Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/693 E. 2022/901 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/693
KARAR NO: 2022/901
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 28/01/2022
NUMARASI: 2022/8 E. – 2022/11 K.
DAVANIN KONUSU: İnternet İçeriğinin Yayından Çıkarılması/Engellenmesi
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/05/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; Tespit isteyen tarafın … markası ile faaliyet göstermekte olduğunu, 2008 yılında kurulmuş olmasına rağmen Türkiye çapında 50.000’i aşkın çalışanı 46 bölge müdürlüğü ve 9.000’i aşkın mağazası bulunduğunu, TPMK nezdinde en fazla marka tescili yaptıran firmalardan biri olduğunu, tespit isteyen şirket tarafından tespit edildiği üzere bazı sosyal medya mecraları üzerinden tespit isteyen taraf ve tespit isteyen şirket Yönetim Kurulu Başkanı … hakkında anılan yöneticinin de fotoğrafları kullanılarak yanıltıcı ve tespit isteyen şirket çalışanlarının kişilik haklarına saldırı taşıyan paylaşımlar yapıldığını, bu fiillerin TTK 55/1, 55/5 bentlerine aykırı olduğunu, MK 25’in ad üzerindeki haklara ilişkin hükmünün uygulama alanı bulacağını, “…” ibaresinin yoğun emekle marka haline getirilmiş olduğunu, toplumu bölen paylaşımlar ile tespit isteyen şirketin itibarının zedelenmek istendiğini, SMK’nun 29. ve 7. maddesinde tanınmış markanın itibarına zarar verecek eylemlerin marka hakkı ihlali sayıldığını, dosyaya sunulan görseller ve linklerden anlaşılacağı üzere marka hakkı ihlali suçunun oluşmuş olduğunu, aynı zamanda tespit isteyen şirket ve şahsın kişilik haklarına ağır saldırı bulunduğunu beyan ederek liste halinde verilen linklerin tespiti ve erişimin engellenmesi talep edilmiştir. İlk derece mahkemesi 17/03/2022 tarihli ara kararıyla;” Bilirkişi raporu ve dosya kapsamı incelendiğinde, tedbir talep eden şirketin yönetim kurulu başkanı olduğu beyan edilen …’ın “…” şeklinde bir beyanda bulunduğu iddiasının sosyal medya üzerinde paylaşıldığı, bu beyana karşı, farklı siyasi görüşleri sebebiyle tepki göstermek amacıyla bazı sosyal medya kullanıcıları tarafından tedbir isteyen … ve … isimli marketlerle ilgili çeşitli olumsuz beyan ve ithamlarda bulunulduğu, delil tespiti ve tedbir dilekçesinde yer verilen hesapların bir kısmının halen faal olmadığı, bir kısmının ise faal olduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar tedbir talep edenlerce “…” markasına tecavüz edildiği, haksız rekabette bulunulduğu ve kişilik haklarına saldırı yapıldığı iddiasıyla Mahkememizden ihtiyati tedbir talep edilmişse de, sosyal medya kullanıcıların “…” markasını herhangi bir mal veya hizmet için kullanmadıkları, bu sebeple SMK’nun 29/1-a ve 7/2-a ve 7/2-b maddelerinde tanımlanan markaya tecavüzün gerçekleştiğinin yaklaşık olarak ispat edilemediği, 7/2-c maddesinde ise tanınmış markanın itibarına zarar verecek şekilde marka kullanılmasının da ticari amaçla marka kullanımlarına ilişkin olup, paylaşım yapan sosyal medya kullanıcılarının ticari amaçla marka kullanımında bulunduklarının da yaklaşık olarak ispatlanamadığı, TTK’nun 55/1-a-1 maddesinde düzenlenen “başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek” eylemi ise SMK kapsamı dışında kalan haksız rekabet niteliğinde olup Mahkememizin bu konuda