Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/558 E. 2022/553 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/558 Esas
KARAR NO: 2022/553
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/09/2020
NUMARASI: 2015/1166 E. – 2020/340 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete ait … Bankası Ümraniye/ İstanbul Şubesi’ne ait … numaralı çekin boş olarak 18/06/2015 tarihinde müvekkili şirkette gerçekleşen hırsızlık olayı sonucunda kasadan çalındığını, 19/06/2015 günü … Bankası Ümraniye/ İstanbul Şubesi’ne … nolu hesap için düzenlenen …-… seri firma çeklerinin çalındığının bildirildiğini, hırsızlık suçuyla ilgili olarak Küçükçekmece CBS’nin 2015/35233 Sor. nolu dosyası ile soruşturma başlatıldığını, dava konusu çekin altında müvekkilinin imzasını ihtiva etmeyen ve üzerindeki boşlukları doldurulmamış halde müvekkili şirket elinden çıktığını, dava konusu çekin keşidecisinin … Ltd. Şti., lehtarının … Ltd. Şti. olarak gösterildiğini, çek üzerinde yer alan unsurların ve keşideci kaşesinin altında yer alan imzanın müvekkiline ait olmadığını, ilk cirantanın lehtarı … Ltd. Şti., ikinci olarak … Malz. – … ve üçüncü olarak … Tic. – …’a ve bedeli tahil için … AŞ’ adına … AŞ’ye ciro edildiğini, çekin keşidecinin elinden hukuka aykırı olarak çıktığı için ve zorunlu unsurları ve keşideci altında bulunan imzanın keşideciye ait olmaması nedeniyle … AŞ’nin meşru hamil sıfatına haiz olmadığını, çeki bankaya ibraz eden faktoring şirketinin kötü niyetli olduğunu beyan ederek, davanın kabulüne, icra takibi yapılmaması veya muhtemel icra takibinin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesine, çek miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Alacağı yargılama sırasında temlik temlik eden davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin meşru hamil olduğunu ve çeki usulüne uygun olarak devraldığını, müvekkili şirket ile … Tic. – … ile yapılan 29/05/2015 tarihli faktoring sözleşmesi neticesinde … seri nolu ve 20/0602015 tarihli faturayı temlik aldığını ve buna karşılık kredi kullandırıldığını, verilen kredinin tahsili olarak da … tarafından dava konusu çekin verildiğini, müvekkili şirketin kötü niyetli olduğunu davacının tespit etmesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. yargılama sırasında dava konusu çeke ilişkin alacağı, istinaf yoluna başvuran … A.Ş.’ne temlik etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”…İstanbul ATK Fizik İhtisas Dairesi’nden alınan 15/01/2019 tarih – 2018/84348 sayılı bilirkişi raporu ile; çekte davacı şirket adına keşideci sıfatıyla atılan imzanın davacı şirket temsilcisi …’a ait olmadığı tespit edilmiştir. Esasen İstanbul 23. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/3 Esas sayılı dosyası üzerinden alınan 16/05/2017 tarihli bilirkişi raporu ile de dava konusu çekte keşideci sıfatıyla davacı şirket adına atılan imzanın davacı şirket temsilcisi …’a ait olmadığı tespit edilmiştir. Davalı faktoring şirketi vekilince 11/04/2018 tarihli duruşmada çekteki imzanın davacı şirketin temsilcisi …’na ait olduğu yönünde beyanda bulunması akabinde sistem üzerinden çıkarılan 06/06/2014 tarih – 8585 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nin 760. sayfasında ilan edilen davacı şirketin 25/03/2014 tarihli genel kurul kararı ile davalı vekilinin beyanında dile getirmiş olduğu …’nun müdür olarak atanmış olması ve dosyaya mübrez Bakırköy … Noterliği’nin 02/06/2014 tarih – … yevmiye nolu imza sirküsünden …’nun davacı şirketi münferiden ilzam ve temsile yetkili olması nedeniyle bu şahsın tatbiki imzalarının dava dosyasına celbi ve huzurda alınan imzaları ile çek aslına dercedilmiş olan imzanın karşılaştırılması suretiyle bilirkişi …’ten alınan 12/03/2020 tarihli bilirkişi raporu ile; dava konusu çeke keşideci sıfatıyla atılan imzanın davacı şirket temsilcisi …’na ait olmadığı tespit edilmiştir. Bilirkişi raporları ile dava konusu çekteki keşideci imzasının davacı şirket temsilcilerine ait olmadığının anlaşılması ve imza sahteliğine ilişkin def’inin herkese karşı ileri sürülebilen mutlak bir def’i olması nedeniyle davacı şirketin dava konusu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine ve ancak her ne kadar davalı … AŞ aleyhine de menfi tespit davası açılmış ise de çekin incelenmesinde … AŞ adına yapılan cironun temlik cirosu olmayıp tahsil cirosu niteliğinde olduğu anlaşıldığından bu davalı bakımından pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.” şeklinde gerekçeyle davanın istinaf yoluna başvuran, temlik eden davalı … Faktoring AŞ yönünden kabulüne karar verilmiştir. Davalı … A.