Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/965 E. 2022/1100 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/965 Esas
KARAR NO: 2022/1100
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 28/04/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/111 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesindeki tedbir talebinde özetle; SMK’nın159. maddesi uyarınca, müvekkili şirket marka haklarına tecavüz doğuran fillerin durdurulması amacıyla, müvekkili şirketin bildirilen markaların kullanıldığı özgün dondurma ambalaj tasarımları ile ayniyet arz eden ve yine yukarıda bildirilen davalı taraf marka ve tasarımlarını taşıyan ürünlerin üretimin durdurulması, mevcut ürünlere Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman ve bölgeler dahil olmak üzere bulundukları her yerde el konulmasına ve saklanması, müvekkil şirket dondurma dolapları ile ayniyet arz eden davalı taraf dolaplarının bulundukları yerden kaldırılması na dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini, Davalı tarafa ait … (Marka Tescil No: …) ana markası altında, … (Marka Tescil No: …), … (Marka Tescil No: …), … (Marka Tescil No: …), … (Marka Tescil No: …), … (Marka Tescil No:…), … (Marka Tescil No: …), … (Marka Tescil No: …) markalarının hüküm kesinleşinceye kadar sicile şerh verilerek devir ve temikinin tedbiren durdurulmasını Dava konusu marka ve ambalajlarda kullanılan amblemlerin, dava kesinleşinceye kadar ürünlerde kullanımının yasaklanmasına, Dava konusu marka ve ambalajlarda kullanılan amblemlerin kullanıldığı ürünlerin, dava kesinleşinceye kadar tedbiren toplatılmasına ve dahil el konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 23/02/2022 tarihli ara kararıyla; “İhtiyati tedbir talebinin KISMEN KABULÜ ile tedbir talep eden eden tarafından karar tebliğ tarihinden itibaren 1 HAFTALIK KESİN SÜRE içerisinde, 150.000,00 TL teminat veya muteber bir bankaya ait kesin ve süresiz teminat mektubu Mahkememize depo edildiğinde; 2-Davalı tarafından, dava konusu marka ve ambalajlarda kullanılan amblemlerin, ürünlerde kullanımının YASAKLANMASINA, Dava konusu marka ve ambalajlarda kullanılan amblemlerin kullanıldığı ürünlerin, TOPLATILMASINA, EL KONULMASINA,” karar verilmiştir. Davalı vekili 05/04/2022 tarihli dilekçesi ile, mahkememizden verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 28/04/2022 tarihli ara kararıyla; “İddia, savunma ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davalı vekilinin Mahkememiz tarafından verilen ihtiyati tedbir kararına karşı 05/04/2022 tarihli dilekçesi ile itiraz ettiği, Mahkememiz 23/02/2022 tarihli tedbir kararının davalıya 27/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği, bu haliyle 05/04/2022 tarihinde yapılan itirazın süresinde olmadığı gerekçesi ile davalı vekilinin itirazının reddine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Öncelikle iş bu dava 01.07.2022 tarihinde açılmış olmasına rağmen aradan yaklaşık 9 ay geçtikten sonra, müvekkilinin uets adresine çıkartılan tebligatta dava dilekçesi, tensip zaptı, bilirkişi raporu ve ihtiyati tedbire ilişkin ara karar hepsi eklenerek “tebliğden itibaren 2 haftalık kesin süre içinde cevaplarınızı sunmanız aksi halde HMK’nın 128. Maddesi gereği dava dilekçesini inkar etmiş sayılacağınız hususu ihtar olunur.” ihtarı ile 27.03.2022 tarihinde e-tebliğ edildiğini, ihtaratta usulüne uygun bir şekilde , ihtiyati tedbir için tebliğden itibaren 1 hafta içerisinde itiraz edileceği yazılmadığını ve ihtar edilmediğini, usulüne uygun tebligat yapılmadığını, tarafımızca dosyaya vekalet sunulması akabinde 05.04.2022 tarihinde ihtiyati tedbir kararına itiraz edildiğini, müvekkilinin 9 ay boyunca davadan haberdar edilmeyip daha sonra tüm belgelerin tek bir tebligatta hatalı eksik ihtaratla gönderilerek, daha sonra da ihtiyati tedbir kararına itirazlarının süresinde olmadığı belirtilerek itirazlarının reddine karar verilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu yargılama ile müvekkilinin adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, -Asıl dava sonucunu öne çekecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini, Mahkemece, davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin HMK’nın 394/5’ne aykırı olduğunu,
