Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/963 E. 2022/1409 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/963
KARAR NO: 2022/1409
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 14.04.2022; 06.07.2022
NUMARASI: 2022/67 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/10/2022
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesinin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati tedbir talep eden (iş bu davada davacı) vekili 2022/28 Değişik İş sayılı ihtiyati tedbir talepli dilekçesinde özetle; aleyhine tedbir istenen gerçek/ tüzel kişilerin “… mh. … Cad. … Ümraniye/İSTANBUL” adresinde tespit yapılarak … markalarına havi taklit ürünlerin tespiti halinde ürünlere el konulmasını, iş yerindeki vergi kayıtlarının tutanak altına alınarak, taraf teşkili açısından iş yerinin kime ait olduğunun tespitini talep etmiştir. İlk derece Mahkemesi’nin 2022/28 Değişik İş sayılı dosyası üzerinden verilen 02/03/2022 tarihli karar ile; Talep edenin tedbir talebinin kabulüne, tedbir talep eden eden tarafından kararın tebliğ tarihinden itibaren bir haftalık kesin süre içerisinde, 20.000 TL teminat veya muteber bir bankaya ait kesin ve süresiz teminat mektubu Mahkeme veznesine depo edildiğinde aleyhine tedbir istenen gerçek/ tüzel kişilerin “… mh. … Cad. N:.. Ümraniye/İstanbul” adresinde tespit yapılarak … markalarına havi taklit ürünlerin tespiti halinde ürünlere el konulmasına, iş yerindeki vergi kayıtları tutanak altına alınarak taraf teşkili açısından iş yerinin kime ait olduğunun tespitine, icra tutanağından bir suretin dosyaya gönderilmesine, yine tespitle birlikte oluşturulan raporun bir suretinin dosyaya gönderilmesine, kararın infazında bir marka uzmanı bilirkişinin de hazır bulundurulmasına, tespitte hazır bulundurulacak bilirkişinin Mahkemeye bildirilerek değişik iş dosyasının bilirkişiye teslimine, kararın görevli ve yetkili icra dairesince icrasına” karar verilmiştir. Davacı vekili talep dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu (2). FSHHM’nin 2022/28 D.İş sayılı dosyasından verilen ve İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası kapsamında 08.03.2022 tarihinde icra edilen 02.03.2022 tarih ve 2022/29 K. sayılı tedbir kararının tamamlayıcısı niteliğine esas dava açtıklarını, müvekkilinin fazlaya ilişkin tüm maddi ve manevi tazminat hakları saklı kalmak üzere, müvekkilinin dünyaca ünlü olduğunu iddia ettiği tescilli … markalarına davalı tarafından iktibas ve iltibas suretiyle marka tecavüzünün ve haksız rekabetin bulunduğunun tespitini, önlenmesini ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden tüm kullanımların engellenmesini, anılan tedbir kapsamında el konulan ve dava sürecinde tespit edilmesi muhtemel tüm ürünlerin imhasını ve kesinleşen hükmün ilanını talep etmiştir. Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; diğer davalı …’nin müvekkili şirketin temsilcisi olduğunu, tedbire konu iş yeri adresi ve ürünler müvekkili şirkete ait olduğundan, müvekkili şirketin yanında ayrıca şirket yetkilisine de şahsen husumet yöneltilmesinin yasal olarak mümkün olmadığını, müvekkili şirketin işyerinden ürün satın aldığını, bu alımın Beşiktaş … Noterliğinin … yevmiye numarası ile tutanak altına alındığını ve bu ürünlerin mühürlendiğini iddia eden davacı tarafın, bu ürünlerin hem kendisi tarafından hem de … sicil numaralı marka-patent ve sektör uzmanı olduğunu iddia ettiği … tarafından taklit olduğuna kanaat getirildiğini iddia ettiğini, oysa gerçekte satın alma işleminin Noter tarafından tutulan tutanağın yasaya ve gerçeğe uygun olmadığını, aynı şekilde uzman olarak tanıtılan/ nitelendirilen …’in uzman olmadığını, davacının yasaya aykırı usulde yaratılmış yasak delilleri dayanak göstererek haksız tedbir kararı talep ettiğini, Mahkemenin de 02.03.2022 tarihli 2022/28D.