Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/600 E. 2022/622 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/600 Esas
KARAR NO: 2022/622
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 23/12/2021 ve 24/02/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/300 E.
DAVANIN KONUSU: Patent (Maddi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 1991 yılından bu yana krom ve paslanmaz çelikten otomobil aksesuarları üreten, bu ürünlerin ihracatını yapan sektörde tanınmış bir firma olduğunu, huzurdaki davaya konu “…” ve “…” isimli ürünlerin müvekkili adına tasarım tescilleri olup koruma altında olduğunu, davalı şirket yetkililerinden biri olan …’ın müvekkili şirketin eski tedarikçisi olduğunu, yaklaşık on yıl boyunca müvekkili şirketin bu kişiye döküm işi yaptırdığını, diğer şirket yetkilisi …’ın ise müvekkili şirketin eski kalıphane çalışanlarından biri olduğunu, işten çıkarken müvekkili tarafından tasarlanmış olan tüm ürünlerin çizimlerini izinsiz olarak kopyaladığını, bu çizimler üzerinde değişiklik yapmak suretiyle tasarladığı taklit ürünleri davalı şirket üzerinden üretip “…” markasıyla iç piyasada satmaya başladığını, Bakırköy 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/89 değişik iş sayılı dosyasında bilirkişi marifetiyle delil tespiti yapıldığını, davalının aynı zamanda bu eylemlerini “http://…com/ isimli URL sitesinde gerçekleştirdiğini, davalının son bulmaz eylemlerinin müvekkilinin patent ve tasarımdan doğan haklarını ihlal ettiğini iddia ederek, davalının “http://…com internet adresine erişimin tedbiren engellenmesini, davalının tecavüz teşkil eden satış, dağıtım ve reklamlarının tedbiren durdurulmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 23/12/2021 tarihli ara kararıyla; “Dosya kapsamı deliller, TPMK kayıtları, Bakırköy 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2021/89 değişik iş sayılı dosyasında aldırılan bilirkişi raporu ve özellikle tasarım tescilinin hükümsüzlüğü istemiyle önceki tarihli taraflar arasında derdest dava bulunması gözetilerek davacının ihtiyati tedbir talebinin SMK 159/2-c bendi uyarınca taraflar arasındaki hak ve menfaat dengesi gözetilerek davacının muhtemel zararlarının tazmini bakımından davalı tarafça 50.000,00 TL teminat verilmesine, aksi takdirde “http://…com internet adresine erişimin tedbiren engelleneceği ve davalının davacı adına tescilli … (1) ve (2) numaralı tasarım tescili kapsamında olan ve davalı tarafın “…” ve “…” ismi verilen ürünlerin satış, dağıtım ve reklamlarının tedbiren durdurulacağına” karar verilmiştir. Davalı vekili 20/01/2022 tarihli dilekçesi ile, müvekkiline çıkarılan tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkilinin tebligattan haberdar olmadığını, söz konusu tebligatın müvekkiline değil de orada çalışan daimi çalışana yapıldığını, bu sebeple tebligatın usulsüz olduğunu beyan ederek, tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir. Tedbire itiraz sebebiyle duruşma açılarak taraf vekillerine tebligat yapılmıştır. Duruşmaya gelen davalı vekili beyanları ile, 20/01/2022 tarihli dilekçesinde belirttiği üzere tebligatın usulsüz olduğunu, yeniden müvekkiline tebligat çıkarılmasını talep ettiklerini, tedbir kararının müvekkilinin ticari faaliyetlerini sona erdireceğini, karşı tarafın tekel olma amacı olduğunu, telafisi imkansız zararlara sebep olacağını, tedbir öncelikle kaldırılmasını, aksi takdirde teminatla kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekilleri duruşma beyanları ile, karşı taraf şirket yetkililerinin daha önce müvekkilinin çalışanı olup, tasarım tescillerini bilmelerine rağmen şirket kurduklarını, ihlalin sabit olduğunu, Mahkememizce karşı teminata hükmedilip, tebligata rağmen süresinde teminat yatırılmadığını, tebligat usulsüzlüğü itirazının da yerinde olmadığını, şirket çalışanına yapıldığını, kaldı ki karardan haberdar olup, buna rağmen teminatın yatırılmadığını beyan ederek, itirazın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. İlk derece mahkemesinin 24/02/2022 tarihli ara kararıyla; “Buna göre, itiraz süresinde olmadığı gibi dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporuna göre tedbir için aranan koşulların gerçekleştiği ve taraflar arasındaki hak – menfaat dengesinin gözetildiği anlaşılmakla, itirazın reddine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Bakırköy 1 Fikri Sınai Haklar Mahkemesinin 04/02/2022 tarihli tedbire itiraz duruşmasında ”Davalının davacı adına tescilli … (1) ve (2)numaralı tasarım tescili kapsamında olan ve davalı tarafın “…” ve “…” ismi verilen ürünlerin satış, dağıtım ve reklamlarının tedbiren durdurulması” bakımından tedbir kararı verdiğini, alınan bilirkişi raporunda … Araç Tavan Çıtası ile müvekkile ait olan … Araç Tavan Çıtası arasında benzer şekil, biçim, oran, malzeme, renk ve yerleşiminde olduğu saptanasına rağmen … Araç Tavan Çıtası ile müvekkile ait olan … Araç Tavan Çıtası arasında bilirkişi raporu doğrultusunda, benzerlik bulunamadığını, -24/12/2021 tarihinde müvekkili …’ne çıkarılan tebligatın usulsüz ve açıkça kanuna aykırı olduğunu, Şirket sahibi müvekkilinin, şirkette