Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/371 E. 2022/454 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/371
KARAR NO: 2022/454
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
NUMARASI: 2021/587 E.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım,Endüstriyel Tasarım Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin TPMK nezdinde … tescil numaralı 02-04 locarno sınıfında tescilli 10 farklı ayakkabı tasarımının hak sahibi olduğunu, tasarımlarının tescili talebiyle 12/07/2021 tarihinde Alman Patent ve Marka Kurumu’na başvurduğunu ve 10/09/2021 tarihinde tescil ettirdiğini, müvekkilinin tasarımlarının imalatı için bir süre davalı … ile çalıştığını, aralarındaki iş ilişkisinin sonlanmasına rağmen davalının hukuken geçerli herhangi bir sebebe dayanmaksızın müvekkiline ait tasarımları kullanarak üretim faaliyetini sürdürdüğünü ve müvekkilinin tasarım hakkına tecavüz ettiğini, imal ettiği ürünleri kendi tasarımı gibi satışını yaparak haksız kazanç elde ettiğini, davalı aleyhine haksız rekabete ilişkin Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma açıldığını, davalının müvekkiline ait tasarımları kullanarak üretmiş olduğu ayakkabıları, müvekkilinin ticari faaliyetlerinin merkezi konumunda bulunan Almanya’da faaliyet göstermekte olan tacirlere sattığını, kendilerine ait sosyal medya platformlarında da sergilediğini, müvekkilinin müşterilerinin rahatsız edilip aldatıldığını, tasarım hakkına tecavüzün delil tespiti yapılmak suretiyle bilirkişi marifetiyle tespitini, davalı tarafça yapılan tasarım tecavüzü hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkiline ait tasarımlar kullanılarak imal edilen ürünlere el konularak imhasını, imal edilen ürünlerin yer aldığı tabela, broşür, ürün ambalajı, iş evrakı, katalog, kartvizit, fatura vs.araçların değiştirilmesi veya silinmesini; bunun mümkün olmaması halinde ise el konularak imhasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili 01/12/2021 tarihli dilekçesinde özetle; Davacı tarafın tescil ettirilen tasarımlarının müvekkili tarafından uzun yıllardır üretilen ve piyasada çok sık rastlanan ayakkabı tasarımları olduğunu, davacının hak iddia ettiği dava konusu tasarımların SMK’da aranan tescil edilebilirlik koşullarını taşımadığını, tasarımların yenilik arz etmediğini, dava konusu ayakkabı tasarımlarının davacıya ait olduğunun kabul edilemez olduğunu, davacının kötü niyetli hareket ettiğini ve müvekkiline zarar verme gayesi içerisinde olduğunu, davacının, müvekkilinin yıllardır kendisi ve diğer satıcılar için ürettiği ayakkabı modellerinin ve dava dışı üçüncü kişilerin halka mal ettiği tasarımların tescil başvurusunu, müvekkili ile iş ilişkisinin sona ermesinden kısa bir süre geçtikten sonra yaptığını, müvekkili ile hiçbir zaman müşterek üretim faaliyetinde bulunmadığını, yalnızca müvekkiline üretmiş olduğu ayakkabı kataloğunda yer alan modeller ve sosyal medyadan bulduğu daha önce üretimi yapılmış ayakkabı modelleri üzerinden üretim siparişi verdiğini, davacının ihtiyati tedbir talebinin amacının, müvekkilinin ticari faaliyetinin sonlandırılarak hem maddi hem de manevi açıdan telafisi mümkün olmayan zararlara uğratmak ve mağdur etmek olduğunu, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Bilirkişi raporlarında; davacı adına 16.06.2021 tarihinde başvurusu yapılan … numaralı tasarımın 10 adet modeli kapsar şekilde tescilli olduğu, tasarımların tamamının Almanya’da 12.07.2021 tarihinden itibaren tescilli olduğu, davalı ile arasındaki iş ilişkisini gösterdiği beyan edilen faturanın 06.12.2019 tarihli ve 32, 112 ve 24 çift ayakkabı için