Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/786 E. 2022/922 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/786
KARAR NO: 2022/922
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/03/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/113 E.
DAVANIN KONUSU: 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (Finansal Kiralamaya Konu Malın İadesi)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı/kiracı şirket ve müşterek borçlu müteselsil kefilleri ile müvekkili şirket arasında 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 22. maddesi gereği, Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Birliği tarafından tescil edilen, 18.10.2017 tarihli, … tescil numaralı ve … finansal kiralama no’lu ve 13.09.2017 tarihli, … tescil numaralı ve 3345 finansal kiralama no’lu düzenleme şeklinde Finansal Kiralama Sözleşmesi ve tadilat sözleşmeleri akdedildiğini, sözleşmeler gereğince aşağıdaki makine ve ekipmanların kiracıya teslim edildiğini,3 Adet Sıcak Su Kazanı ve Ekipanları… Marka … Model 2017 Yılı Üretici Fabrika No: …,…,…), … Isıtma, Soğutma Fonksiyonlu Ünite ve Ekipmanları, Marka: … (… )/ … 2017 İmalat, 1 Grup Hidronik Modüllü Hava Soğutmalı Kondenserli Vidalı Soğutma Grubu … Marka … 2202 V 2017 Yılı İmalatı Model(Seri No: …), … Marka … Model(Seri No: …-…-…- …- …-…-…-…); -5 Adet 630 Kg Şahıs Asansörü, -5 Adet 800 Kg Şahıs Asansörü, -3 Adet 800 Kg Şahıs Asansörü, -2 Adet 1275 Kg Atık Asansörü, -1 Adet 320 Kg Şahıs Asansörü’nün Davalı şirkete Üsküdar … Noterliği’nin 04/05/2021 tarihli, … ve … yevmiye numaralı ihtarnameler tanzim olunarak kira bedelinin fer’ileri ile birlikte 60 gün içinde ödenmesi; aksi halde finansal kiralama sözleşmesi ve tadilat sözleşmesi yasa hükümleri uyarınca başkaca herhangi bir ihbar ve ihtara gerek olmaksızın bu bu ihtarname ile fesih edilmiş olacağının bildirildiğini, süresi içerinde ödeme yapılmamış olup sözleşmenin fesholunduğu ve Finansal Kiralama Kanunu’nun 32. ve 33. maddeleri gereğince tüm borçların muaccel olacağı ve finansal kiralamaya konu makinelerin tesliminin talep edildiğini ve davalı şirket ile kefile gönderildiğini, fakat halen sözleşmeye konu makinelerin taraflarına iade edilmediğini, finansal kiralama sözleşmesinin ilgili maddeleri gereğince kiralama bedellerinin sözleşme hükümlerine uygun biçimde ödemede, Finansal Kiralama Kanunu hükümleri çerçevesinde verilen süre zarfında temerrüde düşülmesinin, sözleşmenin ağır ihlali olduğunu, bu durumun sözleşmenin devam ettirilmesinin beklenemeyeceği hallerden sayıldığı sebeple, davalıların kiraları ve sigorta primlerini ödemediklerinden finansal kiralama sözleşmesinin feshedildiğini, tüm bu sebeplerle öncelikle taraflar arasında akdedilen düzenleme şeklinde finansal kiralama sözleşmesinin 47/b. maddesi gereğince ve anılan malların mülkiyetinin müvekkili şirkete ait olması sebebiyle davaya konu mallar için teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, malın aynen iadesini; iadesinin mümkün olmaması halinde değerinin ticari faizi ile birlikte taraflarına ödenmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 23/02/2022 tarihli ara kararıyla; “Davacı tarafından dosyaya sunulan finansal kiralama sözleşmesi, finansal kiralama tadilat sözleşmeleri, ihtarnameler, faturalar ve cari hesap kayıtları dikkate alındığında, bu aşamada ihtiyati tedbir kararı verebilmek için yaklaşık ispat şartının gerçekleşmiş olduğu, davanın da finansal kiralamaya konu malın iadesi davası olması ve taraflar arasında akdedilen düzenleme şeklinde finansal kiralama sözleşmesinin 47. maddesinin b bendi de dikkate alınarak, talebin teminatsız olarak kabulüne” karar verilmiştir. İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili tarafından sunulan 02/03/2022 havale tarihli dilekçesinde özetle; Mahkemece davacının ihtiyati tedbir talebi doğrultusunda kurulan 23.02.2022 tarihli ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesine ilişkin ara kararının taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, davacının ihtiyati tedbir talebi ihtiyati tedbir hükümleri çerçevesinde değerlendirildiğinde davacının, ihtiyati tedbir için davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat edemediğini, müvekkili ile davacı arasında huzurdaki dava ile aynı konulu İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/282 esas sayılı dosyasında davacının, feragat beyanı bulunduğunu ve davanın reddine karar verildiğini, müvekkili şirketin konkordato sürecinde olduğunu, konkordatonun tasdiki kararının Yargıtay tarafından onandığını ve bahse konu dosyanın kesinleştiğini, bununla birlikte davacının, alacağına ilişkin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip başlattığını ve taraflarınca bahse konu takibe itiraz edildiğini, akabinde İstanbul 23. