Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/354 E. 2022/1083 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/354
KARAR NO: 2022/1083
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/01/2021
NUMARASI: 2018/305 E. 2021/44 K.
DAVANIN KONUSU: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı banka tarafından müvekkili hakkında hiçbir yasal dayanak bulunmaksızın İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra takibinin kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılmış olup, müvekkili tarafından davalı bankaya hiçbir şekilde bu tarihe kadar bono verilmediğini, herhangi bir bonoya imza atılmadığını, müvekkilinin davalı banka ile bu tarihe kadar tek ilişkisinin ortaklığından 26.02.2013 tarihinde ayrılmış olduğu şirket olan … Tic. Ltd. Şii’nin 2012 yılında kullandığı krediye ilişkin olduğunu, müvekkilin … Tic. Ltd. Şti’ndeki hisselerini 26.02.2013 tarihinde … devrederek şirketteki ortaklıktan ayrıldığını, müvekkilinin hiçbir borcu bulunmamasına karşın … ve … tarafından müvekkilinden 207.177,08 TL haksız para alındığını, müvekkilinin … Tic. Ltd. Şti’nin ortağı olduğu dönemde işbu şirket adına …. Mahmutbeyi Şubesi’nden 188.000 TL üst ümitli kredi kullanıldığını, şüpheli banka çalışanları tarafından, şirket ortağı olduğu gerekçesi ile bir kısım imzalar alındığını, müvekkilinin şirket ortağı olması itibarı ile kredi sözleşmelerine hiçbir şekilde kefil olduğunu bilmeksizin imza attığını, sözleşmenin ekinde yer alan belgelerin sonradan bonoya dönüştürülmek suretiyle icra takibine konu edildiğini, söz konusu sözleşmede müvekkilin el yazısı ile kefil olduğuna ve buna ilişkin ne kadar miktar ile kefil olduğu hakkında imzası alınmadığı gibi, tamamı ile usulsüz kefalete ilişkin olarak boş belgeye alınmış imza sonradan bonoya dönüştürülmek suretiyle müvekkil hakkında icra takibi yapıldığını, kredi sözleşmesi olarak imzalatılmış olan belgenin üst tarafının bonoya dönüştürüldüğünü ve 30.11.2018 vade tarihi ve borç kısmına 1.000.000 TL yazılmak suretiyle bononun icra takibine konulduğunu, buna ilişkin olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/213642 soruşturma numaralı dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, açığa alınan imzanın kötüye kullanıldığını, müvekkilinin imzası bulunan evrakın bonoya dönüştürüldüğünü, evrakın tamamının sonradan doldurulduğunu, müvekkilin imzalamış olduğu kredi sözleşmesindeki üst limitin 188.000 TL olup, müvekkilinin 1.000.000 TL’lik bono vermesinin mümkün olmayacağını, müvekkili hakkında … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile bir borca ilişkin iki icra takibi ikame edildiğini, bonoya dönüştürülen belgenin tanzim tarihi olarak 02.03.2012 tarihinin yazıldığını, buna karşın bonoda yer alan adreslerin 2012 yılına ait olmadığını, … Tic. Ltd. Şti’nden 26.02.2013 tarihinde ayrıldığını, bu süreçten sonra adı geçen şirketin banka ile defalarca yeni kredi sözleşmeleri yaptığını, müvekkilinin imzası olduğu genel kredi sözleşmesindeki borçlarının kapatıldığını, sonradan bonoya dönüştürülen belgenin dayanağı genel kredi sözleşmesi kapsamında bir borcun bulunmadığını ileri sürerek; takibin iptalini, bankaya borçlu olunmadığının tespitini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyadaki mükerrer icra takibinin iptalini, kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davaya görev ve süre yönünden itirazları olduğunu, söz konusu bononun kredilerin geri ödenmesi amacıyla kredi ödeme vasıtası olarak müvekkil Bankaya ciro edildiğini, bononun borcun ifası için düzenlendiğini, dolayısıyla teminat senedi değil ödeme aracı olduğunu, bononun ifa uğruna ve tahsil edildiği nispette kredi borcundan mahsup edilmek üzere verildiğini, senede ilişkin hususlar senet ile ispat edilebilirken borçlular tarafından herhangi bir yazılı belge sunulmadığını, bononun vade kısımlarının sonradan davah banka tarafından doldurulduğu iddiasının haksız ve kötü niyetli olduğunu, senedin boş kısımlarının banka tarafından anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının yazılı delil ile ispatianamadığını, dava konusu bononun kambiyo senedi vasfını haiz olduğunu, alacağın muaccel olduğunu belirterek; davanın reddini, yargılama harç ve giderleri İle avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Mahkemece verilen kararda davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen karar, davacı tarafından istinaf edilmiş, davacı vekili, İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi aracılıyla Dairemize sunmuş olduğu 09/06/2022 tarihli feragat dilekçesi ile istinaf başvurusundan feragat ettiğini beyan etmiştir. Dava İİK 72.maddesi gereğince açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar, davacı vekilince yasal iki haftalık süre içinde istinaf edilmiştir. Dosyanın istinaf incelemesi sırasında, davacı vekili, İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi aracılıyla Dairemize sunmuş olduğu 09/06/2022 tarihli feragat dilekçesi ile istinaf başvurusundan feragat ettiğini beyan etmiştir. İstinaf başvuru hakkından feragati düzenleyen 6100 Sayılı HMK 349/2. maddesi gereğince başvuru yapıldıktan sonra feragat edilir ve dosya Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmiş ve henüz karara bağlanmamış ise, başvurunun feragat sebebiyle reddolunacağı hüküm altına alınmıştır. Davacı vekili tarafından 09/06/2022 tarihli dilekçesi ile istinaf başvurusundan feragat edildiğinden, vekaletnamenin incelenmesinden kanun yollarından feragat etmeye yetkili ve e-imzasının güvenli olduğu görüldüğünden, 6100 Sayılı HMK’nın 349/2. maddesi gereğince davacı tarafların asıl dava yönünden istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf aşamasında istinaftan feragat etmesi sebebiyle 6100 Sayılı HMK’nın 349/2. maddesi gereğince istinaf dilekçesinin REDDİNE, 2- Peşin alınan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde istinaf talebinde bulunan davacı tarafa iadesine, 3- İstinaf talebinde bulunan davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar yararına vekâlet ücreti tayinine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 23/06/2022