Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/962 E. 2022/1148 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/962
KARAR NO: 2022/1148
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/12/2021 (Ara karar)
NUMARASI: 2021/612 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili 27/09/2021 tarihli ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; Ticaret sicil kaydına göre, şirketi temsil ve çek düzenleme yetkisinin, şirketin 2 müdürünün müşterek imzalarıyla düzenleneceğinin belirtildiğini, davaya konu çekte tek imza bulunduğundan, yasal olarak geçerli olmadığını beyanla, … Güneşli Şubesi 29.09.2021 vade tarihli, … çek numaralı ve 40.000,00 USD bedelli, keşidecisi … Tic. Ltd. Şti. olan çek hakkında İİK madde 72/II uyarınca davacı şirketin telafisi mümkün olmayan zararlar ile karşılaşmaması için teminatsız olarak, mahkeme aksi kanaatte ise teminat karşılığında davalılar tarafından tahsili amacıyla yapılabilecek icra takiplerinin tedbiren durdurulmasını ve çekin bankaya ibraz edilmesi halinde ödeme yasağı kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; 10/12/2021 tarihli ara kararı ile İİK 72/2. maddesi uyarınca icra takibinden önce açılan menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir talep edebileceği anlaşıldığından, … Tic. Ltd. Şti. ve … Tic. A. Ş. bakımından talebin kabulü ile %20 oranında teminat yatırılması halinde, davaya konu … Güneşli Şubesi 29.09.2021 vade tarihli, … çek numaralı ve 40.000,00-USD bedelli çekin davalı tarafça dava sonuçlanıncaya kadar takibe konulmasının tedbiren engellenmesine, davacı …’ın davaya konu çekte lehtar olduğu, keşideci olmadığı anlaşıldığından davacı …’ın tedbir talebinin reddine, çekin fiili ödeme aracı olması ve dilekçedeki şahsi defiler sebebiyle davacılar vekilinin ödeme yasağı talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili 21/12/2021 havale tarihli itiraz dilekçesinde özetle; Davaya konu çekin, keşide tarihi olan 29.09.2021 tarihinde bankaya ibraz edildiğini ve çekin karşılığının olmadığının arkasına şerh edildiğini, 06.07.2021 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi suretinden, şirketin önceki ortağı ve yetkilisi …, … ve …’ın şirketi temsil yetkilerinin sona erip, … ve …’in şirket müdürlüğüne seçildiklerinin ve bu kişilerin şirketi müştereken temsile yetkili olduklarının anlaşıldığını, dava konusu çekin teslim edildiği 18.06.2021 tarihinde şirketi münferiden temsil yetkisinin …’de olduğunu ve çekin …’den teslim alındığını, dava konusu çekin …. Ltd. Şti. yetkili temsilcisi tarafından keşide edildiğini ve ciro yoluyla … Tic. A.Ş.’nin yetkili temsilcisi imzası ile 18.06.2021 tarihinde davalı şirket yetkilisine teslim edildiğini, davacıların birlikte hareket ederek davalı şirketi zarara uğratmak, dava konusu çekin tahsilini geciktirmek yada bu imkanı ortadan kaldırmak maksadıyla, çekin davalı şirkete tesliminden sonraki tarihte, şirketi temsile yetkili kişilerinde değişiklik yaptıklarını, çekin icra takibine konu edilmesini engellemek maksadıyla da mahkemeyi yanıltmaya çalıştıklarını beyanla, İİK. 72. md uyarınca koşulları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin kabulü yönündeki ara kararın ve ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 21/04/2022tarihli ara kararıyla; Talebin, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istemine ilişkin olduğu, Davacıların dava konusu çekteki imzalara açıkça itiraz ettikleri ve yine çeki düzenlemeye şirketin iki müdürünün müştereken yetkili olmasına rağmen, çekte tek imza bulunduğunu ileri sürdüklerinden, mahkemece imza incelemesi yapılması gereken dosya hakkında tedbir kararı verilmiş olduğundan, davalının bu yöndeki itirazlarına bu sebeple itibar edilemediği, davalının itiraz dilekçesindeki diğer itirazlarının ise HMK 394/4. maddesinde sayılan itiraz sebeplerinden olmadığı anlaşıldığından, davanın İİK 72/2. maddesi uyarınca icra takibinden önce açılan menfi tespit davası olduğu, ihtiyati tedbir talep edenin HMK 389. ve 390/3 maddeleri gereği haklılığını yaklaşık olarak ispat ettiği kanaatiyle davacı şirketler yönünden usulüne uygun ihtiyati tedbir kararı verildiği anlaşılmakla, karşı tarafın HMK 394/4. maddesi şartlarını taşımayan tedbire itirazlarının reddine karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Dava konusu çekin, … Tic. Ltd. Şti. yetkili temsilcisi tarafından … lehine keşide edildiğini ve ciro yoluyla … A.