Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/477 E. 2022/479 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/477
KARAR NO: 2022/479
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/634 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tedbir talep eden davacı vekili dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe konan 30.05.2019 düzenleme, 30.05.2020 vade tarihli ve 1.083.000 TL tutarlı senedin dolandırıcılık yoluyla müvekkilinden alınarak alacaklı davalıya verildiğini beyan ederek senet sebebiyle davalıya borçlu olunmadığının tespit edilmesine, icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 21.01.2022 tarihli ara karar ile; “İİK 72/2 maddesine göre icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebileceği düzenlemesi uyarınca takibin durdurulması talebinin reddine, İİK 72/3 maddesinin uygulanmasına karar verilmiş,” bu karar tedbir talep eden davacı vekilince istinaf edilmiştir. Tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava ve takibe konu senedin dolandırıcılık yoluyla ele geçirildiğini, bu hususta ceza yargılaması yürütüldüğünü ve olayın ceza dosyası içeriğiyle sabit olduğunu, bu sebeple HMK’nun 209. maddesi uyarınca icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi gerektiğini, Alacaklının verilecek ihtiyati tedbir nedeniyle zarara uğramasının mümkün olmadığını, Açıklanan sebeplerle, dava sonuçlanıncaya kadar HMK md. 209 ve HMK md. 389 çerçevesinde icra takibinin durdurulması için teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken, İKK md. 72/III çerçevesinde teminat karşılığı ve dosyaya giren paranın dava sonuçlanıncaya kadar alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında, icra takibinin durdurulması yönündeki talebin reddine dair Mahkeme kararının istinafen incelenmesinden ibarettir.Eldeki dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. İİK’nun 72.maddesi uyarınca, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilemez. İcra takibinin niteliği önem taşımamaktadır. Diğer yandan, İİK’nın 72/3. maddesindeki “İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği” şeklindeki özel nitelikteki emredici düzenlemeye rağmen genel kanun olan HMK’nın 209/1. maddesine göre takip hukukuna ilişkin sonuç doğuracak şekilde ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi mümkün değildir. İİK’nun 72/3 maddesinde de açıkça belirtildiği üzere, icra takibinden sonra açılan davada sadece teminat karşılığında icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde tedbir kararı verilebilir. Açıklanan bu sebeplerle tedbiren takibin durdurulmasına karar verilmesine hukuki olanak bulunmamaktadır. Dolayısıyla tedbir talep eden davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf başvuru sebepleri yerinde görülmemiştir.Diğer yandan talep olmamasına rağmen İİK’nun 72/3.maddesi kapsamında tedbir kararı verilmiş ise de, talep edilenden daha azına hükmedilmiş olması ve bu hususun istinaf sebebi yapılmamış olması, davacı iddialarının yargılamayı gerektirmesi ve henüz yaklaşık ispat koşulunun sağlanamamış olması sebebiyle karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında ve gerekçede hata edilmediği, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından tedbir talep eden davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/634 E. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.24/03/2022