İş ve 2022/29 Karar sayılı tedbir kararını yasaya aykırı şekilde verdiğini, ayrıca Mahkemenin vermiş olduğu ihtiyati tedbir kararının İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … numaralı dosyasından yasaya aykırı şekilde infaz edildiğini, icra dairesin tarafından uzman olmayan ve taraflı olan …’i marka uzmanı bilirkişi olarak görevlendirdiğini, müvekkili şirketin işyerinde kararın infazı sırasında …’in gerçekte bilirkişiliğe dair tüm yetkilerini davacının çalışanlarına kullandırdığını davacı çalışanlarının dilediği üründen dilediği kadarına el koyduğunu, tutanağa göre 19.317 adet müvekkiline ait ürüne bu şekilde yasaya aykırı iş ve işlemlerle haksız şekilde el konulduğunu, HMK madde 189/2 gereğince toplanan ürünlerin inceleme yasağına tabi olduğunu, yargılamanın hiçbir aşamasında inceleme, değerlendirme veya kanaate esas alınamayacağını, Mahkemenin açık yasa hükmüne aykırı şekilde hem ürünler üzerinde inceleme yaptırdığını hem de yasaya aykırı şekilde inceleme yasağına rağmen hazırlanan yasaya aykırı raporu gerekçe göstererek yasaya aykırı tedbir kararı verdiğini, açılan dava haksız ve hiçbir geçerli delile dayanmadığını, müvekkilinin davacı tarafın marka hakkına hiçbir şekilde tecavüz etmediğini, haksız rekabete neden olmadığını, faturalı orijinal ürün satın alıp sattığını, yaklaşık ispat koşullarının gerçekleşmediğini, noter evrakının usule uygun olmadığını, davacı vekilinin- infaz memurunun ve …’in mesleklerine aykırı davrandıkları iddiası ile suç duyurusunda bulunduklarını, anayasaya uygun hakkaniyetli yargılanma talep ettiklerini, yasaya aykırı delille karar verilmeyeceğini beyanla ihtiyati tedbir kararına itiraz ederek tedbir kararının kaldırılmasını ve müvekkilinin ürünlerinin müvekkiline teslimini, iddia olunan vakıaları inkar ile davanın reddini savunmuştur. Davalı şirket vekili tarafından ihtiyati tedbire itiraz edilmiş, 21/03/2022 tarihinde davacı vekili tarafından Mahkemenin 2022/67 Esas sayılı dava dosyası ile dava açıldığı belirlenmekle, ilk derece Mahkemesince tedbire itiraz Mahkemenin 2022/67 Esas dosyası üzerinden mürafaa duruşması ile 14.04.2022 tarihinde değerlendirilmiştir. İlk derece Mahkemesi tarafından ihtiyati tedbire davalı şirketin itirazına ilişkin 14.04.2022 tarihli ara karar ile yapılan değerlendirme neticesinde, ” … 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. … 6100 sayılı HMK’nun 389/1. maddesinde mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, 390/son maddesinde ise tedbir talep edenin davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu belirtilmiştir. … Mahkememiz tarafından itirazın duruşmada değerlendirilmesi için mürafaa günü belirlenmiş, mürafaa günü taraflara tebliğ edilmiştir. … İtiraz eden vekili mürafaa duruşmasında, yazılı itirazlarını tekrarla noter tespit tutanağına istinaden rapor düzenleyen bilirkişi ile icra müdürlüğünce görevlendirilip tespite gelip rapor hazırlayan bilirkişinin aynı olduğunu, bu sebeple tarafsız olmadığını, müvekkilinin el konulan ürünlerinin tamamının orijinal ürünler olduğunu, taklit olduğu konusunda ehil bilirkişilerce inceleme yapılmadığını, sadece 6-7 ürün incelenmesine rağmen 19.317 ürüne el konulduğunu, ürünlerin toplamı 1.5 milyon civarında olduğunu, müvekkilinin tedbir nedeniyle çok büyük zararı oluştuğunu, biran evvel tedbirin kaldırılmasını ve ürünlerin müvekkiline teslimini talep etmiştir. … Davacı vekilleri mürafaa duruşmasında, Tedbir kararının yerinde olduğunu, el konulan ürünlerin