Ş’nin yetkili temsilcisi imzası ile 18.06.2021 tarihinde müvekkili şirket yetkilisine teslim edildiğini, dava konusu çekin teslim edildiği 18.06.2021 tarihinde …’nin şirketi münferiden temsile yetkili olduğunu, davalılardan … A.Ş.’ne ait 18.06.2021 tarihli ve … tarafından imzalanmış çek çıkış bordrosunun iddialarını kanıtladığını, Davacıların birlikte hareket ederek müvekkili şirketi zarara uğratmak, dava konusu çekin tahsilini geciktirmek yada ortadan kaldırmak maksadıyla, çekin müvekkili şirkete tesliminden sonraki tarihte, şirketi temsile yetkili kişilerinde değişiklik yaptıklarını, çekin icra takibine konu edilmesini engellemek maksadıyla mahkemeyi yanıltmaya çalıştıklarını, davacıların kötüniyetinin belgelerle sabit olup, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen cevabı da iddialarını desteklediğinden, İİK md. 72 koşullarının oluşmadığını,
…’ın tedbir talebinin, dava konusu çekte keşideci olmadığı gerekçesiyle reddedilmiş olması karşısında, davacılardan … Tic. A.Ş.’nin de çekte keşideci olmaması sebebiyle, aynı gerekçe ile tedbir talebinin reddedilmesi gerektiği halde kabul edildiğinden,verilen kararın kendi içerisinde çelişkili olduğunu, Davacı şirketlerin davaya konu çekteki imzalara ilişkin itirazlarının kötü niyetli olduğunu, dava konusu çekin teslim tarihinden sonra, şirket yetkililerinde değişiklik yapılmış olduğunu ve çek keşide etme yetkisinin müşterek yetkiye dönüştürüldüğüne ilişkin dayanak belgelerinin cevap dilekçesi ekinde sunulduğu ve davacıların iddiaları çürütüldüğü halde, ilk derece mahkemesince dosyaya sunulan deliller göz ardı edilerek hüküm tesis edildiğini, İtirazın 21.12.2021 tarihli dilekçe ile yasal süresi içerisinde yapılması, itiraz sebeplerinin detaylı şekilde izah edilmesi ve iddiaların dayanağı olan belgelerin dosyaya sunulması karşısında, itirazlarının, HMK md. 394/4 maddesinde sayılan itiraz sebeplerinden olmadığı yönündeki gerekçenin yerinde olmadığını, Davacıların HMK 389 ve 390/3 maddeleri gereği haklılığını yaklaşık olarak ispat ettikleri yönündeki gerekçenin de dosya kapsamı ile çeliştiğini, Davacıların, çekin yetkisiz temsilci tarafından imzalanmış olduğu yönündeki iddialarının, cevap dilekçesi ekinde dosyaya sunulan çek teslim bordrosu ile çürütülmüş olması karşısında, ilk derece mahkemesinin, davacıların haklılığını HMK md. 390/3 uyarınca yaklaşık olarak ispat ettiği yönündeki gerekçenin hatalı ve dosya kapsamı ile örtüşmediğini, izah edilen ve resen gözetilecek sebeplerle ilk derece mahkemesinin 14.04.2022 tarihli ihtiyati tedbir kararına itirazların reddi yönündeki kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davalı vekilince, ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin karar aleyhine istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Dava konusu çek, … Tic. Ltd. Şti. tarafından tek imzalı olarak … lehine 29/09/2021 keşide tarihli olarak keşide edildiği, … tarafından … Tic. A.Ş’ne ciro edildiği, … San. ve Tic. A.Ş. tarafından davacı tarafa ciro edildiği, 18/06/2021 tarihinde … sayılı çek tevdi bordosu ile davalı tarafa teslim edildiği, davacı tarafça 29/09/2021 tarihinde bankaya ibrazında karşılıksız kaşesinin vurulduğu tespit edilmiştir. Cevap dilekçesi ekinde sunulan 25/03/2020 tarih ve 10044 sayılı ticaret sicili gazetesinden; … Tic. Ltd. Şti.’nin 17/03/2020 tarihli 2020/01 sayılı genel kurul kararı ile; … ve … 17/03/2025 tarihine kadar şirket müdürlüğüne ve şirketi münferit imzaları ile temsile yetkili kılındıkları, … Tic. A.Ş.’nin 20/03/2020 tarihli genel kurul kararı ile; …’ün Yönetim Kurulu Başkan vekili, …’nin Yönetim Kurulu Başkanı ve 20/03/2025 tarihine kadar şirketi münferit imzaları ile temsile yetkili kılındıkları tespit edilmiştir. Mahkemece getirtilen 02/12/2021 tarihli yazı cevabı ekindeki ticaret sicil kayıtlarından ve 06/07/2021 tarihli 10364 sayılı ticaret sicil gazetesi örneğinden pay devrine bağlı olarak; … Tic. A.