Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/851 E. 2022/1038 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/851
KARAR NO: 2022/1038
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 21/09/2021
NUMARASI: 2021/174 E. 2021/813 K.
DAVANIN KONUSU: 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı/alacaklı şirket tarafından davalı/borçlu … hakkında Şanlıurfa … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığını, davalı … davacı şirkette ücret ile çalıştığından, alacaklı vekilinin talebi üzerine gönderilen maaş haciz müzekkeresinin 21.09.2020 tarihinde davacıya tebliğ edildiğini, şirket kayıtlarına ilk sırada gelmek üzere işlenerek, 1/4 yasal kesintiden bir sonraki ay borçlu maaşı üzerinde önceki sırada yer alan Gaziantep İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına son borç tutarı 159,00-TL ödenerek, Eylül ayı kesintisinin icra müdürlüğü hesabına 30.10.2020 tarihinde 413-TL olarak yatırıldığını, davacının yasal kesintisinin 2020 yılında 575,00-TL, 2021 yılında 697,00-TL olduğunu, davacı şirketin icra dosyasına 2020 yılı Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, 2021 yılı Ocak ve Şubat ayı maaş kesintileri, toplamda 6 aylık çalışmanın karşılığı olan ücretin 1/4′ ünü ödemekle yükümlü olup, bu kesintiler dışında davacı şirketin davalı …’a bir borcu ve icraya ödeme yapma yükümlülüğü bulunmadığını, davalı şirketin maaş haciz kesintisi yapılmakta olan icra doyasından davacı şirkete 89/1, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamesi gönderilmesini talep ettiğini, 89/3 haciz ihbarnamesinin 25.02.2021 tarihinde e-tebliğ olarak alındığını, davalı şirket tarafından davacı şirkete 89/1,2,3 haciz ihbarnamesi gönderilmesinin usulsüz ve kötüniyetli olduğunu, davalı şirketin davalı …’ın çalışan olduğunu, sorumluluğun ancak çalıştığı sürelerle sınırlı olduğunu bildiği halde ve dosyaya kesinti yapılmasına rağmen 89/1,2 ve 3 göndermek suretiyle davacı şirketi tüm borçtan sorumlu hale getirmeye çalıştığından, usulsüz olarak olarak gönderilen 89/1,2,3 haciz ihbarnamelerine itiraz ile iptalini talep ettiklerini, davalı …’ın davacı şirketten başka hak ve alacağı bulunmadığını, açıklanan sebeplerle; Şanlıurfa … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı sayılı dosyasından davacı şirkete gönderilen 89/1,2,3 haciz ihbarnameleri sebebiyle davacı şirket hakkında işlem yapılmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davanın icra dosyasına bildirilmesini, davacı şirkete gönderilen 89/1,89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin, aynı dosyadan hem maaş haciz müzekkeresi, hem de 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesi sebebiyle iptalini, 89/1,2,3 haciz ihbarnameleri sebebiyle müvekkili şirketin davalı …’a borçlu olmadığının tespiti ile icra dosyasından gönderilen 89/1,2,3 haciz ihbarnamelerinin iptalini, davalının % 20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Davalı … Tic. Ltd Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı… Ltd. Şti. tarafından borçlu … aleyhine Şanlıurfa … İcra Dairesi’nde … Esas sayılı dosyası ile 05.07.2019 tarihinde Örnek-10 Kambiyo Senetlerine Mahsus İcra Yolu ile takip başlatıldığını, borçlu …’a gönderilen ödeme emrinin kesinleştiğini, yapılan sorgulamalarda borçlunun dosya davacısı olan … İnş. San. Ltd. Şti’nde sigortalı olarak çalıştığının tespiti üzerine, şirkete öncelikle 07.09.2020 tarihinde maaş haczi müzekkeresi gönderildiğini ve 21.09.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, davacı şirketin maaş haczi müzekkeresi için icra dosyasına bilgi vermediğini, tebliğden 40 gün sonra dosyaya 30.10.2020 tarihinde 413 TL yatırdığını, maaş haczi kesintisinin yapılmaması ve şifahen görüşülmesine rağmen şirketin ödeme yapmaması üzerine, 24.12.2020 tarihinde borçlunun şirket nezdindeki hak ve alacaklarının haczi için 89/1 ihbarı gönderildiğini, elektronik tebligat ile 29.12.