taklit ürünler olduğunu, bu ürünlere ayrıca ceza dosyası ile de el koyma kararı verildiğini, müvekkilinin ileride ürünlerin sahte olmaması halinde davalının zararlarını karşılayabilecek durumda olduğunu, yapılan tespit ve raporların usule uygun olduğunu, tedbirin devamına karar verilmesini talep etmiştir. … İddia, savunma, Mahkememizin 2022/28 D.iş sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davalı şirket vekilince ihtiyati tedbir kararına dayanak tespit işleminin ehil olmayan bilirkişi tarafından yerine getirildiği, bilirkişinin görevini ihmal nedeniyle İstanbul Bilirkişilik Bölge Kuruluna şikayet edildiği ayrıca bilirkişinin noter tespit tutanağını hazırlayan bilirkişi ile aynı olması sebebiyle tespitin usul ve yasaya uygun olmadığı, ürünler üzerinde yeterince inceleme yapılmadığı sebebiyle tedbirin kaldırılması talep edilmiş, davacı vekilince tedbir kararının yerinde olduğu tespiti yapılan ürünlerin taklit ürünler olduğu belirtilerek tedbirin devamı devam edilmiş buna göre davacı şirketin TPMK nezdinde … ibareli … numaralı markanın 16,35,37,39,40,41, ve 42. Sınıflarda … numaralı … ibareli markanın 04,06,07,08,09,11, ve 12. Sınıflarda … numaralı … ibareli markanın 04,06,07,08,09,11,12,16,17,35,37,38,39,40,41, ve 42. Sınıflarda ve … numaralı … + Şekil ibareli markanın 04,06,07,08,09,ve 12. Sınıflarda tescilli sahibi olduğu davalı şirkete ait iş yerinde yaptırılan tespit neticesinde alınan 17/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda 19.317 adet taklit markalı … tespit edildiğinin belirtildiği, mahkememizce davacı şirket vekilince sunulan Beşiktaş … Noterliğinin 09/02/2022 tarih … yevmiye numaralı E- tespit tutanağı ile buna ilişkin yaptırılan 28/02/2022 tarihli bilirkişi incelemesi kapsamında tedbire konu edilen ürünlerin kaybolması veya satılmasının önlenmesi amacıyla tedbir kararı verildiği aynı zamanda davalıya ait iş yerinde tespit yapılarak taklit olduğu iddia edilen ürün tespiti halinde el konulması yönünde tedbir kararı verildiği, tedbir kararı kapsamında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile tedbir ve tespit işleminin yapılarak davalıya ait toplam 19.317 ürüne el konularak muhafaza altına alındığı, davalı vekilince yukarıda belirtildiği şekilde tedbire itiraz edilmesi üzerine açılan mürafaa duruşmasında tarafların da beyanları dikkate alınarak, rapor hazırlayan bilirkişinin daha önceden e-tespit tutanağı ile ilgili rapor hazırlayıp görüş bildirmesi sebebiyle ve davalı vekilinin diğer itirazları da karşılamak bakımından el konulan ürünler üzerinde konusunda uzman bir bilirkişi heyeti ile tespit ve inceleme yaptırılmasına ve tespit ve inceleme neticesi rapor aldırıldıktan sonra yeniden duruşma açılmak suretiyle tedbir hususunun değerlendirilmesine fakat bu geçen süreye kadar mevcut e-tespit tutanağı ve bilirkişi raporu kapsamında ürünlerin taklit olduğunun belirtilmesi ayrıca ürünler üzerinde davacıya ait … markasının da bulunması sebebiyle tedbirin devamına karar vermek gerekmiş, mahkememizce el konulan ürünler ile buna karşılık alınan teminat miktarı olan 20.000-TL kıyaslandığında teminat miktarı düşük olarak kalmış ise de mahkememizce bu hususta el konulan ürünler üzerinde inceleme yaptırılacağı ve bu inceleme neticesi ürünlerin taklit olup olmadığı, taklit ürün olması halinde ne kadarının taklit olduğu gibi hususlar değerlendirilip tedbirin kaldırılması veya devamı veya teminat miktarının arttırılması hususlarında yeniden karar verileceğinden tedbirin devamına …” denilmek suretiyle davalı vekilinin itirazlarının bu aşamada reddine, yeni bilirkişi incelemesi ve rapor alınıp neticeleninceye kadar tedbirin