Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/418 E. 2022/366 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/418 Esas
KARAR NO: 2022/366
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 03/09/2021
NUMARASI: 2021/145 E. – 2021/144 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : İhtiyati tedbir talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, perakende ticaret ve hizmet sektörlerinde faaliyet gösterdiğini, … ve … başta olmak üzere ulusal ve uluslararası tanınırlığa sahip bir çok yatırım ile ticari faaliyetlerini sürdürmekte olduğunu, halihazırda “…” markası da dahil 110 adet tescilli marka ile mal ve hizmet sunduğunu, müvekkili şirkete ait ve 2015 Mayıs ayında yaklaşık 1 Milyar TL yatırım değeriyle hizmet vermeye başlayan …’nın, dünyanın ilk ve tek 5 fonksiyonlu marina projesi olma özelliğini taşıdığını, proje içinde tema park (…, …), akvaryum, aquapark, alışveriş merkezi, yat limanı, otel ve eğlence merkezi bulunduğunu, bu proje kapsamında 2018 yılında 8 dönümlük alana …’ın kurulmuş olduğunu ve bu parkta 10 farklı türde 30 yırtıcı kediye ev sahipliği yapıldığını, müvekkili şirketin “…” ile yavru aslan ve kaplanlar ile fotoğraf çektirme ve onları sevme olanağı dahil bir çok etkinliği ile doğa dostu bir ticari işletme olarak faaliyetlerini sürdürmekte olduğunu, müvekkili şirkete ait “…”ın Instagram adlı sosyal medya platformunda 34.600 üzerinde bireysel kullanıcı tarafından izlenen ve takip edilen bir işletme olduğu, sosyal medya platformlarında etkin olarak yer aldığını, aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen tarafın hiçbir şekilde hukuken meşru bir kullanım hakkı bulunmadığı ve hatta uzmanlık ve tecrübeye sahip olmadığı halde müvekkili şirketin “…” marka ve işletmesiyle karıştırmaya yol açacak şekilde ticari faaliyete başladığını ve müvekkili şirketin tüm uyarılarına rağmen bu durumu sürdürdüğünü, aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen tarafın işletmesinde haksız şekilde sürdürdüğü ticari faaliyette gerekli özen ve yetkinliğini sağlayamaması nedeniyle günlerdir ulusal gazete ve TV kanallarında haberlere konu olduğunu, aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen tarafın iltibasa ve karıştırmaya yol açan işletme adının, müvekkili şirketin … işletmesine de zarar vermekte olduğunu bu nedenle aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen tarafın marka ihlali teşkil eden eylem ve işlemlerinin ivedi olarak durdurulması gerektiğini, beyan ederek aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen tarafın “…” ibaresi içeren mal, hizmet adı, işletme adı ve unvanı kullanmaktan tedbiren men edilmesini ve “https://…com/” internet sitesine erişim engeli konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince “24.11.2021 tarihli ara karar ile; aleyhine tespit ve tedbir istenilen şirkete ait olduğu tespit edilen https://…com/ isimli internet sitesinin alan adında ve “… Mah. … Bulvarı No:… Gölbaşı / ANKARA” adresindeki iş yerinin tabelalarında ve tanıtımlarında kullanılan “…” ibaresinin tedbir isteyene ait … tescil numaralı “…” markasının tescil kaydında ön plana çıkartılarak …” ibaresi ile karıştırılmaya neden olacak kadar benzer olduğu, aleyhine tedbir istenilenin faaliyetinin markanın tescilli olduğu 41. ve 43. sınıftaki mal ve hizmetler olduğu, bu şekilde kullanıma devam edilmesinin marka sahibi tedbir istenenin zararına neden olabileceği, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği gerekçeleriyle, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, 50.000,00 TL nakdi teminat yatırılması veya muteber bir bankaya ait kesin ve süresiz teminat mektubu ibraz edilmesi halinde, aleyhine tedbir istenenin “…” ibaresini