Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/703 E. 2022/1501 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/703 Esas
KARAR NO: 2022/1501
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 13/10/2020
NUMARASI: 2013/310 Esas- 2020/252 Karar
ASIL DAVA KONUSU: Tasarım ve Patente Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, men’i, Ref’i, Tazminat
KARŞI DAVA KONUSU: Tasarım ve Patentin Hükümsüzlüğü
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/10/2022
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi’nin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Türk Patent Enstitüsü nezdinde 31.12.2008 tarih ve … no ile tescilli “Açılı Bağlantı Elemanı” başlıklı incelemesiz patent ile 04.09.2009 tarih ve … no ile tescilli “Köşe Bağlantı Elemanı” başlıklı tasarımların sahibi olduğunu, müvekkili ürünlerinin hem 551 Sayılı KHK, hem 554 Sayılı KHK ve hem de Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükümlerine göre üçlü koruma altında olduğunu, davalı tarafın müvekkilinin izin ve icazetini almaksızın müvekkil şirket adına tescilli … nolu “Açılı Bağlantı Elemanı” başlıklı incelemesiz patenti ile … nolu “Köşe Bağlantı Elemanı” başlıklı tasarım belgeleri ile koruma altında olan ürünlerin birebir aynılarının imalatını yaptığını, işbu taklit ve tecavüz mahsulü ürünlerin piyasada çeşitli firmalara dağıtımını gerçekleştirdiğini, karşı tarafın müvekkili adına … no ile tescilli “Açılı Bağlantı Elemanı” başlıklı incelemesiz patent ile … no ile tescilli “Köşe Bağlantı Elemanı” başlıklı tasarıma konu ürünlerin benzeri olan taklit ürünleri imal ve/veya ithal edip ve/veya her türlü ticaretini yapıp, piyasada çeşitli firmalara dağıtarak sipariş için teklifte bulunan ve siparişler alan, piyasaya süren ve her türlü tanıtım vasıtalarında kullanarak müvekkilinin tasarım ve patentten doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet ettiğini ve müvekkilinin maddi ve manevi zararlara uğrattığını iddia ederek, davalı yanın tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespitini, durdurulmasını, önlenmesini ve bu suretle haksız tecavüzün giderilmesini, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 5.000-TL manevi, 5.000-TL maddi ve 5.000-TL yoksun kalınan kazanç olmak üzere toplam 15.000-TL tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Davacı/ karşı davalı vekili 06.05.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile; Dava dilekçesinde yer alan tazminat taleplerinin, 24.03.2015 tarihli bilirkişi raporu dağrultusunda dava dilekçesindeki diğer talepler aynı şekilde kalmak kaydıyla 5.000-TL yoksun kalınan kazanca yönelik tazminat taleplerinin ıslahı ile 25.318,16-TL’nin davalı/ karşı davacıdan dava tarihinden itibaren işletilecek merkez bankası krediler avans faizi ile tahsiline hükmedilmesine, davalarının kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı/ karşı davacı vekili cevap- karşı dava dilekçesinde özetle; Davacı tarafa ait incelemesiz patent ile tasarıma konu ürünlerin farklı firma ve kişilerce daha önceden kamuya sunulmuş olan ürünler olduğunu, özellikle incelemesiz patentin … ve … nolu faydalı modellere konu buluşlar kapsamında kaldığını, … nolu faydalı model belgesinde yer alan görseller ile davacı tarafın … nolu tasarıma konu ürünün görseller arasında benzerlik olduğunu, karşı tarafın araştırma raporunda ürünün yeni olmadığını öğrenmesine rağmen, kötüniyetli olarak huzurdaki davayı açtığını, davalı tarafın tasarımı ile … nolu tasarıma konu ürünlerin benzer olduğunu, ayrıca … Plastik firmasının 2005, … Grup firmasının 2009 yılında yayınlanmış kataloglarında davalı tarafın tasarımı ile benzer olan ürünlerin yer aldığını, tasarıma konu ürünün orta kısım vida bağlantısının … kod nolu tasarımdan alındığını, … nolu tasarım ile davacı tarafın tasarıma konu ürünün benzer olduğunu iddia ederek, asıl davanın reddini, karşı davanın kabulü ile, davacı/karşı davalı adına … sayı ile tescilli “Açılı Bağlantı Elemanı” başlıklı incelemesiz patent ile … sayı ile tescilli “Köşe Bağlantı Elemanı” başlıklı tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesini savunmuş ve talep dava etmiştir. Davacı/ karşı davalı vekili karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; karşı davacının iddia ettiği vakıaları inkar ile davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince; ” … Asıl dava, tasarım ve patente tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men ve ref’i, maddi, manevi ve yoksun kalınan sebebiyle tazminat, karşı davanın ise, davacı/karşı davalı adına … sayı ile tescilli “Açılı Bağlantı Elemanı” başlıklı incelemesiz patent ile … sayı ile tescilli “Köşe Bağlantı Elemanı” başlıklı tasarımın hükümsüzlüğü taleplidir. Davaya konu tasarım ve patent tesciline ilişkin evraklar celp edilerek incelenmiştir. Aynı tasarım ve patente ilişkin İstanbul 3.