Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/465 E. 2022/517 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/465
KARAR NO: 2022/517
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/12/2020
NUMARASI: 2017/1072 E. – 2020/721 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket tarafından dava dışı … Ltd. Şti. Aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü nezdinde … Esas sayılı takip dosyası ile takibe geçildiğini, bu takip dosyası kapsamında müvekkiline haciz ihbarnameleri gönderildiğini, gönderilen birinci haciz ihbarnamesine ihtirazı kayıt konularak, dava dışı şirketin 204.969,82TL hesabına bloke konulduğunun bildirildiğini, verilen cevabi yazıya vekaletnamenin eklenmesine rağmen 89/2 haciz ihbarnamesinin davacı asile gönderildiğini, bu hususun şikayet yoluyla İstanbul 19. İcra Hukuk Mahkemesi’nde 2017/714 Esas sayılı dosyası ile ileri sürüldüğünü, buna rağmen 89/3 haciz ihbarnamesinin de davacı asile gönderildiğini, bu hususun şikayet yoluyla İstanbul 19. İcra Hukuk Mahkemesi’nde 2017/1130 Esas sayılı dosyası ile ileri sürüldüğünü beyan ederek, müvekkili şirketin dava dışı şirkete ve dolayısıyla davalı şirkete herhangi bir borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın 204.969,82 TL’lik miktara bloke koymasına rağmen eksik ödeme yaptığını, davacının ikrarından dönmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının … ve … haciz ihbarnamelerinin itiraz etmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin alacağının davacı nezdinde olduğunu beyan ederek, davanın reddine ve davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Mahkememizce, tüm dosya kapsamında yapılan değerlendir sonucunda; icra mahkemesince 89/3 haciz ihbarnamesinin iptaline karar verildiği görülerek, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Somut olayda; davacının, dava açıldığı tarih itibari ile dava açmakta hukuki yararı olduğu ve yapılan yargılama esnasında 89/3 haciz ihbarnamesinin iptal edilmiş olması nedeniyle, davacının, dava açmakta haklı olduğuna karar verilmiş ve yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına ve davacı lehine maktu vekalet ücreti hükmedilmesine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davacının, haciz ihbarnamesine istinaden borçlu şirkete 204.969,82 TL borcu olduğu ve bu tutara bloke koyduğu yönündeki ikrarına rağmen eksik ödemede bulunmasının hukuken korunmasının mümkün olmadığını, dava dışı borçlu … Ltd. Şti.’nin ve dava dışı diğer borçluların müvekkil şirkete olan borcu sebebiyle davalı tarafça İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. numarası ile icra takibi başlatıldığını ve borçlunun 3. Kişilerdeki hak ve alacaklarının haczi için davacıya … haciz ihbarnamesi gönderildiğini, Davacının … haciz ihbarnamesine vermiş olduğu cevapta; dava dışı borçlu şirket ile ticari ilişkisinin bulunduğunu ve bu sebeple nezdinde hak ve alacağının olduğunu belirttiğini ve haciz talebini işleyerek 204.969,82 TL bloke koyduğunu beyan ettiğini, ancak daha sonra hiçbir açıklama yapılmaksızın bu tutarn dosyaya yatırılmadığını, İkrarın HMK kapsamında kesin deliller arasında yer aldığını, kesin delillerin hakimi bağlayıcı nitelikte olduğundan Hakim ikrar edilen vakıanın doğru olduğunu kabul etmek zorunda olduğunu, -Davacının keyfi şekilde, … haciz ihbarnamesine verdiği cevapta kabul ettiği miktardan düşük ödeme yapmış olması sebebi ile kalan bakiye için davacı tarafa … ve … haciz ihbarnameleri gönderilmiş olmasının yasa ve usule uygun olduğunu, davacı 89/1 haciz ihbarnamesine vermiş olduğu cevabı 204.969,82 TL bloke koymuş olduğunu beyan ettiğini ancak icra dosyasına keyfi şekilde yalnızca 91.350,28 TL ödemede bulunmuş olduğunu, -İİK’da 89/1 haciz ihbarnamesine verilecek cevap ve itiraz prosedürünün açıkça düzenlenmiş olduğunu, davacının davasına dayanak gösterdiği ihtirazı kaydın düzenlemede yeri olmadığını, bloke miktarını kendi iradesiyle belirten ve açıkça itirazda bulunmayan davalının sonradan ihtirazı kayda dayanarak keyfi ve gerekçesiz şekilde … ve … ihbarnamelerine itiraz etmesinin mümkün olmadığını, davacı şirketin basiretli davranarak ve kayıtlarını inceleyerek haciz ihbarnamesine doğru cevap vermesinin gerekli olduğunu -Davacının müvekkili bankaya borcu bulunduğunun bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu, buna rağmen davanın konusuz kaldığı yönünde karar verilmesinin yasa ve usule aykırı olduğunu, davanın reddi gerektiğini, istinaf