Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/972 E. 2022/1168 K. 19.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/972
KARAR NO: 2022/1168
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 12/05/2022 (Ara karar)
NUMARASI: 2021/125 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/07/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin ihtiyati tedbir tedbir telepli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin”www….com” isimli web sitesi olduğunu, davalının ise, kurmuş olduğu “…” ve benzeri hesaplarda müvekkili şirketin satışını yaptığı ürünleri teşhir ettiğini, instagram adlı sosyal medya platformunda “…” ibaresi ile faaliyet gösterdiğini, markaların yazım ve okunuş olarak birbirlerine benzer olduklarını, davalının sonradan bu ibareyi “…” olarak değiştirdiğini, halen “…” olarak kullandığını, davalının müvekkilin marka hakkına tecavüz ettiğinin tespitine, tecavüzün durdurulması ile önlenmesine, daha sonra artırılmak üzere şimdilik 7.500,00-TL’lik yoksun kalınan kazancın (SMK madde 151/2-a uyarınca) dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile davalıdan tahsili ile müvekkil şirkete ödenmesine, İstanbul Anadolu 2. FSHHM’nin 2021/109 D. İş sayılı dosyası üzerinden alınan bilirkişi raporu ile iltibas oluşturduğuna karar verilen, “…”, “…” ile “…” davalı kullanımlarına ait tüm kayıtların ilan, reklam, web sitesi, sosyal medya hesapları, internet satış ve e-ticaret sitelerinde tüm sayfa ve içerikleri ile davalıya ait “https://www…com/…” adlı mağaza hakkında ihtiyati tedbir kararı ile erişimin engellenmesine, söz konusu kullanımlara ait tüm belge, döküman ve kayıtların muhafaza altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Tüm dosya kapsamı ve rapor içeriğine göre, davalıya ait “https://www…com/…” adlı sayfada “…” markasının kullanıldığı, davalı tarafça kullanılan … markasının davacı taraf markasıyla benzer olmadığı, bu marka bakımından iltibas tehlikesi bulunmadığı, davacı adına tescilli …, … VE … markası pek çok unsuru bir arada ihtiva ettiğinden 20 ve 21. Sınıfta yer alan mallar bakımından iltibas tehlikesi bulunmadığı, https://www.instagram.com/…/ kullanıcı adlı ınstagram sayfasında herhangi bir paylaşım yapılmadığı, anlaşılmakla, HMK’ nın 389, 6769 SMK. 159 maddeleri gereğince talep edenin zararının genişlemesinin engellenmesi, yargılamanın etkinliğinin sağlanması hususları gözetilerek, “https://www…com/…” adlı sayfaya erişimin engellenmesine, diğer talepleri yönünden davalı tarafça kullanılan … markasının davacı taraf markasıyla benzer olmadığı, bu marka bakımından iltibas tehlikesi bulunmadığı, davacı taraf adına tescilli …, … VE … markası pek çok unsuru bir arada ihtiva ettiğinden 20 ve 21. Sınıfta yer alan mallar bakımından iltibas tehlikesi bulunmadığı anlaşıldığından, davalı tarafından kullanılan … markasının ise her ne kadar bilirkişi raporunda davacıya ait … markası ile … ibaresi benzer olduğundan, ihlal olduğu yönünde görüş bildirilmiş ise de; mahkemece bu aşamada marka ihlali olarak değerlendirilemediği, davalı internet siteleri incelendiğinde davacıya ait internet sitesinde yer alan görsellerin birebir kopyalanmak suretiyle davalı internet sitelerinde kullanıldığı, bu durumun davacı markasından yararlanmaya yönelik haksız rekabet teşkil ettiği yönünde bu aşamada mahkemede kanaat oluştuğundan, 20.000,00 TL teminat mukabilinde ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne; -Davalı tarafından davacıya ait ürün görselleri benzerini kullanmasının YASAKLANMASINA, -“https://www…com/…” adlı sayfaya, … e – ticaret sitesine müzekkere yazılarak Erişimin Engellenmesi kararı verilmesine, -Davacı vekilinin sair tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin 12/05/2022 tarihli ara kararı; Davacı şirketin … numaralı … ve … numaralı …, … VE … markalarının sahibi olduğu, davalı tarafından kullanılan … ibaresinin davacı markası ile iltibas oluşturduğu, davalıya ait internet ve sosyal medya hesaplarında davacıya ait ürünlerin, davacıya ait internet sitelerinde yer alan görselleri ile birebir aynı olacak şekilde satışa sunulduğundan, davacının markasının kullanıldığı ürünler bakımından iltibas teşkil edeceği ve bu durumun marka hakkına tecavüz teşkil edebileceği yönündeki bu aşamada ve mevcut delil durumu itibariyle