devamına” karar verilmiştir. Davalı şirket vekilince 03.07.2022 tarihinde bilirkişi raporuna ve ihtiyati tedbire itiraz edilmiştir. Davalı şirket vekilince 03.07.2022 tarihinde bilirkişi raporuna ve ihtiyati tedbire itiraz edilmiştir. İlk derece Mahkemesinin 06.07.2022 tarihli mürafaa duruşması sonucu ara kararı ile; ”Ara karara istinaden bilirkişilerce 03/07/2022 tarihinde sunulan raporun (davacı tarafın dosyaya sunmuş olduğu emsal ürünlerle dava konusu el konulan rulmanlar ve kutular karşılaştırıldığında ürün kutuları ve etiketleri arasında farklılıklar olduğu, orijinalliğe yönelik kesin sonucun laboratuvar incelemesi ile sağlanabileceği, keşif esnasında el konulan rulmanların piyasa değerinin net olarak belirlenmesinin mümkün olmadığı, bununla birlikte toplam tahmini değerinin KDV hariç 2.500.000-TL — 3.000.000-TL civarında olabileceği, davacıya ait “…” markalarının davalı tarafından ticari amaçla bulundurulan çeşitli rulman ürünlerinde aynen veya çok benzer şekilde taklit olarak kullanıldığı, bu durumun da SMK’nın 29/1. Maddesi gereği marka hakkına tecavüz oluşturduğu, dava konusu taklit kullanımın tüketici gözünde davacı ile davalılar arasında ticari ilişki var olduğu algısını yaratabileceği karşısında tüketicide oluşacak bu karıştırılmanın TTK’nın 55/1-a-4 maddesi anlamında haksız rekabet oluşturacağı algısını yaratabileceği, tüketicide oluşacak bu karıştırılma nedeniyle TTK’nın 55/1-A-4 maddesi anlamında haksız rekabet oluşturacağı, bu tespitler karşısında SMK’nın 149/1-f maddesi gereğince el konulan taklit ürünlerin üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhasının talep edilebileceği) teknik olarak değerlendirildiği, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtildiği, 6100 sayılı HMK’nun 389/1. maddesinde mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, 390/son maddesinde ise tedbir talep edenin davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu, tüm dosyası kapsamı, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, Mahkemenin 2022/28 D.iş sayılı dosyasından 02/03/2022 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verildiği, bu tedbir kararı kapsamında, İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden davalı iş yerinde yapılan tespit neticesi taklit olduğu değerlendirilen 19.317 adet ürüne el konularak muhafaza altına alındığı, davalı şirket vekilince ihtiyati tedbir kararına dayanak tespit ve muhafaza işlemlerinde görev alan bilirkişinin ehil olmadığını, noter tespit tutanağını hazırlayan bilirkişi ile mahkemenin icra müdürlüğü marifetiyle yaptırılan tespit ve muhafaza işleminde bulunan bilirkişinin aynı kişi olması nedeniyle tedbir kararının usul ve yasaya uygun olmadığı sebebiyle 15/03/2022 tarihinde tedbire itiraz edildiği, mahkemece 14/04/2022 tarihinde yapılan mürafaa neticesinde noter tespit tutanağını düzenleyen bilirkişi ile icra müdürlüğünün tespit ve muhafaza işlemi sırasında görev alan bilirkişinin aynı olması sebebiyle yine bilirkişi hakkında İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulunca ceza verildiği de tespit edilip bu husus da dikkate alınarak el konulan 19.317 ürün üzerinde mahkememizce tespit edilecek konusunda uzman bilirkişi heyetince yeniden inceleme yapılmasına ve tedbire itirazın bu inceleme neticesinde değerlendirilmesine fakat o tarihe kadar geçecek süre içesinde ihtiyati tedbirin devamına yönelik karar verildiği, mahkemece yetkilendirilen bilirkişi heyetince el konulan ürünler üzerinde yapılan inceleme neticesi oluşturulan 03/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda sonuç itibariyle, ürünlerin orijinal olup olmadığına yönelik kesin sonucun laboratuvar