Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/953 E. 2022/1130 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/953
KARAR NO: 2022/1130
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/03/2022
NUMARASI: 2021/1055 E. – 2022/298 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalının Tekirdağ İli, Saray İlçesi, … Köyünde …’dan miras yolu ile intikal eden yerlerin satılması için sözlü olarak anlaştıklarını, buna istinaden “sözleşme” başlıklı belge imzalandığını, müvekkilinin kızına ait hesaba 20.000,00 TL ödendiğini, müvekkiline sözleşme denilerek imzalatılan belgenin alt kısmında senet yer aldığını ve esasen kendisine senet imzalatıldığını, senedin boş olduğunu eve gelince fark ettiğini, davalıdan senetlerin iade edilmesi istenilmiş ise de aynı deftere ait olduğu anlaşılan bir belgeyi getirdiğini, fakat müvekkilinin kendisinin imzaladığı belge olmadığını anladığını, üzerindeki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını gördüğünü, davalı hakkında Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/4058 sayılı dosyası ile şikayette bulunulduğunu, müvekkilinin, Lüleburgaz … Noterliği’nin … yevmiye nolu vekaletname ile ilgili Çorlu … Noterliği … yevmiye nolu 10/12/2021 tarihli azilnameyi keşide ettiğini, davalının, müvekkilinin kızının hesabına gönderdiği 20.000,00 TL’yi yasal faizi ile iade ettiğini, davalı ile müvekkili arasında geçerli bir sözleşme yahut borç doğuran başkaca bir hukuki ilişki bulunmadığını, isim ve imza kısmı dışında tümüyle boş olan senedin kambiyo vasfını taşımadığının açık olduğunu beyanla gösterecekleri teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalı yana borçlu olmadıklarının tespitine, senedin iptaline ve iadesine, vekalet ücreti ile mahkeme masraflarının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … Köyü Silivri/ İstanbul adresinde ikamet ettiğini, dava konusu işlemin Silivri Adli Yargı Sınırları içerisinde yapıldığını ayrıca sözleme ile de yetkili Mahkemenin Silivri Mahkemeleri olduğunun belirlendiğini, Silivri ya da taşınmazların bulunduğu Tekirdağ/Saray Mahkemeleri yetkili olduğundan öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, müvekkili ile davacı arasında davacının murislerinden abisi ve kendisine kalan ortalama 2000 adet hissedarın olduğu Tekirdağ İli Saray İlçesi … Köyünde bulunan taşınmazların intikali ile müvekkili adına satışı hususunda anlaşma yapıldığını, yapılan anlaşma gereğince 15.000,00 TL elden davacının abisi …’a verildiğini, kalan 20.000,00 TL’nin de davacıya ödenmesinin kararlaştırıldığını, akabinde müvekkili ile davacı, davacının kızı …, abisi … ve annesi ile birlikte notere gidildiğini, noter işlemi bittikten sonra müvekkilinin söz konusu sözleşmeyi davacı taraftan imzalamasını istediğini, sözleşme ile bitişik teminat senedinin davacı tarafa imzalatıldığını, sözleşmenin imzalanmasının akabinde müvekkilince peşin olarak 15.000,00 TL’nin …’a, 20.000,00 TL’nin de davacı adına, davacının kızı …’un hesabına gönderildiğini, sözleşmenin imzalanmasından 1 hafta sonra davacının müvekkilinden senedi istediğini, müvekkilinin ödendiği paranın iade edilmesi halinde senedin iade edilebileceğini söylediğini, ancak davacının aldığı parayı iade etmeye yanaşmaması sebebiyle müvekkilinin senedi iade etmediğini, davacı tarafın müvekkilince kendisine gönderilen 20.000,00 TL peşinat bedelinin müvekkiline bildirimde bulunmadan 13/12/2021 tarihinde müvekkili hesabına iade ettiğini, yine davacının “20.000,00 TL’nin iade edildiğini, senedin kendisine iade edilmesini usule uygun şekilde müvekkiline bildirmeden aynı gün 13/12/2021 tarihinde iş bu davayı ikame ettiğini, davacının sözleşmenin fesh edildiğini, alınan bedelin iade