bulunduğu sırada tebligatın daimi çalışana yapılması açıkça usulsüz olduğunu, müvekkil şirketin ancak tedbir konulduktan sonra tebligattan haberinin olduğunu bu nazarda itirazların sunulduğunu ancak mahkemenin tebligatın usulsüzlüğüne karar vermediğini, tedbirin devam etmesi kararı verdiğini, -Uygulanan tedbirin müvekkili şirket aleyhine telafisi güç zararlara sebep olacağını, karşı tarafın istediği sektörde tekel haline gelme gayesini destekleyeceğini, müvekkilinin üzerine iftira atıldığını, dosyaya sunulmuş olan söz konusu savcılık dosyasının, müvekkilinin işlerini durdurmaya yönelik bir saldırı olmakla birlikte, davacı tarafın işbu davayı açmaktaki tek gayesinin müvekkilinin sektörde sıkıntı yaşaması olduğunu, -Karşı tarafın patentlerinde yenilik mevcut olmadığından dolayı taraflarınca, davacı tarafa Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nde Patentin Hükümsüzlüğü davası açıldığını, Davacı tarafın taraflarınca açılan bu davanın akabinde Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nde maddi tazminat istemli patentin hükümsüzlüğü davası açtığını, -Tebligat kağıdının içinde, ara karar, tenzip zaptı ve dava dilekçesi tebliğ edildiğini, ara kararda Mahkeme tarafından müvekkiline verilen süre 1 hafta olduğu halde, tebligat zarfının üzerinde ”Dava dilekçesine karşı 2 hafta içinde cevap verilebileceği (HMK md.122) hususları ihtar olunur.” ifadesi bulunduğunu, başkaca da bir ihtar yapılmadığını, müvekkili tarafından teminat yatırılması namına verilen 1 haftalık kesin sürenin ihtarının tebligat zarfının üzerinde yazmamasının açıkça usule aykırı olduğunu usulsüz tebligatın sonuçlarının doğduğunu, konan ihtiyat-i tedbir kararının ivedilikle kaldırılmasına, aksi kanaatte ise tedbir bedeli yatırılarak kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep, Mahkemece 23/12/2021 tarihli ara karar ile verilen 24/02/2022 tarihli ”tedbire itirazın reddi” kararının istinaf incelemesinden ibarettir. 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde ise, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik sebebiyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca 6100 Sayılı HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu, Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/89 değişik iş sayılı dosyasında bilirkişi marifetiyle yapılan delil tespiti sonucu aldırılan bilirkişi raporunda “tespit talep edene ait 07.03.2019 başvuru tarihli … (1) numaralı tescilli tasarım ve kullanımı (…) araç tavan çıtası ile aleyhine tespit talep edilene ait (…) araç tavan çıtası arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin benzerlikler bulunduğu, bu sebep ile iltibas yaratabilecek derecede benzer olarak algılandıkları, bu durumun haksız rekabet fiillerini oluşturduğu, tespit talep edene ait 07.03.2019 başvuru tarihli … (2) numaralı tescilli tasarım ve kullanımı (…) araç tavan çıtası ile aleyhine tespit talep edilene ait (…) araç tavan çıtası arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin benzerlikler bulunmadığı, bu sebep ile iltibas yaratabilecek derecede benzer olarak algılanmadıkları” hususlarının belirlendiği buna göre … yönünden verilen tedbir kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği ancak (…) yönünden tedbire ilişkin yaklaşık ispat koşulunun oluşmaması sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Davalı vekili tebligatın usulsüz olduğuna dair savunmada bulunulmuş ise de, tedbir kararına itirazın Mahkemece değerlendirildiği tebligatın usulsüz olmasının tedbir kararına etkisinin bulunmadığı, cevap dilekçesinin süresinde sunulup sunulmadığına ilişkin tebligat değerlendirilmesinin ise esas hükümle birlikte değerlendirilebileceği, 2 haftalık kesin sürenin cevap dilekçesine ilişkin süre olduğu, ara karar evrakının bulunduğuna ilişkin bilginin tebligat üzerinde bulunduğu ayrıca tebligatın usulüne uygun olduğu tarafların iddia ve savunmalarıyla mevcut delil durumuna göre somut olayda … yönünden yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmiş olduğu yönündeki ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı ancak … yönünden verilen kararın kaldırılması gerektiği, ihtiyati tedbire itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılması ile … yönünden ihtiyati tedbir istemi yönünden istinaf isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE, 2- Bakırköy 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin verilen ihtiyati tedbire itirazın reddine dair 24/02/2022 günlü ara kararın Kısmen KALDIRILMASINA, Davalı vekilinin 23/12/2021 günlü ihtiyati tedbire itirazının KISMEN KABULÜNE, Mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının … yönünden devamına, … yönünden kaldırılmasına, 3- Davalı tarafından istinaf incelemesi yönünden peşin alınan 80,70 TL maktu istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde kendisine iadesine, 4- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- 6100 Sayılı HMK’nın 302/5. maddesi uyarınca kararın tebliği ve harç tahsil işlemleri ile infazının ilk derece mahkemesi tarafından yaptırılmasına, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 14/04/2022