Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/656 E. 2022/723 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/656
KARAR NO: 2022/723
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 28/12/2021
NUMARASI: 2021/219 E. – 2021/294 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 1987 yılında kurulduğunu, Radyatör üretiminde Türkiye’nin en büyük iki üreticisinden biri olduğunu, müvekkilinin “…” esas unsurlu markasının TPMK nezdinde 2003 yılından bu yana tescilli olduğunu, davalı yanca noter aracılığıyla, “…” markasının kendisi lehine tescilli olduğunu, müvekkili ürünlerinde “…” ibaresini kullanarak marka hakkına tecavüz etmesi sebebi ile müvekkilinin bir ay içerisinde ürünleri toplatması gerektiği, aksi halde hukuki yollara başvurulacağının ihtar ettiğini, davalının bu ihtarnamesine karşı müvekkili tarafından verilen cevabi ihtarname ile, müvekkilinin tüm ürünlerinde “…” markasının kullanıldığını, bazı ürünlerde müvekkili markasının yanında model isimleri kullanıldığını ve müvekkiline ait seri markaların kullanıldığını, ürünler üzerindeki tek markanın “…” olduğunun ayrıntılı olarak ihtarnamede geçtiğini, müvekkilinin “…” ibareli markasını kullandığı bir kombinin modeli olarak “…” ibaresini kullandığını, ayrıca müvekkilinin TPMK nezdinde … numaralı “..” ibareli marka başvurusunun mevcut olduğunu, davalının 11. sınıfta “ısıtma ve buhar üretme tesisatı için cihazlar, elektrikli sobalar, (kuzineler dahil) iklimlendirme ve havalandırma cihazları” mal ve hizmetleri yönünden son 5 yıl içinde herhangi bir yerde “…” markalı ürün üretmediğini, satmadığını, üçüncü kişilere kullandırmadığını, markayı ciddi bir şekilde kullanmadığını, davalının kötü niyetli bir şekilde kullanmadığı “…” markasının tescilini sağlaması ve markayı piyasada kullanabilecek kimselerin kullanmasını engellenmesinin hakkın kötüye kullanılmasının açık bir örneği olduğunu iddia ederek, davalı adına olan … tescil numaralı “…” markasının 11. sınıfta “ısıtma ve buhar üretme tesisatı için cihazlar (katı, sıvı, gaz yakıtlı ve elektrikli sobalar, kuzineler dahil) iklimlendirme ve havalandırma cihazları” için 5 yıldan uzun süredir kullanmama sebebi ile iptalini talep etmiştir. Davacı vekili 30/11/2021 tarihli dilekçesinde özetle; Davalı adına … tescil numarası ile kayıtlı ‘…’ markasının tescilinin 11. Sınıfta “Isıtma ve buhar üretme tesisatı için cihazlar (katı, sıvı, gaz yakıtlı ve elektrikli sobalar, kuzineler dahil). İklimlendirme ve havalandırma cihazları.” için, 5 yıldan uzun süredir kullanmama sebebiyle ve iptal hallerinin 16/08/2019 tarihi itibariyle doğmuş olması sebebi ile SMK md. 27/2 kapsamında 16/08/2019 tarihinden itibaren etkili olacak şekilde iptaline karar verilmesi yönünde davayı ıslah etmiştir. Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı, ancak davanın esasına ilişkin herhangi bir cevap vermediği anlaşılmış, duruşmaya katılan davalı vekili Av. … duruşmadaki beyanları ile, davacı yanın müvekkilinin marka haklarına tecavüz ettiğini, her ne kadar müvekkili dava dilekçesinde belirtilen emtiaları şuan üretmese de, üretme için planlama yaptığını, bu emtiaların borularını hali hazırda ürettiğini, davacı tarafın keşif talebinde bulunduğunu ve gerekirse keşif yapılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince; “6769 Sayılı SMK’nın 9. Maddesi uyarınca, tescil tarihinden itibaren 5 yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir. Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan dava konusu markanın tescil başvurusunun 15/08/2014 tarihinde yapılmış ise de, usulü işlemler sebebiyle 29/12/2017 tarihinde tescilinin yapıldığı, eldeki kullanmama sebebiyle iptal davasının ise, 14/09/2021 tarihinde açıldığı görülmüştür. 