Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/699 E. 2022/876 K. 23.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/699
KARAR NO: 2022/876
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 17/02/2022
NUMARASI: 2021/94 E. – 2022/33 K.
BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2021/177 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/05/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin mobilya aksesuarlarının üretimi ve satışı faaliyetleri ile iştigal olduğunu, bu hususta müvekkilinin ürettiği ve ortaya çıkardığı ürünlere ilişkin tasarım tescillerine önem verdiğini, bu çerçevede müvekkilinin belirli “mobilya ayağı” tasarımlarına ilişkin TPMK nezdinde … tescil numaralı tasarımı bulunduğunu, kendilerince yapılan araştırma neticesinde, davalının müvekkiline ait tasarım konusu ürünleri genel izlenim itibariyle ayırt edilemeyecek kadar benzerini ürettiklerini, piyasaya sunduklarını, ticari amaçla kullandıklarının tespit edildiğini, bu hususun tespiti amacıyla Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/35 D.İş sayılı dosyasında delil tespiti yapıldığını, ancak davalının eylemlerinin son bulmadığını ve bu durumun müvekkilinin tasarımdan doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini iddia ederek, müvekkilinin tescilli tasarımına yönelik tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, men’ini, ref’ini, şimdilik 10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın, delil tespitinin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, tecavüz teşkil eden ürünlerin ve kalıpların toplatılmasını ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait ürün ile davaya konu ürün arasında kanunun aradığı benzerliğin bulunmadığını, davacının tescilli tasarımına konu ürünün ayırt edicilik unsuruna havi olmadığını, müvekkiline ait ürünün, seçenek özgürlüğü sınırlarında kaldığını ve özgün bir model olduğunu, yapılan delil tespiti sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda yanlış tespitler yapıldığını, davacı adına olan ürünün 2014 yılından beri piyasada kullanılan, mobilya sektöründe “tabanca ayak” tabiriyle bilinen bir tasarım olduğunu, bu sebeple de piyasada herkes tarafından kullanıldığını, müvekkilinin herhangi bir tecavüz eylemi gerçekleştirmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen Mahkememizin 2021/177 Esas sayılı dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının hukuka aykırı şekilde kendi adlarına tescilini yaptırdıkları tasarım ürünü hakkında, tasarım tecavüzü ve haksız rekabet gerçekleştirildiğinden bahisle müvekkili aleyhinde asıl dava olan Mahkememizin 2021/94 Esas sayılı dosyası ile tazminat davası ikame ettiklerini, ancak davalı tescilinin hukuka aykırı olduğunu, davalı firmanın www….com adlı siteden ürünler beğenerek, tasarımına hiçbir emek mesai vermediğini ve yatırım yapmadığı tasarımlarını birebir kopyalayarak … (3) nolu tasarımı tescil ettirdiğini ve söz konusu tasarımın ayırt edicilik unsuruna haiz olmadığını iddia ederek, davalı adına olan … (3) nolu tasarımın hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.İlk derece mahkemesince; “Tüm dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacı – birleşen dosya sebebiyle davalı adına tescilli davaya dayanak … (3) tescil numaralı tasarım tescilinin, başvuru tarihi olan 08.05.2019 tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olmadığı anlaşılmakla karşı davanın kabulü ile, tasarımın hükümsüzlüğüne karar vermek gerekmiştir. Asıl dosya yönünden yapılan değerlendirmede ise; dayanak tasarım tescili hükümsüz kılınmakla ve hükümsüzlük baştan beri sonuç doğuracağından, hükümsüz kılınan tasarım tescilinden doğan haklara tecavüz veya haksız rekabet söz konusu olamayacağından asıl davanın reddine” karar verilmiştir.Davacı birleşen dosyada davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Verilen kararın hatalı olduğunu, müvekkili tasarımının yenilik unsuruna haiz olup, cevaba cevap dilekçesinde ve rapora itiraz dilekçesinde belirttikleri üzere yenilik kırıcı üründen farklı olduğunu, bu sebeple verilen karar ve alınan rapor eksik ve hatalı olup yeni bir heyetten tereddüte mahal vermeyecek şekilde rapor alınması gerektiğini bu sebeple kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Uyuşmazlığın çözümünde 6769 Sayılı SMK hükümlerinin uygulanacağı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. SMK 56/1. maddede; “Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması koşuluyla bu kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur” SMK 56/4-a. ve b. bendinde; “Bir tasarımın aynısının tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması halinde yeni kabul edileceği, tasarımların sadece küçük ayrıntılarda farklılık göstermesi halinde aynı kabul edileceği” SMK 56/5. maddede; “tecilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımının ayırt edici niteliğe sahip olduğunun kabul edileceği” hükümleri düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere anılan hüküm ile tasarımlar yönünden mutlak yenilik kriteri kabul edilmiştir. Mutlak yenilikten söz edilebilmesi için de, tasarım tescil başvurusu yapılan ürünün görünümünün dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulan tasarımlardan yararlanma ve benzetme serbestisi ilkesi sınırları içinde kalmak kaydıyla, küçük ayrıntıların ötesinde farklı özelliklere sahip olması gerekli ve yeterlidir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 24.04.2017 tarih, 2015/13749 Esas, 2017/2336 Karar sayılı kararında da açıklandığı üzere bir tasarımın mutlak yenilik kriterini haiz olup olmadığı resen gözetilmelidir. Bu sebeple dava konusu olan bir tasarımın, yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini taşıyıp taşımadığı, davaya konu tasarım tescil belgesindeki ürün tasarımı ile söz konusu ürünün piyasada mevcut, bilinen tasarımlarla arasında belirgin bir farklılığın bulunup bulunmadığı, davaya konu tasarımın yeni mi, yoksa harcı alem bir tasarım mı olup olmadığı hususlarında tasarımın ilgili olduğu alanda uzman bilirkişilerden rapor alınmak suretiyle tespit edilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. Somut olayda, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda, başvuru konusu tasarımların teknik zorunlulukları ile tasarımcının seçenek özgürlüğü değerlendirilmiş, davacının itirazına mesnet ürünler ile dava konusu tasarım karşılaştırılmış ve dava konusu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini taşıdıkları yönünde kanaat bildirilmiştir. Bilirkişi heyet raporunun denetime elverişli olduğu, karşılaştırılan masa ayağı ürün tasarımlarının benzerlik ve farklılıklarının usulüne uygun şekilde karşılaştırıldığı, tasarımlar arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, birbirleri üzerinde aynı olma derecesinde benzer olarak algılandıkları, yenilik ve ayırt edici niteliklerine sahip olmadığının tespit edildiği anlaşılmakla, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı birleşen dosyada davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 17/02/2022 tarih ve 2021/94 E., 2022/33 K. sayılı kararına karşı davacı birleşen dosyada davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,3- Davacı birleşen dosyada davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 23/05/2022