olduğu, ayakkabı görsellerine ve ayırt edici kod numarasına yer verilmediği, 19.11.2021 tarihinde tespit mahalline gidildiğinde davalının tam adresinin İkitelli Osb, … 2. Kısım … Blok Sok. Blok No:… İç Kapı No:… Başakşehir/İSTANBUL, işyeri vergi levhasından işletmenin … isimli gerçek kişiye ait olduğu, tespit isteyene ait tescilli tasarımlar ile işyerinde benzer tasarım erkek ayakkabı modellerinin mukayeseli incelemelerinde öne çıkmayan küçük farklar dışında, … numaralı tasarımın 1,2,3,4, 5,6, 7, 8, 9, 10 numaralı modelleri ile ayırt edici özelliğinin olmadığı, bilgilenmiş genel kullanıcı izlenim algısında benzer, iltibas oluşturacak nitelikte tasarımlar olduğu, tasarım açısından seçenek özgürlüğünün bulunduğu, davalı beyanında bir takım Internet siteleri ( ayakkabı satışı ve görsellerine ilişkin) ve dava dışı şirketlere ait tescilli tasarımlara atıf yapılan dava konusu tasarımların yeni ve ayırt edici olmadığının beyan edildiği, davalı tarafça sunulan delillerde verilen bağlantılarda yer alan tüm modellerin tek tek incelenmesi gerektiği, davalının sunmuş olduğu İnstagram hesaplarında ve Internet sitelerinden kendi incelemeleri ile çıkardıkları modellerin dava konusu tasarımlar ile öne çıkmayan küçük farklar dışında, bilgilenmiş genel kullanıcı izlenim algısında benzer sayılabileceği” hususları tespit edildiğinden, SMK’nın 159 ve HMK’nın 389 maddeleri koşulları oluştuğundan, 50.000,00 TL teminat ile yaklaşık ispat koşulları oluştuğundan bilirkişi raporu ile benzer olduğu tespit olunarak görsellerine yer verilen ayakkabılar, bu ayakkabı modellerinin yer aldığı tabela, broşür, ürün ambalajı, iş evrakı, katalog, kartvizit, fatura vs.araçlara tedbiren el konularak yed-i emine teslimine,” karar verilmiştir. Mahkemece 23/12/2021 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verildiği, kararın 02/01/2022 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği, davacı vekilince süresinde 07/01/2022 tarihinde teminatının yatırılarak infazının istendiği, kararın Bakırköy … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında infazına başlandığı, davalı tarafça süresinde ihtiyati tedbir kararına itiraz edilmesi üzerine mahkemece tedbire itirazın duruşmalı olarak incelenerek; Dosya kapsamı deliller, incelenen tasarım görselleri ve bu tasarımlara yönelik Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/387 Esas sayılı dosyasında hükümsüzlük davası bulunması gözetilerek taraflar arasındaki hak ve menfaat dengesinin korunması bakımından davalı vekilinin itirazının kısmen kabulüne, SMK 159/2-c bendi gereği davalı tarafça davacının muhtemel zararlarına karşılık 75.000,00 TL nakdi veya kesin ve süresiz teminat mektubu teminat yatırmasına, yatırdığında mahkemenin 23/12/2021 tarihli tedbir kararının kaldırılmasına, teminat yatırıldığında tedbirin kaldırıldığı hususunun Bakırköy …İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına bildirlmesine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili …’in kendi tasarımı olan ayakkabılara ilişkin olarak 16.06.2021 tarihinde Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli 10 adet ayakkabının sicile kayıtlı hak sahibi olduğunu, davalı …’un kendisine ait iş yerinde müvekkiline ait tescilli tasarımları müvekkilin bilgisi ve izni olmaksızın imalatını gerçekleştirip ticari amaçlar ile sergileyerek satışını yaptığını, davalının işbu faaliyetlerinin müvekkilin tasarım hakkını ihlal ederek tescilli tasarımlarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu, Bilirkişilerce davalıya ait iş yerinde yapılan inceleme sonucu tanzim edilen raporda; davalıya ait iş yerinde bulunan ürünler hakkında