Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/802 E. 2022/943 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/802
KARAR NO : 2022/943
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/10/2021
NUMARASI : 2020/262 E. 2021/313 K.
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, …’na ait ‘…?’ adlı orijinal eserin tüm mali haklarının devrine yönelik olarak asıl eser sahibi ile sözleşme imzaladığını, davaya konu kitabın eser niteliğine sahip ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun koruması altında olduğunu, davalıların, ürünlerin orijinal olmayan/badrolsüz nüshalarını, aynı zamanda eser sahibi veya mali hak sahibinden izinsiz şekilde kopyalamak suretiyle basarak satışını yaptığını, dava İstanbul 1. Fikri Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/278 E. Sayılı davası ile bağlantılı olduğundan iki davanın bileştirilmesini, davalı eylemlerinin haksız rekabet ile FSEK kapsamında tecavüz oluşturduğunun tespitini, esere yönelik Tecavüzün Ref’i ile müvekkili şirket lehine fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak mali haklarının ihlali ile yoksun kaldığı kâr karşılığı şimdilik 1.000,00 TL maddi ve haksız rekabet yoluyla manevi haklarının ihlali nedeniyle 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; “İstanbul 1. FSHHM 2019/278 esas sayılı dosya incelendiğinde; dava konusunun ve mevcut davalısının bahse konu dosyada da davalı olarak bildirildiği, 28/08/2019 dava açılış tarihinin işbu dosya açılış tarihinden önce olduğunun anlaşıldığı,HMK 114/1- ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmamasının dava şartı olup, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerektiği, taraflar arasında aynı konuya ilişkin iş bu davadan önce açılmış olan İstanbul 1. FSHHM 2019/278 esas sayılı dosyanın derdest olduğu ve yargılamanın sürdüğü, izahı yapılan mevzuat kapsamında bu dava yönünden dava şartının bulunmadığı, dava şartı bulunmayan dava yönünden birleştirme talebinin dinlenilemeyeceği anlaşılmakla, HMK 114/1-ı kapsamında açılan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine” karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Her ne kadar yerel mahkeme davanın daha önce İstanbul 1. FSHHM 2019/278 e. Sayılı dosyasında görülmekte olduğunu belirtmiş ise de, 1. FSHHM 2019/278 Esas sayılı dosyada Tasfiye halinde …ic. Ltd. Şti’ne dava açılmadığını, diğer dosya davalısının…olduğunu, davaların konuları aynı olsa da tarafları aynı olmadığından, derdestlik söz konusu olmadığını,
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/251 SOR.’da bandrolsüz yayınlar sebebiyle başlatılan soruşturması kapsamında arama yapıldığını ve… isimli işyerinde bandrolsüz yayınlar bulunduğunu, işyeri yetkilisinin … olduğunun tespit edildiğini, öncelikle bu tespitlere ve savcılık dosyasına istinaden İstanbul 1. FSHHM 2019/278 E. Sayılı dosyayı açtıklarını, gerçek kişi yanında, tüzel kişiliğin de sorumluluğuna istinaden harici olarak tespit ettikleri Tasfiye Halinde … San. ve Tic. Ltd. Şti’ne karşıda bu davayı açma zarureti doğduğunu, ticari unvanı tespit edilerek açılan bu dava ile İstanbul 1. FSHHM 2019/278 E. Sayılı dosyadaki davalı aynı ticari unvan ve kişi olmamasına rağmen derdestlikten dolayı davanın reddedilmesinin hukuk ve yasaya aykırı olduğunu, (Yargıtay 11. H.D. E: 2002/11123, K: 2002/10551 T: 18.11.2002 ve Yargıtay 2. H.D. E: 2015/24224, K: 2017 / 3431, T: 28.03.2017)
İstanbul Bakırköy 2. Fikri Sınai Haklar Ceza Mahkemesi’e 2019/323 E. Sayısı ile açılan davadaki Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/251 soruşturma dosyasındaki bilirkişi raporunda; 02.01.2019 tarihi saat: 12.00 saatlerinde Başak Şehir İlçesi Ziyagökalp Mah. İkitelli Organize Sanayi Bölgesi …sayılı yerde faaliyet gösteren … isimli işyerinde yapılan kontrollerde, Bandrol Uygulamasına İlişkin Yönetmelikte Belirtilen Bandrolden Muaf Kitaplar Grubuna girmediği, kitapların tümü üzerinde FSEK 81 m. gereğince bulunması zorunlu olan kültür bakanlığına ait bandrollerin bulunmadığı, tespitlerine yer verildiğini, buna istinaden de bandrolsüz yayınların satılmasından kaynaklı tazminat davasını … ve . …na açtıklarını, sonrasında tüzel kişi ünvanını tespit ettiklerinde ise adresler savcılık dosyasında gerçek kişi olan … ile
aynı olduğundan, ayrı bir dava ile Tasfiye Halinde . …. Ltd. Şti’ne karşı açtıklarını ve davaların konuları aynı olduğundan tek davada görülmesi için usul ekonomisi gereği birleştirme talep edilmiş ise de, yerel mahkemenin bu talebi kabul etmeyerek, davanın derdestlikten haksız olarak reddine karar verdiğini, izah olunan ve re’sen yapılacak araştırma sonucunda konusu aynı ancak tarafları farklı olan iki dava sebebiyle derdestlik olmadığından yerel mahkeme kararının iptalini, davanın yerel mahkemeye 1. FSHHM 2019/278 e. Sayılı dosya ile usul ekonomisi gereği birleştirmek üzere gönderilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Karar aleyhine davacı vekili tarafından istinaf yasa oluna başvurulmuştur.
