması ile tespit edilebilecek olguların hukuk mahkemesince tespit edilebilmesinin mümkün olmadığı, kanun yollarına ilişkin belirsizliğin yanı sıra sanık olarak davetiye gönderilen şirket yetkililerinin ihtiyati tedbirin uygulanmadığı iddiasına dayalı olarak ne derecede sorumluluklarının bulunup bulunmadığının tespitinin ancak etkin bir soruşturma ve kovuşturma kapsamında tespit edilebileceği, Anayasa Mahkemesinin 11.07.2018 tarih ve 30692 sayılı RG.yayınlanan 2018/1 Esas-2018/83 Karar sayılı ilamı ve dosya kapsamı bir arada değerlendirildiği gerekçesiyle; davalı şirket yetkilisi hakkında ceza verilmesine yer olmadığına, ” karar verilmiştir. Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili markasının ciddi bir tarihi olduğunu, Türklerin de oldukça yoğun olarak ikamet ettiği özellikle Avrupa çapında ve de dünya çapında tanınmış bir marka olduğunu, ülkemizde de ayrıcalıklı olarak korunması gerektiğini, davalının iki ayrı işyerinde müvekkilinin tanınmış marka ve logosunu tabelalarında ve tanıtım materyallerinde birebir kullandığını, İstanbul 2. FSHHM’de açtıkları markaya tecavüzün önlenmesi davasında, mahkemeden teminat karşılığında tedbir kararı aldıklarını, ihtiyati tedbir kararının uygulandığını, davalı aleyhine Fethiye 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açtıkları marka hükümsüzlüğü davasında birleştirme kararı verildiğini, mahkemece alınan bilirkişi raporunda hükümsüzlük koşullarının oluştuğunun tespit edildiğini, Fethiye 8. Noterliği aracılığıyla yapılan tespitte davalının tedbire aykırılık fiilinin tespit edilerek tutanak altına alındığını, davalının talimat ile alınan beyanında fiilen kullandığını kabul ettiğini, davalı şirket yetkilisinin tedbire muhalefet ettiğinin sabit olmasına ve disiplin hapsi cezası verilmesi gerekmesine rağmen, mahkemece karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak disiplin hapsi cezasına hükmedilmesini talep etmiştir. Davacı tarafça davalının İstanbul 2. FSHHM’nin 2018/553 Esas sayılı dosyasında verilen ihtiyati tedbir kararına muhalefet ettiğinden bahisle, davalı şirket yetkilisi … aleyhine disiplin hapsi cezası verilmesi talep edilmiş, ilk derece mahkemesince karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. 6100 Sayılı HMK 341/1 maddesinde “istinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlığı altında; “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği” düzenlenmiştir. Tedbire Muhalefetin Cezasını düzenleyen HMK 398/1. Madde de, ihtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin emre uymayan veya tedbir kararına aykırı davranan kimsenin, ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren altı ay içerisinde şikayet edilmesi halinde altı aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılacağı, maddenin devamında şikayet ve yargılama usulünün düzenlendiği anlaşılmıştır. HMK 389/5 maddesinde, mahkemece disiplin hapsi ile cezalandırma yada şikayetin reddine karar verilmesi üzerine; “Tarafların, kararın tefhim veya tebliğinden itibaren bir hafta içinde karara itiraz edebilir. İtirazı, o yerde hükmü veren mahkemenin birden fazla dairesinin bulunması halinde, numara olarak kendisinden sonra gelen daire; son numaralı daire için bir numaralı daire; o yerde hükmü veren mahkemenin tek dairesi bulunması halinde en yakın yerdeki aynı düzey ve sıfattaki mahkeme inceler. ” hükmü gereğince itiraz edilebileceği, HMK 389/6. Madde gereğince de itiraz üzerine verilecek kararların kesin olduğu düzenlenmiştir.Yukarıda aktarılan yasal düzenlemeler dikkate alındığında, ihtiyati tedbire muhalefet iddiasıyla yapılan şikayet üzerine verilen kararlara karşı istinaf yolu kapalı olduğundan, istinaf başvurusunun HMK 352, 341/1 ve 389/6. Madde gereğince usulden reddine, karara karşı itiraz yolu açık olmakla usuli işlemlerin yürütülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 352, 341/1 ve 389/6. Madde gereğince USULDEN REDDİNE, – Dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 2- İstinaf talebinin esası incelenmediğinden davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine İADESİNE,3- 6100 Sayılı HMK’nın 326/1. maddesi gereğince davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4- 6100 Sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- 6100 Sayılı HMK’ nun 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE, Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 352 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nun 398/1. maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.14/09/2023