edildiğini ve senedin kendilerine verilmesini usulüne uygun şekilde ihtar edip uygun ve yeterli süre vererek müvekkiline bildirmeden iş bu davayı ikamet ettiğini, sadece bir tarafın tek taraflı olarak sözleşmeyi fesh etmesinin olanaklı olmadığını beyanla, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup Asliye Hukuk Mahkemesi ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3. maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda resen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Sözleşme başlıklı metin gayrimenkul satışı konulu olup resmi şekil şartını taşımadığını, vekil eden olarak vekalet sözleşmesinin de sona erdirildiğini ve menfi tespit ve iade istemleriyle açılan davaya konu senedin iade edilmediğini, 2-İptali ve iadesi istenen boş senedin kambiyo senedi metni olduğunu, senedin zorunlu unsurları taşımadığını, bu husus dava dilekçesinde de açıkça ifade edildiğini, ancak zorunlu unsurları taşıyıp taşımadığı değerlendirmesinin dahil ticaret mahkemesinin görevi kapsamında olduğu, bu sebeple görevsizlik sebebiyle davanın reddi kararının hukuka uygun olmadığını, 3- Görevsizlik kararında gösterilen Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli ve yetkili mahkeme olmadığını, davalının adresinin Silivri’ olduğunu, davalının adresi dikkate alındığında ticari nitelikte olmayan davalar bakımından genel yetki kuralları uyarınca Silivri mahkemeleri yetkili iken , ticari davalar bakımından Bakırköy Ticari Mahkemelerinin yetki alanında olduğunu, Görev konusunda verilecek olan kararın, yetkiyi de değiştireceğini, ticari nitelikte olmadığından ticaret mahkemesinin görevsiz olduğuna karar verilecek olması halinde, görevli mahkemenin Bakırköy değil Silivri Asliye hukuk mahkemeleri olacağını belirterek izah edilen sebeplerle ve resen nazar alınacak sebeplerle görevsizlik gerekçesiyle dava şartı yokluğundan ret kararının ortadan kaldırılmasını , aksi halde görevli ve yetkili mahkemenin tayini bakımından yukarıdaki izahat nazara alınarak kararın düzeltilmesini yargılama giderinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava İİk 72.maddesi gereğince açılan menfi tespit davasıdır. Müvekkili ile davalının Tekirdağ İli, Saray İlçesi, … Köyünde …’dan miras yolu ile intikal eden yerlerin satılması için sözlü olarak anlaştıklarını, buna istinaden “sözleşme” başlıklı belge imzalandığını, müvekkilinin kızına ait hesaba 20.000,00 TL ödendiğini, müvekkiline sözleşme denilerek imzalatılan belgenin alt kısmında senet yer aldığını ve esasen kendisine senet imzalatıldığını, senedin boş olduğunu eve gelince fark ettiğini, davalıdan senetlerin iade edilmesi istenilmiş ise de aynı deftere ait olduğu anlaşılan bir belgeyi getirdiğini, fakat müvekkilinin kendisinin imzaladığı belge olmadığını anladığını, üzerindeki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını gördüğünü, davalı ile müvekkili arasında geçerli bir sözleşme yahut borç doğuran başkaca bir hukuki ilişki bulunmadığını, isim ve imza kısmı dışında tümüyle boş olan senedin kambiyo vasfını taşımadığının açık olduğunu beyanla davalı yana borçlu olmadıklarının tespitine, senedin iptaline ve iadesine, vekalet ücreti ile mahkeme masraflarının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş, Silivri ya da taşınmazların bulunduğu Tekirdağ/Saray Mahkemeleri yetkili olduğundan öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, müvekkili ile davacı arasında davacının murislerinden abisi ve kendisine kalan ortalama 2000 adet hissedarın olduğu Tekirdağ İli Saray İlçesi … Köyünde bulunan taşınmazların intikali ile müvekkili adına satışı hususunda anlaşma yapıldığını, yapılan anlaşma gereğince 15.000,00 TL elden davacının abisi …’a