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2022/85 esas sayılı dosyası ile şikayet yoluna başvurulduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında davacının alacağının ödenmekte olup huzurdaki dava ve ihtiyati tedbir talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/840 esas sayılı dosyası ile görülen müvekkili şirketin konkordatonun tasdikine ilişkin kararın, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/24 esas ve 2021/1099 karar sayılı kararı ile onandığını, bununla birlikte bahse konu davalı şirketin, müvekkiline ait konkordato projesini kabul ettiğini ve konkordato projesi kapsamında alacağını kaydettirdiğini, bu kapsamda esasen davalı şirkete yapılan ödemelerin konkordato projesi kapsamında yapılmakta olduğunu ve davalı şirketin konkordato projesi ile bağlı olduğunu, davacı şirketin, alacağını konkordato projesi kapsamında tahsil ettiğini, taraflar arasında akdedilen 17/05/2019 tarihli sözleşmenin ödeme planları yerine tarafların, … ve … numaralı ödeme planları düzenlediğini ve yapılacak ödemelerin bu planlara göre yapılacağı hususunda anlaştığını, ödemelerin tarafların mutabık olduğu tadil sözleşmesi kapsamında; 30.01.2019 tarihinde 56.580,92 TL, 09.12.2020 tarihinde 31.255,11 TL ve 13.780,43 TL, 01.02.2021 tarihinde 13,780,43 TL, 01.02.2021 tarihinde 31,255,15 TL, 01.02.2021 tarihinde 49.018,71 TL, 01.02.2021 tarihinde 11.544,49 TL, 04.01.2021 tarihinde 49.018,71 TL, 04.01.2021 tarihinde 11.544,49 TL ve 07.04.2021 tarihinde 16.000,00 TL olarak yapıldığını, davalı şirkete ödemelerin yapıldığının bizzat davalı şirket tarafından düzenlenen 24.03.2021 tarihli ve 89.000,00 TL bedelli faturadan da anlaşılmakta olduğunu, davacı şirket tarafından müvekkili şirkete gönderilen ihtarnamede, 04/05/2021 tarihi itibariyle 722.461,59 TL kira borcu ödenmediğinin ihtar edildiğini, daha sonra bu tarihten sonra müvekkili şirkete gönderilen bir başka ihtarname ile 04/05/2021 tarihi itibariyle 228.804,25 TL kira borcunun ödenmediğinin ihtar edildiğini, bu durumun açıkça, borcun müvekkili şirket tarafından ödendiğine dair ikrar olduğunu, tüm bu sebeplerle tüm diğer ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, işbu dilekçede bahsedilen delillerinin ve cevap dilekçeleriyle sunulacak delillerinin toplanılmasını, öncelikle derdestlik itirazlarının dikkate alınarak haksız ve hukuka aykırı ihtiyati tedbir talebinin kaldırılmasını ve neticeten davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 31/03/2022 tarihli ara kararıyla; “Taraflarca dosyaya sunulan ve Mahkememizce de celbedilen finansal kiralama sözleşmesi, finansal kiralama tadilat sözleşmeleri, ihtarnameler, faturalar ve cari hesap kayıtları, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/282 E., 2019/453 K. Sayılı dosyası, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/840 E., 2020/605 K. Sayılı dosyasının değerlendirilmesi sonucunda, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/840 E., 2020/605 K. Sayılı dosyası kapsamında finansal kiralama konusu malların muhafaza altına alınması ve satışının ertelenmesi talebinin reddine ve mahkemece verilen tüm tedbir kararlarının tasdik karar tarihi itibariyle kaldırılmasına karar verilmiş olmasına, davacı tarafça daha önce aynı konuda İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/282 E., 2019/453 K. Sayılı dosyası kapsamında dava açıldıktan sonra sözleşmenin yeniden yapılandırılması sebebiyle bu davadan feragat edilmesine, feragat sonrasında yeniden yapılandırılan sözleşme kapsamında yine borçların ödenmediği iddiasının bulunmasına, finansal kiralama konusu malların dava konusu olmasına, finansal kiralama sözleşmesi, finansal kiralama tadilat