Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/513 E. 2022/704 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/513
KARAR NO: 2022/704
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/12/2021
NUMARASI: 2021/310 E. 2021/995 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı şirketten sipariş karşılığı almış olduğu … Bankası Perşembe Pazarı Şubesine ait 3 adet toplam 7.050 TL bedelli çekleri, para çevrilmesi amacıyla davalı …’na verdiğini, daha sonra bu kişi tarafından çeklerin olumsuz çıktığından bahisle paraya çevrilmediğini, bunun üzerine dava dışı şirketi arayarak siparişi iptal ettiğini, çekleri davalı …’ndan alacağını bildirmesine rağmen çeklerin kendisine iade edilmediğini, anılan davalı tarafından çekler karşılığı kendisine hiçbir mal, emtiya ve nakit para verilmediğini, çeklerden dolayı davalılara borçlu olmadığını ve çeklere ilişkin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından başlatılan takipten dolayı borçlu olmadığını ileri sürerek davalılara borçlu olmadığının tespitine, davalıların maddi ve manevi tazminata mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin iyiniyetli meşru hamil olduğunu, müvekkili ile davacı arasında ticari ilişki bulunmadığını, müvekkilinin takip dosyasını diğer davalı …’dan temlik aldığını, davada ispat yükünün davacıya ait olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuş, davacının kötüniyet tazminatına mahkumiyetini istemiştir. Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir. İlk derece mahkemesince; “Davalılardan … takip alacaklısı olmadığından ve davacı tarafa yönelik herhangi bir alacak talebinde bulunmadığından bu davalıya yönelik açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Diğer davalılara yönelik açılan dava yönünden;Yukarıda değinildiği gibi takip konusu çeklerin davacı tarafça ciro edilerek …’na teslim edildikten sonra adı geçenin cirosuyla takip alacaklısı davalıya teslim edilmesi sebebiyle davalı … ve dolayısıyla alacağı temlik alan … 3.kişi konumundadırlar. Bu durumda yukarıda değinilen TTK’nın 818.maddesinin yollamasıyla aynı yasanın 687.maddesi gereğince davacı kişisel nitelikteki def’ilerini bu davalılara karşı ileri süremez. Diğer yandan, davacı adı geçen davalıların kötüniyetli olduklarını, çeki iktisap ederken bile bile kendisinin zararına hareket ettiklerini de kanıtlayamamış, bu konuda herhangi bir kanıt da dosyaya sunmamıştır. Bunun yanında davacının takibe dayanak çeklerdeki cirolara yönelik herhangi bir itirazı da bulunmamaktadır. Açıklanan sebeplerle yerinde görülmeyen davanın reddine; işbu dava ile takip durdurulmadığından ve bu sebeple koşulları oluşmadığında davalı …’nun tazminat isteminin de reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-2000 yılında takibe konu 15.02.2001 vadeli … Bankası Perşembe Pazarı İst. Şubesi- … no’lu hesaba ait, … Tic. LTD. ŞTİ. Ödemeli 2.000.000.000 TL (iki milyar eski TL), aynı hesap ve keşideciye ait 28.02.2001 vadeli 2.250.000.000 TL ( iki milyar iki yüz elli bin eski TL), aynı hesap ve keşideciye ait 15.03.2001 vadeli 2.850.000.000 TL ( iki milyar sekiz yüz elli bin eski TL) tutarında toplamda 7.050.000.000 TL ( yedi milyar elli bin eski TL) çeklerin ticari ilişki karşılığı teslim alınmış olup, akabinde nakit ihtiyacı sebebiyle çekleri kırdıran …’na teslim edildiğini, 2-Kendisinin çekleri … Tic.Ltd.Şti’den üretimini yaptığı fantazi iplik siparişi karşılığında aldığını, siparişi tamamlayabilmek için hammaddeyi nakit alması gerektiğini, bu yüzden çekleri paraya çevirmesi için …’na verdiğini, …’nun çekler için … (…) …’nun banka aracılığı ile soruşturma yapacağını, olumlu çıkarsa faizi içinden keserek (aylık%10) parayı göndereceğini o sebeple Çekleri ciro etmesi gerektiğini söyleyerek, çekleri kendisine ciro ettirdiğini, çekleri verdikten 1 gün sonra …nun kendisini telefonla arayarak, çeklerin olumsuz çıktığını, yeni hesap olduğunu, güvenilir olmadığını ve bu yüzden paraya çeviremeyeceğini söyleyerek çekleri paraya çevirmediğini, kendisinin de, telefonda …’na, daha sonra uğrayarak çekleri alacağını söylediğini, … Tİc.Ltd.