Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/696 E. 2022/875 K. 23.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/696 Esas
KARAR NO: 2022/875
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/04/2017
NUMARASI: 2016/1037 E. – 2017/359 K.
DAVANIN KONUSU: 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (Alacak)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/05/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının dava konusu sözleşmelere göre belirlenen ödeme planlarında belirtilen kira borçlarını vadelerinde ödemediğini, bu sebeple temerrüte düştüğünü, kiracı şirket ve müşterek borçlu müteselsil kefillere, 6361 sayılı yasanın 31. Maddesi ve finansal kiralama sözleşmesi hükümleri uyarınca ödenmesi \gereken kira bedellerinin ihtarnamelerin tebliğini müteakip 60 gün içerisinde ödenmesi, aksi halde Sözleşmelerin feshedilmiş sayılacağı ve aynı yasanın 33. maddesi gereğince de sözleşmelerin feshi halinde temerrüde düşülen meblağ ile birlikte vadesi gelmemiş kira bedellerinin muaccel hale geleceği ayrıca kiralanan malların da iade edilmesi gerektiği konusunu içeren Beşiktaş … Noterliği’nin 24/05/2016 tarih … yevmiye sayılı ve yine Beşiktaş …Noterliği’nin 24/05/2016 tarih … Yevmiye sayılı ihtarnameler keşide edildiğini, anılı süre içerisinde borçların tam ve eksiksiz ödenmediğini, bu sebeple finansal kiralama sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini, beyanla finansal kiralamaya konu menkul gayrimenkuller üzerinde davalı kıracının haksız ve kötü niyetli zilyetliğine son verilmesini, mülkiyeti müvekkilimiz şirkete ait olan malların teslim alındığı şekilde iadesini, aynen iadenin mümkün olmaması halinde İİK m.24 uyarlaca mal bedeli olan dava ikame tarihi itibariyle menkul ve gayrimenkullerin değerinin sözleşme faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, Uşak İli Merkez İlçe Beylerhanköyü … Pafta … Ada … Parselde kayıtlı 18.801,00 m2 yüzölçümlü prefabrik tek katlı fabrika binası nitelikli taşınmazın kaydındaki 21/10/2014 tarih … yevmiye sayılı finansal kiralama şerhinin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı yan cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle eksik harcın tamamlatılmasının gerektiğini, sözleşmeye konu menkul ve gayrimenkullerin borcun çok üzerinde olduğunu, bu sebeple davacı yanın tedbir istemesinde hukuki yarar bulunmadığını beyanla harcın tamamlatılmasını, tedbir kararının ve davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince; “Mahkemece icra edilen yargılama ve tekmil dosya kapsamından edinilen vicdani kanaat gereğince; taraflar arasında akdedilen finansal kiralama sözleşmesi gereğince; davalı yana kiralanan ve teslim edilen emtiaların vadesi gelen ve ödenmeyen kira bedellerinin ödenmesi için keşide edilip tebliğ edilen ihtara rağmen davalı tarafça yasal 60 günlük süre içerisinde kira bedellerinden kaynaklanan borcun ödenmediği ve temerrüde düşüldüğü, davacı tarafça akdin feshinin haklı sebeplere dayandığı, finansal kiralama kanunu ile finansal kiralama sözleşmesi gereğince; iadenin yasal koşullarının oluştuğu sübuta ermekle; davanın kabulü ile, davaya ve sözleşmeye konu emtiaların davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine, Olağan üstü hal döneminde çıkarılan 667 Sayılı KHK ile 670 Sayılı KHK’nın 5.maddesi gereğince sözleşmeye ve davaya konu emtiaların Hazine’ye, Vakıflar Genel Müdürlüğüne ve TMSF’ye devredilip edilmediğinin ve KHK hükümlerinin infazda nazara alınmasına, İİK 24. maddesinin infazda nazara alınmasına, tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -27/03/2018 tarihinde Mahkeme kaleminde tebliğ aldıkları gerekçeli kararın hüküm kısmında, davaya konu taşınmazın (Uşak İli Merkez İlçe … Köyü … Ada … Parsel) davacı müvekkil şirkete iadesi hususunun sehven yazılmaması üzerine, kararın tavzih edilmesinin talep edildiğini, tavzih taleplerinin 6100 Sayılı HMK’nın 305/2. maddesi gereğince red edildiğini, bu kararın da 27/03/2018 tarihinde mahkeme kaleminde tebliğ alındığını, davalı tarafın kira bedellerini ödemekte temerrüde düştüğü, davacı tarafça finansal kiralama sözleşmesinin feshinin haklı olduğu, davanın kabulü ile davaya konu emtiaların davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine karar verilmesine rağmen sehven hüküm kısmında davaya konu taşınmazın belirtilmemesi sebebiyle hükmün istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmişlerdir. İlk derece mahkemesinin 07/04/2022 tarihli ek kararıyla; Davalı vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verildiği görülmüştür.