Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/467 E. 2022/475 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/467
KARAR NO: 2022/475
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/12/2021
NUMARASI: 2021/119 E. – 2021/915 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili aleyhine davalı banka tarafından … Bankası Gazipaşa/Antalya şubesini ödeme mercii gösterir … seri numaralı, 15/12/2016 keşide tarihli, keşide yeri Gazipaşa olan, 37.500,00 TL bedelli çeke istinaden alacak iddiası ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, aynı icra dosyası kapsamında 09/11/2020 tarihinde davacı müvekkilin taşınır ve taşınmazları üzerine haciz vaz edildiğini ve bunun akabinde davacı müvekkil tarafından Gazipaşa İcra Dairesinin … Muh. Sayılı ve 25/11/2020 tarihli evrakları ile müvekkilin mirası reddettiğine dair mahkeme kararı ve haciz kaldırılması talepli dilekçesinin İstanbul … İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyasına bildirildiğini, davalı banka tarafından kötü niyetli olarak icra takibine devam edildiğini, takip borçlusu görünen … davacının babası olduğunu ve 01/10/2017 tarihinde vefat ettiğini, takip borçlusunun alt soyu tarafından mirasın reddedildiğini ve mirasçı olarak sadece eşi …’ın kaldığını, Gazipaşa Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/541 E. Sayılı 2018/67 K. Sayılı mirasın reddine dair kararın kesinleştiğini, müvekkili …’in mirası reddetmiş olması nedeniyle mirasçılık sıfatı veya borçlu sıfatının kalmadığı halde davacı müvekkili aleyhine icra takibine girişildiğini, aleyhine cebri icra işlemlerinin yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek davacı müvekkilin davalı tarafa borçlu bulunmadığının tespitine, davalının haksız ve kötü niyetli olarak yapılan takibe devam etmiş olması nedeniyle takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kambiyo senedine dayanan alacağının tahsili amacıyla borçlular … Limited Şirketi, … ve … Anonim Şirketi aleyhine takibe geçilmek üzere icra müdürlüğüne başvurulduğunu, borçlulardan …’ın vefat ettiğinin uyap sisteminden öğrenildiğini ve takibin borçlunun mirasçılarına yöneltilebilmesi için Beyoğlu … Noterliğine başvurularak mirasçılık belgesinin talep edilmesi gerektiğini, Beyoğlu … Noterliğinin … yevmiye numaralı mirasçılık belgesinin taraflarına verildiğini, mirasçılık belgesinde muris …’ın mirasçıları olarak belirtilen …, …, …, … ve … ve diğer borçlular hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davacı tarafından mirasın reddedildiğinin 16/02/2021 tarihinde icra dosyasına icra müdürlüğü dosyasında borçlular …, …, … ve … tarafından 25/11/2020 tarihinde sunulan mirasın reddi sebebi ile haciz kaldırma talebinin haricen haberdar olduklarını, mirasın reddi nedeni ile borçlular hakkındaki takipten vazgeçtiklerini bildirir talep sunduklarını bildirerek davacının huzurdaki davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine, usul ve yasaya aykırı kötü niyetli davanın reddine, davacı aleyhine tazminat hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davacının ilk önce 25/11/2020 tarihinde mirası reddettiğini bildirdiği ve haczin kaldırılması yönünde icra dosyasına beyanda bulunduğu, sonrasında Arabuluculuk görüşmesinde bulunduğu ve görüşme sonucunda davalının davacının talebini kabul etmediği, 16/02/2021’de saat 16:00’da düzenlenen arabulucuk son tutanağından sonra davacının 17/02/2021 tarihi 02:38’de dava açtığı, davalının takipten vazgeçtiğini arabuluculuk görüşmesinden iki saat sonra ve mesai saatinden sonra icra müdürlüğüne bildirdiği, davacının talebinin Arabuluculuk sürecinde davalı tarafından kabul edilmemesinin davacının dava açmasına sebep olduğu, arabulucuk görüşmesinden sonra davalının icra dosyasına gönderdiği talebi davacının bilmesinin mümkün olmadığı, bu konuda davacıya bilgi verildiğinin kanıtlanmadığı, dolayısıyla bu durumun davacıya yükletilemeyeceği, icra müdürlüğünce zaman bakımından davanın açılmasından sonra işlem yapıldığı, hacizlerin uzun süre kaldırılmaması nedeniyle davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiği, dava tarihi itibariyle davacının haklı olduğu, davalının kötüniyetinin ise ispatlanamadığı gerekçeleriyle davada karar verilmesine yer olmadığına, kötüniyet tazminatı talebinin reddine, ” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Borçlunun vefat ettiğinin öğrenilmesi üzerine mirasçıları aleyhine icra takibine girişildiğini, mirasın davacı tarafından reddedildiğinin arabuluculuk görüşmeleri sırasında öğrenildiğini, bunun üzerine 16.02.2021 tarihinde dosyaya dilekçe gönderilerek borçlu hakkında takipten vazgeçildiğinin bildirildiğini, dolayısıyla üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiklerini, buna rağmen aleyhe vekâlet ücreti, yargılama gideri ve arabuluculuk giderine hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, borçlu mirasçının mirasın reddi sebebiyle İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır. Davacı yanca, 25.11.2020 tarihli dilekçe ile mirasın reddedildiğinin (ilam bilgileri belirtilmek suretiyle) icra dosyasına bildirilmiş olmasına rağmen icra işlemlerine devam edilmiş olmasına, hatta arabuluculuk görüşmesinin 16.02.2021 tarihinde anlaşmaya varılamaması nedeniyle sonuçlandığı tarihe kadar devam edilmiş olmasına, arabuluculuk görüşmelerinin sonlanmasından saatler sonra davalı yanca haczin kaldırılmasına ilişkin dilekçenin icra dosyasına gönderilmiş olmasına, yine dilekçenin gönderilmesinden saatler sonra eldeki davanın açılmış olmasına, arada geçen zaman içerisinde davacının durumdan haberdar olduğunun kendisine yüklenemeyecek olmasına, davanın açılmasından sonra icra müdürlüğünce dilekçenin işleme alınmış olması sebebiyle davanın konusuz kalmasına ve konusuz kalan davada davacının dava açmakta haklı olmasına, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nun 331. maddesi gereğince yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesinde bir hata bulunmamasına göre, Mahkeme kararının yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf talebinin, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/12/2021 tarih ve 2021/119 E., 2021/915 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24/03/2022