başvurularının kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesi ve katılma yoluyla sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; -Davalının iddialarının gerçek dışı olduğunu, müvekkili şirketin, davalı tarafça gönderilerillen haciz ihbarnamesine karşı vermiş olduğu cevapta açık bir ikrarda bulunmadığını, Yargıtay içtihatları ile de itiraz niteliğinde olduğu kabul edilen “ihtirazi kayıt” içeren bir cevap verdiğini, bu ihtirazi kayda istinaden de ticari defterler incelenerek, dava dışı borçlunun tespit olunan alacak bakiyesinin icra dosyasına bildirilerek ödendiğini, üçüncü haciz ihbarnamesinden sonra İstanbul 19. İcra Hukuk Mahkemesi 2017/1130 Esas sayılı dosyasıyla memur eylemine şikayet yapılarak usulsüz olarak müvekkile tebliğ edilen üçüncü haciz ihbarnamesinin iptalinin istendiğini, İstanbul 19.İcra Hukuk Mahkemesi 2017/714 ve İstanbul 19.İcra Hukuk Mahkemesi 2017/1130 E. Sayılı dosyalara nezdinde yapılan memur eylemine şikayetler sonucunda yerel mahkeme tarafından şikayetin kabulü ile söz konusu … ve … haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verildiğini, davalı tarafından her ne kadar istinaf kanun yoluna gidilmişse de, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve akabinde yapılan temyiz incelemeleri sonucunda da Yargıtay 12.Hukuk Dairesi 2020/3775 E. 2020/10988 K sayılı ve yine Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2020/2147 2020/9787 K sayılı ilamları ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının onanmasına karar verilmiş olduğunu, 89/3 haciz ihbarnamesinin iptaline karar verildiği görülerek davanın konusuz kalmış olması sonucunda karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesinin hukuka uygun olduğunu, -Davalının müvekkil şirketin borçlu olduğu yönündeki iddialarının asılsız olduğunu, dava dışı şirkete … tarafından yapılan ödemeler dava kapsamında yer alan bilirkişi raporunda dikkate alınmadığını, yapılan ödemeler kapsamında müvekkil şirktetin davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davalının asılsız istinaf sebepleri ile yapmış olduğu istinaf başvurusunun reddi gerekmekte olduğunu, Katılma yolu ile istinaf yoluna başvurma gerekçesi olarak; -Huzurdaki yargılama sonucunda davanın açılmasına davalının sebebiyet vermiş olması dolayısıyla müvekkili şirket lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmekte iken yerel mahkeme tarafından maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu, dosyanın konusuz kalması hasebiyle AAÜT ve yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince lehlerine nispi vekalet ücretinin yarısı oranında bedel takdir edilmesi gerekmekte ise de Yerel Mahkeme tarafından maktu vekalet ücretine hükmedildiğini, mezkur kararın bu yönüyle hatalı olduğunu ve yapılacak inceleme neticesinde müvekkili şirket yönünden nispi vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, İİK’nın 89. maddesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Dosyada İİK’nın … maddesine göre davacıya yapılan takip geçerliliğini korumaktadır. İİK’nın … ve …’e yönelik haciz ihbarnamelerinin iptal edilmesinin sebebi …’e göre yapılmış ihtarın geçerli bir ihtar olmasından kaynaklanmaktadır. Buna göre İİK’nın … maddesi gereğince gönderilen haciz ihbarnamesine yönelik itirazın geçerli kabul edilerek dava dışı şirketin davacı şirkete borcunun tespitinin yapılması gerekmektedir ancak açılan dava İİK’nın … ve … gereği açılmış olup, Mahkemece bu dava üzerinde incelenmesi mümkün değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmamasına, İİK’nın … maddesine göre gönderilen haciz ihbarnamelerinin iptal edildiğinin belirlenmesine, davacının dava tarihi itibariyle dava açmakta hukuki yararının bulunmasına, İİK’nın 89. maddesine göre açılan menfi tespit davalarında maktu vekalet ücretine hükmedilecek olmasına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/12/2020 tarih ve 2017/1072 E., 2020/721 K. sayılı kararına karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının peşin yatırılan 280,00 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 199,30 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacı tarafa iadesine, 3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının peşin yatırılan 1.940,34 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 1.859,64 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davalı tarafa iadesine, 4- Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 31/03/2022