Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/781 E. 2022/848 K. 23.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/781
KARAR NO: 2022/848
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/04/2022
NUMARASI: 2022/206 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/05/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; İcra takibine konu çekin müvekkili tarafından …’ya, …’nın da müşteri çeki olarak ticari ilişkisine istinaden … Tic. Ltd Şti’ne verdiğini, dava konusu çek ile diğer birçok çekin yetkili hamil tarafından henüz ciro edilemeden kargo dağıtımı esnasında çalındığını, meşru hamil olan … San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından Gaziantep 3. ATM’nin 2021/493 Esas sayılı dosyasında çek zayi davası açıldığını ve mahkemece tedbir kararı verildiğini, ödeme emri ekindeki çek fotokopisinde çekin 28/02/2022 tarihinde bankaya ibraz edildiğinde, verilen karar gereğince çeke herhangi bir işlem yapılamayacağına ilişkin bankaca şerh konulduğunun görüldüğünü, müvekkilinden haksız kazanç elde etmek isteyen çekte ciranta olarak görülen davalı taraflardan … A.Ş.’nin müvekkiline karşı söz konusu çeki dayanak göstererek İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/412 D.İş dosyası üzerinden ihtiyati haciz kararı alarak, haksız şekilde müvekkilinin banka hesaplarına bloke koydurduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip açıldığını, ödeme emrine müvekkilinin 23/03/2022 tarihinde muttali olduğunu, öncelikle haksız ve kötü niyetle açılan takibin takdiren teminatsız, mümkün değil ise takdir edilecek teminat karşılığında durdurulmasını, İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/412 D.İş dosyası ile müvekkili hakkında verilen ihtiyati haciz kararına itirazlarının kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasını, müvekkilinin mal varlığı üzerine konulan hacizlerin ve blokelerin kaldırılmasını, İstanbul … İcra Dairesinin … E sayılı dosyasına dayanak söz konusu çekten dolayı müvekkilinin yetkili hamil olmayan davalılara herhangi bir borcu bulunmadığının tespitini, takibin iptali ile çekin müvekkiline teslimini, söz konusu çeklerin çalıntı olduğu bu davadan önce açılan bir çok davada ifade edildiği halde, davalılardan … A.Ş.’nin kötüniyetle çalınan çekleri icra takibine konu ettiğinden, davalıların %20den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Dava dilekçesi, ekleri ve icra dosya içeriğinin değerlendirilmesi neticesinde, ihtiyati tedbir talep eden tarafından, aleyhine başlatılan takipten sonra takibin durdurulması talep edilmiş ise de; İİK’nın 72/3 maddesi gereğince “icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla dahi icra takibinin durdurulması yönünde tedbir kararı verilemez” şeklindeki düzenlemenin mevcut olduğu, İİK.nın 72/3 maddesinin “icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile icra takibinin durdurulması yönünde tedbir kararı verilemez” hükmü göz önüne alınarak talebin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece ilgili kanun maddesinin sadece bir kısmı dikkate alınarak ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, mahkemece dayanak yapılan İİK’nun 72/3 maddesinin “…İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez.” cümlesinden sonra “…Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir” denilerek teminat karşılığında İhtiyati Tedbir talep edilebileceğinin açıkça ifade edildiğini, Dava dilekçesinin sonuç kısmında “…öncelikle haksız ve kötü niyetle açılan takibin takdiren teminatsız, bu mümkün değil ise takdir edilecek teminat karşılığında durdurulmasına,…” sözleri ile terditli talepte bulunulduğunu, mahkemece talepleri tam olarak değerlendirilmediği gibi, ilgili maddenin de bir bütün olarak değerlendirilmeden verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, Davaya konu çekin müvekkili tarafından …’ya, …’nın da ticari ilişkisine istinaden … Tic. Ltd. Şti’ne verdiğini, hemüz ciro edilemeden kargo dağıtımı esnasında çalındığını, … Tic. Ltd. Şti. adına Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu, 2021/73965 Soruşturma numaralı dosyada yetkisizlik kararı verilerek Bakırköy C. Başsavcılığı’na gönderildiğini, 2021/115322 Soruşturma numarasını