görevli olmadığı, yine TMK’nun 24. maddesinde düzenlenen kişilik haklarına saldırı hususunun da Mahkememizin görev alanında bulunmadığı, HMK’nun 390. maddesi uyarınca ihtiyati tedbirin esas hakkında dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili mahkemeden talep edilebileceği, SMK’nun 159/1. maddesi uyarınca tedbir kararı verilebilmesi için SMK kapsamında bir tecavüzün söz konusu olması gerektiği, bu sebeplerle Mahkememizce SMK’dan kaynaklanan bir tecavüz yaklaşık olarak ispat edilemediğinden ve SMK’dan kaynaklanmayan haksız rekabet ve kişilik haklarına saldırı sebebiyle ihtiyati tedbir kararı veremeyeceğinden, ihtiyati tedbir talebinin reddine,” karar verilmiştir.İhtiyati Tedbir talep eden davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle;1- Görüldüğü üzere paylaşımlarda müvekkilinin … markası ve … terör örgütüyle ilişkilendirildiğini, hem ticari itibarları, hem de marka haklarının ihlal edildiğini, paylaşımların hedefindeki müvekkilinin fotoğraflarının da bu paylaşımlarda kullanılmakta olup bu kullanımın, mahkemenin bahsettiği gibi TMK kapsamında korunabileceği gibi aynı zamanda FSEK 86. Madde kapsamında da korunmakta olduğunu, 2- Madde 86 – Eser mahiyetinde olmasalar bile, resim ve portreler tasvir edilenin, tasvir edilen ölmüşse 19 uncu maddenin birinci fıkrasında sayılanların muvafakati olmadan tasvir edilenin ölümünden 10 yıl geçmedikçe, teşhir veya diğer suretlerle umuma arzedilemez. Hükmünün bulunduğunu, yukarıda müvekkilinin markasının izinsiz bir şekilde kullanılarak yapılan müvekkilleri kötüleyici ifadeler içeren paylaşımlara yer verildiğini, müvekkili markasının müvekkilin halk nezdinde bilinen adı olup, markasının bu gibi paylaşımlarda kullanılmasının, yalnızca müvekkilinin marka hakkını ihlal etmemekte aynı zamanda ticari itibarını ve kişilik haklarını da zedelediğini belirterek, yukarıdaki açıklamaları ve re’sen gözetilecek diğer hususlar ışığında mahkemenin 17.03.2022 tarihli kararıyla verdiği ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının kaldırılmasını talepleri doğrultusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Uyuşmazlık, talep dilekçesinde belirtilen linklerden talep edenlerin kişilik hakları ile marka haklarına tecavüz edildiği gerekçesiyle bu linklerin tespiti ve bu linklere erişimin engellenmesine yönelik ihtiyati tedbire ilişkindir. Tespit isteyen vekili, müvekkillerinin, … markası ile faaliyet göstermekte ve TPMK nezdinde en fazla marka tescili yaptıran firmalardan biri olduğunu, tespit isteyen şirket tarafından tespit edildiği üzere bazı sosyal medya mecraları üzerinden tespit isteyen taraf ve tespit isteyen şirket Yönetim Kurulu Başkanı … hakkında anılan yöneticinin de fotoğrafları kullanılarak yanıltıcı ve tespit isteyen şirket çalışanlarının kişilik haklarına saldırı taşıyan paylaşımlar yapıldığını, bu fiillerin TTK 55/1, 55/5 bentlerine aykırı olduğunu, MK 25.maddenin ad üzerindeki haklara ilişkin hükmünün uygulama alanı bulacağını, “…” ibaresinin yoğun emekle marka haline getirilmiş olduğunu, toplumu bölen paylaşımlar ile tespit isteyen şirketin itibarının zedelenmek istendiğini, SMK’nun 29. ve 7. maddesinde tanınmış markanın itibarına zarar verecek eylemlerin marka hakkı ihlali sayıldığını, dosyaya sunulan görseller ve