Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2022/340 E. 2022/400 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2022/340 Esas
KARAR NO: 2022/400
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 25/10/2021
NUMARASI: 2021/281 E. – 2021/283 K.
DAVANIN KONUSU: Tespit (D.İş)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/03/2022
ukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Tedbir talep eden vekili D.İş başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilinin İstanbul’da tekstil ürünleri üretimi ve satışı konusu ile iştigal eden sektörde bilinen saygın bir kimse/firma olduğunu, müvekkilinin ürettiği özgün tasarımlardan bir kısmını TPMK nezdinde tescil ettirdiğini, ilgili tasarımların her türlü haklarını elinde bulundurduğunu, müvekkilinin sahibi olduğu tasarım tescil belgesi kapsamında koruma altına aldığı ürünlerden … başvuru – … tescil numaralı – 3 ve 1 sıralı ürünün, … başvuru – … tescil numaralı – 1.1 ve 2.1 sıralı ürünler ile … başvuru – … tescil numaralı bütün ürünlerin … isimli kişi/firma tarafından izinsiz olarak ve müvekkilinin haklarını ihlal eder şekilde … Mah. … Cad. … Sok. No… …-fatih/istanbul İle … Mah. … Sok. No…. Bayrampaşa/istanbul adreslerinde üretiminin yapılıp ve/veya satışa arz edildiğinin müvekkili tarafından öğrenildiğini, belirttikleri adreslerde faaliyet yürüten gerçek ve tüzel kişilerin tespitini, delillerin tespiti ile müvekkilinin tasarım belgesinde yer alan haklarının korunması kapsamında ihlale konu ürünlerin nevi, adedi, değerinin tespitini, ihlalin kapsamı ve süresinin tespitini, her iki adresin aynı kişi/firmaya ait olması sebebiyle tespitin farklı zamanlarda yapılması halinde delillerin yok olması veya kaçırılması ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğunu, bu sebeple her iki adres için farklı bilirkişiler görevlendirilerek, tespitlerin aynı zaman diliminde yapılmasını, sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal edilen tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde, elkonulması ve bunların saklanmasını, taleplerinin bir kısmının Mahkemece kabul görmemesi halinde diğer talepler bakımından inceleme yapılmasını, tespitin aciliyeti, ve delillerin ortadan kaldırılması ihtimali sebebi ile muhataba tebliğ yapılmadan tespitin icrasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini, keşif veya inceleme gününün Mahkemenin iş yoğunluğu elverdiği ölçüde en yakın zamana verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi 26/10/2021 tarihli kararıyla; “…1-Tespit isteyenin hukuki yararının bulunduğu anlaşılmakla, HMK 400 ve devamı maddeleri nazara alınarak tespit talebinin kabulü ile, talep sahibinin haklarının korunması bakımından zorunluluk nedeniyle HMK 403. maddesi gereğince şimdilik karşı yana tebligat yapılmaksızın talep edilen hususlarda karşı yana ait “… Mah. … Cad. … Sok. No…. …-Fatih/istanbul” ve “… Mah. … Sok. No…. Bayrampaşa/istanbul” adreslerinde eş zamanlı olarak tespit ve bilirkişi incelemesi yapılarak, tespit-tedbir talep edene ait tasarımının taklitlerinin üretiminin, satışının yapılıp yapılmadığının fotoğraflarının çekilmek suretiyle renkli görsellerinin rapor ekinde dosyaya ibrazına, HMK 278/4 maddesi gereğince bilirkişilere mahallinde inceleme yapmak üzere yetki verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir. Tedbir talep eden vekili 24/11/2021 tarihli dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen karar ile karşı yana ait işyerlerinde delil tespiti yapıldığını, yapılan tespit sonucu alınan 16.11.2021 tarihli bilirkişi raporu ile müvekkiline ait tasarım hakkının ihlal edildiğinin tespit edildiğini, 16.11.2021 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında karşı yanlar için aynı şekilde “- Aleyhine tespit istenen tarafın … Mahallesi, … Caddesi, … Sokak No:… … Fatih İstanbul iş yeri adresinde tespit isteyen taraf …’a ait … – (1), … – (3), … – (4),(5) ve (8) no’lu tasarımların koruma kapsamında bulunan ürünlerin yer aldığı, aleyhine tespit istenen tarafın … Mahallesi … Sokak No:… Bayrampaşa İstanbul İş Yeri adresinde tespit isteyen taraf …’a ait … – (3) ve … – (1) no’lu tasarımların koruma kapsamında bulunan ürünlerin yer aldığı ” şeklinde müvekkiline ait tescilli tasarım hakkının ihlal edildiğinin tespit edildiğini, nitekim görseller incelendiğinde tasarım ve ürünlerin aynı olduğunun açık bir şekilde görüldüğünü, delil tespiti talep dilekçeleri ile ihlal oluşturan ürünlere tedbiren el konulmasının talep edildiğini, mahkemenin 2021/281 D.