Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/562 E. 2022/651 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/562
KARAR NO: 2022/651
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/12/2021
NUMARASI: 2016/267 E. 2021/924 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ticari ilişkiden kaynaklanan … – … tarafından keşide edilen … Bankası Gaziantep Şubesi’ne ait … seri nolu 14.400,00 TL bedelli çeki davacıya gönderilmek üzere … kargoya verdiğini, 05/10/2015 tarihinde … plakalı kargo aracında meydana gelen hırsızlık olayında çekin çalınarak davacı adına sahte kaşe ve imza atılmak suretiyle tedavüle konulduğunu, davacı aleyhine İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/377 D.İş dosyasında ihtiyadi haciz kararı verildiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esaslı dosyasında aleyhine icra takibi başlatıldığını, icra veznesindeki paranın davalıya ödenmemesi için tedbir konularak dava konusu çek yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu çekin kargo firmasına hiç verilmediğini, bu tür eşyaların … kargo ile taşınmasının firma tarafından kabul edilmediğine ilişkin internet web adresinde uyarı olduğunu, davalının iyi niyetli üçüncü şahıs konumunda olduğunu, davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın menfi tespit davası olup, davacı keşideci tarafından kargo yolu ile henüz kendisine ulaşmadan çekin … kargoda iken çalındığı, imza ve kaşenin firmalarına ait olmadığı, dolayısıyla davalıya borçlu olunmadığının tespitini istediği, dosyada bulunan soruşturma dosyası suretinden … isimli müştekinin hırsızlık olayı konusunda beyanda bulunduğu, davalı tarafın ağır kusuru ve kötü niyetli olduğuna dair bir delil olmadığı, davanın TTKnun 792. maddesinde yazılı çekin istirdatı davası olmadığından davacı taraf sahtecilik iddiasını ispatlaması halinde bu iddiasını herkese karşı dermayan edebileceği, davacının İTO’ndan alınan firma kayıtlarına göre şirket yetkilisi … olup, imza incelemesinde, imzanın davacı firma yetkilisi …’e ait olmadığı anlaşıldığından, artık ceza soruşturması sonucunun beklenmesine gerek olmadığı, lehtarın cirosunun sahte oluşu çekin sıhhatine halel getirmese de davacı taraf bu sahteliği iyi niyet – kötü niyet ayrımı olmaksızın herkese dermayan edebileceğinden davanın kabulüne” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının ve çeki kendisine gönderdiği iddia olunan keşideci …’nun tacir olup, tacirin yürüttüğü işlemlerde basiretli bir iş adamı gibi davranmak zorunda olduğunu, Çekin, belli bir bedelin ödenmesine ilişkin kıymetli evrak olup, kanunlarımızda para borcu götürülecek borçlardan olduğundan, davacı dava dışı keşidecinin borcunu kndisine bizzat getirerek ödemesini beklemek yerine … Kargo firmasına verildiğini iddia ettiğini, Davacının … Kargo’ya paket içeriğinde çekin şüphe götürmez şekilde tarif edilerek teslim edildiğini makbuz, tutanak vs ile ispat etmek zorunda olduğunu, ispat edemediğini, … Kargo Firması’nın http://www…com/… uzantılı web adresinde taşınması yasalarca yasaklanan ve şirketçe kabul edilmeyen gönderiler isimli bölümün 8. bölümünde açık olarak ”Ziynet eşyası, çek, senet, altın, döviz, nakit para, gibi kıymetli evraklar ve yasal olmayan kargolar ” olarak belirtildiğinden firmanın bu çekin taşımacılığını kabul etmeyeceğini, bu hususun firmanın gönderilerini koyduğu paketlerin üzerinde de özellikle yazdığını, … kargo genel müdürlüğünden müzekkere ile sorulması gerektiğini, Müvekkilinin iyiniyetli 3. kişi olduğunu, davacının basiretli tacir gibi davranmadığını, çekin kargo firmasına verilmesini talep ederek, kendi hatasından kaynaklı olarak açmış olduğu borçlu olmadığının tespiti davasının, usül ve yasaya aykırı olduğundan reddi gerektiğini, … Bankası İstoç Şube Müdürlüğü’nden çekin bankaya teslim tarihinin sorulmasını, Çek iptali ve ziyaı, istirdat yada menfii tespit davasında, davacı sıfatına haiz olabilmek için çeki elinde bulundurup kaybetme şartı arandığından, iddia ettiği gibi kargoda kaybolmuş olan çek davacının eline hiç geçmediği için zilyet olmadığından, davacı sıfatının bulunmadığını, açıklanan gerekçeler ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir, İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 1-Davalı tarafın ilk istinaf sebebi, çekin kayıtsız şartsız ödeme belgesi olması sebebiyle ayağa götürülmesi gereken borç olduğu, davacının alacağının ayağına getirilmesini beklemek yerine kargo ile gönderilmesini istemek suretiyle basiretli tacir gibi davranmadığı ve çekin davacının kendi kusurlu davranışı sonucu çalındığı, kendi kusurundan kaynaklan sebeple menfi tespit davası açamayacağına ilişkindir. Davacı taraf davaya konu …-… tarafından … Bankası A.