Şti’yi arayarak çeklerin olumsuz çıktığını, bu yüzden siparişi yapamayacağını, çekleri ne zaman isterlerse iade edeceğini belirterek siparişi iptal ettiğini, ancak sonrasında …nun, aldığı çekleri şahsına geri iade etmediğini, tüm bu hususların ticari defter ve kayıtları ile sabit olduğunu, kendisiyle, … arasında hiçbir surette ticari ilişki bulunmadığını, çeklerin arkasında cirosu bulunan …’a ve dosyaların temlik edildiği …’ya hiçbir borcu olmadığını, 3-Bu hususlara rağmen kendisine çeklerin iade edilmediğini, nitelikli dolandırıcılık yapıldığını ve İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosya ile aleyhine icra takibi yapıldığını, başlatılan icra takibinde tebligatın usulsüz yapıldığı gibi, tarafının keşideci olmaması sebebiyle çek tazminatından da sorumlu tutulmaması gerektiğini, kaldı ki, tarafına usulsüz yapılan tebligatın da uzunca bir zaman yapılamamış olup, alacağın zamanaşımına uğradığını, 4-İcra dosyası da incelendiğinde tapu hacizleri (değeri 30.000.000’nu aşkın) ev eşyası haczi, yine 11 asliye Ticaret Mahkemesinin kararı sonrası hiç vakit kaybetmeden ev haczi yapıldığını, ve yasak olduğu halde koltuk takımı, masa ve vitrinin haczedildiğini, tüm bu hacizlerden sonra da maaş haczi yapıldığını, 5-İlk Derece Mahkemesinde tarafların kayıtlarının incelenmesi, temlik alan şahsın iyiniyetli olmadığına dair iddiaları ile sair iddialarının değerlendirilmeksizin eksik inceleme ile davanın reddine karar verildiğini, izah edilen sebeplerle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere ilk derece mahkemesine iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, İİK 72 maddesi gereğince davaya konu takibe dayanak çeklerden dolayı borçlu olunmadığının tespiti davasıdır. Her ne kadar davacı taraf istinaf dilekçesinde alacağın zamanaşımına ugradığı ileri sürülmüşse de, HMK’nın yapılamayacak işlemler başlıklı 357/1 maddesine göre, bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz. Davacı tarafça ilk derece mahkemesinde yapılan yargılamada usulüne uygun zamanaşımı defi ileri sürülmemiş olup, bu sebeple zamanaşımı def’i istinaf aşamasında dinlenemeyeceğinden reddi gerekmiştir.İstanbul .. İcra Müdürlüğünün … E sayılı takip dosyası içeriğinden; 3 adet çeke dayalı olarak davalı takip alacaklısı … tarafından söz konusu çeklerdeki dava dışı keşideci ile davacı lehtar hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine girişildiği, daha sonra alacağın davalı …’ya temliki üzerine adı geçen tarafından takibe devam edildiği görülmüştür. Yine takip ve dava konusu çeklerin incelenmesinden, söz konusu çeklerin dava dışı … Ltd. Şti. tarafından hamiline keşide edilerek davacı takip borçlusu …’na teslim edildiği, adı geçenin cirosuyla diğer davalı …’na teslim edildiği ve bu kişinin de cirosu ile takip alacaklısı …’a geçtiği, bankaya ibraz edilen çeklerin karşılıksız çıkması sebebiyle son hamil …’ın yukarıda değinildiği şekilde takibe giriştiği, çeklerin ciro silsilesinde herhangi bir kopukluk olmadığı görülmüştür. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu Hak sahipliğini ispat görevi başlıklı 790/1.maddesine göre Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılacağı düzenlemesi, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu Elden Çıkan Çek başlıklı 792/1 maddesinde” (1) Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” düzenlemesi bulunmaktadır. Ayrıca, 6102 sayılı TTK’nın 818/1-e maddesi gereğince çekler hakkında da uygulanması gereken aynı yasanın 687.maddesi; “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğer ki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” hükmünü içermektedir. Davacı taraf, takip konusu çeklerin geçerliliğine veya işbu çeklerdeki ciro zincirinin tam ve düzgün olmadığına dair bir beyanının bulunmadığı, fakat çekin bedelsizliğine ilişkin açıklamalar yaptığı ve defiiler ileri sürdüğü, davacının ciro silsilesi düzgün ve geçerli bir çek karşısında, bu çekten dolayı borçlu olmadığını aynı kuvvette bir yazılı delille kanıtlayabileceği görülmektedir. Doya kapsamına göre davalılardan …’nun takip alacaklısı olmadığı ve davacı tarafa yönelik herhangi bir alacak talebinde bulunmadığı, takip konusu çeklerin davacı tarafça ciro edilerek …’na teslim edildikten sonra, adı geçenin cirosuyla takip alacaklısı davalıya teslim edilmesi sebebiyle davalı … ve dolayısıyla alacağı temlik alan …nun, 3.kişi konumunda oldukları, bu durumda, TTK’nın 818.maddesinin yollamasıyla aynı yasanın 687.maddesi gereğince davacının, kişisel nitelikteki def’ilerin bu davalılara karşı ileri sürülemeyeceği, davacının, adı geçen davalıların kötüniyetli olduklarını, çeki iktisap ederken bile bile kendisinin zararına hareket ettiklerini de kanıtlayamadığı, yanı sıra, davacının takibe dayanak çeklerdeki cirolara yönelik herhangi bir itirazının da bulunmadığı, bu sebeplerle mahkemece verilen davanın reddine dair kararın hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Dosya içeriğine, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/12/2021 tarih ve 2021/310 E. 2021/995 K. Sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a ve 362/1-g maddeleri gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 21/04/2022