Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/1032 E. 2023/826 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1032
KARAR NO: 2023/826
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 01/03/2023
NUMARASI: 2023/20 E. – 2023/25 K.
DAVANIN KONUSU: Tespit (D.İş)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/07/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Talep Eden vekilinin ihtiyati tedbir talepli dilekçesinde özetle; kurulduğu 12/10/2009 tarihinden itibaren yüksek bilinirliğe sahip “…com” alan adlı internet sitesi üzerinden ticari yaşamına devam ettiğini, internet alan adı ibareli markanın çok sayıda sınıfta Türk Patent ve Marka Kurumu (TPMK) nezdinde tescil edilerek marka üzerinde hak sahibi olduğunu, müvekkil şirketin adına TPE nezdinde tescilli markaları üzerinde 6769 sayılı SMK ve tüketicilere sunulan iş mahsulleri üzerinde 6102 sayılı TTK ile korunan hak ve menfaatleri bulunduğu ve ayrıca haklı ve yoğun çabaları neticesinde yüksek tanınmışlık seviyesine ulaştırdığı, toplum nezdinde güvenilirlik kazandırdığı markalarının ve itibarının haksız ve hukuka aykırı biçimde kullanılmasını önleme ve/veya durdurma yönünde üçüncü kişilere karşı yasal haklarını ileri sürme hakkına sahip olduğunu belirterek http://…net internet sitesinin alan adında müvekkil şirkete ati tescilli marka ve marka işaretlerinin kullanıldığını, internet sitesinin alt ve üst domainlerinin hosting şirketlerinin içerik, yer ve erişim sağlayıcıları ile alan adının kim adına kayıtlı olduğunun uzman bir bilirkişi tarafından tespitine, tespit edilecek içeriklerin http:/… net internet sitesinden kaldırlmasına, mümkün değilseanılan internet sitesine erişimin ilgili internet sitesinin tüm domainleri dahil olmak üzere engellenmesi yönünde SMK 159, TTK 61 ve HMK 389 md. uyarınca ihtiyaten tedbirine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Dosya kapsamı , ilgili kanun hükümleri ,sunulan bilirkişi raporu , yukarıda belirttiğimiz benzer Bölge Adliye Mahkemesi kararı ve diğer benzer üst yargı kararları ile birlikte eldeki dosya değerlendirildiğinde her ne kadar … ibaresi geçen alan ismi kullanıldığı ifade edilmiş ise de bilirkişi raporunda internet alan adının “…net” olduğu, … net üzerinden rapor tarihi itibariyle umuma yayınlanan herhangi bir içeriğin olmadığı , bu hususta ihlalin oluşup oluşmadığı hususunda işbu dosya üzerinden değerlendirme yapılamayacağı ve ihtiyati tedbir talebi bakımından yaklaşık ispat şartlarının oluşmadığı kanaatine varıldığından şartları oluşmayan tedbir talebinin reddine” gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi tarafından hatalı bilirkişi raporu doğrultusunda internet sitesinde herhangi bir içerik olmadığından bahisle tedbir taleplerinin reddine karar verildiğini, ilk derece mahkemesine sundukları dilekçe ile http://…net alan adlı internet sitesinin alan adında müvekkil şirkete ait olan … markasının kullanıldığının tespiti talep edilmesine rağmen 06.03.2023 tarihli bilirkişi raprounda buna ilişkin herhangi bir tespit yapılmadığını, bu kapsamda http://…net alan adlı internet sitesi için ek bir rapor alınarak karşı yanın müvekkil şirketin tescilli markasını alan adı olarak kullanmasının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmesi sebebiyle bu hususun bilirkişi aracılığıyla yeniden tespit talep edilmiş olup ilk derece mahkemesinin buna ilişkin yeni bir bilirkişi raporu almadığını, ihtiyati tedbirin reddi kararının sonuç bölümünde “eldeki dosya değerlendirildiğinde her ne kadar … ibaresi geçen alan ismi kullanıldığı ifade edilmiş ise de” şeklinde sonuca varıldığı görüldüğü bu nedenle ilk derece mahkemesi kararı ile … marka adının kullanıldığının sabit hale geldiğini, ilk derece mahkemesince tesis edilen 17.05.2023 tarihli ihtiyati tedbirin reddi kararının 6769 sayılı SMK’ye yer alan hükümlere açıkça aykırılık oluşturduğunu, SMK’ye göre markanın benzerinin sahibinden izin alınmaksızın yalnızca kullanılmasının tecavüzün gerçekleşmesi için yeterli olduğunu, mahkemece bilirkişi raporlarında yer alan tespitler dikkate alınarak tedbir taleplerinin reddine karar verildiğini, buna gerekçe olarak internet sitesine ulaşılamadığını ve linkin aktif olmadığını gerekçe göstermesinin hatalı olduğunu, zira siteye ulaşılabildiğini yalnızca içerik eklenmediğini, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair karar verilirken ilgili internet sitesinin aktif olmadığı, … markasının internet sitesi içeriğinde kullanılmadığı gerekçe olarak gösterilmişse de bu durumun ticari etki yaratmadığının ileri sürülmesinin hukuka aykırılık oluşturduğunu, müvekkil şirketin sahibi olduğu www…com internet sitesi ile karıştırılmaya yol açan web sitesi arasında ticari bir bağ bulunduğunun düşünülmesi ihtimalinin müvekkil şirketin zarara uğrama ihtimalini ortaya çıkardığını ve bunun da ihtiyati tedbir kararı verilmesi için şartları oluşturduğunu, SMK m.159 anlamında müvekkil şirketin marka hakkına tecavüz gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmaların varlığı şartının gerçekleştiğini, müvekkil şirketin markasının ülke içerisinde bilinirliği oldukça yüksek ve tüketici nezdinde güven uyandıran bir marka olması sebebiyle söz konusu