İş kararıyla ihtiyati tedbir talebinin bilirkişi raporu geldikten sonra değerlendirileceğinin belirlendiğini, bu sebeple sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretilen tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde, elkonulması ve bunların saklanmasını talep etmiştir. Aleyhine tespit – tedbir talep edilen vekilleri 15/12/2021 tarihli iki ayrı dilekçede özetle; Tespit talebine dayanak olarak gösterilen tescilli endüstriyel tasarımlarının yenilik ve ayırt edicilik unsurlarını taşımadığını, bu tasarımların yıllardır gerek talep eden gerekse üçüncü kişiler tarafından üretilip satılmakta olan masa örtüsü ve benzeri ürünler için genel geçer nitelikte tasarımlar olduğunu, bu sebeple incelemeye konu küpür ve örtü tasarımlarının kullanımının tek bir kişinin tekeline bırakılamayacağını, yenilik ve ayırt edicilik tanımayan tasarımlar için tescil talebinin kötü niyetli olduğunu, her ne kadar gerekçe gösterilen endüstriyel tasarım tescilleri yenilik ve ayırt edicilik taşımasa da yapılan inceleme de çıplak gözle dahi ürünlerin benzer nitelikte olmadığı, örneğin raporun 8., 12. ve 14. sayfalarında 2. sıralardaki fotoğraflarda küpürlerin masa örtüsünde farklı yerleşimlerde yerlerde kullanılması, karşılaştırmalarda masa örtülerinin en-boy oranlarının farklı olması, tespit isteyenin tasarımlarındaki küpürlerin etrafında süslemeler olması, ancak müvekkilin tasarımlarında bu süslemelerin olmamasının, bazı tasarımlarda küpürlerin altının kumaşla kaplanıp kaplanmaması raporun 19. sayfasında görülen ürünlerin köşelerinin birinin yuvarlak, birinin ise sivri olması gibi birçok farklılık bulunduğunu, bilirkişi raporunda da değinildiği üzere, “değerlendirilen öğelerden sadece biri tek başına dahi karakteristik bir izlenim yaratabilmekte ve kullanıcıda ayırt edici algı yaratabilmektedir.” bu sebeple birçok farklı öğe barındıran tasarımlar için de, bilgilenmiş kullanıcıda ayırt edici nitelikleri fark edileceğini, halka açık kaynaklardan yapılan kısa bir araştırmada görülebileceğini, bilirkişi heyetinden …’in mimari tasarımlar, …’in ise elektronik ev aletleri tasarımlarda uzmanlaştığını, ilgili ürünlerin tekstil ürünü olması, doku, kullanılan ip veya kumaş, ürün kalitesi, dokuma gibi birçok etkenin tekstil ürünleri üzerine uzmanlaşmış bilirkişiler ile inceleme yapılması gerektiğini, bilirkişi raporunun bu konularda da eksik kaldığını, öncelikle tespit talebinin tümden reddini, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığından tekstil ürünleri konusunda uzmanlaşmış yeni bir heyetten rapor alınmasını talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi, 02/02/2022 tarihli ara kararıyla; “Tespit-tedbir talepli dilekçe, bilirkişi raporu, taraf vekillerinin rapora karşı beyan – itiraz dilekçeleri ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde :İhtiyati tedbir talebinin yargılamayı gerektirdiği kanaatine varıldığından ihtiyati tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir. Talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1- Yukarıda değişik iş numarası belirtilen dosyada, karşı yanların, müvekkiline ait tescilli tasarımlarının hukuka aykırı olarak üretim ve satışını gerçekleştirmesi sebebiyle, bu hususta ilgili adreslerde delil tespiti yapılması ve akabinde aynı veya benzer olduğu tespit edilen ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde, elkonulmasına ve bunların saklanmasına karar verilmesinin talep edildiğini, 2- Mahkemece verilen ara karar ile karşı yana