verildiğini, kalan 20.000,00 TL’nin de davacıya ödenmesinin kararlaştırıldığını, akabinde müvekkili ile davacı, davacının kızı …, abisi … ve annesi ile birlikte notere gidildiğini, noter işlemi bittikten sonra müvekkilinin söz konusu sözleşmeyi davacı taraftan imzalamasını istediğini, sözleşme ile bitişik teminat senedinin davacı tarafa imzalatıldığını, sözleşmenin imzalanmasının akabinde müvekkilince peşin olarak 15.000,00 TL’nin …’a, 20.000,00 TL’nin de davacı adına, davacının kızı …’un hesabına gönderildiğini, sözleşmenin imzalanmasından 1 hafta sonra davacının müvekkilinden senedi istediğini, müvekkilinin ödendiği paranın iade edilmesi halinde senedin iade edilebileceğini söylediğini, ancak davacının aldığı parayı iade etmeye yanaşmaması sebebiyle müvekkilinin senedi iade etmediğini, davacı tarafın müvekkilince kendisine gönderilen 20.000,00 TL peşinat bedelinin müvekkiline bildirimde bulunmadan 13/12/2021 tarihinde müvekkili hesabına iade ettiğini, yine davacının “20.000,00 TL’nin iade edildiğini, senedin kendisine iade edilmesini usule uygun şekilde müvekkiline bildirmeden aynı gün 13/12/2021 tarihinde iş bu davayı ikame ettiğini, davacının sözleşmenin fesh edildiğini, alınan bedelin iade edildiğini ve senedin kendilerine verilmesini usulüne uygun şekilde ihtar edip uygun ve yeterli süre vererek müvekkiline bildirmeden iş bu davayı ikamet ettiğini, sadece bir tarafın tek taraflı olarak sözleşmeyi fesh etmesinin olanaklı olmadığını beyanla, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece, göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartı olduğu, dava şartlarının kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda resen dikkate alınacak hususlardan olup HMK’nun115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş, davacı vekili iş bu kararı yukarıdaki sebeplerle istinaf etmiştir. Somut olayda davacı tarafın iddiasının sözleşme olduğu söylenerek boş senet şeklinde imzalatılan ve sonrasında iade edilmeyen senet sebebiyle borçlu olmadığının tespiti ile senedin iptali ve iadesi talebine ilişkin olduğu, dava konusu edilen senedin sadece boş olarak mı imzalatıldığı, bunun dışında senedin diğer kısımlarının doldurulup doldurulmadığı bir bedelin belirlenip belirlenmediği hususlarında beyanda bulunmak üzere davacı tarafa verilen mahkemece verilen süre içerisinde, davacı vekilince sunulan beyan dilekçesinde dava konusu senette bedel yazmadığı gibi senedin diğer kısımlarının da doldurulmamış olduğunun belirtildiği, uyuşmazlığın dava konusu belgenin kambiyo vasfına haiz bir senet olup olmadığı, bunun tespiti ve buna bağlı olarak bu senetten dolayı borçlu olunmadığının tespiti uyuşmazlığına asliye ticaret mahkemesinin ya da asliye hukuk mahkemesinin bakacağı hususunda olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu senet incelendiğinde, senette sadece isim ve imzanın bulunduğu, zorunlu unsurlar olan keşide yeri ve düzenleme tarihinin bulunmadığı, bedelde yazılmadığı, bu haliyle senedin kambiyo vasfına haiz olmadığı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olması gerektiği, somut olayda, tacir sıfatını haiz olmayan taraflar arasında düzenlenen senetlerin kambiyo senedi vasfı bulunmayıp, senedin adi senet hükmünde olduğu, bu itibarla mahkemece davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesinde olduğu, mahkemece bu yönde yapılan tespitin ve verilen kararın dosya kapsamına uygun olduğu, davacı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı ve reddi gerektiği anlaşılmakla, HMK 353/1-b/1. maddesi gereğince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/03/2022 tarih ve 2021/1055 E., 2022/298 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/06/2022