Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/741 E. 2022/846 K. 23.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/741
KARAR NO: 2022/846
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 15/03/2022
NUMARASI: 2021/186 E.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Maddi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/05/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin abiye bayan giyim tekstili alanında faaliyet gösterin bir firma ve … tescil numaralı tasarımların sahibi olduğunu, davalı şirketin, müvekkilinin tescilli tasarımlarına birebir benzerlerini ürettiğinin, mahkemenin 2020/29 D.İş sayılı dosyası ile davalı adresinde tespit edildiğini, davalı şirketin kötü niyetli olarak bahse konu benzer ürünleri TPMK nezdinde tesci ettirmeye çalıştığını, davalı tarafın müvekkilinin tescilli tasarımlarına benzer ürünlerin satışının yapılmasının haksız rekabet teşkil ettiğini, gerekli önlemlerin alınmaması halinde müvekkili için telafisi güç ve geri dönüşü olmayan zararlar doğacağını belirterek, dava konusu ürünün satışının, piyasaya arzının engellenmesini, taklit tasarımlara el konulmak suretiyle toplatılmasını, 1.000,00 TL maddi ve 11.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının taleplerinin haksız olduğunu belirterek, davanın ve ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Bilirkişi raporunda; Davacıya ve davalıya ait tasarımların kamuya sunulma ve tescil tarihleri incelendiğinde davacı tarafın ilgili tasarımları daha önce hazırladığı ve tescil ettiği, her ne kadar 2020/29 D. iş dosyasında 13 ve 16 numaralı tasarımlar tek bir tasarım olarak, 5 numaralı tasarım ise 2 ayrı tasarım olarak değerlendirilerek toplam 11 elbise için inceleme yapılmışsa da, yapılan incelemede yine 11 elbise açısından değerlendirme yapıldığı, davacıya ait … tescilli 12 numaralı, … tescilli 14 numaralı, … tescilli 15 numaralı ve öncelikle kamuya sunulan tescilsiz 1 numaralı, yine öncelikle kamuya sunulan tescilsiz 2 numaralı tasarımların davalıya ait tasarımlarla bilgilenmiş tüketici nezdinde aynı sıfatına sahip olduğu ve bu haliyle iltibas yarattığı, davacıya ait … tescilli 4 numaralı, … tescilli 5 numaralı, … tescilli 10 numaralı, … tescilli 13 numaralı ve … tescilli 16 numaralı tasarımların davalıya ait tasarımlarla bilgilenmiş tüketici nezdinde benzer sıfatına haiz olduğu ve bu haliyle iltibas yarattığı, davacı tarafın tazminat talebinde bulunabileceği sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği, Tüm dosya kapsamı, sunulan bilirkişi raporu, yaklaşık ispat şartı dikkate alınarak talebe konu tedbir yönünden yasal şartların oluştuğuna kanaat getirilmekle 20.000,00 TL teminat karşılığı davacının tedbir talebinin kabulü yönünde tedbir kararı” verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece baz alınan bilirkişi raporunda her ne kadar tescilli olduğu belirtilen 9 adet tasarımın ve tescilsiz olan 2 adet tasarımın davacı tarafından daha önce tescil edildiği belirtilmişse de, bu hususun gerçeği yansıtmadığını, bilirkişi raporunu baz alan mahkeme tarafından ise, davalı müvekkili şirketin tasarımlarının satışının ve piyasaya arzının engellenmesine karar verildiğini, İstanbul 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin (Eski 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi) 2020/29 D. İş sayılı dosyası ile davalı müvekkilinin adresinde söz konusu tasarımlara ilişkin 21.02.2020 tarihinde inceleme yapıldığını, inceleme tarihinde davacı şirketin söz konusu tasarımlara ilişkin TPMK kapsamında tescil başvurusu ve mevcut