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2013/345 Esas sayılı dosyasının sonucu beklenmiş, ayrıca incelenmesiz patentin incelemeli patente dönüştürülmesi sebebiyle inceleme ve tescil sonucu beklemiştir. Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler raporlarını ibraz etmişlerdir. … Getirtilen İstanbul 3.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2013/345 Esas 2015/188 Karar sayılı kararı ile davacının dayandığı ve davalının karşı dava yoluyla hükümsüzlüğünü istediği tasarım tescilinin yeni ve ayırt edici nitelikte olmaması sebebiyle hükümsüzlüğüne karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek tasarım yönünden kesinleştiği anlaşılmıştır. Dava konusu patent yönünden ise patentin incelemesiz patent olarak 21/03/2012 tarihinde tescil edildiği tescil sonrasında tescil sahibinin 22/07/2013 tarihinde incelemesiz patent sisteminden incelemeli patent sistemine talebinde bulunduğu birinci inceleme raporunun olumsuz gelmesi üzerine başvuru sahibinin talebi üzerine ikinci inceleme işleminin başlatıldığı ücretlerinin ödenmemesi üzerine patentin geçersizliğine karar verildiği ve 23/10/2017 tarihli bültende yayınlandığı ve patentin hükümsüz hale geldiği TPMK cevabı yazılarından anlaşılmıştır. Tasarım ve patent tescilinin hükümsüz hale geldiği davacı-karşı davalı vekilince de son celse duruşmada kabul edilmiştir. … Buna göre, davacının dayandığı tasarım tescili ve patent tescili hükümsüz olmakla hükümsüzlük baştan beri sonuç doğuracağından patent ve tasarımdan doğan haklara tecavüz söz konusu olmayacağı gibi haksız rekabet de söz konusu olmayacağından asıl dava yönünden davacının davasının reddi gerekmiştir. … Hükümsüzlüğe dair karşı davaya gelince; yukarıda değinildiği üzere dava konusu tasarım tescilinin İstanbul 3.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2013/345 Esas 2015/188 Karar sayılı kesinleşen kararıyla hükümsüz kılınması, patent tescilinin ise birinci inceleme raporunun olumsuz gelmesi ve ikinci rapor yönünden masraflar yatırılmayarak tescilin işlemsiz bırakılması ve patent tescilinin hükümsüz kalması karşısında dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmiştir. …” gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın konusuz sebebiyle esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından 6100 sayılı HMK m.305/A uyarınca verilen ek karar ile; ” … 1-Davalı – karşı davacı vekilini HMK’nın 305/A maddesi uyarınca hükmün tamamlanmasına ilişkin talebin kısmen kabulüne mahkememizin 13/10/2020 tarih ve 2013/310 Esas- 2020/252 Karar sayılı kararının hüküm fıkrasının A- asıl dava yönünden 3 nolu bendinin ” Reddedilen reddedilen tasarım tescilinden ve patent tescilinden doğan haklara tecavüz ile haksız rekabetin tespiti davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacı- karşı davalıdan alınarak davalı- karşı davacıya verilmesine, yine reddedilen maddi tazminat sebebiyle karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 4.910,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacı- karşı davalıdan alınarak davalı- karşı davacıya verilmesine, ” kararın sair hüküm fıkrasının bendlerinin aynen muhafazasına, … ” karar verilmiştir. Davalı/ karşı davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece Mahkemesinin davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu, davalı vekili lehine taleplerin her biri yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine (asıl dava yönünden; tasarım tecavüzünün tespit ve men’i ile ilgili bir vekalet ücreti; patente tecavüzün tespit ve men’i ile ilgili ayrı bir vekalet ücreti, haksız rekabetin tespit ve men’i ile ilgili ayrı bir vekalet ücreti, maddi tazminat isteminin reddi sebebi ile ıslah edilen miktar dikkate alınarak ayrı bir vekalet ücreti, manevi tazminat isteminin reddi sebebi ile ayrı bir vekalet ücreti, yoksun kalınan kazanç isteminin reddi sebebi ile ayrı bir vekalet ücreti) hükmedilmesi gerektiğini, emsal nitelikte Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/6312 E ve 