Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/575 E. 2022/621 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/575
KARAR NO: 2022/621
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 08/02/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/189 E.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Maddi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati tedbir talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; Müvekkili …’in, hem … Ltd. Şti.’nin, hem de …-… şahıs firmasının sahibi olduğunu, 1993 yılından bu yana mobilya sektöründe faaliyet gösterdiğini, adına tescilli birçok ürünün imalatını yaptığını ve bu ürünleri perakende ve toptan olarak piyasaya arz ettiğini, müvekkilinin bu bağlamda farklı bölgelerde imalathanesi ve perakende satış merkezlerinin bulunduğunu, müvekkilinin sadece Türkiye’de değil, dünyanın değişik bölgelerinde ulaştığı tanınmışlık düzeyi ile sektörün en önde gelen firmalarından biri olduğunu, müvekkilinin, davaya konu dış cephe tasarımını … numarasıyla ilk defa 04/06/2014 tarihinde tescil ettirmiş olup, iş bu tescilli tasarımı 04/06/2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 5 yıl müddetle yenilediğini, bu tasarımın hali hazırda …’nın tüm mağazalarında kullanılmakta olduğunu, davalı tarafın, müvekkili ile aynı sektörde faaliyet göstermekte olup, müvekkiline ait olan ve müvekkilinin tüm mağazalarında kullandığı dış cephe tasarımını, tescilsiz ve herhangi bir hakka dayalı olmaksızın kullandığını, müvekkiline ait tescilli dış cephe tasarımı arasında iltibas olup olmadığının tespiti amacı ile Bakırköy 1. Fikri Sınai Haklar Mahkemesinin 2020/412 D. İş sayılı dosyası ile tespit yapıldığını ve düzenlenen bilirkişi raporunda müvekkilinin tescilli tasarımları ile davalı tarafından kullanılan dış cephenin benzer olarak algılandıklarının tespit edildiğini beyanla, davalının, davacı-müvekkili Şirkete karşı yarattığı haksız rekabetin ve davacı müvekkil Şirketin tescilli tasarım haklarına tecavüz fiillerinin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını teminen Davalının “… Kenti … blok No:… İkitelli Basaksehir/İstanbul” adresinde yer alan mağazasının dış cephesine uyguladığı görselin/tasarımın kullanılmasının tedbiren durdurulması, önlenmesi ve özellikle dış cephenin sökülerek kaldırılması ve imhası yönünde tedbir kararı verilmesini talep etmişlerdir. İlk derece mahkemesinin 23/11/2021 tarihli ara kararıyla; “Davalının “… Kenti, … Blok No:… İkitelli/İSTANBUL” adresindeki iş yerinin dış cephe tasarımının davacı …’ e ait … tescil numaralı tasarıma benzer olduğu yönünde görüş bildirildiği, davalının bu kullanımının devam etmesinin davacıların zararına neden olabileceği, dolayısıyla HMK’nun 390/son maddesi uyarınca yaklaşık ispat koşulunun oluştuğu anlaşıldığından, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne” karar verilmiştir. Davalı/karşı davacı vekili ihtiyati tedbire itiraz dilekçesinde özetle; Müvekkilinin iş yeri dış cephesi ile davacının mobil dış cephe tasarımı arasında hiç bir benzerlik bulunmamakla birlikte her iki tasarımın boyutları, şekli, konsepti, görseli, sektörel çizgileri, yazı karakterleri, yazı boyutlarının aynı olmadığını, normal insanlar ve bilgilenmiş kullanıcılar üzerinde etki edebilecek hiç bir yönü bulunmadığını ve tespite yönelik alınan bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, ayrıcan nihai hüküm gibi etki edecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini, eldeki davada ihtiyati tedbir kararının şartlarının bulunmadığını beyan ederek, müvekkilinin uğradığı/uğrayacağı zararlar da dikkate alınarak, şartları bulunmayan soyut gerekçelere dayalı ve hukuka aykırı ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 08/02/2022 tarihli ara kararıyla; “Karar konu olan “… Kenti, … Blok No:… İkitelli/İSTANBUL” adresindeki iş yerinin dış cephe tasarımının davacı-karşı davalı …’ e ait … tescil numaralı tasarıma benzer olduğu yönünde bilirkişi tarafından görüş bildirildiği, davacı-karşı davalının tescilli tasarımının hükümsüzlüğü için karşı dava açılmışsa da, hükümsüzlük kararı verilene kadar korumasının devam edeceği, hükümsüzlük koşullarının mevcut olup olmadığının yargılama sonucunda tespit edilebileceği, davalı-karşı davacının bu tasarımı kullanmaya devam etmesinin davacı-karşı davalının zararına neden olabileceği, dolayısıyla HMK’nun 390/son maddesi uyarınca yaklaşık ispat koşulunun oluştuğu, HMK’ndaki ihtiyati tedbire ilişkin hükümlerden daha geniş bir koruma sağlayan ve özel Kanun niteliğinde olan SMK’nun 159/1. maddesi uyarınca davaya konu tescilli