Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/715 E. 2022/918 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/715
KARAR NO: 2022/918
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 31/03/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/43 E.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Tecavüzün Tespiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/8 D.iş sayılı dosyasında 25/01/2022 tarihinde; “talep eden tarafa ait tescilli tasarımlar ile bilgilenmiş kullanıcı nezdinde benzer olan ürünlere, münhasıran bu ürünlerin üretiminde kullanılmaları kayıt ve koşuluyla kalıp ve makinelere tedbiren el konularak, yed-i emine teslimine” şeklinde ihtiyati tedbir kararı verildiği, davacı tarafça süresinde 01/02/2022 tarihinde teminatın yatırılarak kararın infazının istendiği, infaz işleminin Küçükçekmece …İcra Müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyasında 02/02/2022 tarihinde yapıldığı, davalı tarafça süresinde 08/02/2022 tarihinde tedbire itiraz edildiği, bu arada 14/02/2022 tarihinde mahkemece esas hakkındaki dava açılmış olmakla tedbire itirazın değerlendirilmesi için dosya gönderilmiş ve bu itirazın değerlendirilmesi için duruşma açılarak taraflara tebligat yapılmıştır. İlk derece mahkemesince 31/03/2022 tarihli ihtiyati tedbire itiraz duruşmasında itiraz eden davalı vekili beyanlarında özetle; Tarafın sektörde çalışan herkese yönelik benzer davalar açtığını, karşı tarafın dayandığı tasarımlardan birinin yenilenmemesi üzerine sicilden düştüğünü, 2017 tarihli tescilleri için karşı dava olarak hükümsüzlük davası açtıklarını beyanla, tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili de duruşma beyanlarında özetle; Sundukları fatura ve sair evraklardan karşı tarafın üretim yaptığının sabit olduğunu, her ne kadar tedbirin infazında ürün bulunamadığı belirtilmiş ise de, üretime devam edildiğini, tedbirin devamında hukuki yarar var olduğunu, karşı tarafın itirazlarının dosyanın esasına ilişkin olduğunu beyanla, tedbire itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesinin 31/03/2022 tarihli ara kararıyla; “İtiraza konu Bakırköy 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2022/8 değişik iş dosyasında verilen ihtiyati tedbir kararında herhangi bir tasarım tescilinden bahsedilmeksizin genel ifade ile “talep eden tarafa ait tescilli tasarımlar” denilmiş olması, mahallinde yapılan tespit de herhangi bir ihlalin tespit edilmemiş olması, keza icra müdürlüğünce tedbirin infazı için mahalline gidildiğinde de ihlal teşkil eden herhangi bir ürünün tespit edilmemiş olması, ayrıca mahkememizin esas dosyasında karşı dava olarak dayanak tasarım tescilinin hükümsüzlük davası açılması karşısında yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği görülmekle itirazın kabulüne” karar verilmiştir. Davacı – karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -İhtiyati tedbir talebi için 6769 Sayılı kanunun 159. maddesi ile 6100 Sayılı kanuna atıf yapıldığını, 6100 Sayılı kanunun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartlarının sayıldığını, ihtiyati tedbir talebine konu, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli tasarıma konu ürünlerin üretim metodlarının, aleyhine tespit talebinde bulunulan davalı-karşı davacı … şirketi tarafından üçüncü kişilere devredilmesi, üretilmesi, ticari faaliyetlerine konu edilmesi halinde, müvekkili … şirketinin ticari faaliyetlerinde önlenmesi mümkün olmayan zararların meydana gelmesinin söz konusu olacağını, Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/8 D.İş numaralı dosyası kapsamında, 21/01/2022 tarihinde tanzim edilen Bilirkişi Heyet Raporu’nun sonuç kısmında; “20/01/2022 tarihinde aleyhine tespit talep olunan … firmasının … Cad. … Sokak No:… Avcılar/İstanbul adresinde yapılmak istenen tespitte fotoğraf çekilmesine izin verilmemesi sebebiyle bilirkişi incelemesi yapılamadığı” denilerek, aleyhine tedbir talebinde bulunulan davalı-karşı davacı … şirketinin Bilirkişi Heyeti tarafından yerinde inceleme yapılmasına engel olunduğundan bahsedildiğini, -Tedbir talebinde bulunan davacı-karşı davalı müvekkili … şirketinin, ihtiyati tedbir talep dilekçesinde, tasarımı kendisine ait olan … tescil numaralı “esnek şerit ayırıcı” ve … tescil numaralı “delinatörlü stopper” tasarımların üretiminin seri