Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/995 E. 2022/1101 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/995
KARAR NO: 2022/1101
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 13/04/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/293 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)|Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … Tic. Ltd. Şit. Adına tescilli … ibareli marka hakkına tecavüzün mahkemece teminatsız ihtiyati tedbir kararı ile öncelikle önlenmesi gerektiğini, gerçek kişi tacir davalının tescil edilmiş … ticari işletmesinde müvekkil şirket, … Tic. Ltd. Şti adına tescili tanınmış markasını ifade ve şekil bakımından taklit eder nitelikte olduğunu, davalının fiilleri, müvekkil şirketin sınai mülkiyet kanunu uyarınca korunan marka hakkına tecavüz teşkil etmekte olduğunu, dava kesinleşinceye kadar teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, haksız rekabetin ve müvekkilinin marka hakkına tecavüzün önlenmesi adına kaldırılan tabelanın toplanan ekipman ve diğer belge ve evrakların imha yolu ile tasfiyesine karar verilmesi gerektiğini, teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilerek … Mahallesi, …. Sokak No:… Merkez/Kırşehir adreslerinde ve diğer adreslerde tecavüz teşkil eden ibarelerin kullanıldığı tabela, reklam ve tanıtım vasıtalarına ve ekipmanları ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara bulundukları yerde el konularak karar kesinleşene kadar satışının ve kullanımının durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 08/03/2022 tarihli ara kararıyla; “Davacı vekilinin dava dilekçesinde tedbir talebine ilişkin yapılan değerlendirmede talep yargılamayı gerektirdiğinden ihtiyati tedbir talebinin bu aşamada reddine” karar verilmiştir. Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talepli dilekçesinde özetle; Müvekkili … adına … ibareli marka hakkına tecavüzde bulunduğunu, davalının fiilleri müvekkil şirketin sınai mülkiyet kanunu uyarınca korunan marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini, dava kesinleşinceye kadar teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, haksız rekabetin ve müvekkilinin marka hakkına tecavüzün önlenmesi adına kaldırılan tabelanın toplanan ekipman ve diğer belge ve evrakların imha yolu ile tasfiyesine karar verilmesi gerektiğini, teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, “… Mahallesi … sokak no:… Merkez/Kırşehir” adreslerinde ve diğer adreslerde tecavüz teşkil eden ibarelerin kullanıldığı tabela, reklam ve tanıtım vasıtalarına ve ekipmanları ve bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara bulundukları yerle el konularak karar kesinleşene kadar satışının ve kullanımının durdurulmasına, -… adlı İnstagram hesabının -https://www.instagram.com/…/ internet sitesine, -https://www…net/… internet sitesi ve tespit edilecek diğer internet mecralarının erişiminin engellenmesine, kapatılmasına veya dava konusu tecavüze ilişkin içeriklerin kaldırılmasına, el konulan tüm bu ekipmanlardan tecavüz teşkil eden ibarelerin silinmesine, bu mümkün değilse bunların imha yoluyla tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 13/04/2022 tarihli ara kararıyla; “6100 sayılı HMK’nın 389-390 maddeleri ile 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159.maddesi gereğince ihtiyati tedbir talebinin takdiren 50.000,00 tl (ellibintürklirası) nakdi teminat veya aynı miktarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibrazı şartıyla kabulü ile, -Davalıya ait “… Mahallesi … sokak no:… Merkez/Kırşehir” adresinde tecavüz teşkil eden … ibarelerinin kullanıldığı tabela, reklam ve tanıtım vasıtalarına ve ekipmanları ve bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara bulundukları yerle el konulmasına, satışının ve kullanımının durdurulmasına, (Ankara CBS Fikri ve Sınai Haklar Soruşturma Bürosundan alınan 08/12/2021 tarihli bilirkişi raporunun infazda dikkate alınmasına ve kararın eki sayılmasına) -https://www.instagram.com/…/ ve -https://www…net/… internet adreslerinde dava konusu tecavüze ilişkin içeriklerin çıkarılmasına, çıkarılması mümkün olmaması halinde ilgili internet adreslerinin erişiminin engellenmesine,” karar verilmiştir. Davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait Türk Paten Kurumunda işlem görmekte olan 4 adet marka başvurusu bulunduğunu, karara dayanak bilirkişi raporunda bu hususun değerlendirilmediğini, müvekkil tarafından kullanılan markaların tescilli olduğunu, bilirkişi raporunda bu başvurulara ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmadığını, müvekkilin yasal hakkının açık olduğunu, verilen ihtiyati tedbir kararı neticesinde bu hakkın kullanılmasının engellenmesinin kanuna aykırı olduğunu, markaların bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekmekte olduğunu, müvekkil tarafından kullanılan ibare … salon olduğunu, ihtiyati tedbire kararına itirazlarının kabulünü, tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 12/05/2022 tarihli kararıyla; “Tüm dosya kapsamı, sunulan tüm deliller Ankara CBS Fikri ve Sınai Haklar Soruşturma Bürosundan alınan