Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/490 E. 2022/830 K. 20.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/490
KARAR NO: 2022/830
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 11/11/2021
NUMARASI: 2021/137 E. – 2021/239 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarım Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/05/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin her türlü elektronik ve bilgisayar ürünleri, elektronik bilgisayarlı ve mekanik oyun makineleri, plastik metal elektrikli, pilli ve mekanik her türlü oyuncaklar, eğitim, öğretim ve oyun setleri ve benzeri alanda faaliyet gösterdiğini, bu hususta müvekkilinin ürettiği ve ortaya çıkardığı ürünlere ilişkin olarak tasarım tescillerine önem verdiğini ve ürettiği ürünleri TPMK nezdinde tescil ettirdiğini, müvekkiline ait olan … tescil numaralı tasarımın, davalı tarafından herhangi bir lisans sözleşmesine veya yasal gerekçeye dayanılmadan birebir aynı veya ayırt edilemeyecek şekilde benzerlerini ürettiğini, sattığını, ayrıca davalının yenilik unsuru içermeyen … başvuru numaralı tasarımının, müvekkiline ait tescilli tasarım ile birebir benzer olduğunu ve bu tasarımın henüz tescil edilmediğini iddia ederek, davalının müvekkilinin TPMK nezdinde tescilli … numaralı tasarımına yönelik tecavüz ve haksız rekabetinin tespitini, men’ini, ref’ini, tecavüz teşkil eden ürün ve kalıpların toplatılmasını ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilince başvuru yapılan tasarımın henüz üretim aşamasına geçilmediğini, piyasaya sunulmadığını, herhangi bir tanıtım faaliyetlerinde dahi bulunulmadığını, ticari hayata konu edilmediğini, müvekkilin başvurusunu yaptığı tasarımının yenilik ve ayırt edicilik kriterlerine sahip olduğunu, söz konusu tasarım tescilinin teknik olarak zorunlu ve faydayı sağlayacak kullanma ve başkaca özelliklerin olmasının gayet doğal hatta mecburi olduğunu, bundan bahisle müvekkilinin tasarım tesciline konu ürünü ile davacı ürünü arasında benzerliğin bulunmadığını, müvekkilinin, davacının tescilli tasarımına yönelik tecavüz ve haksız rekabet oluşturacak bir eyleminin bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Davacı vekili dilekçesinde ve ön inceleme duruşmasında ki tutanağa geçen beyanında da, davalı tarafın müvekkilinin tescilli tasarımıyla aynı tasarımı tescil için kuruma başvurduğunu, fiili bir kullanımı olmadığını bildirmiştir. Dolayısıyla fiili kullanıma dair herhangi bir iddia ve delil bulunmamaktadır. Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2008/8495 Esas/ 2009/12863 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, sadece tescil başvurusunda bulunmak tecavüz ve haksız rekabete neden olmaz. Zira davacı tarafça tescil başvurusuna itiraz edilmiş ve kurumca itirazı kabul edilmiş, davalı tarafça YİDK kararının iptali istemiyle dava açılmıştır. Tasarım, henüz ticarete konu olmamıştır. Bu itibarla gerek SMK 81/1 maddesi anlamında tasarım hakkına tecavüz gerekse, TTK 54 ve devamı maddeleri uyarınca haksız rekabet söz konusu olmadığından davacının davasının reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Verilen karar hukuka aykırı olduğunu, davalı tarafından müvekkil tasarımıyla birebir aynı şekilde başvuru yapıldığını, bu hususta davalıya şifahi olarak defalarca bu eylemden vazgeçmesi belirtilmişse de davalının eylemine devam ettiğini, kasıtlı gerçekleştirilen bu fiilin tasarım tecavüzü olup , davanın kabulü gerekirken reddinin hatalı olduğunu belirterek, bu sebeplerden dolayı Bakırköy 1 Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/137 E. – 2021/239 K. sayılı ilamının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davalının davacının tescilli tasarımına yönelik tecavüz ve haksız rekabetinin tespiti, men’i, ref’i, tecavüz teşkil eden ürün ve kalıpların toplatılması ile verilecek hüküm özetinin ilanı taleplidir. Davacı vekili müvekkiline ait olan … tescil numaralı tasarımın, davalı tarafından herhangi bir lisans sözleşmesine veya yasal gerekçeye dayanılmadan birebir aynı veya ayırt edilemeyecek şekilde benzerlerini ürettiğini, sattığını, ayrıca davalının yenilik unsuru içermeyen … başvuru numaralı tasarımının, müvekkiline ait tescilli tasarım ile birebir benzer olduğunu ve bu tasarımın henüz