Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/604 E. 2022/826 K. 20.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/604
KARAR NO: 2022/826
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 21/09/2021
NUMARASI: 2020/239 E. – 2021/267 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Fikir ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/05/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili arasında 01/08/2008 tarihli Lisans Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme hükümleri uyarınca mali hak bedellerinin belirlenmiş olduğunu, davalının taahhüt ettiği ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bunun üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının borca, faize ve fer’ilerine itiraz ettiğini, bunun üzerine icra takibinin durdurulduğunu, davalı ile yapılan arabuluculuk görüşmelerinin de sonuçsuz kaldığını belirterek, davalı tarafından icra dosyasına yapılan itirazın iptaline, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkili arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, söz konusu sözleşmenin Beyoğlu … Noterliği … yevmiye numara ve 28/11/2018 tarihi ihtarnamesi ile feshedildiğini, davalıya ait işletmede müzik yayının radyo ve televizyon aracılığı ile yapıldığını, bu şekilde yapılan yayınların cezai ve hukuki bir yaptırımı olmadığını, bu sebeple talep edilen miktarın yasal bir dayanağı olmadığını, kötü niyetli olarak icra takibi başlatıldığını belirterek, davanın reddine, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Yapılan yargılama, tarafların iddia ve savunmaları, tanzim olunan ( salt hesaplamalara ilişkin kısım yönünden) bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında imzalanan 28/11/2008 tarihli Lisans Sözleşmesi kapsamında davacı tarafça düzenlenen faturaların ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile davalı hakkında icra takibinin başlatıldığı, davalıya çıkartılan ödeme emrinin tebliği üzerine davalı tarafından süresi içerisinde itiraz edildiği ve yine davacı tarafından itiraz üzerine süresi içerisinde itirazın iptali davasının açıldığı, mali bilirkişi tarafından davacıya ait ticari defter ve kayıtlar üzerinden yapılan hesaplama sonucunda davacı meslek birliğinin, davalıdan işlemiş faizi ile birlikte 9.602,81 TL alacaklı olduğu görülmüş, davacı meslek birliğinin sübut bulan davasının kısmen kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin 9.602,81 TL üzerinden devamına ve alacağın likit olduğu davalının itirazında haksız olduğuna kanaat getirilmekle takip miktarının %20 si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ” karar verilmiştir. Davacı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Gerekçeli karar ayrıntılı olarak incelendiğinde, kanaat ve gerekçe kısmı ile hüküm kısmında yer alan ifadelerde çelişki bulunduğunun görüldüğünü, gerekçeli kararın sayfa 2., kanaat ve gerekçe başlığı altında yer alan 7. Paragraf da; ” (…) İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin 9.602,81 TL üzerinden devamına ve alacağın likit olduğu davalının itirazında haksız olduğuna kanaat getirilmekle takip miktarının %20 si oranında inkar tazminatına hükmolunarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.” denildiğini, ancak sayfa 3, HÜKÜM kısmı 2 nolu kararda; ” Alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine,” denildiğini, ilgili kararın gerekçe ve hüküm kısmında İcra inkar tazminatı yönünden yer alan ifadelerin birbiri ile çelişmekte olup, aydınlatılması gerektiğini, 2-Öncelikle İcra inkar tazminatı yönünden ortaya çıkan çelişkinin giderilmesi ve likit olan alacağının %20 sine ilişkin icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğinden İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 21.09.2021 tarihli 2020/239 E. , 2021/267 K. Sayılı ilamının istinaf incelemesi neticesinde kısmen red hükmünün ‘kaldırılması’nı ve icra inkar tazminatına da hükmedilerek davanın tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Türk Borçlar Kanunu’nun 30. maddesi uyarınca sözleşme kurulurken esaslı yanılgıya düşen tarafın sözleşme ile bağlı olmayacağını, TBK 31. maddede hangi hallerin esaslı yanılma teşkil edeceği belirtilmiş olup, sözleşmenin tarafında yanılma halinin de esaslı bir yanılgı hali olarak sayıldığını, davacı tarafın sözleşme konusu lisans bakımından hak sahibi olmadığından, davaya konu lisans sözleşmesinin kurulduğu aşamada tarafta yanılgıya düşüldüğünü, esaslı bir yanılgı hali olan bu durumun, gerekçe gösterilerek sözleşmenin geçersizliği ileri sürülmüş olduğunu, geçersiz sözleşmelerin varlığı halinde sebepsiz zenginleşme kuralları uyarınca tasfiye hükümlerinin uygulanması gerektiğini, 2-Hal böyle iken yerel mahkeme tarafından ileri sürmüş oldukları gerekçelerin tahkikat aşamasında değerlendirilmediğini, gerekçeli kararda dahi bahsi geçmediğini, salt sözleşmenin varlığı yeterli görülerek sözleşme dönemine ait hesaplama yapılarak alacağın varlığına hükmedildiğini, hak arayan ortalama bir vatandaş bakışıyla dahi mahkemeden beklentilerinin, ileri sürmüş oldukları vakıaların değerlendirilmesi, en azından ileri sürmüş oldukları vakıaların hükme esas alınamayacağına dair ikna edici kanaatin gerekçeli kararda gösterilmesi olduğunu, 3-Davacı tarafın hakkı olmadığı bir meblağın tasarrufuna geçmesine yasal olanak sağlayan, ileri sürülen delilerin ve vakıaların değerlendirilmeden ve yeterli tahkikat yapılmadan verilmiş yerel mahkeme kararının hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığını belirterek, yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle, her türlü talep ve dava açma hakkı saklı kalmak kaydı ile, İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2020/239 Esas 2021/267 K. Sayılı dosyası ile verilen 21/09/2021 tarihli kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, sözleşmeye aykırılık sebebiyle İİK 67. maddesi gereğince açılan itirazın iptali davasıdır. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … icra esas sayılı dosyasında, davacının davalı aleyhine 7.215,22 TL asıl alacak ve 2.435,60 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.650,82 TL üzerinden ilamsız icra başlattığı, davalının borcun tamamına, fer’ilerine ve faize yapılan itiraz üzerine takibin durdurulduğu davanın süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında 01.08.2008 tarihli Lisans Sözleşmesi akdedildiği, akdedilen sözleşmenin; “Sözleşmenin Süresi ve Feshi ” başlıklı 8. maddesinin, 1. bendi uyarınca “İşbu sözleşme 01/01/2008-01/01/2009 (saat 9.00) tarihleri arasındaki süreyi kapsar” 2. bendi uyarınca ” Taraflardan her biri, sözleşmenin sona erme tarihi olan 01/01/2009 tarihinden en geç bir ay öncesinde, sözleşmeyi haklı sebeplerle sona erdirdiğini erdirmek istediğini ifade eden ve fesih sebebini ayrıntılı olarak anlatan bildirimi noter kanalı ile yazılı olarak karşı tarafa bildirmediği takdirde, sözleşme aynı şartlarla yenilenir.” hükümlerini içerdiği, davalı tarafça Beyoğlu … Noterliğinin … yevmiye numaralı ve 28/11/2018 tarihli ihtarnamesi ile taraflar arasında imzalanan 01/08/2008 tarihli Lisans Sözleşmesinin feshedildiği, takibe konu alacağın fesih öncesi döneme ilişkin olduğu, mahkemece mali müşavirden bilirkişi raporu alındığı, 05.03.2021 tarihli bilirkişi raporunda taraf defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacının talep konusu dönem için sözleşmeye göre, 9.215,22 TL asıl alacak, 2.387,59 TL faiz olmak üzere toplam 9.602,81TL alacağı olduğunun tespit edildiği, raporun dosya kapsamına uygun olduğu, mahkemece, gerekçe kısmında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği açıklanmasına rağmen hüküm kısmında hatalı olarak icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verildiği, oysa faturalı alacağın likit ve bilinebilir alacak olması sebebiyle icra inkar tazminat şartlarının oluştuğu bu talebin kabulü gerektiği, davacı vekilinin istinaf başvurusunda haklı olduğu, davalı tarafın istinaf başvurusuna gelince, her ne kadar davacı tarafın ileri sürmüş olduğu haklar üzerinde tasarruf yetkisine sahip olmadığını iddia etmekteyse de, davalı ile davacı meslek birliği arasında 01.08.2008 tarihli lisans sözleşmesi imzalanmış olup, işbu sözleşme, davalı tarafından feshedilene kadar yaklaşık 10 yıl boyunca aralıksız olarak lisanslama hizmetinin davacı tarafından verildiği, dava konusu alacak harici diğer ödemelerin davalı tarafça gerçekleştirildiği, davalının tacir olduğu, davacının meslek birliği olarak üyelerini temsil yetkisine sahip olduğu ve müzik eseri sahipleri (besteci, söz yazarı ve aranjör) ve malî hakları kullanma yetkisine haiz kişilerden oluşan üyelerinin çıkarlarını korumak, 5846 sayılı Kanun ile tanınmış haklarının idaresi ve takibi, alınacak ücretlerin tahsili ve bu ücretlerin hak sahiplerine dağıtımını sağlamak amacıyla faaliyette bulunduğu, bu anlamda davacı kuruluşun, üyelerini temsile ve dava konusu haklar üzerinde tasarruf yetkisine, sözleşmenin tarafı olarak hak ve dava ehliyetine sahip olduğu, davalının ileri sürdüğü tarafta yanılma şartlarının bu davada bulunmadığı, bu sebeple istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı ve istinaf başvurusunun reddi gerektiği anlaşılmakla, 6100 Sayılı HMK 353/1-b/1. maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusun reddine, haklı görülen davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, fakat yapılan hata yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden resen, hükmün diğer kısımları baki kalmak kaydıyla, “asıl alacak üzerinden %20 oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesi” şeklinde karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 3-İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 21/09/2021 tarih, 2020/239 E. 2021/267 K. sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, 4-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE, takibin 7.215,22 TL asıl alacak ile takip tarihine kadar işlemiş olan 2.387,59 TL faiz olmak üzere toplam 9.602,81 TL üzerinden takip talebinde belirtilen değişken oranlardaki avans faiziyle birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin reddine, 5-Asıl alacak üzerinden %20 oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 6- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 6/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 655,97 TL nispi karar harcından peşin alınan 116,57 TL’nin mahsubu ile bakiye 539,40 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 6/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 25,20 peşin harç, 7,80 TL vekalet harcı, 750,00 TL bilirkişi ücreti, 68,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 905,90 TL yargılama giderinden davanın kabul ret oranına göre 902,28 TL’nin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, 6/c- Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 6/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine 13/(1). maddesine göre 7.375,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,6/e- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesine göre 48,01 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 7- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 7/a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 7/b- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 659,24 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 164,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 495,24 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 7/c-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 220,70 TL istinaf yoluna başvurma harcının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 7/d-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 7/e-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 8- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. ve 353/1-b-2. maddeleri gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.20/05/2022