HMK 114/1-ı maddesi uyarınca aynı davanın daha önceden açılmamış ve halen görülmekte olmaması dava şartı olup, dava şartları HMK 115. maddesi uyarınca mahkemece re’sen incelenir.
HMK 114/1-ı maddesi uyarınca derdestlik dava şartının gerçekleşmesi için; davanın taraflarının, konusunun, dava sebebinin aynı olması ve halen görülmekte olması gerekir.
Görülmekte olan dava; …e Tic. Ltd. Şti. tarafından, davalı Tasfiye Halinde …ve Tic. Ltd. Şti.
aleyhine açılmış, mali haklarını devir aldığı Yazar …’na ait ‘. … ?’ adlı orijinal eserin, orijinal olmayan/badrolsüz nüshalarının eser sahibi veya mali hak sahibinden izinsiz şekilde kopyalanmak suretiyle basılarak satışını yapıldığından, davalı eylemlerinin haksız rekabet ve FSEK kapsamında tecavüz oluşturduğunun tespiti, esere yönelik Tecavüzün Ref’i ile fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak mali haklarının ihlali nedeniyle uğradığı zarar, yoksun kaldığı kâr karşılığı 1.000,00 TL maddi ve haksız rekabet yoluyla manevi haklarının ihlali nedeniyle 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkindir.İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2019/278 Esas sayılı davasının 28/08/2019 tarihinde … ve Tic. Ltd. Şti. tarafından, davalılar … aleyhine açılmış, mali haklarını devir aldığı Yazar . ..’na ait ‘… ?’ adlı orijinal eserin, orijinal olmayan/badrolsüz nüshalarının eser sahibi veya mali hak sahibinden izinsiz şekilde kopyalanmak suretiyle basarak satışını yaptığından, davalı eylemlerinin haksız rekabet ile FSEK kapsamında tecavüz oluşturduğunun tespiti, esere yönelik Tecavüzün Ref’i ile fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak mali haklarının ihlali nedeniyle uğradığı zarar ile yoksun kaldığı kâr karşılığı 1.000,00 TL maddi ve haksız rekabet yoluyla manevi haklarının ihlali nedeniyle 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
HMK 124. maddesinde; “(1) Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür.
(2) Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır.
(3) Ancak, maddi bir hatadan kaynaklan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir.
(4) Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hakim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderine hükmeder” düzenlemesi mevcuttur.
Her iki davada davacı taraf ile davanın konusu ve hukuki sebebi aynıdır. Görülmekte olan davada, davalı Tasfiye Halinde …Şirketi iken, mahkemece derdest olduğu kabul edilen davada; … ve …olup, Tasfiye Halinde …’in adresi aynıdır.Davacı vekili; tespitin yapıldığı adreste …in faaliyette olması sebebiyle ilk davanın …aleyhine açıldığını, haricen yapılan araştırmada tüzel kişi ünvanını tespit ettiklerinde ise adresler savcılık dosyasında gerçek kişi olan …ile aynı olduğundan ayrı bir dava ile Tasfiye Halinde…n. ve Tic. Ltd. Şti’ne karşı görülmekte olan davayı açtıklarını belirtmiştir. Bu hali ile davacı vekilinin beyanından; ilk davadaki davalı… ile görülmekte olan davadaki davalı Tasfiye Halinde …ic. Ltd. Şti.’nin aynı şirket olduğu anlaşıldığından, her iki davada tarafların aynı olması gerektiği koşuluda gerçekleşmiştir. Tespitin yapıldığı adreste …firmasının faaliyette bulunması sebebiyle, davacı tarafça ilk davada davalının … Firması olarak gösterilmesi, HMK 124/3. ve 4. maddesindeki maddi bir hatadan kaynaklandığından ve dürüstlük kuralına aykırı olmadığından, dava dilekçesinde tarafın yanlış gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından, İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2019/278 Esas sayılı davasında karşı tarafın rızası aranmaksızın yapılabilecek taraf değişikliği kapsamında olduğundan, davacı tarafça dava ekonomisi ilkesi ve HMK 124. maddesi kapsamında ilk davada, taraf düzeltilmesi talebinde bulunarak hatayı ve eksikliği düzeltebilecek iken aynı şirketin tam unvanı belirtilmek suretiyle ikinci kez dava açıldığından, mahkemece davanın derdestlik dava şartı eksikliği sebebiyle usulden reddedilmesinde yasal düzenlemelere aykırılık bulunmadığından istinaf sebebinin reddi gerekmiştir.Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 21/10/2021 tarih ve 2020/262 E. 2021/313 K. Sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- Davacıdan alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine,
3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,
5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a ve 362/1-g maddeleri gereğince, miktar itibariyle KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 07/06/2022