6769 Sayılı SMK’nın 9. Maddesinde ön görülen tescil tarihinden itibaren beş yıllık süre dolmadan, yani davanın mevsimsiz olarak açıldığı anlaşılmakla davacının davasının reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yasa koyucu da markanın kullanmama sebebi ile iptalini 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ile hüküm altına aldığını, davalı şirketin, haklı bir sebep göstermeksizin … markasını hiç kullanmamış olduğunu ve davalı tarafın iddia ettiği planlamada herhangi bir delil veya emare ile kanıtlanmadığını, Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen bilgiler ışığında, davalının … markasını 06, 11, 17, 19 ve 20. sınıflarda tescilini sağladığını, ancak söz konusu 11. sınıflandırmada yer alan “ısıtma ve buhar üretme tesisatı için cihazlar, elektrikli sobalar, (kuzineler dahil) iklimlendirme ve havalandırma cihazları” kategorisinde başvuru tarihinden beri halen hiçbir işlem, faaliyet, düzenleme vs. yapılmadığını, Davalının … markasının kendi tescilli markası üzerinde marka başvuru tarihi olan 15/08/2014 tarihinden itibaren markası için herhangi bir faaliyette bulunmadığını, markanın faaliyete geçmesine herhangi bir engel bulunmamasına rağmen kayda değer bir delil veya emare ile kanıtlayabileceği somut bir ürün üretmediğini, davalının marka tescilinde samimi olmadığını ve markayı hiçbir zaman kullanmadığını, davalının, işbu marka tescilini ülkenin en büyük 50 sanayi kuruluşu içerisinde olan ve 35 yılı aşkın zamandır faaliyette bulunan müvekkiline karşı haksız bir kazanç sağlamak amacıyla yaptığını ve bu tescilde kötü niyetli olduğunu, kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, kullanılmama sebebiyle markanın iptaline ve markalar sicilinden terkinine ilişkindir. 6769 Sayılı SMK 10/01/2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Dava, 6769 Sayılı SMK’nın yürürlükte olduğu 06/12/2017 tarihinde açılmıştır. 6769 Sayılı SMK’nın; Markanın kullanılması başlıklı 9/1 maddesinde; “Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir.” İptal hâlleri ve iptal talebi başlıklı 26. Maddesinde: “(1) Aşağıdaki hâllerde talep üzerine Kurum tarafından markanın iptaline karar verilir: a) 9 uncu maddenin birinci fıkrasında belirtilen hâllerin mevcut olması… kararını verir.” Yürürlük başlıklı 192. maddesinde; “(1) Bu Kanunun; a) 26. maddesi yayımı tarihinden itibaren yedi yıl sonra, b) 23. maddesinin ikinci fıkrası ve 69. maddesinin dördüncü fıkrasında düzenlenen yenileme taleplerinin yapılması gereken süreye ilişkin hükümleri ile 46. maddesinde düzenlenen amblem kullanım zorunluluğuna ilişkin hükümleri yayımı tarihinden itibaren bir yıl sonra, c) Diğer hükümleri yayımı tarihinde, yürürlüğe girer.” İptal yetkisinin mahkemeler tarafından kullanılması başlıklı geçici 4. Maddesinde; ” (1) 26 ncı madde hükmü yürürlüğe girene kadar, iptal yetkisi, anılan maddedeki usul ve esaslara göre mahkemeler tarafından kullanılır. (2) 26. maddenin yürürlüğe girdiği tarihte mahkemeler tarafından görülmekte olan iptal davaları mahkemeler tarafından sonuçlandırılır. (3) Mahkemelerin bu madde hükmüne göre vermiş olduğu kararlar kesinleşmesinden sonra mahkeme tarafından Kuruma resen gönderilir.” düzenlemeleri yer almıştır. Davaya konu iptali istenen markanın TPMK nezdinde … tescil numaralı “…” markası olduğu. tescil başvurusunun 15/08/2014 tarihinde yapılmış olduğu ancak usulü işlemler sebebiyle 29/12/2017 tarihinde tescilinin yapıldığı anlaşılmıştır. 6769 Sayılı SMK’nın 9.1 maddesinde 5 yıllık kullanmama şartında sürenin markanın tescilinden itibaren başlayacağı öngörülmüş olup, kanunun bu maddesi de 192. maddeye göre kanunun yayımlandığı tarihten itibaren yürürlüğe girmiştir. Buna göre tescil tarihinden itibaren hesaplama yapılması kanun gereği olup, ilk derece mahkemesi kararında buna yönelik yapılan hesaplamanın doğru olduğu, davanın esasıyla ilgili hususların davanın süresi içinde açılmamış olması sebebiyle dinlenemeyeceği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 28/12/2021 tarih ve 2021/219 E., 2021/294 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 28/04/2022