kullanımın müvekkil marka üzerinden haksız ticari kazanç elde edilmesi ve tüketiciyi aldatma riski de taşıdığını, yaklaşık ispat talebinin oluşmuş olduğunu, istinaf başvurusunun kabulü ile tedbir talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep; karşı taraf aleyhine açılacak hukuk davaları ile yapılacak şikayetlerin olası idari taleplerde esas teşkil etmek, delil tespitini sağlamak üzere talep edenin marka sahipliğinden doğan haklarını ihlal ettiği ve aynı zamanda talep eden aleyhine haksız rekabet yarattığı iddia olunan maddi olguların tespiti anlamında ve gecikilmesi ve/veya duruşma ve/veya tebligat yapılması halinde kaybolma ihtimali bulunan http://… net internet sitesi alan adında talep eden adına ait tescilli markanın kullanıldığının, söz konusu internet sitesinin alt ve üst domain’lerinin, yönlendirici kodlarının, metataglarının, anahtar sözcüklerinin, internet sitesi sahibinin kim/kimler olduğunun ve söz konusu internet sitesi için oluşturulmuş alan adında talep edenin tescilli markasının ve bundan doğan talep eden haklarına tecavüz oluşturan ifadelerin kullanıldığının bilirkişi tarafından anılan internet sitesi incelenmek suretiyle HMK m. 400 vd. uyarınca tespiti ile tespit edilecek içeriklerin kaldırılması, bu mümkün olamıyorsa anılan internet sitesinin erişimin ilgili internet sitesinin tüm domainleri (alt domain – üst domain) dahil olmak üzere engellenmesi yönünde, TTK md. 61, SMK m.159 ve HMK md. 389 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati tedbire karar verilmesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlık; ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının yerinde olup olmadığına ilişkindir. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 389. maddesi ile ihtiyati tedbir kararı, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki koruma niteliğindedir. İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat şartı gerekmektedir. Ayrıca tescilli markalar ve patentler bakımından 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m.159’da özel bir düzenleme yer almakla 6769 Sayılı SMK 159/1 maddesi uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, sınai mülkiyet haklarına tecavüz edecek şekilde kullanımların olduğunu ispat etmek şartıyla ihtiyati tedbir verilmesini isteyebilir. İhtiyati tedbir kararı, talep edildiği tarih itibariyle dosya kapsamında mevcut deliller değerlendirilerek verilmesi gereken geçici hukuki koruma türüdür. Bu sebeple yasa koyucu, mutlak ispatı değil yaklaşık ispatın varlığını yeterli görmüştür. Kanun koyucu, düzenlemeler yaparken hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan ölçülülük ilkesiyle bağlıdır. Bu ilke ise “elverişlilik”, “gereklilik” ve “orantılılık” olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır. “Elverişlilik”, başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, “gereklilik” başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç bakımından gerekli olmasını, “orantılılık” ise başvurulan önlem ve ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken ölçüyü ifade etmektedir. Bir kurala uyulmaması sebebiyle kanun koyucu tarafından öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında da “ölçülülük ilkesi” gereğince makul bir dengenin bulunması zorunludur. 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik sebebiyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu muhakkaktır. Dosya kapsamına alınan 06.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda “Tespiti talep edilen internet alan adının bir alt alan adı ve bir kök alan adının bileşkesi olduğundan bahisle iddiaya konu fiili üretenin ‘..net’ (karşı-site) internet alan adını doğrudan tasarrufta bulunan veya yer sağladığı sair bir kişilik olabileceğinin değerlendirildiği, karşı-sitenin içerik yönünden kullanıcının bilişsel yapısında oluşan düzey ve amaçla uyumlu yetkinlikte bulunmayan eksik ve hazır web şablonundan türetme olup, tutarsız iletişim adresleri ve umuma arz olunmayan içerik sağlayıcı, kimlik verisi gibi gerekçelerle şüpheli bulunduğu, gerekli görülmesi halinde gerçek kimlik verisine ulaşmak üzere BTK kayıtlarına göre karşı-sitenin yer sağlayıcısı “…” adlı girişimden müzekkere olabileceği, internet alan adının kütük enformasyonuna göre kayden karşı-siteyi namına tescil ettiren tüzel kişiliğin “… Ltd Şti” yer sağlayıcı ve/veya erişim sağlayıının ‘..’, internet alan adı kayıt hizmet sağlayıcının ‘… Inc.’ olduğunun değerlendirildiği” belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK 389. maddesi ve 6769 Sayılı SMK 159. maddesinde düzenlenen yaklaşık ispat kuralı gerçekleşmediğinden, mahkemenin tedbir talebinin reddi kararı yerinde olduğundan, tedbir isteyen tarafın dayandığı iddia ve belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, tedbir talep eden vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 01/03/2023 tarih ve 2023/20 D.İş, 2023/25 K. sayılı kararına karşı ihtiyati tedbir talep eden vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın ihtiyati tedbir talep eden vekilinden tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-İhtiyati tedbir talep eden tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.18/07/2023