Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/486 E. 2022/521 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/486
KARAR NO: 2022/521
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/12/2021
NUMARASI: 2021/242 E. – 2021/922 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhinde İstanbul 18.İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile keşidecisi müvekkili … olduğu iddiası ile … Ltd Şti ye verilmiş … Ltd Şti den de icra alacaklısı davalı …ne verilen bono ile ile ilgili icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin senet ile ilgili bir borcu bulunmadığını, ve ciranta şirket yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, senetteki yazı ve imzaların müvekkiline ait olmadığını, takibe konu senet ile bir ilgisinin olmadığını, müvekkilinin … şirketi ile çalışması var ise de her hangi bir senede imza atmadığını beyan ile müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket banka olduğunu, diğer davalı … Ltd. Şti.ne kredi kullandırdığını ve bu kredi karşılığında söz konusu senedin … tarafından müvekkil bankaya teslim edildiğini, ancak senet bedelinin vadesinde ödenmediğini ve davacı aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla davacı aleyhinde icra takibine geçtiklerini, senedin bütün yasal unsurları taşıdığını, müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğunu beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesince; “Davalı tarafça iyi niyetli hamil olunduğundan bahisle davanın reddi gerektiği savunulmuş ise de, imzası inkar edilmeyen senetlere karşı açılan menfi tespit davalarında ispat yükünün borçluya, senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfetinin ise tahsil talebinde bulunan ve imzasının borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya ait olacağı, takip konusu senetlerin temini ile imza incelemesi yaptırılamadığı, davalı bankanın yemin deliline dayanmış olduğu, yeminin kesin delil olduğu, yemin deliline dayanan tarafın, iddia veya savunmasının diğer delillerle ispatlanmamış olması halinde, yemin teklif etme hakkını kullanacağı, davalı tarafça yemin teklifinde bulunulmayacağı beyan edilmiş ve ispat yükü kendisinde olan icra dosyası alacaklısı davalı bankanın dava ve takip konusu senetlerden ötürü davacıdan alacaklı olduğunu gösterir başkaca delilinin de bulunmadığı anlaşılmakla, davacının davasının kabulüne” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı Bankaya ciro edilen senetlerle ilgili İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … (eski İstanbul … İcra Müdürlüğü …) Esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, senetlerin takip talebine eklenerek icra müdürlüğüne verildiğini, İcra müdürülüğü tarafından senetlerin teslim alındığı takip talebi üzerine şerh düşüldüğünü ve senetlerin kasaya konulduğunu, senetlerin postada kaybolması sebebiyle imza incelemesi yapılamadığını ve yerel mahkeme tarafından senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfetinin tahsil talebinde bulunan ve imzasının borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya ait olduğu, takip konusu senetlerin temini ile imza incelemesi yaptırılamadığı ve ispat yükü kendisinde olan icra dosyası alacaklısı davalı bankanın dava ve takip konusu senetlerden ötürü davacıdan alacaklı olduğunu gösterir başkaca delilinin de bulunmadığından bahisle davacının davasının kabulüne karar verildiğini, davacı ile müvekkili banka arasında temel ilişki bulunmadığını, alacaklarının başka türlü ispatı mümkün olmadığını, müvekkilinin iyiniyetli hamil olduğunu, senetlerin postada kaybolması üzerine bilirkişi incelemesi yapılamamış olması sebebiyle müvekkili aleyhine karar verilmiş olmasının hakkaniyetli ve hukuka uygun olmadığını, bu sebeple davanın reddine karar verilmesi yönünde kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Uyuşmazlık; Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde imzaya ve borca itiraz niteliğindedir. Kural olarak, imzası inkar edilmeyen senetlere karşı açılan menfi tespit davasında ispat yükü davacı borçludadır. Ancak senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti senet elinde olup, takibe başlayan ve imzasının borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir. (Yargıtay HGK’nın 2006/12-259 Esas, 2006/31 Karar sayılı kararı). Diğer bir deyişle, alacaklı, takip dayanağı bonoda borçlu keşideciye atfen atılı imzanın onun eli ürünü olduğunu, itiraz halinde ispat etmek zorundadır. Bu konuda borçluya süre verilerek sonuca gidilemez. Medeni Kanun’un 6. maddesine göre; taraflardan her biri iddiasını ispata mecburdur. Mahkemece kaldırma kararına istinaden ispat yükü dikkate alınarak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Bu sebeplerle davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Dosya içeriğine, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/12/2021 tarih ve 2021/242 E., 2021/922 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 409,86 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 102,47 TL harcın mahsubu ile bakiye 307,39 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 31/03/2022