Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/1055 E. 2023/742 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1055 Esas
KARAR NO: 2023/742
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/03/2023
NUMARASI: 2022/250 E. – 2023/215 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/07/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin fabrika inşaatı organize sanayi bölgesi sınırları içerisinde yer aldığını ve fabrika binası yatırım teşvik belgesi ile inşaa edildiğini, inşaat tamamlandığında iskan işlemleri için organize sanayi bölgesi yönetimine başvurduğunu, davalı organize sanayi bölgesi yönetiminin de iskan prosedürlerini tamamlayarak müvekkili şirkete yönelik fatura düzenlendiğini ve ilgili faturayı dilekçe ekinde sunduğunu ve iskan belgesini teslim alabilmeleri bakımından bu ödemenin yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin bu faturaya istinaden 31/01/2020 tarihli 31.250 TL bedelli, 28/02/2020 tarihli 31.250 TL bedelli, 31.03.2020 tarihli 31.250 TL bedelli ve 30/04/2020 tarihli 30.894 TL bedelli olmak üzere dört adet senet düzenleyerek yönetime teslim ettiğini, ilk senedin ödendiğini, diğer senetlerin pandemi nedeniyle ödenemediğini, bu süreçte müvekkili şirketin bu hususta araştırmalar yaptığını ve kanunen bu harçtan muaf olduğuna kanaat getirdiğini ve yönetim ile tekrar iletişime geçmek suretiyle yatırım teşvik belgesi ile bu inşaatı yaptıklarını ve harçlardan muaf olduklarını izah ettiğini, ancak, davalı yönetimin bu hususu kabul etmeyerek müvekkili şirket aleyhine icra takibi yönelttiğini, yatırım teşvik belgesi kapsamında inşa edilen yapı ve tesisler için imar mevzuatı gereğince belediyelerce alınması gereken imar ile ilgili harçlara ilişkin istisna uygulaması bulunmakta olduğunu beyan etmiş ve sonuç olarak, öncelikle teminat mukabili olarak tedbiren durdurularak müvekkili için telafisi güç zararların doğmaması adına ivedilikle ihtiyati tedbire karar verilmesini, davanın kabulüne ve icra takibinin iptaline, Müvekkili şirketin davalı yönetime borcunun olmadığının tespitinin yapılmasına ve senetlerin iadesine, kötü niyetli davalının %20 tazminata mahkum edilmesine, davanın ivedilik gerektirdiğinden bu taleplerinin arabuluculuğa başvuru bakımından zorunluluk gerektiriyorsa bu taleplerinin değerlendirilmemesine, yargılama giderlerinin ve hükmedilecek vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava şartı olan zorunlu arabuluculuk yoluna başvurmaksızın huzurdaki davayı açtığını, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi gerektiğini, borçlu olmadığı iddiasını bono kuvvetinde yazılı delille ispatlamayan davacının davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, huzurdaki davada ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını, bir an için aksi düşünülse dahi ihtiyati tedbir kararının, alacağın %115 miktarındaki tutarının depo edilmesi şartına bağlı tutulaması gerektiğini, davacının haksız ve mesnetsiz olarak ikame ettiği davanın öncelikle zorunlu arabuluculuk şartı yerine getirilmediğinden ve zamanaşımı nedeniyle öncelikle usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine, huzurdaki davanın müvekkilinin senede dayalı alacağının tahsilini sürüncemede bırakmak amacıyla açıldığından kötü niyetli davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, davacı tarafından yaklaşıl ispat koşulu sağlanmadığından haksız ve mesnetsiz ihtiyati tedbir talebinin reddine, mahkeme aksi kanaatte ise İİK md 72/3 gereği ihtiyati tedbir kararının alacağın % 115 tutarındaki miktarın depo edilmesi şartına bağlanmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Davacı vekili 22/03/2023 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini beyan etmiştir. Davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinden, davadan feragat etmeye yetkisinin bulunduğu görülmüştür. Feragat, HMK md. 307 vd. maddeleri uyarınca davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi anlamında olup, karşı tarafın veya mahkemenin kabulüne bağlı değildir. Feragat, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Feragat kayıtsız ve şartsız olarak yapılmalıdır. Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının feragatinin usul ve yasaya uygun olması sebebiyle davanın feragat nedeniyle reddine, davalının kötü niyet tazminatı talebinin, davacının tedbir ile takibin durdurulması talebinin kabul edilmemesi sebebiyle şartları oluşmadığından reddine,” karar verilmiştir.İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/03/2023 tarihli, 2022/250 E. Ve 2023/215 K. Sayılı kararı ile davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş olup, davacı tarafça feragat kararını veren İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/250 E. Sayılı dosyasına 26/04/2023 tarihinde feragatin iptali talepli dilekçe sunulmuş, İlk derece mahkemesince 03/05/2023 tarihli ek karar ile “…Davacı tarafın tacir olduğu ve basiretli davranma yükümlülüğü bulunduğunu, Davacı taraf tacir olup, basiretli davranma yükümlülüğü bulunmaktadır. Somut olayda taraflar aralarında yaptıkları protokol ile anlaşmaya varmışlardır. Protokol taraf vekilleri tarafından imzalandığına göre, anlaşma sırasında tarafların vekillerinden hukuki yardım aldığının da kabulü gerekir. Davacı talebinde aldatma veya korkutmaya ilişkin davalı tarafın herhangi bir eyleminden bahsetmemiş; bu hususta herhangi bir delil de sunmamıştır. Böyle bir durumda basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunan davacının yanılma, aldatma veya korkutma hallerinden birine başvurması mümkün değildir.” şeklinde gerekçe ile feragatin iptali talebinin reddine karar verilmiştir.-Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;-Davalı taraf ile müvekkili şirket arasında davalı tarafça yapılan baskı üzerine müvekkili şirketin, dava dosyasından feragat ettirildiğini, akabinde de aralarında yapılmak zorunda kalınan protokole yine davalı tarafından uyulmadığını, feragat edilmesinin esasen hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, protokolde kiracıya uygunluk verilmesinin şartı olarak davanın geri çekilmesi ve ödemenin yapılması hususunun açıkça belirtildiğini, irade sakatlığının tam da bu noktada olduğunu, tehdit eyleminin illa ki fiziken yapılmasının gerekmediğini, hukuken zorunlu bırakılmak suretiyle gerçekleşmesinin de bir irade sakatlığı olduğunu, icra dosya kapak hesabının 160.000 TL civarı olduğu halde yine Organize Sanayi Bölgesi Yönetimince müvekkilinin zorunlu kılınmak suretiyle 190.000 TL civarı bir ödeme yapıldığını, borçlu olmadığı bir ödemeyi yapmak zorunda kalan müvekkili şirketin Organize Sanayi Bölgesi Yönetimine yaklaşık 30.000 TL de fazladan ödeme yaptığını, protokolün davalı tarafça bozulması hususunun ise, müvekkilu şirketin icra dosyası sürecinde fabrika binasına davalı tarafça gelinerek suni deri topları ve taşınır malları haczedildiğini, yediemin deposuna kaldırıldığını, müvekkili şirketin davalı taraf yönetimine ”kendilerince belirledikleri ve dosyaya dahi sunmadıkları icra masrafları adı altında 30.000 TL fazladan ödeme yapmış olmasına rağmen” yediemine gerekli ödemeyi yapmadıkları için malların iadesini alamadığını, ilgili ödemeyi yapması için yine müvekkili şirketi zorladıklarını ve bu husus ile ilgilenmediklerini, yedieminin de haklı olarak ödemeyi almadan depoyu açmam ve malları teslim etmem dediğini, bu suretle de protokolün davalı tarafça bozulduğunu, protokol ile tarafların birbirlerini her türlü ödeme masraf dosya ücretinden ibra ettiklerini, davalı tarafça bu maddeye uyulmadığını ve müvekkili şirketten tekrar ödeme talep edildiğini, müvekkili şirketin davalı yönetim tarafından ruhsat ve belirli belgeleri teslim almak için şart koşulan feragat ve ödemeyi yapmak zorunda kaldığını, feragatin iptaline karar verilerek yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.