-Yine somut davanın, yargılamayı gerektirdiğini ve yaklaşık ispat kuralı gerçekleşmediğinden ve davanın kapsamı ve müvekkilinin bu tedbir sebebiyle uğrayacağı zarar göz önüne alındığında, 150.000,00tl gibi cüzi bir teminatla verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerektiğini, ihtiyati tedbirin uygulanması halinde, müvekkili şirkete ait fabrikada yaklaşık 2 ay üretim yapamayacak duruma gelineceğini, mevsim itibariyle dondurma sezonun açıldığı ve müvekkilinin en yüksek dondurma satışı yapabileceği bir sezona girmişken, henüz daha haklı ya da haksız tarafın tespiti yapılmamışken, müvekkiline hiçbir şekilde savunma hakkı tanınmadan, müvekkilinin bu tedbir sebebiyle uğrayacağı zararın boyutu göz önüne alınmaksızın, cüzi bir teminatla verilen bu tedbir kararıyla hak ve adalet dengesinin bozulduğunu, -Mahkemenin 23.02.2022 tarih ve 2021/111 esas sayılı ara kararı ile verilen ihtiyati tedbir kararının bu haliyle de infazında da tereddüt bulunduğunu, tedbir kararında, 30/01/2022 tarihli bilirkişi raporunun kararın eki sayıldığını, Tedbir kararında açıkça hangi markalar için tedbir verildiği hususu belirtilmediğinden, bu haliyle tedbir kararının uygulanması halinde, dava konusu ( müvekkile ait … (Marka Tescil No: …) ana markası altında, … (Marka Tescil No: …), … (Marka Tescil No: …), … (Marka Tescil No: …), … (Marka Tescil No: …), … (Marka Tescil No:…), … (Marka Tescil No: …), … (Marka Tescil No: …) Maraş Usulü ) tüm markalarının ve ambalajlarında kullandığı amblemlerinin tamamının kullanımının yasaklanması, dava konusu marka ve ambalajlarda kullanılan amblemlerin kullanıldığı ürünlerin, toplatılması, el konulması şeklinde telafisi imkansız zarar doğuracağını, bilirkişi raporundaki aleyhe husus ve tespitleri kabul etmemekle birlikte, bilirkişi raporunda; Marka bakımından, Müvekkile ait … (Marka Tescil No: …), … (Marka Tescil No: …) şeklindeki kullanımın, davacıya ait markalarla ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa yol açmayacağı ve Tasarım bakımından; dava konusu müvekkile ait …, …, … , …, … Usulünün müvekkile ait kullanım görseli, davacı tarafa ait kullanım üzerinde yapılan değerlendirme sonucunda taraflara ait kullanımların farklı olarak algılandıkları ve ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa yol açmayacağının da açıkça belirtildiğini her hangi bir ayrım yapılmaksızın tüm dava konusu markalar üzerinde verilen tedbirin hatalı olduğunu -Davacı tarafın ileri sürdüğü hususlar esas olarak davacıya ait marka ile müvekkile ait markalar arasındaki şekil olarak benzerlik iddialarına dayanmaktadır. Tarafların markaları arasında bezerlik bulunmamaktadır, markalar arasındaki kelime unsurlarının birbirinden farklı olmasının yanı sıra markalar arasında şekil bakımından da ciddi farklılıklar bulunmakta olduğunu, davacıya ait … tescil numaralı … markası ile müvekkiline ait … (Marka Tescil No: …) markasının ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa yol açmayacağını, tasarım olarak da ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa yol açmayacağını, -Davacıya ait … tescil numaralı … markası ile müvekkiline ait … (Marka Tescil No: …) markasının ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa yol açmayacağını Tasarım bakımından da incelenediğinde; kullanım görseli ile müvekkiline ait kullanım görseli bakımından, kullanımların farklı olduğunu ve ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa yol açmayacağını, -Davacı taraf, müvekkilin tescil etmeden kullandığı … Usulü kullanımının, davacı şirkete ait … tescil numaralı marka hakkına tecavüz yönünden müvekkilin kullanımında olan … USULÜ ile davacı tarafın … USULÜ markasının gerek yazı karakterleri, renkleri, figüratif unsurları ve ambalajlarının birbirinden tamamen farklı olduğunu, -Müvekkiline ait … (Marka Tescil No:…) markasının, davacı tarafa ait … USULÜ markası ile kullanımların ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa yol açmayacağını, -Davacı taraf, müvekkilie ait olduğunu iddia ettiği … (MARKA TESCİL NO: …) markasının, davacıya ait … tescil numaralı marka hakkına tecavüz oluşturduğunu belirterek hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmişse de davacının bu talebi haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davanın açıldığı tarih itibariyle … (marka tescil no: …) adında müvekkilinin hak sahibi olduğu bir markanın bulunmadığını, davacı tarafın hükümsüzlük talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, kullanım açısından ise farklılık bulunduğunu, -Davacı tarafın, müvekkiline ait