Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/1076 E. 2023/787 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1076 Esas
KARAR NO: 2023/787
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/04/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2023/249 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/07/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “…Müvekkil Şirket … Ltd. Şti 1989 yılında kurulmuş ve bünyesinde 1921’de Amerika’da kurulmuş olan …’yı da barındıran ve marka değeri yüksek olan köklü bir şirkettir. Gebze Pelitli Bölgesi’nde 14.000 m² alan üzerinde, 60.000 Ton/Yıl/1 vardiya kapasitede üretim hacmine sahip olan …, uluslararası standartlardaki modern tesislerinde, 100 yıllık bilgi birikimi ve tecrübenin verdiği güçle, tam otomasyon sistemiyle, otomotiv, endüstriyel, tekstil, inşaat, demiryolları, tarım, metal, enerji, plastik, makine, havacılık ve savunma sanayi sektörlerine yönelik yüksek performanslı madeni yağlar, gresler ve oto bakım ürünlerini …, …, … ve … markalarıyla yerli olarak üretimini gerçekleştirmektedir. Müvekkil şirket …, bugün geldiği noktada 300’den fazla ürün çeşidi, 700’den fazla ambalaj çeşitliliği ile ülke ekonomisine değer katmaktadır.Müvekkil şirket … ve işbu davanın konusunu oluşturan çekin keşidecisi … Tic A.ş. (…) (“…”) arasında yıllardır süre gelen ve cari hesap sistemi ile işleyen yüksek miktarda meblağa konu ticari ilişki bulunmaktadır. Çek keşidecisi şirket tarafından ticari ilişki kapsamında cari hesaba istinaden, müvekkil şirkete … Bankası Pınarhisar Şubesi’ne ait 1.000.000TL bedelli, … nolu, 25.02.2023 tarihli çek keşide edilmiştir. Ancak bu çek, çek arkasında lehtar müvekkil şirketin cirosu mevcut olmadan kaybolmuş/çalınmış, müvekkil şirketin rızası hilafında elinden çıkmıştır. Bunun üzerine müvekkil şirket tarafından söz konusu çeke ilişkin olarak Pınarhisar Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2022/315 E. numaralı dosyası ile zayi sebebiyle çek iptali için dava ikame edilmiştir. 07.11.2022 tarihinde dava konusu çeki eline geçirenlerin muhatap bankaya ibrazı halinde çekin karşılığının ödenmemesi yönündeki ihtiyati tedbir talebimiz kabul edilmiştir. Hukuki süreç devam ederken, davacı müvekkil şirket tarafından işbu davanın davalıları hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na resmi belgede sahtecilik, hırsızlık ve dolandırıcılık suçları ile ilgili olarak suç duyurusunda bulunulmuştur. Sayın Mahkemenizin de malumu olduğu üzere, aralarında işbu dava davalısı olan kötü niyetli hamil …’in de bulunduğu şüpheliler, müvekkil şirketin lehtarı olduğu çeki her nasılsa ele geçirip gerçekte müvekkil şirket ile hiçbir ticari ve alacak-borç ilişkisi bulunmayan 3. kişilere müvekkil şirketin kaşe ve imzasının taklit edilmesi yoluyla tedavül ettikleri, bu eylemleri ile müvekkil şirket ve başkaca kişi ve kurumları da mağdur ettikleri, böylece TCK’nın resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık ve hırsızlık ile sair hükümlerine uyan eylemler ile suç fiilini gerçekleştirdikleri görülecektir. İşbu soruşturma İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2023/51618 Sor. Numaralı dosyası üzerinden devam etmektedir. Öte yandan İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/955 E. sayılı dosyası ile de müvekkil şirket aleyhine çek keşidecisi tarafından ihtiyati tedbir talepli menfi tespit davası açılmıştır. Anılan dosya kapsamında alınan 20.12.2022 tarihli ara karar ile 200.000,00 TL tutarında teminat yatırılmış ve ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile … Bankası Pınarhisar Şubesi muhataplı … seri numaralı 25/02/2023 ibraz tarihli 1.000.000,00 TL çekin yalnızca müvekkil şirket yönünden sonuç doğuracak şekilde icra takibine konu edilmemesine; ilgili İcra Müdürlüğü’ne ve muhatap banka şubesine yazı yazılmasına karar verilmiştir.Dava konusu çeke ilişkin olarak hukuki süreç devam ederken çek keşidecisi … şirketi, ibraz tarihi olan 25.02.2023 Cumartesi tarihinden sonra, 27.02.2023 Pazartesi günü çekin kimliğini bilmediğimiz kişiler tarafından … Bankası Laleli Şubesine takasa verildiğini bildirmiş ve