Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/735 E. 2022/877 K. 23.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/735
KARAR NO: 2022/877
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 16/02/2022
NUMARASI: 2022/20 D.İş. – 2022/20 K.
DAVANIN KONUSU: Tespit (D.İş)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/05/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Talep eden vekili tedbir talepli Değişik İş Başvuru dilekçesinde özetle; TPMK nezdinde … numara ile tescilli “…” ibareli markanın müvekkili adına tescilli olduğunu, davalılar tarafından herhangi bir yetki sözleşmesine veya yasal gerekçeye dayanmadan yasa dışı şekilde marka adına film çekildiğini, halka duyurulduğunu, tanıtım yapıldığını ve ticari hayata çıkarıldığını, davalılar tarafından kötü niyetli olarak, müvekkilinin markasının izinsiz ve haksız yere kullanıldığı ve bundan haksız kazanç elde edileceğini, arabuluculuk başvurusunun anlaşamama ile sonuçlandığını belirterek, davaya konu sinema filmine ilişkin tanıtım ve yayınların her türlü platformda durdurulmasına, gala ve gösterime girmesinin tüm platformlarda tedbiren durdurulmasına, tüm kayıt sosyal medya paylaşımları, broşür, afiş, tanıtım ve reklamların tedbiren el konulmasına / toplatılmasına karar verilmesini, … markasının her tülü kullanımının durdurulmasına, önlenmesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesinin 14/02/2022 tarihli D.İş kararıyla; “Davacının tüm istemlerinin açılacak esas dava içinde çekişmeli yargılama kurallarına göre sunulup tartışılmasının gerektiği, zira davacının dilekçesinde marka hakkına tecavüzün tespiti, men’i ve tecavüzün sonuçlarının ortadan kaldırılmasına yönelik taleplerde bulunduğu, değişik iş dosyası üzerinden basit yargılamaya tabi usul ile davacının taleplerinin çözümlenmesinin mümkün bulunmadığı, davacının tüm istemlerinin esas dava içinde uzman bilirkişiler vasıtası ile takdirinin yapılacağı, bu aşamada deliller toplanmadan istenen tedbir isteminin HMK 389.madde kapsamında aciliyet içermediği, bu aşamada verilecek bir tedbir kararının ilerde telafisi imkansız zararlara yol açacağı anlaşıldığından, bu aşamada tedbir talebi de yargılamayı gerektirdiğinden keza kaybolacak bir delil de bulunmadığı hususları gözetildiğinde delil tespiti isteminin ve tedbir isteminin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Müvekkilinin Türk Patent ve Marka Kurumu nezdine … tescil no ile TİCARET –HİZMET 09,16,41 Emtiası Sınıflarda tescil edilmiş … markasının sahibi olduğunu, bu itibarla işbu markanın ülke sınırları içerisinde kullanım hakkının sadece müvekkiline ait olduğunu, -Davalılar tarafından kullanım hakkı münhasıran Müvekkiline ait olan … markasının adını taşıyan film çekilerek, tanıtımının yapıldığı, internet ortamında, sosyal medyada v.b. biçimde adının kullanıldığının tespit edilmiş olduğunu, davalılarca, tescille koruma sağlanan markanın izinsiz olarak kullanmak suretiyle müvekkile ait sınai hakkın ihlal edildiğini, Müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösteren davalıların, müvekkilinin hak sahibi olduğu “… ” markası adına film çektiğini, sosyal medyada, reklamlarda, internet ortamında müvekkilinin izni olmaksızın yasaya aykırı olarak kullanmakta olduğu Kartal … Noterliğinin 16.12.2021 tarihinde, … nolu e –tespiti ile tespit olunduğunu, noterde yapılan e- tespitte ” … ” markasının haksız yere kullanıldığı adına yazılı görsel yayın yapıldığının tespit edildiğini, davalılar tarafından, kötü niyetli olarak müvekkilinin münhasıran tek yetkili olduğu marka izinsiz ve haksız yere kullanıldığını ve bundan kazanç elde edileceğini, -6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun “Marka hakkına tecavüz sayılan fiiller” başlıklı 29. Maddesi gereği davalının izinsiz eylem ve kullanımları müvekkilinin markadan doğan Sınai Mülkiyet haklarını ihlal ettiğini, -Davalıların, müvekkilinin münhasıran