tescilinin bulunmadığını, müvekkili şirketin, tasarımlarını koruma altına almak için 2020/29 D. İş dosyasından sonra 25.02.2020 Tarihinde tescil başvurusunda bulunduğunu, tescil başvurusunu sonradan öğrenen davalıların ise 23.06.2020 tarihinde tescil başvurusunda bulunduğunu, müvekkilinin davacı şirketten çok daha önce tasarımlarını zaten fuarlarda (2019 yılının Kasım ayında Tekstil fuarında sergilenmiştir) satışa sunduğunu, sunulan delillerin tekrar değerlendirmeye alınması ve dosyanın yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilmesi gerekirken Mahkeme tarafından ihtiyati tedbir kararı verildiğini, Davacı şirket tarafından; 2020/29 D. İş sayılı dosya kapsamında yapılan keşif sırasında davalı şirketin ürünlerinin tescilli olduğunun iddia edildiğini, ancak tescil başvurusunun COVID-19 nedeniyle 23.06.2020’da yapıldığı belirtildiğinden, söz konusu 11 tasarımın 2020/29 D. İş sayılı dosya kapsamında yapılan keşif sırasında tescilli olmadığını, SMK 59/2’ye göre de tescilsiz tasarımların korunma süresinin kamuya arzıdan itibaren 3 yıl olup, davacı şirketçe söz konusu tasarımların kamuya arz edildiği tarihin dahi belirtilmediğini, kamuya arz tarihinden itibaren 3 yıl olan koruma süresini çoktan geçen tasarımların SMK’ya göre korunmasının istenmesinin mümkün olmadığını, söz konusu tasarımların 1998 yılından beri abiye, gelinlik, giyim alanında … markası adı altında tasarım yaparak ticari faaliyette bulunan müvekkili şirkete ait olup, davacı şirket tarafından kötü niyetli olarak, tasarımların kendilerine ait olduğunun iddia edildiğini, davalı, söz konusu tasarımlarının davacı şirket tarafından hukuka aykırı olarak kullanılacağını tahmin ettiği için keşiften sonra hemen önlem alarak TPMK nezdinde kendi tasarımları için tescil başvurusunda bulunduğunu, İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat kuralı geçerli olsa da, sundukları deliller toplanmadan ve itirazları göz önünde bulundurulmadan tasarımların davacı şirkete ait olduğu ihtimaline binaen verilen tedbir kararının hukuka aykırı olduğunu, mahkemece davacı tarafın tescil başvurusu tarihi ile müvekkili firmanın tescil başvuru tarihinin karşılaştırılması, tasarımların davacıdan çok önce müvekkili tarafından fuarlarda satışa sunulduğunun göz önünde bulundurulması gerektiğini, ihtiyati tedbir kararı tüm dosya kapsamı değerlendirilmeden verildiği için hukuka aykırı olduğunu, 15/03/2022 tarihli tedbir kararının kaldırılmasına ve müvekkile ait olan tasarımların satışa tekrar arz edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İhtiyati tedbiri düzenleyen HMK 389. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Tedbir kararı, davanın esası hakkında ihsası rey oluşturulmaması koşulu ile talep tarihindeki dosya kapsamı ve yaklaşık ispat koşulu nazara alınarak verilmesi gerekir. Mahkemece 15/03/2022 tarihli oturumda 4 numaralı ara kararı ile gerekçesi daha sonra açıklanmak üzere tedbir kararı verilmiş, gerekçeli kararda; Tüm dosya kapsamı, sunulan bilirkişi raporu, yaklaşık ispat şartı dikkate alınarak talebe konu tedbir yönünden yasal şartların oluştuğuna kanaat getirildiği açıklanmış olup, HMK 392/2 maddesindeki tedbirin açık ve somut olarak bilirkişi raporuna ve dosya kapsamındaki delillere dayandığı, dosya aşaması nazara alınarak yaklaşık ispatın gerçekleştiği, kararda usule aykırılık bulunmadığı tespit edildiğinden, davalı vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 15/03/2022 tarih ve 2021/186 E. Sayılı kararına karşı itiraz eden vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23/05/2022