linklerden anlaşılacağı üzere marka hakkı ihlali suçunun oluşmuş olduğunu, aynı zamanda tespit isteyen şirket ve şahsın kişilik haklarına ağır saldırı bulunduğunu beyan ederek liste halinde sunulan linklerin tespiti ve bu linklere erişimin engellenmesini tedbiren istemiş, mahkemece talebin reddine karar verilmiş, tedbir isteyen vekili yukarıdaki sebeplerle iş bu kararı istinaf etmiştir. Mahkemece dosya bilirkişiye tevdi edilerek söz konusu linklerin ve içeriklerinin tespitine yönelik bilirkişi raporu alındıktan sonra, tedbir talep eden şirketin yönetim kurulu başkanı olduğu beyan edilen …’ın “…” şeklinde bir beyanda bulunduğu iddiasının sosyal medya üzerinde paylaşıldığı, bu beyana karşı, farklı siyasi görüşleri sebebiyle tepki göstermek amacıyla bazı sosyal medya kullanıcıları tarafından tedbir isteyen … ve … isimli marketlerle ilgili çeşitli olumsuz beyan ve ithamlarda bulunulduğu, delil tespiti ve tedbir dilekçesinde yer verilen hesapların bir kısmının halen faal olmadığı, bir kısmının ise faal olduğunun tespit edildiği, her ne kadar tedbir talep edenlerce “…” markasına tecavüz edildiği, haksız rekabette bulunulduğu ve kişilik haklarına saldırı yapıldığı iddiasıyla Mahkemeden ihtiyati tedbir talep edilmişse de, sosyal medya kullanıcıların kullanımlarında, “…” markasını herhangi bir mal veya hizmet için kullanmadıkları, bu sebeple SMK’nun 29/1-a ve 7/2-a ve 7/2-b maddelerinde tanımlanan markaya tecavüzün gerçekleştiğinin yaklaşık olarak ispat edilemediği, 7/2-c maddesinde ise, tanınmış markanın itibarına zarar verecek şekilde marka kullanılmasının ticari amaçla marka kullanımları durumunda geçerli olacağı, paylaşım yapan sosyal medya kullanıcılarının ticari amaçla marka kullanımında bulunduklarının da yaklaşık olarak ispatlanamadığı, TTK’nun 55/1-a-1 maddesinde düzenlenen “başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek” eyleminin, SMK kapsamı dışında kalan haksız rekabet niteliğinde olup Mahkemenin bu konuda görevli olmadığı, yine TMK’nun 24. maddesinde düzenlenen kişilik haklarına saldırı hususunun da Mahkemenin görev alanında bulunmadığı, HMK’nun 390. maddesi uyarınca ihtiyati tedbirin esas hakkında dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili mahkemeden talep edilebileceği, SMK’nun 159/1. maddesi uyarınca tedbir kararı verilebilmesi için SMK kapsamında bir tecavüzün söz konusu olması gerektiği, bu sebeplerle Mahkemece SMK’dan kaynaklanan bir tecavüz yaklaşık olarak ispat edilemediğinden ve SMK’dan kaynaklanmayan haksız rekabet ve kişilik haklarına saldırı sebebiyle ihtiyati tedbir kararı veremeyeceğinden, ihtiyati tedbir talebinin reddine şeklinde verilen kararın gerekçesinin ayrıntılı ve tedbir isteyen vekilinin tüm itirazlarını karşılar mahiyette olduğu, uyuşmazlığın SMK’da öngörülen tedbir türünün kapsamı dışında kaldığı ve SMK’nın 29/1-a ve 7/2-a ve 7/2-b maddelerinde aranılan şartların bu dosyada mevcut olmadığı, markasal tecavüzün varlığına dair yaklaşık ispat koşulununda gerçekleşmediği, bu sebeplerle dosya kapsamına ve hukuka uygun olarak verilen mahkeme kararının doğru olduğu anlaşılmakla, talep eden vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 28/01/2022 tarih ve 2022/8 E., 2022/11 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 26/05/2022