aldığını, … Tic. Ltd. Şti. tarafından Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/493 Esas sayılı dosyasında çek zayi davası açıldığını ve mahkemece tedbir kararı verildiği için çekin haklı olarak ödenmediğini, 28.02.2022 tarihinde bankaya ibraz edildiğinde bu yönde şerh konulduğunu, buna rağmen davalılardan … AŞ.’nin kötüniyetli şekilde müvekkili hakkında önce ihtiyati haciz kararı aldığını, akabinde de icra takibi başlatıldığını ve hesaplarına bloke konulduğunu, müvekkili başlatılan icra takibi neticesinde mağdur olduğundan ve telafisi mümkün olmayan zararlar ile karşı karşıya kaldığından, açılan menfi tespit davasında öncelikle takibin teminatsız durdurulması, eğer bu mümkün değil ise mahkemece takdir edilecek teminat karşılığında durdurulmasının talep edildiğini, talepleri ve kanun hükmü dar ve eksik yorumlanarak tedbir talebinin reddine dair kararın kanuna, güncel Yargıtay İçtihatlarına da aykırı olduğunu, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 16.09.2021 Tarih ve 2017/1644 Esas, 2021/1017 Karar sayılı kararı) arz ettiği ve resen dikkate alınacak diğer nedenlerle hukuka aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve teminat karşılığında ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Karar aleyhine davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili dava dilekçesinin 1. Sayfasında, dava konusu bölümünde; “Öncelikle İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan haksız icra takibinin tedbiren durdurulmasını”, dilekçenin 3. sayfasının son paragrafında; ” haksız ve kötü niyetle açılan takibin takdiren teminatsız olarak (Zira çek zayı davası açan … şirketi tarafından Gaziantep ticaret mahkemesine teminat yatırılmıştır), bu mümkün değil ise Sayın Mahkemenizce takdir edilecek teminat karşılığında durdurulmasını,” ve dava dilekçesinin netice-i talep kısmında 1 . maddede; “Öncelikle haksız ve kötü niyetle açılan takibin takdiren teminatsız , bu mümkün değil ise takdir edilecek teminat karşılığında durdurulmasına” beyanları ile tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 26. maddesinde “Hakim tarafların talep sonuçları ile bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hakimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.” 2004 Sayılı İİK’nun 72/2 maddesi, “İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.” 2004 Sayılı İİK’nun 72/3 maddesi, “İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararı karşılamak ve alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir” 6100 Sayılı HMK’nın 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemelerini içermektedirİhtiyati tedbir, geçici hukuku korumalardandır. Tedbir talepli davanın icra takibinden sonra açıldığı anlaşılmaktadır. Davacı vekili; Mahkemenin taleplerini anlamadığını, taleplerinin değerlendirilmesinde İİK 72 maddesinin tamamının dikkate alınmadığını iddia etmiştir. Yasa koyucu yanlış anlamaları engellemek amacı ile 6100 Sayılı HMK’nın 390/3. maddesinde tedbir talep eden tarafa “dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtme” zorunluluğu getirmiştir. Dava vekil aracılığı ile açılmış ve dava dilekçesinde; tedbir isteğinin açıklandığı konu bölümünde, 3. sayfada açıklama bölümü ile netice-i talep kısmında açıkça, takibin durdurulması talebinde bulunulduğu tekrar edildiğinden, mahkemece doğru olarak nitelendirme “takibin durdurulmasına” ilişkin olduğu yönünde yapılmıştır. İİK 72/3. maddesinde takip başlatıldıktan sonra takibin durdurulmasına karar verilmeyeceği, borçlu tarafından sadece icra veznesine yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesinin talep edilebileceği hüküm altına alındığından, davacı vekilince emsal olarak sunulan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.09.2021 Tarih ve 2017/1644 Esas, 2021/1017 Karar sayılı kararında da bu husus belirtildiğinden, ilk derece mahkemesince aynı gerekçe ile tedbir talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığından, davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/04/2022 tarih ve 2022/206 E. Sayılı kararına karşı talep eden vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Talep eden tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Talep eden tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23/05/2022