şekilde yapılabilmesi adına, tasarım için gerekli olan kalıpların üretimi hususunda aleyhine tedbir talebinde bulunulan davalı-karşı davacı … şirketi ile anlaştığını ve ticari faaliyette bulunulduğunu, ancak, tasarım kalıbını üreterek tedbir talep edene teslim etmesi gereken … şirketinin, tedbir talep edenin tüm ticari ve sınai mülkiyet sırlarını herhangi bir izin, lisans ve/veya yetki almaksızın tedbir talep edenin rekabet halinde olduğu firmalarla paylaşarak aynı kalıbı başkaca firmalar adına da üretmeye başladığını, Bilirkişi Heyeti tarafından yapılan yerinde inceleme sırasında aleyhine tedbir talebinde bulunulan …’ın iş yerinde farklı müşterilerine ait kalıplar bulunması sebebiyle, gizliliğin korunması adına fotoğraf çekilmesine izin verilmediğini, dosya kapsamında toplanması gereken delillerin elde edilmesine kötü niyetli olarak engel olunulduğunu, dosya kapsamına sunulan faturalarda ürünlerin ticari faaliyete konu edildikleri sabit olmasına rağmen, Sayın Mahkemece yaklaşık ispat koşulunun sağlanamadığından bahisle ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verildiğini, -Tedbir talebinde bulunan davacı-karşı davalı müvekkili şirkete ait tescilli tasarıma konu ürünlerin detaylı çizimlerinden, üretim bilgilerine ve ürünlerin ham hallerinden tamamlanmış hallerine kadar bütün verilerin aleyhine tespit talebinde bulunulan davalı-karşı davacı şirketin üretim yapılan bilgisayarlarında depolu olarak tutulması ve dosya kapsamında mevcut faturalar ile sair belgelerden davacı-karşı davalı müvekkilin tescilli tasarımlarına konu ürünlerin ticari faaliyetlerine konu ediliyor olmasının ihtiyati tedbir kararının devam etmesi için gereken yaklaşık ispat koşulunun sağlandığını gösterdiğini, tescilli tasarımların yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin dolmuş olması, yahut tescilli tasarım hakkında hükümsüzlük davası olmasının, ihtiyati tedbir kararı verilmesine engel hususlar olmadığını, -Aleyhinde tedbir talebinde bulunulan davalı-karşı davacı … şirketinin hem uyuşmazlık konusu dışında kalan itirazları uyarınca, hem de Yerel Mahkeme tarafından yerinde incelemeye karar verilmiş olmasına rağmen, Bilirkişi Heyeti’nin incelemelerde bulunmasına engel olarak somut delillerin toplanmasına engel olunmuş olması sebebiyle; tedbir talebinde bulunan davacı-karşı davalı müvekkil … şirketinin, ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkin olarak yaklaşık ispat koşulunu sağlayamadığından bahisle tesis edilen kararın, usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik delillerin istinaf mahkemesi tarafından toplanarak, toplanan deliller doğrultusunda ihtiyati tedbire dair karar verilmesine yönelik Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı – karşı davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Dava dosya incelendiğinde tedbir kararının verildiği tarihteki somut vakalar ile tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin kararın tanzim edildiği tarihteki somut vakalar arasında farklılık bulunduğunu, Davalı/karşı davacı müvekkili şirket tarafından, … sayılı tasarımın tescilinden doğan hakların ihlali ve koruma süresi dolan ve mahkeme kararı ile de tescilin hükümsüz kılındığı … sayılı tasarım sebebiyle de haksız rekabet yaratıldığı iddialarının ispatı sadedinde sadece bilirkişi incelemesine dayanan davacı/karşı davalının, talep tarihi itibariyle iddialarını yaklaşık olarak ispatlamaya yarayacak başkaca deliller de sunmadığını, asıl davanın esası yönünden inceleme yapılmamışken, Bakırköy 2. FSHHM’nin 2022/8 D.iş sayılı dosyası üzerinden oluşturulan tedbir kararı ile hükümle elde edilecek amacın tedbirle elde edilmesi tehlikesi söz konusu olduğunu, tedbir talebinin diğer dayanağı olan … sayılı tasarım yönünden ise gerek tescilin yenilenmemesi gerekse mahkeme kararı ile hükümsüz kılınmış olması sebepleriyle, SMK korumasından yararlanabilmesinin mümkün olmadığını, karşı tarafın TTK’nın haksız rekabet hükümlerine de başvurabilmesinin hukuki dayanağı bulunmadığını, kaldırılan tedbir kararının verilme sebebinin müvekkil şirket nezdinde işbu dosya bakımından yapılan ilk tespit incelemesinde tespite izin verilmemiş olması olduğunu, ancak istinaf talebine konu kararın gerekçesinde de yer verildiği üzere, daha sonra tedbirin uygulanması kapsamında Müvekkil şirket nezdinde