ait işyerlerinde delil tespiti yapıldığını ve yapılan tespit sonucu 16.11.2021 tarihli bilirkişi raporu alındığını, bilirkişi raporunun taraflara tebliğinden sonra mahkemece 22.02.2022 tarihli karar ile ihtiyati tedbir talebimizin reddine karar verildiğini, işbu red kararının usul ve yasaya aykırı olması sebebiyle kaldırılmasını talep etme zorunluluğunun ortaya çıktığını, 3- Öncelikle, alınan 16.11.2021 tarihli bilirkişi raporu sonucunda, karşı yanların, müvekkiline ait tescilli tasarımların aynısı veya bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim olarak benzerini, izinsiz olarak üretimi yaparak satışını gerçekleştirildiğinin tespit edildiğini, 4- Delil tespitine ilişkin dosya kapsamında alınan 16.11.2021 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında karşı yanlar için aynı şekilde; “- Aleyhine tespit istenen tarafın … Mahallesi, … Caddesi, … Sokak No:… Fatih İstanbul iş yeri adresinde tespit isteyen taraf …’a ait … – (1), … – (3), … – (4),(5) ve (8) no’lu tasarımların koruma kapsamında bulunan ürünlerin yer aldığı, – Aleyhine tespit istenen tarafın … Mahallesi … Sokak No:… Bayrampaşa İstanbul İş Yeri adresinde tespit isteyen taraf …’a ait … – (3) ve … – (1) no’lu tasarımların koruma kapsamında bulunan ürünlerin yer aldığı ” şeklinde tespit yapılmış olup, müvekkiline ait tescilli tasarım kapsamında bulunan ürünlerin karşı yanlara ilişkin işyerlerinde tespit edildiğini, nitekim müvekkiline ait tescilli tasarımlar ile karşı yanlara ilişkin işyerlerinde tespit edilen ürünler karşılaştırıldığında ürünlerin aynı olduğunun anlaşıldığını, belirtilen sebeplerle ihtiyati tedbir kararı verilmesinde müvekkilinin hukuki yararı bulunduğu gibi, verilecek bir tedbir kararının usule, yasaya ve hakkaniyete uygun olacağını, 5- Tedbir talebinin reddine karar verilmiş olması sebebiyle, ihlal oluşturan davranışlar devam ettiği gibi ileride açılacak dava sonucunda davanın kabulüne karar verilmesi halinde dahi mahkeme kararının uygulanmasının mümkün olmayacağını, kararın bir etkinliğinin bulunmayacağını, bu sebeple bu aşamada tedbir kararı verilmesinde müvekkilinin hukuki yararının bulunduğunu, ileride açılacak davada, ileri sürülecek taleplerden biri de ihlal oluşturan ürünlere el konulması, bu ürünler üzerinde mülkiyet hakkı tanınması veyahut bu ürünlerin imhası olduğunu, ancak bu aşamada yerel mahkeme tarafından herhangi bir tedbir kararı verilmediğinden, ileride bu taleplerinin kabulüne karar verilse dahi ilamın bu kısımlarının uygulanması zor veya imkansız olacağını, bu sebeple bu aşamada ihtiyati tedbir kararı verilmesinde müvekkilinin hukuki yararı bulunduğunu, ayrıca tedbir talebinin haklılığı konusunda da dosya kapsamında bulunan 16.11.2021 tarihli bilirkişi raporu ile de yaklaşık ispat şartı yerine getirilmiş olup, ihtiyati tedbir kararı verilmesi için aranan bütün şartların mevcut olduğunu, 6- Belirtilen gerekçeler ile tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karara verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu sebeplerle istinaf talebinin kabulüne, ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin yerel mahkemenin 2021/281 D. İş sayılı , 22.02.2022 tarihli kararının kaldırılmasına, ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile 16.11.2021 tarihli bilirkişi raporunda benzer olduğu tespit edilen ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde, elkonulmasına ve bunların saklanmasına, karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafça, karşı tarafın müvekkiline ait tescilli tasarımlarının hukuka aykırı olarak üretim ve satışını gerçekleştirdiği gerekçesiyle, karşı taraf işyerlrinin bulunduğu adreslerde delil tespiti yapılması ve akabinde aynı veya benzer olduğu tespit edilen ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde, elkonulmasına ve bunların saklanmasına karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece verilen ara karar ile karşı tarafa ait işyerlerinde delil tespiti yapıldığı, yapılan tespit sonucu 