mal ve hizmetlerinde, işletme adında ve ticaret unvanında kullanmasının yasaklanmasına, https://…com/ isimli alan adına erişimin engellenmesine,” karar verilmiştir. Tedbir kararına itiraz ve ilk derece mahkemesince verilen karar “Karşı taraf vekili tarafından tedbir kararına itiraz edilmesi üzerine, duruşmalı olarak yapılan inceleme neticesinde verilen 23.12.2021 tarihli ara karar ile; markanın tescilli olduğu 41. ve 43. sınıflar için cins belirten bir ibare olup olmadığının yargılamayı gerektirdiği, markaların tescilli olması nedeniyle itirazın bu aşamada dikkate alınamayacağı, aleyhine tedbir talep edilenin ticari faaliyetinin Ankara’da, tedbir talep edenin ticari faaliyetinin İstanbul’da olmasının markaların karıştırılmasına veya aralarında bağlantı kurulmasına engel olmayacağı, bu şekilde kullanıma devam edilmesinin marka sahibi tedbir istenenin zararına neden olabileceği, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği gerekçeleriyle tedbir kararına yapılan itirazın reddine” karar verilmiştir. Aleyhine tedbir kararı verilen taraf vekili istinaf dilekçesinde özetle; Somut olayda tedbir talep eden tarafın, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağını ya da tamamen imkansız hale geleceğini, ciddi bir zararın ne olduğunu, nasıl bir zararları olduğunu ortaya koyamadığını, tedbirin şartlarının gerçekleşmediğini, Müvekkili şirket işletmesinin faaliyetlerini dosya kapsamında bulunan ve bilirkişi raporunda da bahsi geçen ruhsat izni çerçevesinde hukuka uygun ve çevre dostu bir şekilde yaptığını, bu durumun aleyhine bir delil ortaya konulamadığını, Müvekkili şirketin marka başvurusunu, 35-1, 35-2, 35-3, 35-4, 35-5, 43-1, 43-2, 43-3, 43-4 marka sınıflarda “…” markası için yaptığını, ayrıca bundan önce 16.07.2021 tarihinde “…” markası için marka tescil başvurusu yapmış olup markayı 27.10.2021 tarihinde ilan ettiklerini, daha sonra “…” olarak yeni markası ile hizmet vermeye başladığını, tedbir talep eden taraf markası kendi markalarının farklı olduğunu, tedbir isteyene ait markanın cins belirten bir ibare olması nedeniyle SMK’nun 5. maddesi uyarınca tescil edilemeyeceğini, başka bir deyişle ”…” ibaresinin tıpkı lunapark, temapark gibi bir tür belirttiğini, “…” ve “…” kelimelerinin de ne ayniyet ne de benzerlik unsurunu taşımadığını, müvekkili kullanımlarının da “…” şeklinde olduğunu, bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmelerin objektif kriterlere dayanmadığını beyan ederek Mahkemece verilen tedbir kararına itirazın reddine yönelik kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep, tedbir talebinin kabulüne yönelik karara yapılan itirazın reddine ilişkin 23.12.2021 tarihli İlk Derece Mahkemesi ara kararının yerinde olup olmadığının istinafen incelenmesine yöneliktir. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik nedeniyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu görülmektedir. Tarafların iddia ve savunmalarına, toplanan delillere göre; davacı adına … no’lu ”…” ibareli markanın 16, 18, 20, 21, 24, 25, 26, 28, 35, 41 ve 43. sınıflarda tescilli olduğu, aleyhine tedbir istenen tarafça aynı hizmet alanında “…” ibareli kullanımların tedbir talep eden tarafın marka hakkına tecavüz oluşturduğu gerekçesiyle, “…” ibaresi içeren mal, hizmet adı, işletme adı ve unvanı kullanımlarının tedbiren önlenmesi ve “https://…com/” internet sitesine erişimin engellenmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmektedir. Bilirkişi raporunda, mahallinde yapılan tespitlere göre, aleyhine tedbir talep edilen tarafça yapılan kullanımların ”…” şeklinde gerçekleştiği, dolayısıyla aleyhine tedbir talep edilen tarafın kullanımında olan “…” ibaresinin, tedbir talep eden taraf adına