yapılan incelemede karşı tarafın iddiasını somutlaştıran herhangi bir delilin tespit edilemediğini, istinaf talebinin reddine ve disiplin para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 10/01/2017 tarihinde 29944 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159/1.maddesinde ” Bu kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini talep edebilir.” düzenlemesi uyarınca tedbir talep edilebilir, mahkemece 159/2 maddesi uyarınca ” davacının sınai mülkiyet hakkına tecavüz eden fiillerin önlenmesi ve durdurulması”, ” sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretim veya ithal edilen tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara yada patenti verilmiş usulün icrasında kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dahil, bulundukları her yerde el konulması ve bunların saklanması”, “herhangi bir zararın tazmini bakımından teminat verilmesi ” konusunda tedbir kararı verilebilir. 159/3. maddesinde; “ihtiyati tedbirler ile ilgili bu kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun uygulanacağı” düzenlemesi mevcuttur. 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesi ise; “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği”, HMK 390/3 mad. “ Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmünü taşımaktadır. Görüldüğü üzere, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Eldeki uyuşmazlığın da bu yasal düzenlemeler çerçevesinde çözülmesi gerekmektedir. Davacı taraf Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/8 D.İş numaralı dosyası kapsamında, 21/01/2022 tarihinde Bilirkişi Heyet Raporu’nun davalı tarafça izin verilmemesi sebebiyle inceleme yapılamadığı iddiasında ise de, keşifteki HMK’nın 291. maddesi kapsamında yapılan incelemede, Hakim öncelikle kendisine düşen bu görevi yerine getirerek keşfin düzenin sağlanması için gerekli tedbirleri alarak bunları keşif tutanağına geçirmeli, bundan sonra alınan tedbirler keşfi engellemek amacına yönelik olarak ihlal edilirse HMK’nın 291/2. maddesinde yazılı yaptırımı uygulamalıdır. Somut olayda keşfin düzenini sağlamak için gerekli tedbirlerin alındığı, uyarıları yaptığı ve bunlara uyulmaması halinde neticesinin ne olacağı konusunda tarafların uyarıldığına ilişkin bilginin dosya içerisine yansımadığı ayrıca keşfin sağlıklı yapılmasını engelleyen her tutum ve davranışın doğrudan aleyhindeki tüm delilleri kabul etmiş sonucunu doğuracağını kabul etmek de adil yargılanma hakkı ile örtüşmeyeceğinden, dosyanın delil tespiti dosyası olduğu, esas yargılamada yapılacak keşif ile birlikte değerlendirme yapılması gerektiği aksi düşünüldüğünde böyle bir sonucun 6100 Sayılı HMK’nın 291. maddesinin amacına da uygun olmayacağı açıktır. Taraflar arasındaki yarar dengesi ve yargılamada yaklaşık ispat koşulunun yerine getirilmemiş olması sebebiyle tedbir talebinin reddine karar verildiği, davacı vekilince her ne kadar davalı tarafın engel olması sebebiyle tespit yapılamadığı beyan edilmiş ise de, tedbirin yaklaşık ispat gerektirmesi karşılığında eldeki mevcut delillere göre karar verilmesi gerektiği, tespite engel olunması ve bunun sonucuna ilişkin olarak oluşmuş durumların yargılama süreci ve akabinde verilecek esas kararla birlikte yapılacağı, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ve keşif birlikte irdelendiğinde, bir sonuca varılması için öncelikle yapılacak esas yargılamada, tasarım belgelerinin de incelenmesi ve aleyhine tespit istenen şirket yönünden de kayıtların incelenmesi ile sonuca ulaşılacağından, keşfin yapılamamasının neticesinin de bu sonuçlarla birlikte değerlendirildikten sonra, tespit istenen için, aleyhine delil niteliği taşıyıp taşımayacağı değerlendirilmesi yapılmalıdır. Bu sebeple, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı vekili her ne kadar disiplin cezası uygulanması istemiş ise de, herkesin dava açma ve hak arama özgürlüğünün bulunduğu, tedbir talebinin de bu kapsamda olduğu, Sonuç olarak tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, ihtiyati tedbir isteyen davacı karşı davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 31/03/2022 tarih ve 2022/43 E. Sayılı ara kararına karşı ihtiyati tedbir isteyen davacı karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı karşı davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 07/06/2022