incelemesi sonucu anlaşılacağı, el konulan ürünler üzerindeki ürün kutuları ve etiketler ile davacıya ait orijinal emsal ürünler arasında farklılıklar olduğu ve bu durumun marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu yönünde görüş bildirildiği, el konulan ürünlerin sahte olup olmadığı yönünde davanın esası bakımından gerekirse laboratuvar incelemesi de dahil olmak üzere tüm deliller toplandıktan sonra yeniden değerlendirme yapılacağı fakat mevcut delil durumu itibariyle mahkemenin 2022/28 D.iş sayılı dosyasıyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosya marifetiyle yapılan tespit de yer alan bilirkişinin aynı zamanda davacı tarafından yaptırılan noter tespit tutanağında bilirkişi olarak da görev alması sebebiyle o bilirkişi raporuna davalı tarafından itiraz ettiği de dikkate alınmak suretiyle ihtiyati tedbir kararına itirazın mahkemece en son aldırılan 03/07/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre bilirkişilerin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet olduğu yönünde kanaat bildirilmesi karşısında mevcut durum itibariyle ihtiyati tedbir kararına davalı şirket itirazının reddine karar verilmiş fakat el konulan ürünlerin çokluğu ve değeri göz önününe alındığında mahkemece ilk olarak takdir edilen 20.000-TL teminat miktarının çok düşük kaldığı gerekçesi ile davalı şirket vekilinin bu yöndeki itirazlarının kabulü ile, teminat miktarının tüm dosya kapsamı bakımından takdiren 600.000-TL’ye yükseltilmesine karar verilmiş, neticeten tedbire itiraz kısmen kabul kısmen reddedilmiş, ürünler üzerine konulan tedbirin devamına, teminat miktarının 600.000-TL olarak takdirine, davacı vekiline eksik olan 580.000-TL teminatı yatırması için araya bayram tatili de girdiği düşünülerek 19/07/2022 mesai bitimine kadar kesin süre verilmesine, bu tarihe kadar eksik teminat yatırılmadığı takdirde, tedbirin kendiliğinden kalkacağının ihtarına” karar verilmiştir. Davalı şirket vekili 16.05.2022 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesini tekrarla, İstanbul Bölge Bilirkişi Kurulu Başkanlığının “uzmanlık alanı dışında kalan konularda görev kabul etmesi” ve “tedbir isteyen lehine uzman görüşü düzenlediği halde daha sonra bilirkişi olarak görev kabul etmesi” sebebiyle 1 yıl süre ile geçici olarak listeden çıkarılması karar verdiği … sicil numaralı Bilirkişi …’in tanzim ettiği 28.02.2022 tarihli “bilirkişi ön raporu” ve 17.03.2022 tarihli “bilirkişi raporu” dayanılarak İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin “davalı tarafın ihtiyati tedbire yönelik itirazının bu aşamada reddine” dair 14.04.2022 tarihli ara kararının kaldırılması ile usul ve yasaya aykırı el konulduğu savunulan 19.317 adet ürünün müvekkiline iade edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 07.06.2022 tarihli istinafa cevap dilekçesinde özetle; tedbir talep dilekçesi ile dava dilekçesini tekrarla, davalının istinaf nedenlerinin reddinin gerektiğini, ihtiyati tedbirin yerinde olduğunu beyanla davalı şirket istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi savunulmuştur. Davalı şirket vekili 28.07.2022 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesini tekrarla, yasaya aykırı, denetime elverişsiz, maddi dayanaktan yoksun ve yasak bulgular üzerinde yapılan yasaya aykırı inceleme neticesinde düzenlendiğini iddia ettiği 03.07.2022 tarihli itirazlarına konu “bilirkişi raporuna” dayanılarak İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2022/28 D.İş 2022/29K sayılı 02.03.2022 tarihli yasal ve maddi dayanaktan tümüyle yoksun yasaya aykırı ihtiyati tedbir kararına dönük haklı itirazlarının kısmen reddine dair 06.07.2022 tarihli 2022/67 E (20222/28 D.