tescil edilmediğini iddia ederek, davalının müvekkilinin TPMK nezdinde tescilli … numaralı tasarımına yönelik tecavüz ve haksız rekabetinin tespitini, men’ini, ref’ini, tecavüz teşkil eden ürün ve kalıpların toplatılmasını ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep etmiş, davalı vekili ,müvekkilince başvuru yapılan tasarımın henüz üretim aşamasına geçilmediğini, piyasaya sunulmadığını, herhangi bir tanıtım faaliyetlerinde dahi bulunulmadığını, ticari hayata konu edilmediğini, müvekkilinin başvurusunu yaptığı tasarımının yenilik ve ayırt edicilik kriterlerine sahip olduğunu, söz konusu tasarım tescilinin teknik olarak zorunlu ve faydayı sağlayacak kullanma ve başkaca özelliklerin olmasının gayet doğal hatta mecburi olduğunu, bundan bahisle müvekkilinin tasarım tesciline konu ürünü ile davacı ürünü arasında benzerliğin bulunmadığını, müvekkilinin, davacının tescilli tasarımına yönelik tecavüz ve haksız rekabet oluşturacak bir eyleminin bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, iş bu karar yukarıdaki sebeplerle istinaf edilmiştir. Türk Patent ve Marka Kurumu’ kayıtlarına göre … tescil numaralı tasarımın 19/06/2018 tarihinden itibaren beş yıl müddetle davacı adına tescilli olduğu, davalı adına tescil başvurusu yapılan tasarımın tescili talebinin davacı tarafın itirazı üzerine reddedildiği ve davalı tarafça YİDK kararına karşı dava açıldığı, henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır. Dava dilekçesindeki açıklamalardan ve ön inceleme duruşmasında, davacı vekilinin tutanağa geçen beyanına göre,davalı tarafın, tasarımı tescil için kuruma başvurduğu, fiili bir kullanımı olmadığının davacı tarafında kabulünde olduğu, yani dava tarihi itibarıyla davalı tarafça, dava konusu tasarıma ilişkin bir kullanımın söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır. 6102 Sayılı TTK’nın 54. maddesi,bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasını amaçlamaktadır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. 55. Maddesinin 4. fıkrasında, iyi niyetle bağdaşmayan, haksız rekabete ilişkin eylemlere örnek olarak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak gösterilmiş ve haksız rekabet halleri hüküm altına alınmıştır. 6769 Sayılı SMK’nın 81/1. Maddesi ile, tasarım sahibinin izni olmaksızın bu kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, tasarım sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek, tasarım hakkını gasp etmenin tasarım hakkına tecavüz sayılan fiiller gösterilmiştir. Yine aynı maddenin devamında ise, başvuru, 65 inci maddeye göre tescil edilerek yayımlandığı takdirde, tescil sahibi, tasarım hakkına yönelik olarak bu maddede sayılan tecavüzlerden dolayı hukuk davası açma hakkına sahip olduğu, tecavüz eden, başvurudan ve kapsamından haberdar edilmişse başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmayacağı, tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa, yayımdan önce de tecavüzün varlığının kabul edileceği ve koruma kapsamındaki tasarımın tescilli olduğuna ilişkin kaydın ürün, ambalaj veya fatura üzerine konulmamış olması, bu maddede sayılan fiilleri tasarım hakkına tecavüz olmaktan çıkarmayacağı belirtilmiştir. Somut olayda davacınında kabulünde olduğu üzere, davalının, dava konusu tasarımın tescili için TPMK’ya başvurduğu, davacı tarafça söz konusu tasarıma ilişkin fiili bir kullanımın olmadığı, sadece tescil başvurusunda bulunmanın tecavüz ve haksız rekabete sebep olmayacağı, kaldı ki, davacı tarafça, davalının aynı tasarımın tescil başvurusuna itiraz edildiği, ve kurumca itirazın kabul edildiği, bunun üzerine davalı tarafça YİDK kararının iptali istemiyle dava açıldığı, tasarımın, henüz ticarete konu olmadığı, bu nedenle gerek SMK 81/1 maddesi anlamında tasarım hakkına tecavüzün, gerekse, TTK 54 ve devamı maddeleri uyarınca haksız rekabetin gerçekleşmediği anlaşılmakla istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Sonuç olarak tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK.nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve re’sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasa yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 11/11/2021 tarih ve 2021/137 E., 2021/239 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 20/05/2022