Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/751 E. 2022/847 K. 23.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/751
KARAR NO: 2022/847
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/02/2022
NUMARASI: 2021/297 E. 2022/132 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/05/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının 06.12.2018 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı icra dosyasından 2.618 –USD senetten bakiye 1.000-USD alacak talebi ile kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattığını, müvekkilinin …’a mal alım satımı karşılığı 2.618 –USD bedelli senet verdiğini, davacının borcunu ödediğini ve 06/12/2018 tarihi itibari ile senetten bakiye 547 –USD borcu kaldığını, 14/12/2018 tarihinde icra takibinden habersiz 200-USD daha ödediğini, tüm bu nedenlerle davacının icra takibi senetten dolayı 1000 USD borçlu olmadığının tespitini, icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın icra takibinden sonra müvekkilinin oğlu …’a 200,00 USD ödediğini, müvekkilinin oğlunun taraflar arasındaki ticari ilişkiyi ve bakiye borcu bilmediğini, davacı tarafın temsil ve imza yetkisi olmayan …’a tediye makbuzu adı altında bir belge imzalattığını, bu belgede borç olarak 347 USD ve 150 TL bakiye kaldığını iddia ettiğini, müvekkilinin davacıdan 06/12/2018 tarihi itibari ile 1.000,00 USD asıl alacağı bulunduğunun kambiyo senedi ile ispatlandığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Somut olayda davacı taraf davalı ile ticari ilişkisi kapsamındaki mal satımı karşılığında davalı yana 2.618 USD bono verdiğini, davacı yanın icra takibinden habersiz kısmi ödeme yaptığını, akabinde haciz tehdidi altında yine ödeme yaptığından icra dosyasına fazla ödenen bedelin tespiti ile icra tehdidi altında ödenen bedelin istirdatını talep ettiği, Dosya kapsamına göre, davacının icra tehdidi altında mükerrer ödeme yaptığını ispat edemediği, ispat yükünün davacı yanda olduğu, ancak dosyaya ibraz edilen tediye makbuzunda da davaya konu bononun vade tarihi yahut keşide tarihinin belirtilmediği, bu nedenle söz konusu ödemenin davaya konu bonunun bakiye ödenmesine yönelik olduğunun ispat edilemediği, ayrıca dava dışı şirket kayıtlarında da ödemeye yönelik herhangi bir kayda rastlanmadığı, davacının yemin deliline de dayanmadığı dikkate alındığında, davacının ispat yükünü yerine getiremediği anlaşılmakla davanın reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1.Mahkemenin tediye makbuzunun davaya konu bonunun ödenmesine yönelik olduğunun kabul edilmemesi şeklindeki gerekçenin doğru olmadığını, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 12.12.2013 Tarih, 2013/15124 Esas 2013/19815 Kararı ve 19. Hukuk Dairesi’nin 20.02.2017 Tarih, 2016/6327 Esas 2017/1243 Karar Sayılı kararı kararlarına göre; Taraflar arasında tek bir ilişki var ve başkaca da akdi ilişki yok ise, vadeden sonra yapılan ödemelerin mevcut bu borcun ifası amacıyla yapıldığının kabulü gerektiği, vadeden sonra yapılan ödemenin başka bir bonoya ilişkin olduğunun davalı tarafından ispatlanması gerektiğini, davalı tarafın bu icra takibine konu bonodan başka bir alacağı olduğuna dair iddiası olmadığından, tediye makbuzundaki açıklamanın dava konusu bonoya ilişkin olduğunun sabit olduğunu, Tediye makbuzunda açıkça, 200 -USD tahsil edildiği, tahsilat sonrası 2.618-USD bedelli senetten kalan bakiye borcun 347 USD 4150 TL olduğunun yazılı olduğunu, davalı tarafın cevap dilekçelerinde, tediye makbuzunu …’un tanzim edip imzaladığını tediye makbuzunda yazılı 200 USD yi tahsil ettiklerini, bir diyecekleri olmadığını ikrar ettiğini, tediye makbuzunda imzası olan ve tahsilat yapan …’un bakiye alacak beyan etme yetkisi olmadığını beyan ve iddia ederek, bu beyanlarını inkar ettiğini, tüm delillere karşı mahkemenin tediye makbuzu ve içeriğini kabul etmemesinin hatalı olduğunu, ayrıca tediye makbuzunun bir kısmının kabul edilip diğer kısmının inkar edilmesinin de hukuken kabul edilemeyeceğini, 2.Mahkemenin dava dışı şirket kayıtlarında da ödemeye yönelik herhangi bir kayda rastlanmadığı gerekçesinin de eksik olduğunu, davalının … -… şahıs şirketinin sahibi olduğunu, izah edilen sebeplerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafça; Aleyhine başlatılan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı icra dosyasına konu 2.618 –USD senetten dolayı bakiye 1.000-USD borcu bulunmadığından davalıya borcu olmadığının tespitini, icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiş, dava değeri olarak 1.000,00 TL beyan edilerek bu miktar üzerinden harç depo edilmiş olup, bilirkişi raporundan sonra dava ıslah dilekçesi ile 4.500,00 TL arttırılarak, arttırılan miktar üzerinden harç depo edilmiş ve dava değeri 5.500,00 TL’na ulaşmıştır. Mahkemece 25/02/2022 tarihinde davanın kanıtlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. maddesi gereğince miktar ve değeri 3.000,00 TL’nı geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. 6100 Sayılı HMK’nın 346/1. maddesi gereğince kesin bir karara karşı istinaf yoluna başvurulması halinde istinaf talebinin reddine karar verilir. Kararın verildiği 2022 yılı itibariyle yeniden değerleme oranında artış sebebi ile kesinlik sınırı 8.000,00 TL’dir. Mahkemece karar verilen takip ve dava miktarı 5.500,00 TL olduğundan, karar ve istinaf talebi tarihi itibariyle 8.000,00 TL’sı olan kesinlik sınırının altında kaldığından, 01/06/1990 günlü, 3/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme ilamı doğrultusunda 6100 Sayılı HMK’nın 346/1. ve 352/1-b. maddeleri gereğince davalı tarafın istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf dilekçesinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. ve 352/1-b. maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE, 2- İstinaf talebinin esası incelenmediğinden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 175,00 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı ile 382,80 TL başvurma harcının talep halinde davacıya iadesine, 3- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6100 Sayılı HMK’nın 346/1. ve 352/1-b. maddeleri gereğince, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23/05/2022