sözleşmeleri, ihtarnameler, faturalar ve cari hesap kayıtlarına göre 6100 Sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddeleri gereğince yaklaşık ispat ve ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkin şartların bu aşamada gerçekleşmiş olmasına göre, davalı/ihtiyati tedbire itiraz eden tarafın itirazının reddine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Mahkemenin ihtiyati tedbir kararının gerekçesiz olduğunu, somut olayda ihtiyati tedbir şartlarının oluştuğu söylense de bu şartların nasıl oluştuğunun yeterli biçimde açıklanmadığını, bu durumun müvekkili şirketin adil yargılanma hakkının ihlali anlamına geldiğini, -Somut olayda ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını, HMK 389 ve 390. Maddeleri gereğince davacının ihtiyati tedbir talebine yönelik davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat edemediğini, -Müvekkili ile davacı arasında huzurdaki dava ile aynı konulu İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/282 E. Sayılı dosyasında davacının, feragat beyanı bulunduğunu, davacının daha önce aynı konuya ilişkin İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/282 E. Sayılı dosyası ile dava açtığını ve bu davadan feragat ettiğini ve davanın reddine şeklinde hüküm kurulduğunu, bu durum gözetilerek davacının kötü niyetli taleplerinin reddi gerektiğini, borcun yeniden yapılandırıldığına ilişkin iddianın ise ispatlanmadığını, “yaklaşık olarak ispat” edilmiş bir iddia olmadığını, müvekkili tarafından ödeme yapıldığına dair tüm bilgi/ belge/ fatura/ dekontlar sunulduğunu, davacıya ödeme yapıldığı ispat edilmiş olmasına rağmen haksız ve hukuka aykırı ihtiyati tedbir kararı verildiğini, itirazlarının reddedildiğini, -Müvekkili şirketin konkordato sürecinde olduğunu, konkordatonun tasdiki kararı nın Yargıtay tarafından onanmış olup bahse konu dosyanın kesinleştiğini, davacının alacağına ilişkin İstanbul … İcra Dairesi … E. Sayılı dosyası ile takip başlattığını ancak taraflarınca bahse konu takibe itiraz edildiğini, davacının alacağının ödenmekte olup huzurdaki dava ve ihtiyati tedbir talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, -Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/840 E. Sayılı dosyası ile görülen müvekkili şirketin konkordatonun tasdikine ilişkin kararın Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/24 E., 2021/1099 K. Sayılı kararı ile onandığını ve kesinleştiğini, davalı şirket tarafından yapılan ödemelerin konkordato projesi kapsamında yapıldığını ve davalı şirketin konkordato projesi ile bağlı olduğunu, Davacı şirketin, alacağını konkordato projesi kapsamında tahsil ettiğini ayrıca İstanbul … İcra Dairesi … E. Sayılı dosyası ile takip başlattığını ve hali hazırda mükerrer ödeme yapılma riskinin olduğunu, -Taraflar arasında 17.05.2019 tarihinde “Finansal Kiralama Tadil Sözleşmesi” imzalandığını, ana sözleşmede bulunan ödeme planları yerine … ve … numaralı ödeme planlarının düzenlendiğini ve yapılacak ödemelerin … ve … numaralı ödeme planlarına göre yapılacağı hususunda anlaşıldığını, Davacı şirket tarafından müvekkiline gönderilen ihtarnamede 04.05.2021 tarihi itibariyle 722.461.59 TL kira borcu ödenmediğinin ihtar edildiğini, daha sonra bu tarihten sonra müvekkiline gönderilen bir başka ihtarname ile 04.05.2021 tarihi itbariyle 228.804,25 TL kira borcunun ödenmediğinin ihtar edildiğini, bahse konu ihtarnameler incelendiğinde iki ihtarname arasındaki sürede müvekkilinin borcun büyük bir miktarını ödediğini, -Davacının, hakkını kötüye kullanarak ve konkordato projesi kapsamındaki diğer alacaklar ile alacakların haklarına helal getirecek şekilde, kendisine proje kapsamı dışında ödeme yapılmasını talep ettiğini, bu talebine dayanarak taraflar arasındaki sözleşmeyi feshettiğini ve feshe dayalı haklarını kullanma çabası içine girdiğini, davacının hukuka aykırı ve kötü niyetli bu çabasının hukuken korunmasının mümkün olmadığını, fesihte Kanun tarafından öngörülen usulün göz ardı edildiğini, -İhtiyati tedbir için kanuni koşulların oluşmadığını, dava konusu alacağına ilişkin feragat beyanında bulunduğunu, akdedilen sözleşme kapsamında ödemelerin yapıldığı gözetilerek haksız ve hukuka aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep, Finansal Kiralama Sözleşme Feshi sebebiyle mal iadesine ilişkin İhtiyati Tedbir istemine itiraza ilişkindir. Davalı, İlk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verildiği, karara karşı aleyhine tedbir istenen şirketin konkordato sürecinde olduğunu ve ödemelerin yapıldığını, borcun yapılandırıldığını savunmaktadır. Uyuşmazlık konkordato talebi üzerine kesin mühlet süresi içinde finansal kiralamaya konu mallar bakımından tedbir kararı verilip verilmeyeceği, feragat beyanının dava konusuna ilişkin olup olmadığı ve ödemelerin yapılıp yapılmadığına ilişkindir. 