Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/793 E. 2022/992 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/793
KARAR NO: 2022/992
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/01/2022
NUMARASI: 2021/93 E. – 2022/83 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça Çorlu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasıyla aleyhine icra takibi yaptığını, ödeme emri tarafına tebliğ olunduğunda taraflardan …’a gidip haksız bir şekilde … ile …’ın arasındaki ticari olaydan dolayı arada kendisinden alınan ve tamamen teminat senedinin işleme konulduğunu söylediğini, bunun üzerine …’ın borcun kendisinin olduğunu beyan ettiğini, bunun üzerine kendisi ile 03/05/2017 tarihli kendi ıslak imzası ile sözleşme yaparak bu durumu imza altına aldıklarını, kendisinin davalı tarafa herhangi bir borcu olmadığını, kendisinin … ve …’yı tanımadığını, …’nın …’den istemiş olduğu 28.000,00 TL’lik borcu o esnada tesadüf sonucu …’nin parayı …’ya vermesi için tarafına teslim ettiğini ve buna karşılık ise teminat amaçlı olarak kendisinden senet almak istediğini, arkadaş olmalarından ötürü bu duruma itiraz etmeyerek senedi imzalayarak kendisine verdiğini, kendisine teslim ettiği paraya 2.000,00 TL daha ekleyerek 30.000 TL’yi …’ya teslim ettiğini, ancak daha sonra … ile aralarındaki başka bir husumetten dolayı teslim etmesi gereken senedi haksız bir şekilde işleme koyduğunu, kendisinin ne … ile ne de … ile ticareti olmadığını, buna rağmen …’in haksız bir şekilde araçlarının üzerine haciz koyduğunu, banka ve PTT üzerindeki hesaplarından 10.000,00 TL’yi haksız bir şekilde aldığını, icra emrine süresi geçtikten sonra itiraz etmesi sebebiyle icra hukuk ve bölge adliye mahkemelerinde esastan reddedildiğini, bu yüzden itirazlarının sonuçsuz kaldığını, gerçek borçlunun … olduğunu, daha sonraki süreçte ise bu alınan borcu karşılık …’ın …ya’ya 23.000,00 TL nakit olarak ödeme yaptığını, yine kalan bakiye ve kendisinden alınan senedi geri vermek için 15.000,00 TL …’dan senet aldığını beyan ederek dava konusu senet bedelinin borçlusu olmadığının tespitine, senedin Çorlu … İcra Dairesince icraya koyulması sebebiyle icra kabiliyet bulunmasından ötürü dava bitimine kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalıya borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince; “Dava, Çorlu …İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasında takibe konulan senede ilişkin borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır. Davacı, dava konusu takibe konu bononun davalıya teminat amacıyla verildiğini, bedelsiz olduğunu, belirtmiş ise de ispat külfeti davacıdadır. Bu durumda bu davacının öncelikle senetten dolayı borçlu bulunmadığını ispatlaması gerekmektedir. Davacı bu konuda yazılı delil sunmamıştır. Davacı yemin deliline de dayanmamıştır. Çorlu ….İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyası istenmiş, bono incelendiğinde; teminat amacıyla verildiğine dair herhangi bir ibarenin olmadığı görülmüş, bu sebeple davacının davasını ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine” karar verilmiştir. Davacı istinaf dilekçesinde özetle; 1- Öncelikle yerel Mahkemenin kararı hatalı yanlış olup, olayın baştan bu yana detayları ile izah etmesine ve bu durumu belgelendirip ve şahitlerle de ispatlı olmasına rağmen, mahkemece bu durumun dikkate alınmadan hatalı karar verdiğini, haklarına ve evrensel hukuka aykırıdır. 