Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/348 E. 2022/368 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/348
KARAR NO: 2022/368
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 24/01/2022
NUMARASI: 2021/575 E.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüz. Kaynak.)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Taraflar arasında görülen ”endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğü” talepli davada, ihtiyati tedbir talep eden vekili dilekçesinden özetle; Tasarımdan doğan hakların üçüncü kişiye devrinin önlenmesi ile, davacıya karşı ileri sürülmesinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi 17.10.2021 tarihli ara karar ile; ”Davacı vekili tarafından, takdiren 5.000,00 TL (BeşBin TL) teminatın, nakden veya muteber bir bankanın kesin ve süresiz teminat mektubu olarak, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir haftalık kesin süre içerisinde ibraz edilmesi halinde devrin önlenmesi yönünden ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; -Davalı adına kayıtlı olduğu bildirilen … sayılı tasarım tescil belgeleri davalı adına kayıtlı ise 3. şahıslara devrinin önlenmesi açısından TPMK sicil kaydına tedbir konulmasına, 2-Davacı vekili tarafından, takdiren 45.000,00 TL (KırkBeşBin TL) teminatın, nakden veya muteber bir bankanın kesin ve süresiz teminat mektubu olarak, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir haftalık kesin süre içerisinde ibraz edilmesi halinde davalının, tasarımdan doğan hakları davacıya karşı kullanmaması yönünden ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; -Davalının … (1) (2) (3) tescil numaralı tasarımdan doğan haklarını davacıya karşı ileri sürmesinin dava sonuna kadar tedbiren engellenmesine,” şeklinde hüküm tesis edildiği görülmektedir. Davalı vekilinin söz konusu tedbir kararına itiraz ettiği, itirazın duruşmalı olarak yapılarak incelemesi neticesinde 24.01.2022 tarihli ara karar ile; ihtiyati tedbirin taraf teşkilinde güçlük yaşanmamasına yönelik olduğu, yeterince teminat da alındığı gerekçeleriyle itirazın reddine karar verildiği, davalı vekilince bu ara karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. Tedbir ara kararına yönelik itirazın reddine ilişkin karara karşı istinaf yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu endüstriyel tasarımın tescilli olduğunu, tasarım hakkına tecavüzde bulunanlara karşı her zaman yasal imkanları kullanma hakkına sahip olduklarını, davacının da tasarım hakkına tecavüzde bulunduğunu, Çorlu 3. Asliye Hukuk Mahkeme’sinin 2021/23 D. İş sayılı dosyası ile ihlalin tespitini dahi yaptırdıklarını, müvekkiline ait tasarımın yeni ve ayırtedici nitelikte olduğunu, tasarımlar arasında farklılıklar olduğunu, Mahkemece hükmedilen teminatın az miktarda olduğunu, miktar belirlenirken müvekkilinin uğrayacağı zararın da dikkate alınması gerektiğini, müvekkilinin ticari hayatı nedeniyle var olan itibarı ile birlikte ekonomik kayıp yaşayabileceğini, bu nedenle Mahkemenin verdiği kararın ölçüsüz olduğunu beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep, İlk Derece Mahkemesince verilen 17.10.2021 tarihli tedbir ara kararına yapılan itirazın reddine yönelik 24.01.2022 tarihli ara kararın istinafen incelemesinden ibarettir. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik nedeniyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu anlaşılmaktadır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre; tedbire itiraz eden davalı adına tescilli tasarımın, yenilik ve ayırtedici niteliğinin bulunup bulunmadığı, davacı tarafın davalı tasarımına tecavüzde bulunup bulunmadığı hususlarının yargılamayı gerektirdiği, belirtilen hususlar yönünden yaklaşık ispat koşullarının gerçekleşmediği, gelinen aşamada taraf teşkilinde yaşanabilecek güçlüklerin önlenebilmesi amacıyla verilen tedbir talebinin kabulüne yönelik İlk derece mahkemesi kararında ve gerekçede hata edilmediği, teminat miktarının dosya kapsamına uygun düştüğü, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin tarih ve 2021/575 E. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15/03/2022