Ş. İbrahimli/Gaziantep Şubesi’nden keşide edilen, keşide yeri Gaziantep, keşide tarihi 30/01/2016, miktarı 14.400,00TL olan … numaralı çekte lehtar konumunda olup, … Tic. Ltd. Şti’ne atfen atılmış ciro imzasının şirket yetkilisine ait olmadığını iddia ederek çekten dolayı borçlu bulunmadığının tespitini talep etmiştir. Davacı taraf aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esaslı dosyası ile takip başlatıldıktan sonra menfi tespit davası açmış olup, lehtarı olduğu çekte ilk ciranta sıfatı bulunduğundan, kendisinden sonra gelen ciranta ve hamiller yönünden borçlu sıfatı mevcuttur.Menfi tespit davalarını düzenleyen İİK 72. maddesi; “borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir” şeklindedir. Yasal düzenleme borçlu bulunmadığını ispat etmek koşulu ile herkese menfi tespit davası açma hakkı tanımış olup, kusur halinde dava açılamayacağına ilişkin kısıtlama bulunmadığı gibi, davalı tarafın kusuru kanıtlanmak suretiyle davranışından zarar görülmesi halinde açılacak olan dava türü farklı olduğundan, davalı vekilinin istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davalı taraf iyi niyetli hamil olduğunu ileri sürmüş ise de; Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 22/02/2016 tarihli, 2015/2070 Esas ve 2016/2713 Karar sayılı ilamı ile aynı dairenin 19/12/2018 tarih ve 20173325 Esas 2018/6735 Karar sayılı ilamlarında istikrarlı şekilde belirtildiği üzere; imza inkarı mutlak def’ilerden olup, herkese karşı ileri sürülebileceğinden, davanın niteliği gereği, imzanın davacının eli ürünü olduğunu kanıtlamak davalı tarafa aittir. Mahkemece alınan 21/10/2019 tarihli Adli Tıp ve Belge İnceleme Uzmanı Prof. Dr. … ve İstanbul 10. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/335 esas sayılı dosyasından aynı çek için alınan 14/05/2018 tarihli Adli Tıp ve Belge İnceleme Uzmanı Prof. Dr. … raporları ile lehtar cirosunun davacı şirket yetkilisi …’in eli ürünü olmadığı tespit edildiğinden, davalı vekilinin istinaf sebebinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı vekili; çek iptali ve ziyaı, istirdat yada menfii tespit davasında, davacı sıfatına haiz olabilmek için çeki elinde bulundurup kaybetme şartı arandığından, iddia edildiği gibi kargoda kaybolmuş olan çek davacının eline hiç geçmediği için zilyet olmadığından, davacı sıfatının bulunmadığını, açıklanan gerekçeler ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı taraf aleyhine icra takibi başlatıldıktan sonra menfi tespit davası açmış olup, menfi tespit davalarını düzenleyen İİK 72. maddesi; “borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir” şeklindedir. Yasal düzenleme ile borçlu sıfatını haiz herkese menfi tespit davası açma hakkı tanımıştır. …-… tarafından … Bankası A.Ş. İbrahimli/Gaziantep Şubesi’nden keşide edilen … çek numaralı çekte lehtar konumundadır. Davacı taraf aleyhine çekten dolayı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esaslı dosyası ile takip başlatıldığından, icra takip dosyasında borçlu sıfatı olduğu gibi, çekte lehtar ve ilk ciranta olduğundan kendisinden sonra gelen ciranta ve hamiller yönünden borçlu sıfatı mevcut olduğundan, İİK 72. maddesi uyarınca dava açma hakkı mevcut olduğundan, davacı vekilinin istinaf sebebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/12/2021 tarih ve 2016/267 E. 2021/924 K. Sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalıdan alınması gerekli 983,66 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafından yatırılan 245,92 TL harcın mahsubu ile bakiye 737,74 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a ve 362/1-g maddeleri gereğince, miktar itibariyle KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 14/04/2022