tasarımın kullanılmasının sonlandırılması için ihtiyati tedbir kararı verilebileceği anlaşıldığından, bu aşamada ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -İhtiyati tedbir kararının nihai karar niteliğinde olduğunu, söz konusu kararın icra edilmesi durumunda davanın konusuz kalacağını, davacının haklılığı ispatlanmadan müvekkili firma dış cephesinin kaldırılmak istenmesi durumunda davalı müvekkilinin, daha büyük zarar göreceğini, davacının tasarımının yeni ve ayırt edici bir tasarım olmadığını, esas hüküm niteliğindeki bu ihtiyati tedbir kararının bir tedbir mahiyetinde olmayıp müvekkili açısından geri dönülmez derecede ağır sonuçlar doğuracağını, -İlk derece mahkemesi tarafından oluşturulan ihtiyati tedbir kararının, tedbirde ölçülülük ilkesine aykırı olduğunu, başvurulan tedbir, ulaşılmak istenen amaç bakımından elverişli ve gerekli olmakla birlikte; bu tedbir ve amaç arasında orantı da bulunması gerektiğini, devam eden yargılama sonucunda davalı müvekkilinin haklı olduğuna ve ihtiyati tedbirin kaldırılmasına ilişkin bir hüküm oluşturulması halinde kayda değer bir müşteri çevresi ve marka değeri olan müvekkilinin akıbetinin belli olmayan bu süre içerisinde uğrayacağı zarar ve aynı dış cephenin tekrardan eski haline getirilerek yerine yerleştirilmesinin taraflarınca kabul edilemeyeceğini, açmış oldukları karşı dava dilekçe ekinde sunmuş oldukları davacı tasarımına benzer ve önceki tarihli tasarımların davacı tasarımının yeni ve ayırt edici olmadığını, davacı karşı davalı firmaya ait tasarıma da hükümsüzlük isnat edilebileceğini ispatlar nitelikte olduğunu, -Davacıya ait olduğu iddia edilen 04.06.2014 başvuru tarihli … tescil numaralı “Mağaza Dış Cephe” tasarımının yeni olmadığını, davacı tasarımının tasarımdan ziyade iyi bir taklit olduğunu, karşı davada karşı davalı tasarıma hükümsüzlük isnat edilebileceğine ilişkin müvekkili lehine karar verilecek olduğunda ölçüsüz bu ihtiyati tedbir kararı ile müvekkilinin haksız yere zarara uğrayacağını, alınan teminatın müvekkilinin zararını karşılayamayacak olduğundan ihtiyati kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını talep etmiştir. Davacılar vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, karşı tarafça açılan hükümsüzlük talebinin, dava sonunda karar bağlanacak olup, tedbirin kaldırılması ve hükümsüzlük talebinin yargılama sonunda reddedilmesi halinde, karşı yan dava süresince bu tasarımı haksız olarak kullanacak olduğundan verilen kararın hukuka uygun olup, karşı yanın itirazlarının reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 6769 Sayılı Kanun’un 159. Maddesi uyarınca hükmün etkinliğini temin etmek için ihtiyati tedbir istenebileceği, hüküm bulunmayan hallerde 6100 Sayılı HMK’nın hükümlerinin uygulanacağı ve 6100 HMK’nın 389.maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelecek bir değişiklik sebebiyle gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebileceği, geçici hukuki korumalarda karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle, yaklaşık ispatın yeterli görüldüğü, tüm dosya kapsamı ve yaklaşık ispat şartı dikkate alınarak talebe konu tedbir yönünden yasal şartların oluştuğu, bununla birlikte yasanın tedbirin kapsamı konusunda açıklayıcı hükümlerinin bulunduğu, tasarım ve marka konusunda verilen tedbirlerin işin niteliği gereği esaslı tedbirler olduğu ancak bu konuda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, yasadan kaynaklı tedbirin verilmesinde de usul ve yasaya aykırılık bulunmayıp, teminatın da bu kapsamda dava sonucunda haksız çıkılması halinde davalının zararını karşılamak üzere alındığı, teminatın da ileride oluşacak zararlar yönünden alındığı, Mahkemece 60.000,00 TL teminat karşılığı tedbir kararı verilmiş olup, dosya kapsamına göre teminat miktarının yeterli olduğu anlaşılmakla birlikte, yargılama aşamasında mahkemece talep üzerine veya re’sen her zaman arttırılabileceğinden, teminat miktarına yapılan istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. İhtiyati tedbir kararı 6769 Sayılı Kanun’da ve HMK’da düzenlenmiş geçici hukuki koruma türüdür. Bu niteliği itibariyle tedbir talebinin yapıldığı tarihte dosyaya sunulan dayanak belgeler nazara alınarak ve dava sonunda verilecek karar yönünden ihsası rey oluşturmamak kaydı ile gerekçeleri açıklanarak verilmesi gerekir. Mahkemece de bu kapsamda karar verildiğinden, aleyhine tedbir istenen vekilinin tüm istinaf sebeplerinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 08/02/2022 tarih ve 2021/189 E. Sayılı ara kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 14/04/2022