İş sayılı) usul ve yasaya aykırı “ihtiyati tedbire yönelik itirazın kısmen reddine” dair ara kararın kaldırılması ile usul ve yasaya aykırı el konulduğu savunulan 19.317 adet ürünün müvekkiline iade edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 07.09.2022 tarihli istinafa cevap dilekçesinde özetle; tedbir talep dilekçesi ile dava dilekçesini tekrarla, davalının istinaf nedenlerinin reddinin gerektiğini, ihtiyati tedbirin yerinde olduğunu beyanla davalı şirket istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi savunulmuştur. Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan/ olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep şu şekildedir: Talep; aleyhine tedbir istenen gerçek/ tüzel kişilerin “… mh. … Cad. N:.. Ümraniye/İSTANBUL” adresinde tespit yapılarak … markalarına havi taklit ürünlerin tespiti halinde ürünlere el konulması, iş yerindeki vergi kayıtlarının tutanak altına alınarak, taraf teşkili açısından iş yerinin kime ait olduğunun tespiti yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece Mahkemesinin 2022/ 28 Değişik İş sayılı dosyasında tedbir talebi kabul edilmiş, davalı vekilinin itirazı Mahkemenin 2022/67 Esas sayılı dosya üzerinden incelenmiş, 14.04.2022 tarihinde itirazın reddine karar verilmiş, bu karar davalı şirket vekilince istinaf edilmiş, bu esnada bilirkişi raporu alınarak yeniden değerlendirme ile Mahkemece itiraz kısmen kabul edilerek 06.07.2022 tarihinde tedbirde davacıdan alınan teminatın miktarı yükseltilmiştir. 6100 Sayılı HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri re’sen gözetilmek üzere istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. 14.04.2022 tarihli ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin ara karar henüz istinaf aşamasında iken, ilk derece Mahkemesi tarafından davalı vekilinin itiraz nedenleri ile bilirkişi raporu ve rapora beyanlar gözetilerek 6100 Sayılı HMK’nın 396. maddesi uyarınca ihtiyati tedbire itirazın teminatın miktarı yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş olmakla, ilk istinafa konu 14.04.2022 tarihli ara karara ilişkin yapılan itirazlar (istinaf nedenleri ile aynı/ benzer olmakla) Mahkemece yeniden ele alınıp değerlendirilmiştir. Bu durumda ilk istinaf başvurusunun ilk derece Mahkemesi tarafından itiraz değerlendirmesi ile bir kısmının konusuz bırakıldığı/ kaldığı belirlenmiştir. Mezkur ilk karara karşı davalı şirket vekilinin istinafının varlığı gözetildiğinde, kararın verildiği tarih itibarı ile haklılık değerlendirmesi yapılması gerekmiş ancak itirazlar ve istinafların içeriği birbiri ile örtüşmekle ve değerlendirilmekle gelinen aşamada mevcut duruma göre aşağıdaki şekilde değerlendirme yapılmıştır. Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir, ihtiyati tedbir talep edenin davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunluluğu vardır. İhtiyati tedbir talep eden haksız çıktığı taktirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararları karşılamak için teminat göstermelidir, teminat tutarını ve şeklini hakim serbestçe tayin eder. İhtiyati tedbirin kabulü kararına karşı itiraz ile; ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak kararı veren Mahkeme’ye itiraz edilebilir. İtiraz sebeplerinin açıkça gösterilmesi gerekir ve itiraza konu tüm delillerin dilekçeye eklenmesi gerekir. İlk derece Mahkemesi tarafından davacının ihtiyati tedbir talebi karşısında, dava konusu özel ve teknik bilgi gerektirmekle dosya bilirkişiye tevdi edilmiş; bilirkişi tarafından davacı tarafın dosyaya sunmuş olduğu emsal ürünlerle dava konusu el konulan rulmanlar ve kutular karşılaştırıldığında