Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/767 E. 2022/773 K. 20.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/767
KARAR NO: 2022/773
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/12/2020
NUMARASI: 2019/395 E. – 2020/805 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/05/2022Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosya kapsamında … Limited Şirketi aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe geçildiğini, müvekkili şirketin tam unvanının … olduğunu ve davalı ile herhangi bir ticari bir faaliyetinin olmadığını, borç alacak ilişkisine girmediğini, borçlu şirketin müvekkili ile herhangi bir ilişkisinin bulunmadığını, isim benzerliği olduğunu, davalı tarafından 25/04/2019 tarihinde müvekkili şirket adresinde menkul haciz yapıldığını, müvekkile ait olmayan ve borçlu şirketle alakası olmayan malların haczedildiğini, 30/05/2019 tarihinde bir miktar menkul eşya da haczedilmek suretiyle önceki hacizli mallarda beraber muhafaza altına alınarak yediemin deposuna gönderildiğini, davalı şirketin unvan ve tebligat adresinin tamamen farklı başka bir şirkette haciz yapmak sureti ile kötü niyetli hareket edildiğini beyan ederek, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosya ile başlatılan takip kapsamında borçlu olmadığının tespitine, davalı şirket aleyhine %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça açılmış olan dava icra takibinin iptali yönünde borçlu olmadığının tespiti için açılmış olan menfi tespit davası olduğunu, davacı taraf icra dosyasında müvekkili yönünden takibin iptalini de talep etmekte ise de taraflarınca davacıya karşı açılmış herhangi bir takibin bulunmadığını, bu nedenle davacının bu davayı açmada aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın usulden reddi gerektiğini, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan takipte borçlulardan bir tanesinin … Ltd. Şti. adına yapıldığını, anılan borçlu için Erzurum … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyası ile tespit edilen adresine hacze çıkılmış ve haciz adresinde davacı tarafça istihkak iddiasında bulunulduğunu, istihkak iddiasının akabinde İstanbul 21.İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/685 Esas ve 2019/485 Karar Sayılı ilamı ile borçlu ile istihkak iddiasında bulunan işbu dosya davacısı arasında organik bağın varlığının tespit edilmesi nedeni ile borçlu hakkında takibin devamına dair karar verildiğini, yapılan tüm işlemlerin borçlu adına yapılmış olduğu ve davacının dosyada taraf ve borçlu olmadığını, dolayısıyla takibin iptali yönündeki menfi tespit davasını açma yetkisinin bulunmadığının açık olduğunu, davacının açması gereken davanın menfi tespit değil istihkak davası olması gerektiğinden görev yönünden de itirazlarının bulunduğunu, davaya konu olan haczin haksız olmadığını, her iki şirketin de kurucu ve ortaklarının aynı olduğunu, davacı ile borçlu şirketin aynı iş kolunda faaliyet gösterdiğini, davacı şirketin borcu üstlendiğini ve ödemede bulunduğunu, hacizde hukuka aykırı bir eylem olmadığını, haciz işleminden dolayı davacının zarar gördüğü iddiasının gerçeği yansıtmadığını ve davacı haksız kazanç elde etme gayesinde olduğunu, davacı ve borçlu şirket arasında ki kuvvetli bağa istinaden haciz tatbik edilmiş olup, mahcuzların mülkiyetinin ancak istihkak davasına ilişkin yargılama neticesinde tespit edilebileceği gerçeği karşısında açılan davanın hatalı olarak açıldığı ve davacının bu davayı açmada aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerçeği karşısında davanın öncelikle usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “İcra dosyasında borçlu olmayan davacının bu davayı açmada aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine,” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalının, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası kapsamında … İNŞAAT TAAHHÜT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe geçtiğini, Müvekkili şirketin tam unvanının … olup, davalıyla herhangi ticari bir faaliyeti olmadığını, bir borç-alacak ilişkisine girmediğini, Müvekkili şirketin “… Cad. … Apt. Altı No:… YAKUTİYE/ERZURUM” adresinde faaliyet gösterdiğini, bu adresin Ticaret Sicil Gazetesi’nde ve sair kamu kuruluşlarında kayıtlı olduğunu, müvekkil şirketin, … LİMİTED ŞİRKETİ ile hiçbir ilgisi bulunmadığını, borçlu şirketin müvekkili şirketin adresiyle herhangi bir bağlantısı bulunmadığı gibi ilgili icra takibiyle alakalı herhangi bir tebligat, müzekkere veya yazışma belirtilen adrese gönderilmediğini, müvekkili şirketin borçlu şirketle tek ortak noktasının isim benzerliği olduğunu, Davalı tarafından 25.04.2019 tarihinde müvekkili şirket adresinde menkul haciz yapıldığını, müvekkiline ait olan borçlu şirketle alakası olmayan malların haczedildiğini ve 30.05.2019 tarihinde bir miktar menkul eşya daha haczedilmek suretiyle önceki hacizli mallarla beraber muhafaza altına alınarak yediemin deposuna gönderildiğini, istihkak iddiasına ilişkin İstanbul 14. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/482 E. sayılı dosyası kapsamında açılan davanın reddedildiğini, müvekkilinin haczedilen eşyaların satış tehdidi nedeniyle dosya borcunu ödemek zorunda kaldığını, Müvekkilinin kendisine ait olmayan bir borçtan sorumlu tutulduğunu beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, İİK’nun 72.maddesi kapsamında menfi tespit davası olarak açılmış olup, daha sonra dosya borcunun icra takip dosyasına ödendiği anlaşılmıştır. Mahkemece, davacının icra takip dosyasının borçlusu olmadığı gerekçesiyle davanın, aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiş, karar yukarıda belirtilen nedenlerle davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davaya dayanak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takip dosyası incelendiğinde; takip borçlusunun … Ticaret Limited Şirketi olduğu, davacı şirketin unvanının ise, … olduğu, her ne kadar davacı kendi adresine hacze gelindiğini ve bir kısım menkullerinin haczedildiğini ileri sürmüş ise de; davacının icra takip dosyasında taraf olmadığı, İİK’nun 72.maddesi kapsamında açılacak olan menfi tespit ve istirdat davasının ancak borçlu tarafından açılabileceği, somut olayda takip borçlusu olmayan davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/12/2020 tarih ve 2019/395 E., 2020/805 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 20/05/2022