Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/665 E. 2022/724 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/665
KARAR NO: 2022/724
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/02/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/679 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: 2021/713 D.iş sayılı dosyasında; Alacaklı vekilinin 26/10/2021 tarihli dilekçesi ile borçlular … ve … TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ aleyhine ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş olup, mahkemece sunulan belgeler ve dosya kapsamı üzerinde yapılan inceleme sonucu alacaklı vekilinin talebi yerinde görülmüş ve İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/713 D.iş, 2021/713 Karar sayılı ve 26/10/2021 tarihli kararı ile ihtiyati haciz kararı verilmiştir. Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket tarafından müvekkili …’a karşı, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, ancak icra takibine konu çekin haksız ve hukuka aykırı olarak takibe konulduğu; çek üzerindeki imzaların müvekkil …’a ait olmadığını, davaya konu icra takip dosyasında yer alan borçların ödenmesini engeller mahiyette müvekkilinin uğrayacağı muhtemel zararların engellenmesi amacıyla İhtiyat-i Tedbir Kararı verilmesini ve yargılama sonunda müvekkilin davalı yana İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya kapsamında borcu olmadığının tespiti ve menfi tespit davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin sunduğu 30/11/2021 tarihli cevap ve itiraz dilekçesinde özetle; İİK md. 72/3 gereğince ve mezkur icra dosyasında davacı yönünden İstanbul 4. İcra Hukuk Mahkemesi 2021/962 Esas sayılı kararı gereği icra takibi durdurulduğundan borçlunun tedbir talebinin reddine, Mahkeme aksi kanaatte ise de müvekkilin doğmuş ve doğacak tüm zararlarının tazmini bakımından takip çıkış miktarı olan 53.572,57 TL ve kötü niyet tazminatı olan 10.714,51 TL ‘nin toplamı 64.287,08 TL teminat karşılığından tedbir kararının devamına, haksız ve kötü niyetli olarak ikame edilen iş bu davanın ve borçlunun tüm itirazlarının esastan reddine, sırf icra takibini sürüncemede bırakmak gayesiyle işbu davanın açılmasına sebebiyet veren davacı borçlu aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla icra-inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin sunduğu 18/02/2022 tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı yana İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası dosyası sebebiyle borcunun olmadığının tespitine, dava konusu takip dosyasının teminatsız veya Mahkeme aksi kanaatte ise mahkemece uygun görülecek bir teminat mukabilinde ve işbu dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesi verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar, davaya konusu senedin ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla ihtiyat-i tedbir kararı verilmesine, davalı tarafından müvekkile karşı haksız ve kötü niyetli olarak takip dosyası açılmış olmasına binaen davalı taraf aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine dair karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 09.02.2022 tarihli ara kararıyla; “İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati hacze itiraz sebeplerinin tahdidi olarak sayıldığı, itiraz eden borçlu vekilince ileri sürülen sebeplerin yargılamayı gerektirir nitelikte olduğu, ayrıca ihtiyati hacze konu icra dosyasının da infazen kapatıldığı anlaşıldığından itiraz edenin itirazı yerinde görülmediğinden itirazın reddine” karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özete; -Yerel mahkeme tarafından tesis edilen 09/02/2022 tarihli ara kararın düzeltilerek lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesini talep ettiklerini, davanın açılmasının ardından davalı vekilince İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına 03/12/2021 tarihinde gönderilen haricen tahsil bildirim talebi ile haricen tahsil ile Müdürlük tarafından kapatıldığını, devamında 20.02.2022 tarihinde taraflarınca Müdürlük dosyasına yatırılan asıl alacağın %100’ü oranındaki teminatın iadesi talebinde bulunulduğunu ve teminatın iadesinin yapıldığını, ancak 09/02/2022 tarihli ara karar ile yerel mahkemece yalnızca itiraz konusuz kaldığından reddine şeklinde hüküm kurulmuş olup lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediğini, icra takibine konu çek üzerindeki imzanın müvekkile ait olmaması, davacı müvekkilin davalı yana borcu olmaması ve işbu davanın açılmasına sebebiyet verilmesinden dolayı davalı yan aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi gerektiğini, Yerel Mahkeme tarafından tesis edilen 09/02/2022 tarihli ara kararın sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde vekalet ücreti yönünde düzeltilerek onanmasına karar verilmesini, davalı yan aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme tarafından yalnızca ihtiyati hacizlerin fek edildiğinden ve itirazlar konusuz kaldığından bahisle itirazların reddine karar verilmediğini, davacı borçlunun itirazlarının yerinde olmadığının da tespit edildiğini, yerel mahkeme tarafından alacaklı müvekkil aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya uygun olduğunu, müvekkilinin davaya konu çeki usul ve yasaya uygun şekilde ciro yoluyla iktisap etmiş olup iyi niyetli son meşru hamil olduğunu, müvekkil aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilemeyeceğini, davacı borçlunun haksız istinaf başvurusunun reddi ile İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/679 E. Dosyasından verilen ihtiyati hacze itirazın reddi kararının onanmasına, müvekkil iyi niyetli son yetkili meşru hamil olduğundan ve yaklaşık ispat koşulu sağlandığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin itiraz eden borçlu aleyhine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Taraflar arasında davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilip hükmedilmeyeceği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Karar tarihi itibariyle Yürürlükte olan 2021 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin İkinci Kısım Birinci Bölüm Yargı Yerlerinde, İcra ve İflas Dairelerinde Yapılan ve Konusu Para Olsa veya Para ile Değerlendirilebilse Bile Maktu Ücrete Bağlı Hukuki Yardımlara Ödenecek Ücret başlıklı maddesinde “Görülmekte olan bir dava içinde olmamak koşulu ile ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir, delillerin tespiti, icranın geri bırakılması, ödeme ve tevdii yeri belirlenmesi işleri için” vekalet ücreti takdir edilebildiğine ilişkin düzenlemenin bulunduğu, somut olayda her ne kadar değişik iş dosyası üzerinden tedbir kararı verilmiş ise de, değişik iş dosyasındaki tedbir kararına davacı tarafça herhangi bir itirazın ileri sürülmediği, ihtiyati tedbire itiraz kararı üzerine istinaf isteminde bulunulduğu, görülmekte olan bir dava içerisinde ihtiyati tedbir kararının değerlendirmesinin yapılmış olması ve verilen kararın esas hüküm niteliğinde olmadığı ara karar niteliğinde olduğu anlaşılmakla vekalet ücreti takdiri gerekmediğine, kötü niyet tazminat talebinin esas hüküm ile birlikte dikkate alınması gerektiği bu sebeple davacı vekilinin bu konudaki tüm istinaf isteminin de reddi gerekmiştir.
Sonuç olarak tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/02/2022 tarih ve 2021/679 E. Sayılı ara kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 28/04/2022