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, cevap verilmediğini, 25.01.2021 tarihinde 89/2 ihbarı gönderildiğini, elektronik tebligat ile 30.01.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, gönderilen ihbarnameye şirketin cevap vermediğini, 25.02.2021 tarihinde 89/3 haciz iharnamesi gönderildiğini, davacı şirketin davanın açıldığı 12.03.2021 tarihinde maaş haczi kesintilerini 5 aylık toplu olarak ödediğini, dava açıldıktan sonra da maaş haczi kesintilerini yapmadığını, açıklanan sebeplerle; haksız ve mesnetsiz iddialarla açılan davanın reddini, haksız ve mesnetsiz talepleri sebebiyle kötü niyetli olduğu açık olan davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı …’a dava dilekçesi ve tensip zaptının usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde cevap vermediği tespit edilmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın hukuki niteliği itibariyle, Şanlıurfa … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosya borçlusu/davalı … hakkında başlatılan kambiyo senedine dayalı icra takibinde, davalı tarafından davacı şirkete çıkarılan İİK 89/3 ihbarnamesi sebebiyle 3. Şahıs davacı şirketin borçlu olmadığının tespitine ilişkin olduğu, Şanlıurfa …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında; 05/07/2019 tarihinde başlatılan takip alacaklısının … İnş. San. Ltd. Şti, borçlusunun … olduğu, 10.000,00 TL eğitim ücreti, 949,32 TL işlemiş faiz, 20,00 TL komisyon olmak üzere toplam 10.969,32 TL alacağın tahsiline yönelik kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçlu …’a 31/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 12/03/2021 tarihinde açıldığı, Yapılan yargılama sonunda; davalı şirket tarafından davacı şirkete gönderilen 89/1,2 ve 3 nolu haciz ihbarnamelerine ilişkin prosedürün icra hukuku mevzuatına aykırılık olmadığı, davacı şirketçe yapılan haciz ihbarnamelerine itiraz edilmediği, davacı şirket tarafından maaş kesinti ödemelerinin toplu olarak yapıldığı, ardından mahkemede iş bu davanın açıldığı anlaşıldığından haksız davanın reddine, Davalı … hakkında açılan davanın ise, davaya konu takip alacaklısının davalı tarafta gösterilmesi gerektiğinden, bu davalı yönünden davanın husumet yokluğundan reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Mahkemenin gerekçeli kararında, davacının ve davalının iddia ve savunmalarını tekrar edip, işin esasına girmeksizin, borçlu olunup olunmadığına dair hiçbir tespit, araştırma, bilirkişi incelemesi ve değerlendirme yapmaksızın davanın reddine karar verdiğini, 2-Davalı şirketin İİK 355 maddesi yerine İİK 89/1 prosedürünü kullanmasının usul ve yasaya Yargıtay içtihatlarına da aykırı olduğunu, Davalı şirketin istemi maaş haczi kesintileri yapılması olup, bunun için icra müdürlüğünden maaş haczi müzekkeresi, tekid yazısı ya da muhtıra çıkarılması gerektiği halde, davalı şirketin kötüniyetli olarak 89/1,2,3 gönderilmesini sağlayarak dosyanın tüm borcundan müvekkili şirketi borçlu hale getirmeye çalıştığını, amacının işçi …’ın işten ayrılma ihtimali karşısında borcun tamamını haciz tehdidi ile müvekkilinden tahsil etmek olduğunu, Borçlunun maaş ve ücret haczinin İİK`nun 355 ve devamı maddeleri hükümlerine göre yapılması gerektiğini, İİK`nun 89. maddesi uyarınca haciz ihbarnamesi gönderilmek suretiyle maaş haczi yapılamayacağını, yasanın bu emredici hükmüne aykırılığın İİK’nun 16/2 maddesi uyarınca süresiz şikayete tabi olduğunu, (Yargıtay 12. H.D. 12.11.2013 tarihli Esas: 2013 / 29593 Karar: 2013 / 35569 sayılı kararı) 3-Toplu ödeme yapılmasının, bu ödemelerin 89/1,2,3 sebebiyle ödendiği anlamına gelmediğini, 2022 tarihi itibariyle …’ın maaşından yapılan kesintilerin icra dosyasına ödenmeye devam edildiğini, maaş kesintilerinin toplu yapılmış olmasının davaının red gerekçesi olamayacağını, 4-İİK 