oluşan kanaat sebebiyle tedbir talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı tarafından; davacının tasarım hakkına dayanmadığı iddia edilmiş ise de, davalı internet sitesinde kullanılan görsellerin birebir aynı olacak şekilde üzerine … yazılmak şeklinde davacı ürünlerinin yer aldığı ve ürünlerin üzerinde yer alan davacıya ait … markası ile bir bütün olarak karşılaştırıldığında bu kullanımın ürün görselleri ile birlikte kullanıldığından, iltibas tehlikesi oluştuğu yönündeki kanaat sebebiyle, mahkemece verilen tedbir kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin itirazının reddine” karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-İhtiyati tedbir talep eden tarafın, HMK 390. maddesine göre davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek durumunda olduğunu, davacı tarafın tüm iddiaları ve ileri sürdüğü gerekçeleri haksız ve mesnetsiz olduğundan, yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığını,2-Markaların benzerliğinin değerlendirilmesinde, markada yer alan kelime veya şekil unsurlarının birlikte yarattığı bütüncül izlenime göre yapılması gerektiğini, davacının iltibas olduğunu iddia ettiği markalar incelendiğinde, birbirinden kolaylıkla ayrıldığını, görsel, işitsel ve anlamsal olarak markalar arasında herhangi bir benzerlik bulunmadığını ve işaretlerin tüketici nezdinde toplu olarak bıraktığı izlenim açısından herhangi bir iltibas tehlikesi barındırmadığını,Davacı tarafın benzerlik iddiasını “…” ibaresine dayandırdığını, “…” ibaresinin “ABD’ deki bir ağaç” adı olup, herkes tarafından kullanılabileceğini, tek başına ayırt edici bir unsur olmadığını, bu ibareyi markasında farklı unsurlarla kullanarak ayırt edicilik kazandıran herkesin kullanımına açık olduğunu, müvekkilinin de bu ibareyi markasında bir bütün halinde kullandığını, Müvekkilinin markası “…” ibaresi ile başlamışsa da, “…” ibaresi ile devam ettiğini, itiraz sahibinin markasının da “…” ile başlayıp “…” ibaresi ile devam ettiğinden iki tarafın markasının bir bütün halinde tüketici nezdinde bıraktığı genel intibanın birbirinden farklı olduğunu, söz konusu ibare sebebiyle markalar arasında iltibas olduğu iddiasının kabul edilmeyeceğini, Türk Patent ve Marka Kurumu marka araştırma veritabanında “…” ibaresini ihtiva eden 100 den fazla marka bulunduğunu, davacının bu ibareyi esas unsur olarak ileri sürerek hak ihlali oluştuğunu iddia etmesinin ve bu ibareyi yalnızca kendi firmasının kullanımına özgülenmesinin ve ibarenin davacının tekeline bırakılmasının mümkün olmadığını, Müvekkilinin “…” markası ile davacının “…” ve “…, … VE …” markaları arasında görsel, anlamsal ve fonetik olarak bir benzerlik bulunmadığını Müvekkiline ait markada, “…” ibaresinin “…” ibaresine ek olarak getirilmediğini, “…” markasının bir bütün olarak kullanıldığından, “…” olarak ele alınması gerektiğini, markaların bütün olarak bıraktıkları izlenim dikkate alındığında tüketici nezdinde karıştırılmayacağını, müvekkilinin markası “…” şeklinde telaffuz edilmekte iken, davacının markalarının “…” olarak okunduğundan, markalar arasında fonetik olarak ve görselleri itibarıyla tamamıyla farklı olduğunu, ortalama tüketicinin müvekkiline ait markayı gördüğü takdirde aklına davacı markasının gelme ihtimali bulunmadığını, 3-Kararda davacı markaları ile müvekkilinin markasının iltibas oluşturmadığı, tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunun aksine marka ihlali olarak değerlendirilmeyeceği kabul edildiği halde, kararın devamında, davacının görselleri kullanıldığından, tasarım ihlali gerçekleşmişcesine tedbir kararı verildiğini, Mahkemece; “Davalı internet sitesinde kullanılan görsellerin birebir aynı olacak şekilde üzerine … yazılmak şeklinde davacı ürünlerinin yer aldığı ve ürünlerin üzerinde yer alan davacıya ait … markası ile bir bütün olarak karşılaştırıldığında bu kullanımın ürün görselleri ile birlikte kullanıldığından iltibas tehlikesi oluştuğu” ifade edilmiş ise de, müvekkilinin kapatılan internet sitesinde ürünlerin üzerinde marka ibaresinin yer almadığını, açıklanan sebeplerle, “Davalı tarafından davacıya ait ürün görselleri benzerlerinin kullanılmasının yasaklanmasına” ilişkin kararın huzurdaki davanın konusu dışında olup, davacı tarafın tasarım ihlali oluştuğuna yönelik bir talep