Ş.’nin yönetim kurulu üyelerinden …’nin 20/03/2020-02/07/2021 tarihleri arasında şirketi münferiden temsile yetkili olduğu, 02/07/2021 tarihinden itibaren … ve …’in müştereken şirketi temsile yetkili kılındığı, … Ltd. Şti.’nin yönetim kurulu üyeleri …, …’ün şirketi münferit imzaları ile temsile yetkileri kaldırılarak, … ve …’in müşterek imzaları ile temsil etmelerine karar verildiğinin ilan edildiği tespit edilmiştir. Dava konusu çekin teslim tarihi 18/06/2021 olup, davacılar vekilince çek tevdi bordrosuna itiraz edilmemiştir. Bu hali ile çekin ileri tarihli keşide edildiği, şirketi temsile yetkili kişilerin ve temsile yetkili kişi sayısının arttırılmasına ilişkin değişikliğin çekin keşide ve davalı tarafa tevdi tarihinden sonra olduğu, çekin davalı tarafa teslim tarihi itibariyle …’nin, keşideci ve ciranta, şirketi tek imza ile temsil ve ilzama yetkili olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Mahkemece; …’ın çekin keşidecisi olmaması, lehtar olması gerekçe gösterilerek tedbir talebi reddedilmiş, davacı … A.Ş. de çekte ciranta olup keşideci olmadığı halde tedbir talebinin kabulüne karar verilmiştir. Davacılardan … ve … Tic. A.Ş. her ikisi de çekte keşideci olmadığı halde, … yönünden keşidece olmaması gerekçe gösterilerek tedbir talebinin reddine karar verilip, … Tic. A.Ş. yönünden tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi, kararda çelişki yarattığından, bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde olmakla kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.Davacı tarafça dava dilekçesinde; “Dilekçemiz ekinde sunduğumuz ticaret sicil evrakları incelendiğinde şirketi temsil etmeye ve çek düzenlemeye şirketin 2 müdürünün müştereken imzalayacakları 2 imzayla düzenleneceği belirtilmiştir. Davaya konu çekte tek imza bulunmaktadır. Yasal olarak geçerli bir çek değildir. Dolayısıyla çekteki imzaya açıkça itiraz ediyoruz” sözlerinden; tek imza ile çek düzenlenemeyeceği itirazında bulunulduğu, imzanın kendisine itiraz edilmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafça, imzanın kendisine itiraz edilmediği halde, mahkemece hatalı değerlendirme ile imza itirazı olduğu tespitinde bulunulmuştur. Davacı şirketleri temsile yetkili kişilerin ve tek imza ile temsil şeklinin çift imza olarak değiştirilmesi, çekin tevdi edildiği 18/06/2021 tarihinden sonra olduğu mevcut belgeler ile sabit olmuştur. Değişiklikten önce tek imza ile şirketi temsile yetkili kişinin … olduğunun mevcut şirket yetkililerince bilinmesi gerekip, bilinmediği iddiası TMK 2. maddesindeki iyi niyet kurallarına aykırı olduğundan, dosya içerisinde mevcut Bakırköy … Noterliği’nin 03/04/2020 tarihli … yevmiye numaralı imza sirkülerindeki … imzası ve davacı tarafça imzaya itiraz etmemesi nazara alındığında, davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazının kabulü gerekirken reddine karar verilmesi usule aykırı olduğundan, istinaf sebebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davalı tarafça, tedbire itiraz dilekçesi yasal süresi içerisinde verilmiş, itiraz gerekçeleri belirtilmiş olduğundan, dosya kapsamı ile çekteki imzanın kendisine inkar edilmediği, çekin tevdi bordrosu ile davalı şirkete teslim edildiği tarihte davacı şirketlerin …’nin münferit imza ile temsil ve ilzam edildikleri, dosya içerisindeki imza sirkülerinde … imzası ile çekteki imzanın benzerliği dikkate alınarak değerlendirme yapılması, davacı tarafın HMK 389 ve 390/3 maddeleri gereği haklılığın yaklaşık olarak ispat olgusunun yeniden değerlendirilmesi gerekirken, değerlendirilmediği tespit edildiğinden, davalı tarafın itirazının kabulü ile yukarıda belirtilen şekilde inceleme yapılarak itiraz yönünden karar verilmek üzere kararın 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. ve 394/5. maddeleri gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2- İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin tarih ve 2021/612 E. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. ve 394/5. maddeleri gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/06/2022