Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/807 E. 2022/963 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/807
KARAR NO: 2022/963
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/02/2022
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tedbir talep eden davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili hakkında açılan icra takibine konu bono üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, alacaklı ile aralarında hiçbir ticari ilişkinin olmadığını beyan ederek, müvekkili hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde borçlu olmadığının tespiti ile tedbiren icra takibinin durdurulması yönünde karar verilmesi talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi 16.07.2021 tarihli ara karar ile; “Davanın icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olduğu, bu nedenle icra takibinin durdurulamayacağı gerekçesiyle, çoğun içinde az da vardır ilkesinden hareketle, İİK’nun 72/3.maddesi uyarınca icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi” yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. Söz konusu bu kararın istinaf başvurusuna konu edilmesi üzerine, Dairemizin 16.12.2021 tarih, 2021/1607 Esas, 2021/1579 Karar sayılı ilamıyla, istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. Ancak, tedbir talep eden davacı vekilince, yeniden verilen dilekçe ile icra takibinin teminatsız olarak tedbiren durdurulması talep edilmiş, bu defa İlk Derece Mahkemesince 03.02.2021 tarihli ara karar ile Dairemizin önceki kararına atıfta bulunularak; “icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında takibin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden davacının bu yöndeki talebinin reddine” karar verilmiştir. İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilince, her ne kadar 11.04.2022 tarihli istinaf dilekçesi ile, 16.07.2021 tarihli ara kararın istinaf edildiği belirtilmiş ise de; söz konusu ara kararın daha önce istinaf yasa yolundan geçerek kesinleştiği, ancak Mahkemece 03.02.2021 tarihli ara karar ile yeniden aynı doğrultuda bir karar verildiği görülmekle, istinaf başvurusunun 03.02.2021 tarihli ara karara yönelik olduğunun kabulüyle aşağıdaki şekilde değerlendirmeye geçilmiştir. İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davaya ve tedbir talebine konu bononun sahtelik nedeniyle kıymetli evrak vasfında olmadığını, bu nedenle eldeki menfi tespit davasının dayanağının HMK’nın 209.maddesi olduğunu, bu doğrultuda karar verilmesi gerekirken İİK’nun 73/3.maddesi çerçevesinde karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek, icra takibinin teminatsız olarak durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep, İlk Derece Mahkemesince 03.02.2021 tarihli ara karar ile verilen ”ihtiyati tedbir talebinin reddine” yönelik ara kararın istinaf yoluyla incelenmesinden ibarettir. Dairemizin 16.12.2021 tarih, 2021/1607 Esas, 2021/1579 Karar sayılı ilamın da da vurgulandığı üzere; İİK’nun 72.maddesi uyarınca, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilemez. İcra takibinin niteliği önem taşımamaktadır. Diğer yandan, İİK’nın 72/3. maddesindeki “İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği” şeklindeki özel nitelikteki emredici düzenlemeye rağmen genel kanun olan HMK’nın 209/1. maddesine göre takip hukukuna ilişkin sonuç doğuracak şekilde ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi mümkün değildir. İİK’nun 72/3 maddesinde de açıkça belirtildiği üzere, icra takibinden sonra açılan davada sadece teminat karşılığında icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde tedbir kararı verilebilir. Açıklanan bu nedenlerle tedbiren takibin durdurulmasına karar verilmesine hukuki olanak bulunmamaktadır. Dolayısıyla tedbir talep eden davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında ve gerekçede hata edilmediği, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uyguN Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/02/2022 tarih ve 2021/475 E. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 09/06/2022