tescilli ”…” ibareli marka açısından iltibas oluşturup oluşturmadığı hususunun yaklaşık ispat koşulları çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Aleyhine tedbir talep edilen tarafça hayvanat bahçesi konseptli işletme faaliyetinde bulunulduğu, tedbir talep eden tarafın kendi beyanına göre; yapmış oldukları proje kapsamında bir …’ın kurulmuş olduğunu, bu parkta 10 farklı türde 30 yırtıcı kediye ev sahipliği yapıldığını, müvekkili şirketin “…” ile yavru aslan ve kaplanlar ile fotoğraf çektirme ve onları sevme olanağı dahil bir çok etkinliğin yeraldığı bir ticari işletme olarak faaliyetlerini sürdürdükleri anlaşılmaktadır. İltibas değerlendirmesi hukuki bir konu olup takdiri hakime ait olmakla birlikte, gerek tarafların benzer alanda faaliyet göstermesi ve gerekse tedbir talep eden taraf markasının tescilli olduğu sınıf birlikte değerlendirildiğinde, ”…” ibaresinin cins adı bildiren bir ibare olduğu, tarafların kullanımda olan ibarelerin mal/hizmet sınıfıyla yakın ilişki içerisinde olduğu, dolayısıyla tedbir talep eden tarafa ait marka tescilinde geçen ”…” ibaresinin zayıf marka niteliğinde olduğu, zayıf markaların zayıf korumaya sahip oldukları, tarafların kullanımlarındaki ibareler arasında iltibas ihtimalinin yaklaşık olarak ispatlanamadığı, diğer yandan internet sitesine erişimin engellenmesine yönelik talep ile ilgili olarak; salt alan adında geçen ibarenin başlı başına bir ihlal gerçekleştirmeyeceği, ayrıca site içeriğinde markasal bir kullanım olup olmadığının araştırılması gerektiği, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında gerek “https://…com/” isimli internet site alan adındaki ibarenin iltibas ihtimalinin yaklaşık olarak ispatlanamaması ve gerekse site içeriğindeki kullanımların “…” şeklinde olması nedeniyle tedbir talep eden tarafın markasına yaklaşan bir markasal kullanımın site içeriğinde olmaması, aksi yöndeki iddiaların ise yargılamayı gerektirmesi karşısında, açıklanan nedenlerle, Mahkemece tedbir kararına yapılan itirazın kabulü yerinde reddine karar verilmesinin hatalı olduğu kanaatine varılmıştır. Açıklanan sebeplerle, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre İlk Derece Mahkemesinin 23.12.2021 tarihli ”ihtiyati tedbire yapılan itirazın reddine” ilişkin ara kararının kaldırılmasına, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden ihtiyati tedbir talebinin kabulüne yönelik karara yapılan itirazın kabulü ile ihtiyati tedbir talebinin reddine dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına ilişkin karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2- İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/145 E. ve 23.12.2021 tarihli, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince ”ihtiyati tedbir talebinin kabulü kararına yapılan itirazın reddine” yönelik ara kararının KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın kabulüyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, Bu kapsamda; 3- İhtiyati tedbir kararına yapılan itirazın kabulüne, ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE, 4- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 133,00 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 73,70 TL harcın tedbir isteyen davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 5- Davalı tarafından istinaf incelemesi yönünden peşin alınan 80,70 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde kendisine iadesine, 6- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7- 6100 Sayılı HMK’nın 302/5. maddesi uyarınca kararın tebliği ve harç tahsil işlemleri ile infazının yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına, 8- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15/03/2022