kullanım hakkı olan ve tescilli markasının kullanıldığının noter vasıtası ile de sabit olduğunu, Marka tescilinden doğan kullanım haklarının münhasıran müvekkile ait olan markanın davalılar tarafından izinsiz kullanılmasının telafisi güç zararlara ve prestij kaybına yol açması sebebiyle ivedilikle davalıların iş bu reklam ve tanıtımlarının tedbiren durdurulmasını, sosyal medyada davalıların ihlalinin tespitinin yapılması durdurulması gerektiğini, -Yerel mahkemede dava açılmış ise de, davalarının haksız gerekçe ile ret edilmiş olduğundan işbu istinaf talebinde bulunma zarureti hasıl olduğunu, Müvekkili tarafından alınmış tescilli marka adı olan … markasının film sektöründe … adını taşıyan filmin çekimlerinin yapıldığı ve Nisan ayında vizyona girecek olması sebebiyle bu tedbir taleplerinin uygulanmasının zorunluluk arzettiğini, Mahkemenin tedbir kararı vermemesinin oluşan zararı daha da büyüttüğünü ve hak kaybı yarattığını, NİSAN ayında aynı isimle ve ekler eklenerek vizyona girecek olan bu filmin gösteriminin durdurulmasının aciliyet arzetmekte iken Mahkemenin verdiği bu kararla Müvekkillinin tescilli markasının marka değerini kaybedecek telafisi güç zararlar oluşacağını, bu sebeplerle müvekkilinin maliki bulunduğu, tescilli marka hakkına olan tecavüzünün tespitine, Müvekkilinin maliki bulunduğu, tescilli markaya yönelik geri dönüşü kabil olmayan zararların önlenmesi için tecavüz fiillerinin tedbiren durdurulmasına yani müvekkili adına kayıtlı bulunan … markasına film çekildiğini dair tanıtım ve yayınlarının her türlü platformda durdurulmasına ,gala ve gösterime girmesinin tüm platformada tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı vekili her ne kadar talep dilekçesinde filmin gösterime girdikten sonra mahkemeniz hükmünün ifası imkansız hale geleceğinden söz konusu … filminin 29/04/2022 tarihinde gösterime gireceği açıklandığından, gösterime girmemesi için acilen tedbir kararı verilmesini talep etmiş ise de; bilindiği üzere ihtiyati tedbir kararı verilebilmesinin en önemli şartı bir ihtiyati tedbir sebebinin mevcut olmasıdır. Kanunda bu husus genel olarak düzenlenmiş, hâkime oldukça geniş bir takdir alanı bırakılmıştır. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 389/1. maddesinde “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından” söz etmektedir. Bu hüküm dikkate alındığında, mevcut durumun değişmesi halinde, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkânsız hale gelmesi, gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi varsa, ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilecektir. Hâkim kararında somut sebep gösteremiyor, bunu en azından açıklayacak veya asgari ölçüde ikna edecek delil değerlendirmesi yapamıyor, yaklaşık ispat ölçüsünü yakalayamıyorsa tedbire karar vermemelidir. Ancak bu da hiçbir zaman tam bir ispat seviyesinde ispat şartına dönüşmemelidir. Kural olarak bir davada tarafların ileri sürdüğü iddia ve savunmaların ispatı için tahkikat yapılması ve delillerin toplanması gerekir. Hakim tüm delilleri inceleyip değerlendikten ve tam bir karara ulaştıktan sonra nihai kararını verir. Bu husus asıl davanın kabulü için geçerli olup, bu sebeple tam ispat aranır. İhtiyati tedbirlerde ise tam değil yaklaşık ispat yeterli olacağı 6100 Sayılı HMK’nın 390/3. maddesinde düzenlenmiştir. Değişik ifade ile ihtiyati tedbire karar verebilmek için iddia olunan vakıanın subutu yönünde gerçeğe yakın bir ispatın olması yeterlidir. Açıklanan hukuki olgular gereğince, mevcut delil durumuna göre yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmemiş olduğu, bu iddiaların yargılamayı gerektirdiği, ilk derece mahkemesince tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış olmakla, sonuç olarak tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 16/02/2022 tarih ve 2022/20 D.İş., 2022/20 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23/05/2022