olduğunu iddia ettiği … (Marka Tescil No: …) markasının, davacıya ait … tescil numaralı tasarım ve … tescil numaralı … ibareli marka hakkına tecavüz oluşturduğunu belirterek hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmişse de; davanın açıldığı tarih itibariyle … (marka tescil no: …) adında müvekkilin hak sahibi olduğu bir markanın bulunmadığından, davacı tarafın hükümsüzlük talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporundaki aleyhe tespiti kabul etmediklerini, taraflara ait kullanım görselleri detaylı incelendiğinde, yatay ve dikeyde şeklin gelişinde farklılar bulunduğunu, -Davacı tarafın, müvekkiline ait … (Marka Tescil No: …) markası ile davacıya ait markanın ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa sebebiyet verecek düzeyde benzer olduğu iddiası ile hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmişse de, davacının markası ile herhangi bir benzerlik bulunmadığını, -Davacı taraf, müvekkile ait … (Marka Tescil No: …) markası ile davacıya ait … tescil numaralı ibareli markanın ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa sebebiyet verecek düzeyde benzer olduğu iddiası ile hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmişse de taraflara ait kullanımların farklı olduğunu, -Davacı taraf, müvekkiline ait … (Marka Tescil No: …) ana markası altında kullanımının, davacıya ait markalar ile ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa sebebiyet verecek düzeyde benzer olduğu iddiası ile hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmişse de, davacıya ait kullanım görseli ile müvekkiline ait kullanım görselinin tamamen farklı olduğunu, -Bilirkişi raporunda; davacıya ait magnum marka ile müvekkile ait … markasında sunulan dondurma görsellerinin karşılaştırılmasında, davacı tarafa ait kullanım çubuklu dondurmanın dış yüzeyi çikolata kaplı olup, içinde açık renk dondurma yer aldığı, dondurmaların üst yüzeylerinden benzer biçimde kırılmış ve içi gösterilmiş olduğunu, taraflara ait kullanımların birbiri üzerinde iltibas yaratacak kadar benzer olduğu belirtilmişse de bu tespiti kabul etmediklerini, Türkiye genelinde dondurma da bu şeklin yaygın kullanıldığı düşünülürse, davacı tasarımı ile oluşmayan bu kullanımın sadece davacıya özgünlenmesinin, davacı tekelinde bırakılması, haksız rekabet ortamın oluşmasına da sebep olacağını, -İstanbul 2. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 28.04.2022 Tarih ve 2021/111 Esas sayılı ihtiyati tedbire itirazın reddi kararının kaldırılmasına, haksız ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İhtiyati tedbir kararına karşı itirazı düzenleyen HMK’nın 394. maddesi gereğince: karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir. Aksine karar verilmedikçe, itiraz icrayı durdurmaz. İhtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren; hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak, kararı veren mahkemeye itiraz edebilir. İtiraz dilekçeyle yapılır. İtiraz eden, itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazının dayanağı olan tüm delilleri dilekçesine eklemek zorundadır. Mahkeme, ilgilileri dinlemek üzere davet eder; gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir. İtiraz üzerine mahkeme, tedbir kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. İtiraz hakkında verilen karara karşı, kanun yoluna başvurulabilir. Somut olayda; davalı tarafa tedbire ilişkin ara karar tebliğ edilmiş ise de, tebligatın üstünde tedbir ara kararının bulunduğunun yazılmadığı, usulsüz oldukları anlaşılmaktadır. Tebliğin geçersiz olduğu, bu sebeple 05.04.2022 tarihli itirazın süresinde kabul edilmesi gerektiği anlaşılmakla, Mahkemece, ilgililer dinlemek üzere davet edilerek duruşma açılmak suretiyle ihtiyati tedbire itirazın değerlendirilmesi gerekirken, itirazın süreden dolayı reddine karar verilmiş olması isabetsiz olup, ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmüştür. Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması sebebiyle, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun tebligatın usulsüz olması sebebiyle kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına ve duruşma açılarak taraflar dinlendikten sonra karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile; 2- İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 28/04/2022 tarih, 2021/111 E. Sayılı ara Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 30/06/2022