Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/848 E. 2022/962 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/848
KARAR NO: 2022/962
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 08/03/2022
NUMARASI: 2021/222 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dilekçesinde; müvekkilinin Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli olan “…”, “…” ve “…” ibareli markaların maliki olduğunu, davalı yanın “…” ibareli markasını Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescil ettirdiğini, aynı zamanda www…com adlı internet sitesini ve facebook üzerinden “…” ve “…” isimli sayfalarını kullandığını, davalı yanın internet sitesinde yaptığı hizmetin ve araçların resimlerini paylaştığını, davalının araç kasalarının sol üst köşesinde küçük olarak aşağıdan yukarıya olacak şekilde “…” yazılmış olduğunu, bu yazının yanında ise daha belirgin, net ve büyük olarak “…” ibaresinin yazıldığını, davalının ihtarname gönderilerek müvekkilinin marka hakkına tecavüz teşkil eden eylemine son verilmesinin talep edildiğini, www…com adlı internet sitesine yapılan şikayetler ile tüketicilerin müvekkili ile davalının karıştırdıklarını, bu nedenle, müvekkili adın şikayette bulunduklarını, müvekkilinin tescilli markaları ile davalının tescilli “…” ibareli markasının karıştırıldığını beyan ederek, davalı markasının hükümsüzlüğüne, markanın kullanılmasının önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Bilirkişi raporuna itibar edilerek, taraf markalarının benzer olmadığı, aralarında iltibas tehlikesinin bulunmadığı gerekçeleriyle, tedbir talebinin reddine,” karar verilmiştir. Tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Karara esas alınan bilirkişi raporunun eksik inceleme neticesinde verildiğini, ekran görüntüleri sunulan ”…com” sitesinde yapılan şikayetlere göre, müvekkili firma ile davalının markasının karıştırılmasının somut olarak ortaya çıktığını, Davalı markasının davacı markasıyla ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu beyan ederek, Mahkemece verilen ”tedbir talebinin reddine” ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep, Mahkemece 08.03.2022 tarihli ara karar ile verilen ”tedbir talebinin reddine” ilişkin kararın kaldırılmasından ibarettir. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik nedeniyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu, somut olayda; dosyaya sunulan bilirkişi raporuna, TPMK kayıtlarına, iddia ve savunmalara göre, yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediği, ilk derece mahkemesince, ”tedbir talebinin reddine” ilişkin kararda bir isabetsizlik bulunmadığı, anlaşılmış olmakla, tedbir talep eden tarafça ileri sürülen istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 08/03/2022 tarih ve 2021/222 E., sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 09/06/2022