2- Dava konusu borcun kendisiyle bir ilgisi olmayan ve iki kişi olan … ve … arasındaki para alışverişinin o esnadan …’nin dükkanında bulunmasından dolayı …’nın, …’den istemiş olduğu 28.00 TL’lik borcu, …’ya vermek üzere kendisinden ricada bulunduğunu ve parayı kendisine teslim ettiğini, buna karşılık ise teminat amaçlı kendi ifadesi üzerine ölümlü dünya başına bir şey gelirse kendisini garantiye almak üzere her ne kadar arkadaş olsak da kendisinden senet almak üzere talepte bulunduğunu, kendisininde arkadaş olmalarından ötürü bu duruma itiraz etmeyerek senedi imzalayıp kendisine verdiğini, kendisine teslim ettiği parayı 2.000,00 TL daha ekleyerek 30.000,00 TL’yi …’ya teslim etiğini, ancak daha sonra, …’nin aralarında başka bir husumetten dolayı, senedi haksız bir şekilde işleme koyduğunu, 3- Kendisinin ne … ile nede … ile ticaretinin olmadığını, buna rağmen …’nin haksiz bir şekilde araçları üzerine haciz koyarak, yine banka ve PTT üzerindeki hesaplarından 10.000,00 TL haksız bir şekilde parasını aldığını, kaldı ki …’nın, …’ya daha sonraki süreçte borcun büyük bir kısmını ödeyerek ve bir kısmına karşılık ise teminat senedi verdiğini, 4- Konu borçla ilgisinin olmadığını ispatlamak üzere gerek Savcılık ve gerekse mahkemelere başvurduğunu, yine olayda birinci derecede tanık ve alınan paranın benimle bir ilgisi olmadığını ve paranın kendisine teslim edildiğini bilen … ile Büyükçekmece Savcılığına giderek … aleyhine şikayette bulunduğunu, kaldı ki bu olayın birinci taraflarından olana teminat senedine karşılık davaya konu olan borcun …’nın kendisine ait olduğunu beyan ederek, bunun üzerine kendisi ile 03/05/2017 tarihli kendi ıslak imza ile sözleşme yaparak bu durumu imza altına aldıklarını, bu belgeyi mahkemeye ibraz etmesine rağmen mahkemece dikkate alınmadığını, belirterek yukarıda belirtilen haklı sebeplerle anılan kararın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, 2004 Sayılı İİK’nın 72. maddesi gereğince senetten dolayı borçlu olunmadığının tespiti davasıdır. Davacı taraf, davalının dava dışı …’ya borcu olduğunu, kendisinin dükkanında bulunduğu bir sırada, davalının 28.000,00 TL’yi …’ya vermesini istediğini, ancak dünya hali diyerek bu para sebebiyle senet imzalamasının istediğini, kendisinde nasıl olsa arkadaş olduklarını düşünerek senedi teminat amaçlı olarak imzalayıp davalıya verdiğini ileri sürmüş, davalı taraf, davaya cevap vermemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı asil, işbu kararı yukarıdaki sebeplerle istinaf etmiştir. Dava konusu senet incelendiğinde, senet üzerinde teminat senedi olduğuna dair bir kayıt bulunmadığını, senedin yasal unsurlara haiz olduğu, davaya konu bono nakden kaydını içermekte olup bu kayıt karşısında bedelsizlik bakımından açılan menfi tespit davasında da ispat yükü davacı borçluda olduğu, senet sebepten mücerret olmakla, davacı tarafın ileri sürdüğü bedelsizlik iddiasını yazılı delille ispat yükü altında olduğu, her ne kadar davacı tanık delilinden bahsetmişse de, delil listesinde tanık deliline dayanmadığı, kaldı ki senet miktarı itibarıyla tanıkla ispatın mümkün olmadığı, davacının açıkça yemin deliline de dayanmamış olduğu, bedelsizlik iddiasını yazılı ve kesin bir delille ispatlayamadığı anlaşıldığından istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Dosya içeriğine, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/01/2022 tarih ve 2021/93 E., 2022/83 K. sayılı kararına karşıdavacı tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 09/06/2022