2018/244 K sayılı ilamının olduğunu, karşı dava bakımından da davacının dava açılmasına sebebiyet verdiği dikkate alınarak Tasarım Hükümsüzlüğü istemi için bir vekalet ücretine Patent hükümsüzlüğü için bir vekalet ücretine hükmetmesi gerektiğini, bir vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla kararın düzeltilmesini talep etmiştir. Davacı/ Karşı Davalı vekili istinaf ve davalı/ karşı davacının istinafına cevap dilekçesinde özetle; Her tür fikri ve sınaî mülkiyet hakkı müvekkili şirkete ait ve adına 31.12.2008 tarih ve … no ile tescilli “Açılı Baglantı Elemanı” başlıklı incelemesiz patent ile 04.09.2009 tarih ve … no ile tescilli “Köse Baglantı Elemanı” başlıklı belgelerinin sahibi olduğunu, dosyaya sunulu deliller kapsamında görüleceği üzere, davalı/ karşı davacı tarafından müvekkilinin izin ve icazeti alınmaksızın koruma altında olan ürünlerin birebir aynılarının ve/ ve ya ayırt edilemeyecek kadar benzerlerinin imalatının yapıldığını ve/ ve ya yaptırıldığını ve/ ve ya her türlü ticaretinin yapıldığı, işbu taklit ve tecavüz mahsulü ürünlerin piyasada çeşitli firmalara dağıtımının gerçekleştirildiğini ve taklit ürünlerin imalatı için siparişler alındığını ve taklit ürünlerin çeşitli tanıtım vasıtalarında kullanıldığını, davalı/ karşı davacı şirketin eylemleri sebebiyle müvekkili şirketin telafisi zor zararlara uğrattığını, davalı yanın tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespitini, durdurulmasını, önlenmesini ve bu suretle haksız tecavüzün giderilmesini, manevi, maddi ve yoksun kalınan kazanç taleplerinin olduğunu, bu sebeple tescile konu ürünlerin hükümsüz kılınması sebebiyle haksız rekabeti ve tecavüzü oluşturmayacağı gerekçesiyle asıl davanın davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını, mevzuat gereği tasarım hakkının mutlak sahibinin endüstriyel tasarım sahibinin olduğunu, Türk Hukukunda, AB Hukukundaki mevcut düzenlemelere uygun olarak; bir tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olmasının tasarımın genel izleniminde farklılık göstermesinin yeterli olduğunu, hukukumuzda farklılıklardan çok ortak özelliklere ağırlık verildiğini, emsal nitelikte yargı kararları bulunduğunu, tasarımın özgün olup olmadığının, eğer özgünse bu özgünlüğün derecesinin tespit edilmesi gerektiğini, bir tasarım tasarımı yapmada tasarımcıya ne kadar fazla seçenek sunuyorsa o kadar koruma kapsamının genişleyeceğini, bunun sonucu olarak tasarımcının tasarımı geliştirmede seçenek özgürlüğünün ortaya çıkacağını, seçenek özgürlüğünün derecelendirilmesinde ise nesnel bir değerlendirme yapılması gerektiğini, tasarımcıya göre değişen değerlendirmenin mümkün olmadığını, tasarımlar arasında karşılaştırma yapılırken dikkat edilmesi gereken kriterler (genel izlenimde belirgin farklılık, bilgilenmiş kullanıcı gözü, farklılıktan çok ortak özelliklere ağırlık verilmesi, tasarımı geliştirmede seçenek özgürlüğü) bulunduğunu, müvekkili şirket adına tescil edilerek kullanılan tasarımların aynısının haksız ve hukuka aykırı surette taklit ederek davalı/ karşı davacı tarafından kullanıldığını, ihtarlara rağmen işbu haksız eylemlerine son vermediğini, davalı/ karşı davacının yeni ve özgün ürün oluşturabilme imkan ve olanağı varken hiçbir gayret ve çaba harcamadan müvekkilinin ürünlerinin toplumda edindiği bilinirlikten yararlanmaya çalışıldığını, davalı/ karşı davacının basiretli davranmadığı gibi kötü niyetli olduğunu, yaratılan haksız rekabetin müvekkiline büyük zarar verdiğini, müvekkilinin ticari itibarını zedelediğini beyanla ilk derece Mahkemesinin kararının belirtilen ve re’sen dikkate alınacak sebeplerle kaldırılarak, asıl dava yönünden davanın kabulüne, karşı davanın reddine, davalı/ karşı davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi talep edilmiştir.Davalı/ karşı davacı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacının dayanak tasarımının daha önce kamuya üçüncü kişiler tarafından sunulmuş olduğu belirlenmekle yenilik kriteri olmadığının sabit olduğunu, davacının davaya dayanak yaptığı tasarımlarının hükümsüz kaldığını, hükümsüzlük kararının kesinleştiğini, yine davacının dayanak patent belgesinin de iki ayrı inceleme raporunun olumsuz geldiğini ve belge ile korunamayacağından iptaline karar verildiğini, davacının huzurdaki davadaki taleplerinin tüm yasal dayanaklarının ortadan kalktığını, davacının tüm istinaf istemlerinin reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla davacı/ karşı davalının istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini savunmuştur. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Asıl dava; davacının tasarım ve patentten doğan haklarına davalı tarafından tecavüz ve haksız rekabet edildiği, davacının maddi ve manevi zararlara uğratıldığı iddiası ile, davalının tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespiti, durdurulması, önlenmesi ve bu suretle haksız tecavüzün giderilmesi ile 5.000,00 TL manevi tazminatın, 5.000,00 TL maddi tazminatın ve 25.318,16 TL yoksun kalınan kazanç kaybı tazminatının davalıdan dava tarihinden itibaren işletilecek merkez bankası krediler avans faizi ile tahsiline ilişkindir. Birleşen dava; karşı davalı adına … sayı ile tescilli “Açılı Bağlantı Elemanı” başlıklı incelemesiz patent ile … sayı ile tescilli “Köşe Bağlantı Elemanı” başlıklı tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesi istemine ilişkindir. Asıl dava yönünden yapılan incelemede; İstanbul 3.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2013/345 Esas- 2015/188 Karar sayılı kararı ile davacının dayandığı ve davalının karşı dava yoluyla hükümsüzlüğünü istediği tasarım tescilinin yeni ve ayırt edici nitelikte olmaması sebebiyle hükümsüzlüğüne karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek tasarım yönünden kesinleştiği, dava konusu patent yönünden patentin incelemesiz patent olarak 21/03/2012 tarihinde tescil edildiği, tescil sonrasında tescil sahibinin 22/07/2013 tarihinde incelemesiz patent sisteminden incelemeli patent sistemine geçiş talebinde bulunduğu, birinci inceleme raporunun olumsuz gelmesi üzerine başvuru sahibinin talebi üzerine ikinci inceleme işleminin başlatıldığı, ücretlerinin ödenmemesi üzerine patentin geçersizliğine karar verildiği ve 23/10/2017 tarihli bültende yayınlandığı ve patentin hükümsüz hale geldiği TPMK cevabı yazılarından tespit edilmekle yine tasarım ve patent tescilinin hükümsüz hale geldiği davacı/ karşı davalı vekilince son celsede kabul edilmekle; davacının dayandığı tasarım tescili ve patent tescilinin hükümsüz olması karşısında, hükümsüzlük baştan beri sonuç doğuracağından, patent ve tasarımdan doğan haklara tecavüzün ve haksız rekabetin söz konusu olmayacağı, bunun neticesinde maddi, manevi ve yoksun kalınan kazanç tazminatına hak kazanılamayacağına yönelik ilk derece Mahkemesinin kararı isabetli bulunmuştur. Asıl dava reddedilmekle, davacı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Karşı dava yönünden yapılan incelemede; dava konusu tasarım tescilinin İstanbul 3.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2013/345 Esas- 2015/188 Karar sayılı kesinleşen kararıyla hükümsüz kılınması, patent tescilinin ise birinci inceleme raporunun olumsuz gelmesi ve ikinci rapor yönünden masraflar yatırılmayarak tescilin işlemsiz bırakılması ve patent tescilinin hükümsüz kalması karşısında, karşı dava konusuz kaldığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair ilk derece Mahkemesinin kararı isabetli bulunmuştur. Karşı dava davacının sebebiyle konusuz kalmakla, karşı dava açısından karşı davalı aleyhine yargılama gideri ve avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekir. Asıl dava yönünden davaların yığılması söz konusudur. Dava yığılması halinde her bir asli talep yönünden ayrı ayrı yargılama giderlerinin ve bu kapsamda vekalet ücretinin değerlendirilmesi gerekmektedir. İlk derece Mahkemesi tarafından gerekçeli karar ve HMK m.305/A kapsamında verilen ek karar ile, davalı lehine; davacının manevi tazminat talebi için taktir edilen bir vekalet ücreti haricinde reddedilen tasarım tescilinden ve patent tescilinden doğan haklara tecavüz ile haksız rekabetin tespiti davası yönünden bir vekalet ücreti takdiri ile reddedilen maddi tazminat talebi yönünden bir vekalet ücreti takdiri yerinde görülmemiştir. Somut asıl davada, davacının, davalının vaki tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespiti, durdurulması, önlenmesi suretiyle haksız tecavüzün giderilmesi ile 5.000,00 TL manevi tazminat, 5.000,00 TL maddi tazminat ve 25.318,16 TL yoksun kalınan kazanç kaybı tazminat talepleri ayrı ayrı reddedilmiş olup her bir ayrı dava açısından davalı yararına ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmelidir.Birleşen dava yönünden, karşı davacı tarafından hem tasarımın hükümsüzlüğü hem de patentin hükümsüzlüğü talep edilmiş olmakla, asıl davada olduğu gibi davaların yığılması söz konusudur. Her ne kadar karşı dava konusuz kalmakla esas hakkında karar verilmemiş ise de karşı dava açılmasına karşı davalı sebebiyet vermekle, dava tarihi itibarı ile karşı davalının haksızlığı belirlenmekle ve hem tasarımın hem de patentin ayrı ayrı hükümsüzlüğü talep edilmekle karşı davacı lehine sadece bir vekalet ücreti takdiri yerinde görülmemiştir. Karşı davacının talepleri ayrı ayrı karara bağlanmış olup her bir ayrı dava açısından karşı davacı yararına ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmelidir. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; asıl ve karşı davada istemlerinin her biri için hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken her bir talep yönünden davalı/ karşı davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmediğinden davalı/ karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kaldırılmasına, ancak yapılan hata yeninden yargılamayı gerektirmediğinden kararın vekalet ücretine ilişkin kısmının düzeltilmesi yönünde esas hakkında yeniden karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı/ Karşı davalı vekilinin asıl ve karşı dava yönünden istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalı/ Karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 13/10/2020 tarih ve 2013/310 Esas- 2020/252 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Asıl dava yönünden; tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerin tespiti, durdurulması, önlenmesi, bu suretle haksız tecavüzün giderilmesi, 5.000,00 TL manevi tazminat, 5.000,00 TL maddi tazminat ve 25.318,16 TL yoksun kalınan kazanç kaybı tazminat davaların ayrı ayrı reddine, 4- Karşı dava yönünden; tasarım ve patentin hükümsüzlüğü davaları konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, -İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;
-ASIL DAVA YÖNÜNDEN; 4/a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 256,20 TL’den mahsubu ile fazla alınan 175,50 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 4/b-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4/c-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan, 34,50 TL posta gideri, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.234,50 TL yargılama giderinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 4/ç-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine 13/(2)-(4). maddelerine göre maddi tazminat davası yönünden 5.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 4/d-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine 10/(3). ve 13/2. maddelerine göre manevi tazminat davası yönünden 5.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 4/e- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerin tespiti, durdurulması, önlenmesi, bu suretle haksız tecavüzün giderilmesi davası yönünden 15.000,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 4/f-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine 13/(1). maddelerine göre yoksun kalınan kazanç davası yönünden 15.000,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,
-KARŞI DAVA YÖNÜNDEN; 4/g-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 13,10 TL’nin mahsubu ile bakiye 67,60 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4/h-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 4/ı-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4/i-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre tasarımın hükümsüzlüğü davası yönünden 15.000,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 4/j-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre patent hükümsüzlüğü davası yönünden 15.000,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince asıl dava ve karşı dava yönünden ayrı ayrı alınması gereken maktu istinaf karar ve ilam harcı davacı karşı davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç tahsil edilmesine yer olmadığına, 5/b-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı karşı davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 5/c-İstinaf yargılaması için davalı karşı davacı tarafından yapılan 220,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 108,60 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 329,30 TL yargılama giderinin davacı karşı davalıdan tahsiliyle davalı karşı davacıya verilmesine, 55/ç-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 6-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 27/10/2022