-Davalı vekili istinaf cevap dilekçesinde özetle; davacının feragatin iptali talebiyle İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/292 E. sayılı dosyasından da dava ikame etmiş olup derdesttir. Feragatin iptali şartlarının oluşup oluşmadığı İstanbul 14. Asiye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/292 e. sayılı dosyasından görüldüğünü, derdestlik hususlarının dikkate alınması gerektiğini, taraflar ve vekilleri arasında görüşülüp anlaşılan ve taraf vekillerince onaylanıp imzalanan 22.03.2023 tarihli protokol uyarınca, İstanbul 4. İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra takibine konu 190.000,00 TL tutar ile davacı Napa şirketi adına tahakkuk ettirilmiş bakiye 132.405,17 TL aidat borcu olmak üzere toplamda 322.405,17 TL borcun alacaklı OSB’ye ödenmesi ve …şirketince İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/250 E. sayılı dosyasından haksız olarak açılan menfi tespit davasından feragat ve feragat kabul dilekçelerinin karşılıklı sunulmasına müteakip OSB tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra dosyasına haricen tahsil bildiriminde bulunulacağı ve davacı … şirketine ait “… Mah. …Sok. No:… …, Lüleburgaz/KIRKLARELİ (… ada, … parsel)” adresinde mukim taşınmazı için satış ve/veya kiralama için uygunluk yazısı verileceği hususlarında sözleşme serbestisine uygun olarak anlaşıldığını, protokole binaen davacı Napa tarafından ilgili ödemeler yapıldığını ve İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/250 E. sayılı dosyasından feragat dilekçesi sunulduğunu, OSB tarafından da feragat kabul dilekçesi sunulmuş ve akabinde İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra dosyasına haricen tahsil bildiriminde bulunularak dosya haricen kapatıldığını, müvekkili OSB’nin yönetim kurulu toplanarak 28/03/2023 tarihli ve 2023/13 K. Sayılı yönetim kurulu kararı ile davacı … şirketine ait “… Mah. …Sok. No:… …, Lüleburgaz/KIRKLARELİ (… ada, … parsel)” adresindeki taşınmazı için satış onay kararı alınmış ve yine aynı tarihte Lüleburgaz Tapu Müdürlüğü’ne bahse konu satış onay yazısını yazdığını, İşbu satışa onay akabinde söz konusu taşınmaz davacı … şirketi tarafından … AŞ.’ye 04.04.2023 tarihinde 237.000.000,00 TL bedelle satıldığını, müvekkili şirketin taraf vekilleri arasında elektronik imza ile imzalanan 22.03.2023 tarihli protokol uyarınca üstlendiği tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, davacı taraf muhafaza altına alınan malların kendisine verilmediğini beyan etse de, müvekkili şirketin protokol hükümlerine uygun olarak İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra dosyasına haricen tahsil bildiriminde bulunularak dosyayı haricen kapattığını ve bu konuda üzerine düşen tüm yükümlülüğü yerine getirdiğini, icra dosyasının talimatı ile çıkılan Lüleburgaz … İcra Müdürlüğü’nün … Tal. dosyasındaki haciz tutanakları ile de sabit olduğu üzere, … isimli yedieminin defaatle yedieminlik ücreti talep ettiğini belirttiğini ve İcra Müdürlüğü’nce de Adalet Bakanlığı’nın resmi ücretine göre yedieminlik ücreti uygulanacağına karar verildiğini, …’in ise kendisine borçlu tarafından yedieminlik ücreti ödenmemesi nedeniyle muhafaza altına alınan malları teslim etmediğini, malın teslimini yapmayanın müvekkil OSB olmadığını, yedieminlik ücretinin icra dosyası borcu ve masraflarından da tamamen bağımsız olduğunu, Tarafların tacir olduğu ve basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunduğu, yine bahse konu protokolün taraf vekillerince onaylanıp elektronik imza ile imzalandığı, bir başka deyişle basiretli tacir gibi davranama yükümü altındaki tarafların hukuki yardım da aldığı, davadan feragatın feragat etmeye yetkili vekili tarafından yapıldığı, feragatin tüm sonuçlarının davacı tarafça bilindiği, sözleşme serbestisi ilkesi bulunduğu, ayrıca tarafların protokol yükümlülüklerinin tümünü yerine getirdiği hususları göz önünde bulundurulduğunda somut olayda davacı napa