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Factoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 3/1- ç maddesinde; Finansal kiralama: Bir finansal kiralama sözleşmesine dayalı olmak koşuluyla, bu Kanun veya ilgili mevzuatı uyarınca yetkilendirilen kiralayan tarafından finansman sağlamaya yönelik olarak bir malın mülkiyetinin kira süresi sonunda kiracıya devredilmesi; kiracıya kira süresi sonunda malın rayiç bedelinden düşük bir bedelle satın alma hakkı tanınması; kiralama süresinin malın ekonomik ömrünün yüzde sekseninden daha büyük bir bölümünü kapsaması veya finansal kiralama sözleşmesine göre yapılacak kira ödemelerinin bugünkü değerlerinin toplamının malın rayiç bedelinin yüzde doksanından daha büyük bir değeri oluşturması hâllerinden herhangi birini sağlayan kiralama işlemini ifade edeceği, 23/1. maddesinde; finansal kiralama konusu malın mülkiyetinin kiralayan finansal kiralama şirketine ait olacağı, ancak, tarafların sözleşmede, sözleşme süresi sonunda kiracının, malın mülkiyetini satın alma hakkını haiz olacağını kararlaştırabilecekleri düzenlenmiştir. Finansal kiralama, davacı şirketin kullandığı makinelerin bir kısmını elde etme metodu olup, bunların taksitleri ticari borçlar gibi sayılmamalı ve faaliyet giderlerinden kabul edilmelidir. Bir başka anlatımla bunların ödenmemesi ya da tedbir kapsamında geciktirilmesi 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’na ve taraflar arasındaki sözleşmeye aykırıdır. Hukuki mülkiyeti başkasına ait üretim araçları ile üretim yaparak, bir yandan bu makinelerin yıpranmasına neden olunması, öte yandan gelir elde edilmesi ve fakat finansal kiralayana ödenmesi gereken taksitlerin ödenmemesi düşünülemez(Benzer nitelikte Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 19/12/2014 tarihli 2014/3128 – 8269 Esas-Karar sayılı ilamı) Feshedilen finansal kiralama sözleşmesine konu mallar, kiralama şirketlerine ait olup bu mallar konkordato talep edilen şirketin mülkiyetinde değildir. Kondordato Mahkemesince verilen, tedbir verilemeyeceğine ilişkin kararların şahsın malvarlığını koruyan tedbirlerden olduğu, finansal kiralama konusu malların, konkordato talep edilene ait mallar olmadığı, hatta aktiflerin de dahi gözükmediği, ayrıca 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 23/1. maddesinde finansal kiralama konusu malın mülkiyeti kiralayan finansal kiralama şirketine ait olduğu da açıkça düzenlenmiş olup, konkordato mahkemesinin mevzuat hükümlerini gözden kaçırarak tedbirin finansal kiralamaya konu malları da kapsadığına karar verdiği düşünülemez. Finansal kiralama konusu malların mülkiyetinin davacı finansal kiralama şirketine ait olup davalı şirketin malvarlığına dahil olmadığı, konkordato mahkemesince bu mallara dair verilmiş bir tedbir kararı da bulunmadığından itirazın reddine karar verilmesinde, usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı, davacının isteminin dayanağının sözleşme olduğu, davalı tarafça da kabul ödemelerde görülen son ödemenin 07/04/2021 tarihi olduğu, sonrasında yapılan bir ödemenin dosyada bulunmadığı, konkordato kapsamında yapılmış bir ödemenin de bulunmadığı, feragat beyanının yargılama ile kesinlik kazanacak olmakla birlikte dosya içerisindeki ana sözleşmeye ilişkin olduğunun değerlendirildiği, feshin haklı ve haksız olduğuna ilişkin değerlendirmenin de yargılama gerektirdiği ancak dosyada ki belgelerin tedbir kararı verilmesine yönelik olarak yaklaşık için için yeterli olduğu, bu durumda 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/03/2022 tarih ve 2022/113 E., sayılı ara kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 07/06/2022