işbu dilekçemiz ekinde sunulan çek görüntüsünü tarafımıza iletmiştir. Söz konusu çek sureti incelendiğinde ekte sunulan müvekkil şirket yetkileri …, … Ve …’a ait imza sirkülerinden de gözle görülür bir şekilde farkedileceği üzere, çekin arkasında müvekkil şirkete ait sahte kaşe ve sözde şirket yetkilisine ait sahte imza ile hukuka uygun bir ciro zincirinin bulunmadığı görülmektedir. Önemle belirtmek isteriz ki, ciro silsilesinde yer alan tüzel ve gerçek kişiler, müvekkil şirket … ile hiçbir şekilde ticari ilişkisi veya borç-alacak ilişkisi olmayan kimselerdir. İşbu dava davalılarından kötü niyetli hamil … tarafından aralarında lehtar müvekkil şirketin de bulunduğu ve dava konusu çekte imzası bulunan düzenleyen ve cirantalar aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatılmıştır. İşbu takibe ilişkin ödeme emri müvekkil şirkete 20.03.2023 tarihinde tebliğ edilmiş olup, takip kapsamında tarafımızca İstanbul 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2023/387 E. sayılı dosyası üzerinden gerek yetkiye gerekse imzaya itiraz edilmiştir. Yapmış olduğumuz yetki itirazı uyarınca İstanbul 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 24.03.2023 tarih 2023/387 E., 2023/255 K. sayılı kararı ile takibin müvekkil şirket yönünden iptaline, varsa bu ödeme emrine dayanılarak konulan hacizlerin kaldırılmasına, karar kesinleştikten sonra istem üzerine dosyanın müvekkil şirket yönünden ayırma kararı verilerek yetkili icra dairesi olan Pınarhisar Nöbetçi İcra Müdürlüğü’ne gönderilmesine karar verilmiştir. Dava konusu edilen çeki ele geçiren kişi/kişiler tarafından, son ciranta olarak gözüken kötü niyetli davalı … menfaatine olacak şekilde ciro zinciri oluşturulmuştur. Dava konusu çek üzerinde yer alan kaşe ve imza müvekkil şirket …petrol’e ait değildir. Kötüniyetli davalı …elinde bulunan çek lehtar müvekkil şirketin rızası hilafına kaybolmuş/çalınmıştır. İşbu çekin arkasında yer alan ve lehtar müvekkil şirkete ait olduğu iddia edilen imza ve kaşe müvekkil şirkete ait olmayıp, dava konusu çeki çalan/ele geçiren kimseler tarafından lehtar müvekkil şirketin kaşe ve imzasının taklit edilmesi suretiyle sahte bir ciro silsilesi yaratılmış ve dava konusu çek tedavüle sokulmuştur. … Bankası Pınarhisar Şubesi’ne ait 1.000.000 TL bedelli, … nolu, 25.02.2023 keşide tarihli çekte lehtar müvekkil şirketin kaşe ve imzasının sahte olması, dolayısıyla lehtar tarafından tedavüle sokulan bir çek bulunmaması nedeniyle kambiyo vasfını haiz değildir ve hükümsüzdür. Müvekkil şirket …’ün, çekin arkasında ciro silsilesinde yer alan ve işbu dava davalıları ile herhangi bir ticari ilişkisi mevcut değildir. Dava konusu edilen ve lehtar …’ün eline geçmeden kaybolan çek, davalı tarafından veya davalı menfaatine hareket eden gerçek/tüzel kişi veya kişilerce bulunmuş ve sahte kaşe-imza ile ciro silsilesi oluşturulmuştur. Lehtar müvekkil şirketin cirosuna dikkat edilecek olursa ekte yer alan imza sirkülerinden de anlaşılacağı üzere müvekkil şirketi münferiden temsile yetkili olan şirket müdürleri; …, … ve … tarafından dava konusu çekin tedavüle sokulmamış olduğu anlaşılacaktır. Müvekkil şirket …’ün merkezi … Mah. … Sk. … Plaza … Blok No: … Ataşehir/İstanbul olmakla birlikte, esasen şirketin merkezine ait bir kaşesi bulunmamaktadır. Zira müvekkil şirketin finansal operasyonları şirket fabrikasının bulunduğu “… Mah. … Sok. No:… Gebze/Kocaeli” şubesinden yürütülmekte olduğundan şirket müdürleri her tür ticari işlemlerinde “… Mah. … Sok. No:… Gebze/kocaeli” adresinin bulunduğu şirket kaşesini kullanmaktadır. Neticede lehtar şirketin imza ve kaşesi taklit edilerek dava konusu çek bir çok defa ciro edilmiştir. İlk cironun lehtara ait olmaması sebebiyle ciro silsilesinin bozulmuş, bir diğer ifade ile dava konusu çek kambiyo vasfını yitirmiştir. davalı … tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası üzerinden daha icra takibine konu edilmiştir. Her ne kadar işbu takip İstanbul 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 24.03.2023 tarih 2023/387 E., 2023/255 K. sayılı kararı ile müvekkil şirket yönünden iptal edilmişse de, davalılardan …’in talebi halinde takibin müvekkil şirket aleyhine yetkili Pınarhisar İcra Müdürlüklerinde devam etmesi olasılığı yahut yeni bir icra takibi başlatılması olasılığı ile müvekkil şirket hakkında ihtiyati haciz uygulanması olasılığı çok yüksektir. Böylece dava konusu çeki ele geçirmiş olan kötü niyetli kişi ve kişiler tarafından, özellikle de kötü niyetli hamil … tarafından haksız bir şekilde tahsilata girişilmesi kuvvetle muhtemeldir. Huzurdaki tedbir talebimizin reddedilmesi halinde müvekkil şirkete hukuka aykırı bir şekilde hacizler uygulanabilecek, müvekkil şirket hakkında ihtiyati haciz kararı aldırılabilecek ve nihayetinde kötü niyetli hamil sebepsiz zenginleşmiş olacaktır. Haklılığımız sabitlenip istirdata karar verilinceye kadar da kötü niyetli müstakbel hamil nezdinde istirdat kabiliyetimiz kalmayacaktır. Bu nedenle tedbir talebimizin kabulü ile ileride telafisi mümkün olmayan zararların önüne geçebilmek adına dava konusu ziraat bankası pınarhisar şubesi’ne ait 1.000.000TL bedelli, … nolu, 25.02.2023 ibraz tarihli çek için davalıların icra takibi başlatılmasının engellenmesi ve başlatılacak olası bir icra takibinin durdurulması adına makul bir teminat karşılığı iik m. 72/2 gereği ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ederiz. Yukarıda kısaca arz ve izah ettiğimiz ve mahkemenizce re’sen nazara alınacak nedenlerle dava konusu edilen … Bankası Pınarhisar Şubesi’ne ait 1.000.000TL bedelli, … nolu, 25.02.2023 ibraz tarihli çek ile ilgili olarak her türlü tazminat ve fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla; dava dilekçesinde izah edilen nedenlerle; Öncelikle … Bankası Pınarhisar Şubesi’ne ait 1.000.000TL bedelli, … nolu, 25.02.2023 ibraz tarihli çek için icra takibi başlatılmasının engellenmesi ve başlatılacak olası bir icra takibinin durdurulması adına makul bir teminat karşılığı İİK 72/2. gereği ihtiyati tedbir kararı verilmesine, sonrasında Sayın Mahkemenizce yapılacak ticari defter incelemeleri ve yargılama neticesinde; … Bankası Pınarhisar Şubesi’ne ait 1.000.000TL bedelli, … nolu, 25.02.2023 ibraz tarihli çek çek ile ilgili olarak müvekkil şirketin davalılara borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirketler üzerinde bırakılmasına karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesinin 25/04/2023 tarihli ara kararıyla; “davacının açmış olduğu iş bu menfi tespit davasının icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olduğu, İİK 72/3 gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin menfi tespit davasından önce başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilmesi talebinin İİK 72/3 gereği reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Müvekkili Şirket … Tic. Ltd. Şti ile işbu davanın konusunu oluşturan çekin keşidecisi … San. Ve Tic A.Ş. (“…”) arasında yıllardır süre gelen ve cari hesap sistemi ile işleyen yüksek miktarda meblağa konu ticari ilişki bulunduğunu, keşidecinin müvekkili şirkete … Bankası Pınarhisar Şubesi’ne ait 1.000.000TL bedelli, … nolu, 25.02.2023 tarihli çek keşide edildiğini ancak bu çekin çek arkasında lehtar müvekkili şirketin cirosu mevcut olmadan kaybolduğunu, çek iptali için davasının ikame edildiğini ve 07.11.2022 tarihinde dava konusu çeki eline geçirenlerin muhatap bankaya ibrazı halinde çekin karşılığının ödenmemesi yönündeki ihtiyati tedbir taleplerinin kabul edildiğini, soruşturmanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2023/51618 Sor. Numaralı dosyası üzerinden devam ettiğini, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/955 E. sayılı dosyası ile de müvekkili şirket aleyhine çek keşidecisi tarafından ihtiyati tedbir talepli menfi tespit davası açıldığını ve anılan dosya kapsamında alınan 20.12.2022 tarihli ara karar ile 200.000,00 TL tutarında teminat yatırıldığını ve ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile … Bankası Pınarhisar Şubesi muhataplı … seri numaralı 25/02/2023 ibraz tarihli 1.000.000,00 TL çekin yalnızca müvekkili şirket yönünden sonuç doğuracak şekilde icra takibine konu edilmemesine; ilgili İcra Müdürlüğü’ne ve muhatap banka şubesine yazı yazılmasına