küçük, öne çıkmayan değişim farkları olmakla birlikte bilgilenmiş genel izlenim algısında ayırt edici özelliğin olmadığı, tespit isteyene ait tescilli tasarım haklarını ihlal eder nitelikte iltibas oluşacak şekilde benzer tasarımlar olduğu ifadelerine yer verilerek, davalının müvekkilinin tasarım hakkını ihlal ettiğinin bilirkişi raporu ile sabit hale geldiğini, Davalının, müvekkilinin tasarımlarını kullanarak imal ettiği ürünleri ülke çapında ve özellikle müvekkilinin ticari faaliyetlerinin merkezi Almanya’da faaliyet göstermekte olan tacirlere ihraç ettiğini, davalının imal ettiği ürünleri yurt dışına çıkarması halinde müvekkilinin maddi olarak büyük zarara uğrayacağını, ticari itibarınında zedeleneceğini, bu kapsamda, davalının müvekkiline ait tasarımları kullanmak suretiyle imal ettiğ tüm ürünlere ihtiyati tedbir konulmasının zorunlu olduğunu, Davalı tarafça kaldırılması talep edilen, ihtiyati tedbire itirazın kısmen kabulü kararına istinaden 75.000,00-TL tutarındaki teminat mektubunun Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/587 Esas sayılı dosyaya ibraz edildiğini ve mahkemece 23.12.2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verildiğinden, davalının müvekkilinin tescilli tasarımlarını hukuka aykırı bir biçimde kullanmak suretiyle üretim faaliyetlerini ve halihazırda imal etmiş olduğu ürünleri yurt içinde ve yurt dışında satışını devam ettirdiğinden, müvekkilinin telafisi mümkün olmayan zararına sebebiyet verdiğini, Mahkemece belirlenmiş 75.000,00-TL tutarındaki teminat miktarının, müvekkilinin uğrayacağı zarar yanında çok düşük kaldığını, mahkeme aksi kanaatte ise, takdir edilen teminat miktarının artırılmasını talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.len Davacı vekili tarafından 19/01/2022 tarihinde itiraz üzerine veri karar aleyhine istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Dava SMK uyarınca tescilli ürünlerin izin alınmaksızın üretildiğinden bahisle tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesine ilişkindir. 10/01/2017 tarihinde 29944 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159/1.maddesinde; ” Bu kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini talep edebilir.” düzenlemesi uyarınca tedbir talep edilebilir, 159/3. Maddesinde; ” ihtiyati tedbirler ile ilgili bu kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun uygulanacağı” düzenlemesi mevcuttur. 6100 sayılı HMK’nun 389/1. maddesi; “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği”, HMK 390/2, maddesinde “ Talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde, hakim karşı tarafı, dinlemeden de tedbire karar verebilir, HMK 309/3.maddesinde tedbir talep eden taraf dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” HMK 394/4 maddesi; “tedbire itiraz dilekçe ile yapılır, itiraz eden, itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazın dayanağı olan tüm delillerini dilekçesine eklemek zorundadır. Mahkeme ilgilileri dinlemek üzere davet eder, gelmedikleri taktirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir. İtiraz üzerine mahkeme kararını değiştirebilir veya kaldırabilir” HMK 395/1.maddesinde; “Aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen veya hakkında bu tedbir kararı uygulanan kişi, mahkemece kabul edilecek teminatı gösterirse, mahkeme, duruma göre tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına karar verebilir” hükümlerini taşımaktadır. Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (6769 sayılı) 159. maddesinde, bu kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişilere hükmün etkinliğini temin etmek üzere ihtiyati tedbir talep etme hakkı tanınmış, ihtiyati tedbirlerle ilgili bu kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 6100 sayılı HMK hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159. maddesinde, delillerin değerlendirilmesi sonucu ulaşılacak yaklaşık ispat, tedbir kararı verilmesi için yeterli olduğu gibi, tedbirin kaldırılmasına ilişkin özel hüküm bulunmadığından HMK 394/4 ve 395/1 maddesi uyarınca itiraz üzerine dosyadaki mevcut delil durumuna göre teminat karşılığı tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına karar verilebilir. Davacı taraf; TPMK nezdinde … numarası ile tescilli tasarımına tecavüz edildiğinden bahisle tespit ve tedbir talep etmiş, mahkemece; mahallinde yapılan tespit sonucu alınan rapordaki “davalının iş yerindeki ayakkabıların, davacıya ait … numaralı tescilli tasarım ürünlerle öne çıkmayan küçük farklar dışında, bilgilenmiş genel kullanıcı izlenim algısında benzer sayılabileceği” yönündeki tespite dayanarak tedbir kararı verilmiştir. Davalı taraf karara itiraz etmiş ve itirazında, tasarımlara yönelik Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/387 Esas sayılı hükümsüzlük davası ve davacının tescil tarihinden önce benzer ürünlerin internet üzerinden satışa sunulduğuna ilişkin görselleri dosyaya sunmuştur. Yerleşmiş Yargıtay uygulamaları uyarınca öncelikle, açılmış olan hükümsüzlük davasının hükme bağlanması gerekir ve hükümsüzlük kararı tescilin ilk tesisinden itibaren hüküm ifade eder. Hükümsüzlük talebi yönünden davalı tarafın sunmuş olduğu görsellerdeki ürünler ile davacının tescilli tasarımlarının incelenerek, davacı tasarımlarında yenilik ve ayırt edicilik unsurunun, buradan hareketle hükümsüzlük koşullarının varlığı konusunda bilirkişi raporu alınması gerekip, dosyada bu yönde rapor olmadığı tespit edilmiştir. Davalı tarafın hükümsüzlük iddiasını kanıtlaması halinde mevcut durumda değişiklik olacağı gibi, sunulan görsellerdeki ürünler nazara alındığında; HMK 394/4 ve 395/1 maddesi uyarınca itiraz üzerine dosyadaki mevcut delil durumuna göre teminat karşılığı tedbirin değiştirilmesini veya kaldırılmasına karar verilebileceğine ilişkin koşulların gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Mahkemece de hükümsüzlük davasının bulunması gözetilerek davalı tarafın depo edeceği teminat karşılığı tedbirin kaldırılmasına karar verdiğinden, usule aykırılık bulunmadığından, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davacı vekili; davalının müvekkilinin tescilli tasarımlarını hukuka aykırı bir biçimde kullanmak suretiyle üretim faaliyetlerini ve halihazırda imal etmiş olduğu ürünlerin yurt içinde ve yurt dışında satışını devam ettirdiğinden, belirlenmiş olan 75.000,00-TL teminat miktarının, müvekkilinin uğrayacağı zarar yanında çok düşük kaldığını, takdir edilen teminat miktarının artırılmasını talep etmiştir. Mahkemece 75.000,00 TL teminat alınmış olup, dosya kapsamına göre teminat miktarının yeterli olduğu anlaşılmakla birlikte, yargılama aşamasında mahkemece talep üzerine veya re’sen her zaman arttırılabileceğinden, teminat miktarına yapılan istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Dosya içeriğine, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin tarih ve 2021/587 E. Sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davalı vekili tarafından karar aleyhine istinaf talebinde bulunulmamasına rağmen 220,70 TL istinaf yasa yoluna başvurma ve 80,70 TL karar ve ilam harcı depo edildiğinden, istek halinde davacı tarafa iadesine, 4- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 7- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 17/03/2022