89/1,2,3 haciz ihbarnamesi sebebiyle …’ın davalı olarak gösterilmesinin usul ve yasaya uygun olduğunu, müvekkilinin, borçlu …’a borçlu olmadığının tespitini talep ettiğinden, davada taraf olarak yer aldığını, müvekkili şirketin davalı …’a maaş dışında bir borcu olmadığının tespitinin yapılması gerektiğini, mahkemenin davalı … ile müvekkili arasında maaş dışında bir borç-alacak ilişkisi olduğunu saptaması gerektiğini, 5-Müvekkiline 89/3 maddesi gereğince 15 gün içerisinde menfi tespit davası açabileceği ihtar edildiğinden, dava açmakta hukuki yararı bulunduğunu, bu sebeple aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yargılama giderinin dava açılmasına ve icra müdürlüğünün hatalı işlem yapmasına sebebiyet veren davalıya yükletilmesi gerektiğini, (YARGITAY 16. H. D. Esas 2017/6041 Karar 2019/232 Tarih 5.2.2019) açıklanan ve re’sen nazara alınacak sebeplerle yerel mahkeme kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Karar aleyhine davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurmuştur. 1-Mahkemece, icra dosyası ile taraf vekillerinin iddia ve savunmalarının özetlenmesinden sonra; “Yapılan yargılama sonunda; davalı şirket tarafından davacı şirkete gönderilen 89/1,2 ve 3 nolu haciz ihbarnamelerine ilişkin prosedürün icra hukuku mevzuatına aykırılık olmadığı, davacı şirketçe yapılan haciz ihbarnamelerine itiraz edilmediği, davacı şirket tarafından maaş kesinti ödemelerinin toplu olarak yapıldığı, ardından mahkememizde iş bu davanın açıldığı anlaşıldığından haksız davanın reddine, davalı … hakkında açılan davanın ise, davaya konu takip alacaklısının davalı tarafta gösterilmesi gerektiğinden, bu davalı yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir” şeklinde gerekçelendirilmiştir. Davanın takip alacaklısına karşı açılması gerektiği belirtilerek … yönünden husumet bulunmadığı, kendisine İİK 89/1, 2, 3 ihbarları gönderilen davacı yönünden, gönderilen ihbarlarda usule aykırılık bulunmadığı, davacının ihbarlara itiraz etmediği, maaş kesintilerinin tahakkuk eden aylarda ödenmediği, toplu olarak yapıldığından ihbarların gönderilmesinde usule aykırılık bulunmadığı belirtilerek dava reddedildiğinden gerekçe bulunmadığına ilişkin istinaf sebebinin reddi gerekmiştir. 2-Davacı tarafça emsal olarak gösterilen Yargıtay 12. H.D. 12.11.2013 tarihli 2013/29593 Esas ve 2013/35569 Karar sayılı kararı; gönderilen 89/1,2 ve 3. haciz ihbarlarının usulsüz tebligat sebebiyle iptaline ilişkin şikayet davasında, İİK 355. madde uyarınca borçlunun maaş haczi için müzekkere yazılmadan, İİK 89 ihbarları uyarınca maaş haczi yapılmasının usule aykırı olduğuna ilişkin olup, mevcut dosyada öncelikle maaş haczi için müzekkere yazıldığı tespit edildiğinden kararın uygulama yerinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Davalı …. hakkındaki takip kesinleştiğinden, alacaklı vekilinin maaş haczi talep ettiği, icra dairesince gönderilen maaş haczi yazısının davacı … Şirketi’ne 21/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği, İİK`nun 355. maddesindeki; Devlet işlerinde veya hususi müesseselerde bulunan borçlu memur veya müstahdemlerin maaş ve ücretlerinden kesilmesi için icra dairelerinden yapılacak tebligatın kanuni muhatapları haczin icra edildiğini ve borçlunun maaş ve ücret miktarını nihayet bir hafta içinde bildirmeye ve borç bitinceye kadar icra dairesinin tebligatı mucibince haczolunan miktarı tevkif edip hemen daireye göndermeye mecburdurlar hükmüne göre 28/09/2020 tarihi mesai saati bitimine kadar icra dairesine bildirimde bulunması gerekirken, herhangi bir bildirimde bulunmadığı, 30/10/2020 tarihinde 413,00 TL, 25/02/2021 tarihinde 697,00 TL yatırdığı, maaş haciz müzekkeresine ve 1,2 ve 3. haciz ihbarnamelerine itiraz edilmediği, diğer ödemelerin 89/1,2 ve 3. haciz ihbarlarının tebliğinden sonra yapıldığı tespit edilmiştir. İİK 