şirketinin irade fesadına uğramadığını, ilk derece mahkemesi kararı ve ek kararının hukuka uygun bulunmasına karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dosya kapsamında davacı vekilinin esas karara ve ek karara yönelik istinaf dilekçesi sunduğu, mahkemece davanın feragat sebebiyle reddine, ek karar ile irade sakatlığı bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.Hukuk Muhakemeleri Kanununun 311. maddesi uyarınca feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde feragatin iptali istenebilir. Feragat, davayı sona erdiren kesin bir işlem olması sebebiyle feragatten dönülemez ise de davacı feragatın hile ve ikrah sebebiyle geçersiz olduğunu aynı davada ileri sürebilir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş feragatın irade bozukluğu sebebiyle geçersiz olduğu iddiasını hadise olarak inceleyip, sonucu uyarınca karar vermekten ibarettir.Davacı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde, feragat beyanının irade bozukluğu ile verildiğini ileri sürerek feragatin iptal edilmesinin ve kararın kaldırılmasını talep etmiştir.HMK’nın 311/1 hükmünde feragatin kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı hükme bağlanmıştır. Feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Bu nedenle feragatten vazgeçmek yasal olarak mümkün değildir. Ancak HMK’nın 311/1 hükmünün 2. cümlesine göre irade bozukluğu hallerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir. Feragatin davayı sona erdiren kesin bir usul işlemi olması nedeniyle feragatten dönülmesi olanaksız ise de, davacı taraf feragatin hata, hile veya ikrah nedeniyle geçersiz olduğunu aynı davada ileri sürebilir (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı. Cilt V. s.3646 vd). Davanın feragat ile sona ermesinden sonra davacı yapılan feragatin irade fesadı nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek ikinci bir dava açarsa; bu ikinci davada ilk davadaki kesin hükme dayanılamaz (Prof. Dr. Ejder Yılmaz, Hukuk Mahkemeleri Kanunu Şerhi, 2. Baskı, Ankara, 2013 s.1379). HMK’nın 311. maddesi 2.cümlesi uyarınca davadan feragat, irade fesatı hallerinin varlığı altında yapılmışsa ve mahkeme bu yönde karar vermişse, davadan feragatin iptali istenebilir. Feragate ve kabule ilişkin irade beyanları, hata, hile veya ikrah sebeplerinden biriyle sakatlanmış ise beyanda bulunan taraf, borçlar hukuku kuralları çerçevesinde, iradeyi sakatlayan sebebi ispat etmek şartıyla, feragat ve kabulün iptali için dava açabilir (HMK m.311, c.2 gerekçesi). Feragat eden kişi hata, hile veya ikrah nedeniyle feragatin feshi için dava açabileceği gibi ayrı bir dava açmayıp feragatin geçersizliğini ileri sürerek feragat ettiği davayı yeniden açabilir ve bu davada önsorun olarak feragatin hata, hile veya ikrah nedeniyle geçersiz olup olmadığı incelenir. Feragatin hata, hile, ikrah ile yapıldığı iddiasının ikinci davada ileri sürülmesini engelleyen bir yasa hükmü de bulunmamaktadır. (Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 20/01/2003 tarihli 9403/143 sayılı ilamı, Prof. Dr. Ejder Yılmaz, Hukuk Mahkemeleri Kanunu Şerhi, 2. Baskı, Ankara, 2013 s.1380). Davalı taraf, istinafa cevap diyekçesinde davacının feragatin iptali talebiyle İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/292 E. sayılı dosyasından da dava ikame ettiğini ve derdest olduğunu beyan etmiş olup, dosyada buna yönelik bir bilgi bulunmadığı öncelikle bu konudaki gerekli araştırma yapıldıktan sonra bu husus değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği, belirtilen eksikliğin 6100 Sayılı HMK 353/1-a/6. maddesi kapsamına giren ve sonucu etkileyecek önemli eksiklik niteliğinde bulunduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile;2-İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/03/2023 tarih, 2022/250 E. 2023/215 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,5-Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 07/07/2023