Ş.vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece dosyada alınan 12/03/2020 tarihli bilirkişi raporu hükme dayanak alınmış ise de, söz konusu bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını, 12/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda, davacı şirket yetkilisi …’na ait mukayese için getirtilen evrakların inceleme kapsamında yetersiz olduğunu, mukayeseye esas belgeler kapsamında; -Huzurda sağ ve sol elle , oturtularak ve ayakta alınan imza asılları, -02/06/2014 tarihli Bakırköy … Noterliğince düzenlenmiş imza sirküleri fotokopisi getirtilerek inceleme konusu yapıldığını, ancak davacı şirket yetkilisinin daha önce başka kurum ve kuruluşlar nezdinde atmış olduğu imzalarının, seçmen kütüklerinin, vergi dairesi evraklarının vs. getirtilerek daha geniş kapsamlı inceleme yapılması gerekirken sadece güncel imzalar alınarak ve imza sirkülerinden yola çıkılarak değerlendirme yapıldığını, Açıklanan sebeplerle, davacı şirket yetkilisinin “samimi imza asıllarının” resmi kurumlardan ( vergi dairesi, belediye, nüfus müdürlüğü, muhtarlık, seçmen listeleri vs.) toplanması akabinde imzaların incelenmesi için yeniden grafoloji uzmanlığı bulunan bilirkişi heyetine tevdii edilmesi gerekmekte iken eksik inceleme sonucu hüküm tesis edilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit davası olup, uyuşmazlık; davacı borçlu şirket adına keşideci sıfatıyla atılan dava konusu çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. İspat yükü, çekteki imzanın davacıya ait olduğunu iddia eden davalı alacaklıdadır. Dosya içerisinde örneği bulunan Bakırköy … Noterliği’nin 23/06/2014 tarih ve … sayılı imza sirküsü örneğinden davacı şirketi temsil yetkisinin münferiden …’a verilmiş olduğu görülmektedir. Bu kapsamda İstanbul ATK Fizik İhtisas Dairesi’nden alınan 15/01/2019 tarihli bilirkişi raporu ile; çekte davacı şirket adına keşideci sıfatıyla atılan imzanın davacı şirket temsilcisi …’a ait olmadığı tespit edilmiştir. Ancak, davalı faktoring şirketi vekilince 11/04/2018 tarihli duruşmada, çekteki imzanın davacı şirketin temsilcisi …’na ait olduğu yönünde beyanda bulunulması, 06/06/2014 tarih – … sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nin 760. sayfasında ilan edilen davacı şirketin 25/03/2014 tarihli genel kurul kararı ile davalı vekilinin beyanında dile getirmiş olduğu …’nun müdür olarak atanmış olması ve dosyaya mübrez Bakırköy … Noterliği’nin 02/06/2014 tarih – … yevmiye nolu imza sirküsünden …’nun davacı şirketi münferiden ilzam ve temsile yetkili olması nedeniyle bu şahsın Mahkeme huzurunda alınan imzaları ve anılan imza sirküsü, çekteki imza ile karşılaştırılmak suretiyle bilirkişi raporu aldırılmış, sunulan 12/03/2020 tarihli bilirkişi raporu ile; dava konusu çeke keşideci sıfatıyla atılan imzanın davacı şirket temsilcisi …’na ait olmadığı yönünde tespitte bulunulduğu anlaşılmıştır. İmza incelemesinde öncelikle senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin borçlunun uygulamaya elverişli imzalarını taşıyan belgeler, keşide tarihine en yakın tarihli olanından başlayarak bilirkişice mukayeseye esas alınmalıdır. Senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin belge bulunamazsa daha sonraki tarihli belgeler, uygulamaya elverişli imza örneği taşıyan herhangi bir belge temin edilemez ise, borçlunun duruşmada alınan medari tatbik imza ve yazı örnekleri üzerinden inceleme yapılmalıdır. Sıhhatli bir sonuç alınabilmesi için, inkar edilen imzanın atıldığı tarihten öncesinde veya mümkün olduğu kadar yakın tarihlerde düzenlenen belgelerde bulunan borçluya ait imzaların celbedilip ondan sonra bilirkişi incelemesi yapılması gerekir. Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan imza incelemesinde yalnızca, Mahkemece alınan imza örnekleri ile Bakırköy … Noterliği’nin 02/06/2014 tarih – … yevmiye nolu imza sirküsünün mukayeseye esas alındığı, başkaca bir belgenin mukayeseye esas olması amacıyla celbinin sağlanmadığı, bu haliyle sunulan raporun bilimsel ve teknik açıdan denetime elverişli olmadığı anlaşılmış olup, Mahkemece yapılacak iş; tarafların bildirdiği yerlerden ve nüfus müdürlüğü, tapu sicil müdürlüğü, evlendirme memurluğu gibi resmi kurumlardan borçlunun mukayeseye esas olabilecek bol miktarda imza örnekleri getirtilerek yaptırılacak olan bilirkişi incelemesinden sonra varılacak kanaate göre karar verilmesidir. Yukarıda açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince esasa münhasır delil toplanmadan, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesinin, usul ve yasaya aykırı olması ve ilk derece mahkemesi kararının tüm istinaf sebepleriyle birlikte değerlendirilmesinin gerekmesi karşısında, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün bulunmamakla 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı … A.ş vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile; 2- İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/09/2020 tarih, 2015/1166 E. 2020/340 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran … A.Ş. tarafından peşin olarak yatırılan 119,54 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran Davalı … A.Ş. tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 07/04/2022