ürün kutuları ve etiketleri arasında farklılıklar olduğu, orijinalliğe yönelik kesin sonucun laboratuvar incelemesi ile sağlanabileceği, keşif esnasında el konulan rulmanların piyasa değerinin net olarak belirlenmesinin mümkün olmadığı, bununla birlikte toplam tahmini değerinin KDV hariç 2.500.000,00 TL- 3.000.000,00 TL civarında olabileceği, davacıya ait “…” markalarının davalı tarafından ticari amaçla bulundurulan çeşitli rulman ürünlerinde aynen veya çok benzer şekilde taklit olarak kullanıldığı, bu durumun da SMK’nın 29/1. Maddesi gereği marka hakkına tecavüz oluşturduğu, dava konusu taklit kullanımın tüketici gözünde davacı ile davalılar arasında ticari ilişki var olduğu algısını yaratabileceği, tüketicide oluşacak bu karıştırılmanın TTK’nın 55/1-a-4 maddesi anlamında haksız rekabet oluşturacağı algısını yaratabileceği, tüketicide oluşacak bu karıştırılma nedeniyle TTK’nın 55/1-A-4 maddesi anlamında haksız rekabet oluşturacağı, bu tespitler karşısında SMK’nın 149/1-f maddesi gereğince el konulan taklit ürünlerin üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhasının talep edilebileceği, teknik olarak raporlanmıştır. İddia- savunma- davacı ile davalılar tarafından dosyaya sunulu bilgi- belge- deliller kapsamı ile bilirkişi raporundaki tespitler gözetilerek, davalılar tarafından davacının mali haklarına zarar verme ihtimalinin olduğu değerlendirilerek, ilk derece Mahkemesi tarafından bu aşamada tedbirin verilmesine dair yaklaşık ispata kanaat getirilmesi isabetli bulunmuştur. Mahkemenin ihtiyati tedbirin kabulü ile belirlediği teminat miktarı da makul, ölçülü ve dengeli bulunmuştur. Bu durumda davalının ihtiyati tedbire itirazının reddine, teminata ilişkin itirazın kabulüne dair ilk derece Mahkemesi’nin kararı yerindedir. Davalının sair itiraz ve istinaf nedenleri iş bu inceleme konusu olmayıp yargılamaya yönelik savunma kapsamında kaldığından ilk derece Mahkemesi tarafından esas hükümle değerlendirilecektir. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; tarafların dayandığı bilgi- belge ve delillere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, yargılamanın bulunduğu aşama gözetilerek, mevcut durum itibarı ile ihtiyati tedbir şartları oluşmakla davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulü kararına karşı davalı şirketin itirazının reddine ve sonrasında teminata ilişkin itiraz yönünden kısmen kabulüne dair verilen ilk derece Mahkemesinin kararlarına karşı davalı şirket vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiş, yargılamanın bu safhasında mevcut duruma göre ilk derece Mahkemesi tarafından ihtiyati tedbirin kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu değerlendirilmiş, yapılan inceleme sonucunda ilk derece Mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı şirket vekilinin istinaf taleplerinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 14/04/2022 tarihli ve 06.07.2022 tarihli 2022/67 Esas sayılı kararlarına karşı davalı şirket vekili tarafından yapılan istinaf taleplerinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince 16.05.2022 tarihli istinaf başvurusu için alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı davalı şirket tarafından peşin yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince 28.07.2022 tarihli istinaf başvurusu için alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı davalı şirket tarafından peşin yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 4- Davalı şirket tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,5- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,7- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 13/10/2022