karar verildiğini, çekin takasa verildiğinin öğrenilmesi üzerine çek incelendiğini ancak imzaların kendilerine ait olmadığının anlaşıldığını, işbu davanın davalılarından kötü niyetli hamil … tarafından aralarında lehtar müvekkili şirketin de bulunduğu ve dava konusu çekte imzası bulunan düzenleyen ve cirantalar aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığını, anılan takibe karşı taraflarınca İstanbul 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2023/387 E. sayılı dosyası üzerinden gerek yetkiye gerekse imzaya itiraz edildiğini, yetki itirazı uyarınca İstanbul 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 24.03.2023 tarih 2023/387 E., 2023/255 K. sayılı kararı ile takibin müvekkili şirket yönünden iptaline karar verildiğini, davalı … tarafından müvekkili şirket aleyhine başlatılmış olan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibi, İstanbul 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 24/03/2023 tarihli 2023/387 E., 2023/255 K. sayılı ilamı ile müvekkili şirket yönünden iptal edildiğini, İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/249 E. Sayılı dosyası ile ikame edilen menfi tespit davası, 06/04/2023 tarihinde ikame edildiğini, dolayısıyla müvekkili şirket yönünden derdest bir takip bulunmadığından İcra takibinden önce açılmış bir menfi tespit davası bulunduğunu, müvekkili şirketin ihtiyati tedbir talebinin dayanağını oluşturan hukuk kuralının İİK m. 72/2 olup, yetkili icra müdürlüğünde başlatılması kuvvetle muhtemel olan yeni bir icra takibinin önlenmesi ve durdurulmasının amaçlandığını, ihtiyati tedbir taleplerinin reddine dair ara kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına ve dava konusu … bankası pınarhisar şubesi’ne ait 1.000.000tl bedelli, … nolu, 25.02.2023 ibraz tarihli çek için icra takibi başlatılmasının engellenmesi ve başlatılacak olası bir icra takibinin durdurulması adına makul bir teminat karşılığı İİK m. 72/2 gereği ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosya ile başlatılan icra takibi, davacı yönünden icra dairesinin yetkisizliğine karar verilmiş olsa da davacı tarafından açılan menfi tespit istemli davanın icra takibinden sonra açıldığı gerçeğini değiştirmediğini, bu nedenle İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasının davacı şirket yönünden iptaline karar verilmiş olmasının ve hali hazırda davacı yönünden derdest bir icra takibi bulunmamasının işbu davanın icra takibinden önce açılan menfi tespit davası olarak kabul edilmesinin hukuken mümkün olmadığını davacının istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava; İİK’nın 72. maddesinden kaynaklanan, takibe konu senedin sahteliği ve borç bulunmadığı iddiasına dayanan menfi tespit istemine ilişkindir. Uyuşmazlığa konu talep; davacının ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulması talebinin reddine dair verilen ilk derece mahkemesinin kararının yerinde olup olmadığına ve davanın icra takibinden önce mi icra takibinden sonra mı açıldığına ilişkindir. İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389. ve devamı maddelerinde belirtilmiştir. Menfi tespit davasının icra takibine etkisi ise 2004 Sayılı İİK’nın 72. maddesinde özel olarak düzenlenmiştir. İİK’nın 72/3. uyarınca, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında özel düzenleme gereğince, ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, Mahkemeden ihtiyati tedbir yolu ile icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir, ihtiyati tedbirin şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında talebin kabulüne veya reddine karar vermede taktir hakimindir. İİK m. 72/2; icra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir, İİK m.72/3; icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir hükmünü haizdir. İhtiyati tedbirin şartları HMK m.389 ” (1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. (2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmünü haizdir. Kanun koyucu, düzenlemeler yaparken hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan ölçülülük ilkesiyle bağlıdır. Bu ilke ise “elverişlilik”, “gereklilik” ve “orantılılık” olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır. “Elverişlilik”, başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, “gereklilik” başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç bakımından gerekli olmasını, “orantılılık” ise başvurulan önlem ve ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken ölçüyü ifade etmektedir. Bir kurala uyulmaması sebebiyle kanun koyucu tarafından öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında da “ölçülülük ilkesi” gereğince makul bir dengenin bulunması zorunludur. Dosya kapsamına göre; davacı tarafa İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, anılan takibe karşı davacı tarafından İstanbul 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2023/387 E. sayılı dosyası üzerinden gerek yetkiye gerekse imzaya itiraz edildiği, yetki itirazı uyarınca İstanbul 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 24.03.2023 tarih 2023/387 E., 2023/255 K. sayılı kararı ile takibin davacı şirket yönünden iptaline karar verildiği, İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/249 E. Sayılı dosyası ile ikame edilen menfi tespit davası, 06/04/2023 tarihinde ikame edildiği, dolayısıyla davacı yönünden dava tarihi itibariyle geçerli bir icra takibinin bulunmadığı, geçerli ve devam eden bir icra takibi bulunmaması nedeniyle davanın İİK 72/2. kapsamında icra takibinden önce açılan menfi tespit davası olarak kabul edilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Bu kapsamda tedbir talebinin değerlendirilmesi gerektiğinden İİK 72/2. ve 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik sebebiyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu, işbu davanın icra takibinden önce açılmış menfi tespit davası olması, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi için kesin bir ispat aranmayıp yaklaşık ispatın yeterli olduğunun kabul edilmesi nedeniyle ve incelenen bu aşamadaki mevcut derdest dava dosya kapsamına göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2023/51618 Sor. Numaralı dosyası üzerinden soruşturmanın ve senedin sahteliğine ilişkin yargılamanın devam ettiği, İİK 72/2. maddesi gereğince söz konusu ihtiyati tedbir talebinin kabulü için yasaca aranan gerekli ve yaklaşık ispata yeterli koşulların bulunduğu sonucuna varıldığından,Yukarıda açıklanan hususlar gereğince, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kaldırılmasına ancak tespit edilen eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacının tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2- İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/04/2023 tarih, 2023/249 E. sayılı ara kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, 3- Davacının İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN KABULÜ ile; 2004 Sayılı İİK’nın 72/2. maddesi gereğince borçlu tarafından gecikmeden doğan zararları karşılamak ve toplam alacağın %15’i oranında nakdi veya süresiz kesin banka teminat mektubu teminat karşılığında uyuşmazlık konusu çekle sınırlı olarak başlatılacak/ başlatılan takiplerinin dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına, 4- İhtiyati tedbire ilişkin karar uygulamasının ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 5- 6100 Sayılı HMK’nın 393/1. maddesi gereğince iş bu kararın tebliğinden itibaren 1 hafta içinde tedbirin uygulanması için başvurulması aksi halde tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılacağının ihtarına, 6- Davacı tarafından peşin alınan 179,90 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde, kendisine iadesine, 7- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 492,00 TL istinaf yoluna başvurma harcının, davalılardan müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, 8- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 9- 6100 Sayılı HMK’nın 302/5. maddesi gereğince kararın tebliği ve harç tahsil işlemleri ile tedbir kararının infazının ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına, 10- 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3. maddesi gereğince kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 13/07/2023