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Kararın müvekkil şirket için verilen “Sesli Ticari ve İktisadi Bütünlüğü ” kararının kapsam ve içeriği bakımından usul ve yasaya aykırı olduğunu, KHK uyarınca TMSF’nin kayyım olarak atandığını, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Kurulunun 27/10/2016 tarihli ve 2016/291 sayılı olur kararı uyarınca verilen yetkiye ve Fon Başkanlık makamının 15/09/2017 tarih ve E.668 sayılı OLUR’u ile yapılan görevlendirmeye istinaden, 6758 Sayılı Olağan Üstü Hal kapsamında Bazı Düzenlemeler yapılması hakkındaki kanun Hükmünde kararname kapsamından kayyımlık yetkisi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen dava konusu şirket (diğer şirketlerin) varlıklarının Fon Başkanlık makamının 20/12/2017 tarih ve E.984 sayılı OLUR’u ile Ticari ve iktisadi Bütünlük kapsamına alınması uygun görülmüş olup, Fon Başkanlık Makamının 18/01/2018 tarih ve E.44 sayılı OLUR’u ile dava konusu şirketin gayrimenkulleri, menkul malları (demirbaş, makine/ekipmanlar, taşıtlar vs) markaları, endüstriyel tasarımları, İnternet alan adları ve nakit varlıkları (alacak ve mevduatlar) ile bu varlıkların feri ve mütemmim cüzü niteliğindeki tarafı oldukları sözleşmeler ve bu sözleşmelerden doğan ancak başlı başına iktisadi değeri olmayanlar da dahil olmak üzere diğer tüm mal, hak ve varlıkları bir araya getirilerek “Sesli Ticari ve İktisadi Bütünlüğü “nün oluşturulmasına karar verildiğini, -Davalı müvekkili şirketle ilgili olarak TMSF nezdinde tutulan bilgi ve belgelerden de istifade edilerek bu konuda bir araştırma yapılıp iktisadi bütünlük kararının kapsam ve içeriği de irdelenerek bir sonuca varılması gerektiğini, mahkemece “..davaya ve sözleşmeye konu emtiaların davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine” ilişkin hükmün uygulanmasının yukarıdaki kapsamda mümkün olmadığını,-Olağanüstü hal kapsamında KHK uyarınca kayyımlık görevinin TMSF tarafından yürütülen şirketlerin harçtan muaf olup, müvekkili şirketin de harçtan muaf olduğunu, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dairemizce verilen 17/02/2022 tarihli 2020/816 Esas, 2022/250 Karar sayılı kararda davalı şirketin harçtan muafiyetinin bulunmamasına rağmen davalı şirketten istinaf için harç alınmaması ve buna yönelik muhtıra çıkartılmaması isabetli olmadığından geri çevirme yapıldığı ve geri çevirme gereği işlem yapılarak dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, Finansal Kiralama sözleşmesinin feshinin tespiti ve kiralama konusu malların iadesi talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacının istinaf istemi yönünden yapılan incelemede; Taraflar arasında akdedilen finansal kiralama sözleşmesi gereğince; Davalı yana kiralanan ve teslim edilen emtiaların vadesi gelen ve ödenmeyen kira bedellerinin ödenmesi için keşide edilip tebliğ edilen ihtara rağmen davalı tarafça yasal 60 günlük süre içerisinde kira bedellerinden kaynaklanan borcun ödenmediği ve temerrüde düşüldüğü, davacı tarafça akdin feshinin haklı sebeplere dayandığı, finansal kiralama kanunu ile finansal kiralama sözleşmesi gereğince; iadenin yasal koşullarının oluştuğu sübuta ermekle; davanın kabulü ile, davaya ve sözleşmeye konu emtiaların davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine, karar verilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı ancak hüküm fıkrasında Uşak İli Merkez İlçe … Köyü … Ada … Parsel ile ilgili hükmün yazılmadığı buna göre yeniden davanın kabulü yönünden hüküm kurulması gerektiği, açıklanan sebeplerle, istinaf edenin tarafı ve 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle kararın 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kaldırılarak ”davanın Uşak İli Merkez İlçe … Köyü … Ada … Parsele ilişkin kısmının da eklenerek kabulüne” yönelik yeniden karar vermek gerekmiştir. Davalı vekilinin istinaf istemi incelendiğinde; 6361 Sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu uyarınca finansal kiralama konusu malın mülkiyeti davacı … şirketine aittir. Sözleşmenin sona ermesiyle davacının malın iadesini isteme hakkı mevcuttur. Davacı, davalı şirketin tasfiyeye girdiğini ve hakkında birçok icra takibi bulunduğunu beyanla sözleşmenin 6361 Sayılı Kanun’un 30/2. ve 31/2. maddeleri gereğince fesih ihbarında bulunmuş, akabinde bu davayı açmıştır. Fesih ihbarının yapıldığı tarihte kiralama sözleşmesi kapsamında ödenmeyen borcun bulunmadığı, ancak sonraki taksitlerin ödenmediği sabittir. 