olmamasına, davacının tasarım tescili de bulunmamasına rağmen, talep dışına çıkılarak karar verildiğini, müvekkili hakkında yasaklama kararı verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, tedbir sebebiyle, müvekkilinin ticari itibarının zedelendiğini, tedbire itirazlarının reddine ilişkin kararın kaldırılmasını talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Karar aleyhine davalı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.1-6100 Sy. HMK 390.maddesinin 3.fıkrasında; İhtiyati tedbir talep eden tarafın, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu düzenlenmiştir.Davacı ve ihtiyati tedbir talep eden taraf, 35. Sınıfın tamamında … tescil numaralı …, 20 ve 21. Sınıflarda … tescil numaralı .., … ve … markalarının tescil sahibi olduğunu, aleyhine tespit istenen tarafın önce osyal medya platformunda “…” ibaresini, sonra … başvuru numaralı … markasını, takiben “…” markasını kullanmak suretiyle marka hakkına tecavüz ettiğini iddia ederek, delil olarak marka tescil kayıtlarına ve İstanbul Anadolu 2. FSHHM’nin 2021/109 D. İş sayılı dosyası üzerinden alınan bilirkişi raporuna ve müşterileri tarafından internet üzerinden gönderilen mesajlara dayanmış olup, raporda; davcının markaları ve ürünleri ile davalıya ait … markasını taşıyan ürünlerin aynı sınıfta yer aldığı, karıştırılma ihtimalinin bulunduğu belirtildiğinden, yaklaşık ispat koşulunun bulunmadığına ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-İstanbul Anadolu 2. FSHHM’nin 2021/109 D. İş sayılı dosyası üzerinden alınan bilirkişi raporu ile; taraf markalarının telaffuzu farklı ise de, davacının “…” markasının “dişbudak örücüleri” davalının “…” markasının “dişbudak Örgüleri veya dokumaları” anlamına geldiği, aynı sınıftaki ürünlerde kullanıldığı, davacının “…” markası ile davalının “…” markasının ortalama tüketici nezdinde anlamsal olarak benzer algılanacağı, “çağrıştırma” bağlantı kurma’ ihtimali suretiyle karıştırılma ihtimali bulunduğunun tespit edildiği, davacı tarafa müşterileri tarafından gönderilen mesaj görsellerinden de tüketici tarafından, her iki marka arasında bağlantı kurulduğu tespit edildiği gibi, davalı tarafın beyan ettiği yaygın kullanım olduğu ve markasına ayırt edicilik kazandırdığına ilişkin hususlar mahkemece yapılacak yargılama sonucu tespit edileceğinden, mahkemece; itirazın yapıldığı tarih itibariyle mevcut dosya kapsamına göre karar verilmesi gerektiğinden, ilk derece mahkemesi de itiraz tarihi itibariyle mevcut delillere göre karar verildiğinden istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir. 3-Tespit dosyasındaki bilirkişi raporu ile; “https://www.instagram.com/…/ Kullanıcı Adlı Instagram Sayfası Sitesi incelemesinde; sayfa bilgilerinde “…” telefon numarası bilgisinin yazdığı ve tespit isteyenin internet sayfasında yer alan ürünlerle aynı grupta ürün görsellerinin paylaşıldığı, https://www….com/… adresli … Sayfası Sitesi incelemesinde; Instagram sayfasında, “…” markasının kullanıldığı, tespit isteyenin internet sayfasında yer alan ürünlerle aynı grupta ürün görsellerinin paylaşıldığı ve satıcı bilgisinde “…” markasının yer aldığı, satıcı unvanında da “…” bilgisinin yazdığı” tespit edilmiştir. Yapılan tespit ile davacının “…” markası ile sattığı ürünlerin, davalı tarafından “…” markası adı altında internet sitelerinde satışa sunulduğu, her iki marka arasında iltibas tehlikesinin bulunduğu tespit edildiğinden, markanın internette kullanımı ticari kullanım ve marka hakkına tecavüz oluşturma ihtimali ile davacı tarafın marka hakkına tecavüz edildiğinden bahisle dava açıldığı nazara alındığında, ilk derece mahkemesinin; “davalı tarafından; davacının tasarım hakkına dayanmadığı iddia edilmiş ise de, davalı internet sitesinde kullanılan görsellerin birebir aynı olacak şekilde üzerine … yazılmak şeklinde davacı ürünlerinin yer aldığı ve ürünlerin üzerinde yer alan davacıya ait … markası ile bir bütün olarak karşılaştırıldığında bu kullanımın ürün görselleri ile birlikte kullanıldığından, iltibas tehlikesi oluştuğu yönündeki kanaat sebebiyle, davalı vekilinin itirazının reddine karar verildiğinden, verilen kararda yasal düzenlemelere aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin tarih ve 2021/125 E. Sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 19/07/2022