Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/475 E. 2022/519 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/475 Esas
KARAR NO: 2022/519
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/03/2018
NUMARASI: 2017/793 E. – 2018/301 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, müvekkil ile … Ltd. Şti.arasındaki borca konu senedin bedelinin müvekkili tarafından 25/04/2015 tarihinde ödendiğini, senet alacaklısının alacağını tamamen aldığını, ortada bir borcun söz konusu olmadığını, senetin protesto edilmediğini, senet alacaklısının alacağını almasına rağmen cirolayıp takibe konu eden … A.Ş.’ye verdiğini, takip alacaklısının kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin takip alacaklısına hiçbir isim ve nam altında borcu olmadığını, ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile takibin öncelikle durdurulmasını, açıklanan sebeplerle davalı şirket aleyhinde açtıkları menfi tespit davasının kabulüne, teminat karşılığında tedbir kararı verilerek; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takip dosyasının takibin durdurulmasını,borçlu olmadığının tespitini, takip talebinin ve ödeme emrinin iptalini ve herhangi bir borcunun olmadığının tespitine, %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/297 Esas sayılı dosyasında talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibe konan keşidecisi …-…, bedeli 6.500 TL, lehdarı … Ltd Şti, vadesi 31/12/2014, düzenleme tarihi 05/11/2013 olan bono nedeniyle davalı tarafça icra takibi başlatıldığı, Davacının bono bedelini, bono lehdarı … Ltd Şti ne 25/04/2015 tarihli makbuz karşılığında ödendiği, takip tarihinin 22/05/2017 olup ödemeden sonra başlatıldığı sabit olmakla davanın kabulüne, davacının takip konusu bono ve bu bononun takibe konulduğu icra takip dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespitine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Müvekkili ile davacı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, davacının, dava dışı borçlu … ile arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan defileri iyiniyetli müvekkile karşı ileri süremeyeceğini, müvekkilinin davada taraf sıfatına sahip olmadığını, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, -Ödemenin gerçek bir ödeme olup olmadığı, ödeme var ise bu ödemenin takibe konu senet hakkında olup olmadığı hususunda yeterli araştırma yapılmamış, tarafların ticari defterleri incelenmemiş olduğunu, kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini, aksi halde ise müvekkil banka kötü niyetli olmadığından, davacı ile borçlu arasındaki ilişkiyi bilmesine imkan bulunmadığından ve davaya konu senedi usule uygun olarak elinde bulundurduğundan ve zaten kötü niyetinin ispat edilemediği de göz önüne alınarak kararın bu yönden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Kambiyo senetlerinde mücerretlik(soyutluk) ilkesi geçerli olup, bu ilke bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi asıl bir borç ilişkisinin illi bir ilişkinin varlığını bertaraf eden nitelikte değildir. Diğer yandan kambiyo senetlerinden kaynaklanan alacakların mücerretliği bunların asıl borç ilişkisinden tamamen ve her yönden kopmuş olduğu şeklinde anlaşılmamalıdır (Prof. Dr. Fırat Öztan Kıymetli Evrak Hukuku 2.Baskı Sayfa 376-377). Nitekim mücerretlik ilkesi senedin el değiştirmesi tedavülü halinde söz konusu olacaktır. Senedi elinde bulunduran ve bu senede dayanarak talepte bulunan hamil aynı zamanda kambiyo senedinin doğumuna neden olan alt ilişkinin tarafı ise bu alt ilişkiden doğan defiler ona karşı ileri sürülebilir (Mahmut Coşkun Kıymetli Evrak Hukuku 3.Baskı Sayfa 69). Davalı TTK 790.madde gereği yetkili hamil olup, kambiyo hukukuna ilişkin bu genel ilkeler 6102 Sayılı TTK’nın 778.maddesinin atfıyla bonolarda da uygulanması gereken TTK 687.maddesinde; “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” şeklinde ifade edilmiştir. Buna göre kural olarak mücerretlik ilkesi gereğince keşideci ile hamiller arasında temel ilişki bulunmayan durumlarda kişisel defiler hamile karşı ileri sürülemez. Senedin bedelsiz olduğu, temel bir borç ilişkisine dayanmadığı hususu kişisel defilerden olup, kural olarak senet hamiline karşı keşideci tarafından ileri sürülemeyecektir. Ancak maddede belirtildiği üzere hamil, senedi iktisap ederken senedin bedelsiz olduğunu biliyor veya bilmesi gerekiyor ve buna rağmen borçlunun zararına hareket etmiş ise senedin mücerretliği ve iyiniyetli hamil olduğu ilkesine dayanamayacaktır. Somut olayda, davacı yanın sunduğu 25/04/2015 tarihli tahsilat makbuzundan senetlerin lehdara ödendiği, ancak senetlerin zilyetliğinin ödemeden sonra davacı tarafça alınmadığı ve senetlerin lehdar tarafından davalıya ciro edildiği anlaşılmaktadır. Davalı ciro yolu ile senetleri aldığından, ödemenin kendisine karşı ileri sürülebilmesi için, ancak davalının ödemeyi bilerek borçlunun zararına hareket ettiğinin davacı tarafça yazılı delil veya yemin delili ile kanıtlanması ile olanaklı bulunup, davacı yazılı delil sunmamış yemin deliline de dayanmıştır. Yemin kati taraf delillerindendir. Yerleşmiş Yargıtay uygulamaları gereğince yemin deliline dayanıldığı taktirde, mahkemece yemin delilinin hatırlatılması, davacı tarafça dosya kapsamına uygun bir yemin teklif ettiği taktirde karşı tarafa usulüne uygun yemin ettirilerek sonucuna göre karar verilmesi zorunludur. Açıklanmaya çalışıldığı üzere bu şekilde bir borçsuzluk savunması kambiyo senetlerinde şahsi defi mahiyetinde olup TTK’nın 599/1. maddesi gereğince hamile karşı ileri sürülmesinin koşulu senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinin davacı borçlularca ispat edilmesidir. Mahkemece ödeme makbuzunun davalı tarafı bağlayacağı yönündeki ispat ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmakla istinaf isteminin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. Açıklanan hususlar gereğince davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, davacı vekili dava dilekçesinde yemin deliline dayanmış olup, yemin delili hatırlatılarak karar verilmesi için ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın eksilikler giderildikten sonra yeniden karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine, karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile; 2- İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/03/2018 tarih, 2017/793 E. 2018/301 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan 111,05 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 31/03/2022