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanununun 30/2.maddesinde “Kiracının tasfiye sürecine girmesi veya tasfiyeye girmeksizin finansal kiralama konusu malın tahsis edildiği işletmesini tasfiye etmesi hâlinde kiracının talebi üzerine sözleşmede aksine hüküm yoksa sözleşme, süresinden önce feshedilebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Kanun’un 31/2.maddesi ise; “Taraflardan birinin sözleşmeye aykırı harekette bulunduğu hâllerde, bu aykırılık sebebiyle diğer tarafın sözleşmeyi devam ettirmesinin beklenemeyeceği durumlarda sözleşme feshedilebilir.” şeklindedir. Somut olayda, davalı şirket hakkında her ne kadar TMSF tarafından ‘İktisadi Bütünlük Kararı’ alınmış ise de, bu kararın davalıya ait malları kapsadığı, mülkiyeti davacıya ait finansal kiralama konusu mallar yönünden bu kararın bağlayıcılığının bulunmadığı görülmüştür. Açıklanan sebeplerle davalı vekilinin istinaf isteminin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Yukarıda açıklanan hususlar gereğince davalı vekilinin istinaf sebeplerinin reddine, davacı vekilinin istinaf sebebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kaldırılmasına, kabul edilen istinaf sebebinin niteliği nazara alınarak yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden, davacının talebi yönünde hüküm kurulmasına karar verilmesi kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince REDDİNE, 2- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile; 3- İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/04/2017 tarih, 2016/1037 E., 2017/359 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davacının davasının kabulüne dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, 4- Davacının davalı aleyhine açtığı işbu davanın KABULÜNE, 4/a- Davaya ve sözleşmeye konu 1 ADET … MARKA İPLİK BOBİNİ POŞETLEME MAKİNASI 2015 MODEL, 1 ADET … MARKA İPLİK BOBİNİ ÇUVALLAMA MAKİNASI 2015 MODEL emtiaların davalıdan alınarak davacıya iadesine, davaya konu Uşak İli Merkez İlçe … Köyü … Ada … Parsel sayılı taşınmazın davacıya iadesine, 4/b- Olağan üstü hal döneminde çıkarılan 667 Sayılı KHK ile 670 Sayılı KHK’nın 5. maddesi gereğince sözleşmeye ve davaya konu emtiaların Hazine’ye, Vakıflar Genel Müdürlüğüne ve TMSF’ye devredilip edilmediğinin ve KHK hükümlerinin infazda nazara alınmasına, 4/c- 2004 Sayılı İİK’nın 24. maddesinin infazda nazara alınmasına, 4/d- İhtiyati tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına, 5- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 136.620,00 TL nispi karar harcından peşin alınan 34.155,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 102.465,00 TL TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 5/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 34.155,00 TL peşin harç, 4,30 TL vekalet harcı, 550,00 TL bilirkişi ücreti, 185,20 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 34.923,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,5/c- Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama gideri bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına, 5/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, 99.825,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 7- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 7/a- İstinaf edilmemiş sayılmasına ilişkin istinaf talebi reddedildiğinden alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcının davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 7/b- İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafından yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 7/b- İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 98,100 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 6,50 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 104,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 7/c- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 7/d- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 8- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 23/05/2022