bilirkişi raporu, taraf vekillerinin mürafaa’daki beyanları dikkate alındığında İhtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddi ile 13/04/2022 tarihli tedbir kararının bu aşamada devamına” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Müvekkiline ait Türk Patent Kurumunda işlem görmekte olan 4 adet marka başvurusu bulunduğunu, karara dayanak bilirkişi raporunda bu hususun değerlendirilmediğini, Ankara CBS Fikri ve Sınai Haklar Soruşturma Bürosundan alınan bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayandığını, davacı firmanın itirazlarına rağmen müvekkili tarafından yapılan “…” ve “…” marka müracaatlarının kurum tarafından ilan edildiğini ve davacı firmanın itirazlarının da reddedildiğini, müvekkili tarafından kullanılan markaların Türkpatent kurumunda tescilli olup, bilirkişi raporunda bu başvurulara ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmadığını, kurum tarafından tescili yapılan markaları kullanma hususunda müvekkilinin yasal hakkının bulunduğu açık olup, verilen ihtiyati tedbir kararı neticesinde bu hakkın kullanılmasının engellenmesinin açıkça kanuna aykırı olacağını, -Bilirkişi raporunda yer alan tespit ve iddiaların tamamen gerçek dışı olup, kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili firma tarafından verilen hizmetlerin 44. sınıfta olup, davacı firmanın belirtilen hizmet sınıfında herhangi bir şekilde tescili bulunmadığını, davacı firmanın markasının tanınırlığının tescilinin yer aldığı Kuyumculuk ürünlerinin bulunduğu 14. sınıf ve bu ürünlerin satışının yer aldığı 35. Sınıf olduğunu, tescilli olmadığı diğer sınıflar için hak talep etmesinin de hukuken mümkün olmadığını, -Markaların bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkili tarafından kullanılan ibarenin … olduğunu, bilirkişi raporunda her iki tarafın da mal ve hizmetlerinin ortalama tüketicisinin kadınlar olduğu ve bu sebeplerle tarafların mal ve hizmetleri arasında bağlantı kurabileceği tespitinin tamamen yanlış olduğunu, firmalar tarafından üretilen çoğu ürünün ortalama tüketicisi kadın olduğu gibi, tüketici tespitinde bu şekilde bir cinsiyet ayrımcılığı yapılmasının da doğru olmadığını, itirazlarının kabulü ile ihtiyati tedbir kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davalının marka başvuruları ile haksız kullanımlarının hiçbir şekilde benzemediğini, bahsedilen marka başvurularının henüz tescil edilmedikleri gibi tedbire ve davaya konu haksız kullanımlar ile de benzeyen başvurular olmadığını, ihtiyati tedbirde yaklaşık ispat ölçüsünün sağlanmış olduğunu, tanınmış markaların sadece sektörel korunmasının mümkün olmadığını, istinaf kanun yolu başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesi, internet sitelerine erişimin engellenmesi talebine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık; İhtiyati tedbire itirazın reddi kararının kaldırılması istemine ilişkindir. 6100 Sayılı HMK’nın 389. maddesi ile ihtiyati tedbir kararı, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki koruma niteliğindedir. İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat şartı gerekmektedir. Ayrıca marka hukukunda tescilli markalar bakımından 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m.159’da özel bir düzenleme yer almaktadır. SMK m.159/1; “Bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Maddede belirtildiği üzere dava açma hakkı olan kişiler, markanın ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek biçimde kullanıldığını veya bu tecavüz halinin gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla mahkemeden ihtiyati tedbir talep edebilecektir. Marka kaydına göre; … markasının davacı adına tescilli olduğu ve emtia sınıfının 14, 21, 34, 35 olduğu ayrıca Davacının … markasının … tescil numaralı tanınmış marka olduğu anlaşılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; her ne kadar davalı taraf soruşturma dosyasında alınan raporun yeterli olmadığı ve başvurularının dikkate alınmadığı iddiasında ise de, davalının tescilli bir markasının olmadığı, tescilli olması halinde başvuru tarihinden itibaren koruma kapsamında olabileceği bu sebeple bilirkişi raporunda değerlendirilmemesinin eksiklik olmadığı, davacı markası ve davalı kullanımının görsel, işitsel ve kavramsal olarak ortalama tüketici nezdinde iltibasa meydan verebilecek nitelikte benzer olduğunun eldeki delil durumuna göre yaklaşık olarak ispatlandığı, söz konusu markaların her ne kadar farklı ürün ve hizmetler bakımından kullanıldığı iddia edilmiş ise de, 6769 Sayılı SMK’nın 6/4. ve 5. maddesi uyarınca, tanınmış markaların farklı ürün ve hizmetler bakımından da korunacağının hüküm altına alındığı, bilirkişi raporunda yer alan markasal kullanıma ilişkin tespitler, dosya kapsamındaki deliller ve görseller dikkate alındığında mevcut delil durumuna göre yaklaşık ispat koşulları oluştuğundan 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, mahkemece tedbir konusunda verilen kararın, esas ve usul yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 13/04/2022 tarih ve 2021/293 E., sayılı ara kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/06/2022