356. maddesinde; Yukarıdaki madde hükümlerine riayet etmemiş olanların kesmedikleri veya ilk vasıta ile göndermedikleri para ayrıca mahkemeden hüküm alınmasına hacet kalmaksızın icra dairesince maaşlarından veya sair mallarından alınır hükmü mevcuttur. Bu madde hükmü uyarınca alacaklı vekilinin talebi üzerine davacıya İİK 89 maddesi yarınca ihbar gönderilmesi gerekir. Davacı şirkette çalıştığı ihtilafsız olan borçlu …’ın muhtemel alacakları için maaş haciz müzekkeresine süresinde cevap vermeyen ve 1. haciz ihbarnamesine itiraz etmeyen davacıya, 2. ve 3. haciz ihbarnameleri gönderilmesinde herhangi bir usul ve yasaya aykırılık olmadığı, davacının, davalının, borçlunun kendisine borçlu olmadığını bildiği halde, davacıya haciz ihbarnameleri göndermek suretiyle kötüniyetle onu hataya düşürerek borcun davacının zimmetinde sayılmasını sağlamış olduğuna yönelik iddiasını kanıtlayamadığı anlaşıldığından, davanın reddinde usule aykırılık olmadığından, davacının istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 3-Davacı taraf, maaş haciz müzekkeresi tebliğinden itibaren 1 hafta içerisinde İİK 355. maddesi uyarınca, icra dairesine haczin icra edildiğini bildirmediği, borçlunun maaş ve ücreti konusunda beyanda bulunmadığı, sadece 30/10/2020 tarihinde 413,00 TL, 25/02/2021 tarihinde 697,00 TL yatırdığı, maaş haciz müzekkeresine ve 1,2 ve 3. haciz ihbarnamelerine itiraz edilmediği, diğer ödemelerin 89/1,2 ve 3. haciz ihbarlarının tebliğinden sonra yapıldığı tespit edildiğinden, 30/10/2020 tarihindeki 413,00 TL, 25/02/2021 tarihindeki 697,00 TL ödemenin haciz ihbarları için yapıldığının kabulünü gerektireceğinden, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir. Mahkemenin ret gerekçesinde “davacı şirket tarafından maaş kesinti ödemelerinin toplu olarak yapıldığı, ardından mahkememizde iş bu davanın açıldığı anlaşıldığından, davanın haksız olduğu” belirtilmiş ise de; gerekçenin öncesinde; “davalı şirket tarafından davacı şirkete gönderilen 89/1,2 ve 3 nolu haciz ihbarnamelerine ilişkin prosedürün icra hukuku mevzuatına aykırılık olmadığı, davacı şirketçe yapılan haciz ihbarnamelerine itiraz edilmediği” belirtildiğinden, sadece ödemelerin toplu yapılmasının gerekçeye esas alınmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf sebebinin reddi gerekmiştir.4-İİK 89/3 ihbarı üzerine açılacak olan menfi tespit davasının bu ihbarı gönderen takip alacaklısına karşı açılması gerekip, davacı takip borçlusu …’ı da hasım göstermiştir. Davalı … hakkındaki davanın sıfat yokluğundan reddi usule uygun olmakla istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 5-İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin 16. H.D. 5.2.2019 Tarihli, Esas 2017/6041 Karar 2019/232 sayılı kararı; yargılama sırasında İcra Hukuk Mahkemesi’nce 3. Haciz ihbarnamesinin iptali sebebiyle davanın konusuz kalması ve hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmesi üzerine yargılama gideri ve vekalet ücretinden davacının sorumlu olmayacağına ilişkin olup, esastan ret kararı tesis edilen istinaf konusu dava yönünden emsal olması mümkün değildir. Yargılama giderlerinden sorumluluğu düzenleyen 6100 Sayılı HMK’nın 326. maddesi uyarınca; kanunda yazlı haller dışında, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Dava, menfi tespit davası olup, yargılama giderlerinin genel kuralın dışına çıkılarak davacı taraf üzerinde bırakılacağına ilişkin özel bir yasal düzenleme bulunmadığından ve mahkemece de 6100 Sayılı HMK’nın 326. maddesi uyarınca davalı taraftan tahsiline karar verildiğinden istinaf sebebinin reddi gerekmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/09/2021 tarih ve 2021/174 E. 2021 / 813 K. Sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a ve 362/1-g maddeleri gereğince, miktar itibariyle KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 14/06/2022