16.11.2021 tarihli bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu, bilirkişi raporunun taraflara tebliğinden sonra mahkemece 22.02.2022 tarihli karar ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiğini, davacı tarafça, bu red kararının yukarıdaki gerekçelerle istinaf edildiği görülmektedir. Dosyaya sunulan 16.11.2021 tarihli bilirkişi raporu sonucunda, aleyhine tespit istenen karşı tarafın, talep edene ait tescilli tasarımların aynısı veya bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim olarak benzerini, izinsiz olarak üretimi yaparak satışını gerçekleştirildiği, Aleyhine tespit istenen tarafın … Mahallesi, … Caddesi, … Sokak No:… Fatih İstanbul işyeri adresinde, tespit isteyen taraf …’a ait … – (1), … – (3), … – (4),(5) ve (8) no’lu tasarımların koruma kapsamında bulunan ürünlerin yer aldığı, … Mahallesi … Sokak No:… Bayrampaşa İstanbul İşyeri adresinde tespit isteyen …’a ait … – (3) ve … – 1) no’lu tasarımların koruma kapsamında
bulunan ürünlerin yer aldığı tespiti yapılmıştır. İhtiyati Tedbire ilişkin SMK 159. maddesinde; ” (1) Bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir. (2) İhtiyati tedbirler özellikle aşağıda belirtilen tedbirleri kapsamalıdır: a) Davacının sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin önlenmesi ve durdurulması. b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal edilen tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara ya da patenti verilmiş usulün icrasında kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dâhil, bulundukları her yerde elkonulması ve bunların saklanması. c) Herhangi bir zararın tazmini bakımından teminat verilmesi. (3) İhtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygulanır.”, 6100 Sayılı HMK’nın 389. Maddesinde; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır” hükmü düzenlenmekle ihtiyati tedbir açıklanmıştır. 6100 Sayılı HMK’nın 390.maddesinde; “İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir. (2)Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir. (3)Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” Tedbir talep eden tarafın, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. (HMK. m. 390/3) ispat ölçüsünün ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenecek olup, Yargıtay uygulamasıda”… yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında hakim, iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu sebepledir ki ihtiyati tedbire karar verilirken, haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır… İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir…” (Yargıtay 15. HD, 06.07.2012, 4060/5172) şeklindedir. Somut olayda Tespit isteyen taraf …’a ait … tescil no’lu çoklu endüstriyel tasarım belgesindeki tasarımlar 32-00 locarno sınıfında tescilli, … tescil no’lu çoklu endüstriyel tasarım belgesindeki tasarımlar 06-13 locarno sınıfında tescilli, … tescil no’lu çoklu endüstriyel tasarım belgesindeki tasarımlar 06-13 locarno sınıfında tescilli tasarımlar oldukları, karşı taraf işyerlerinde yapılan tespit ve alınan 16.11.2021 tarihli bilirkişi raporuna göre, aleyhine tespit istenen karşı tarafın, talep edene ait tescilli tasarımların aynısı veya bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim olarak benzerini, izinsiz olarak üretimi yaparak satışını gerçekleştirildiği, aleyhine tespit istenen tarafın … Mahallesi, … Caddesi, … Sokak No:… Fatih İstanbul işyeri adresinde tespit isteyen tarafa ait … – (1), … – (3), … – (4),(5) ve (8) no’lu tasarımların koruma kapsamında bulunan ürünlerin yer aldığı, aleyhine tespit istenen tarafın … Mahallesi … Sokak No:… Bayrampaşa İstanbul İşyeri adresinde tespit isteyen taraf …’a ait … – (3) ve … – 1) no’lu tasarımların koruma kapsamında bulunan ürünlerin yer aldığı, bu durumda HMK 389/2 maddesindeki yaklaşık ispat şartının gerçekleştiği, mahkemece 6100 Sayılı HMK’nın 392. maddesi gereğince teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararınını kabulüne karar verilmesi gerekirken, hatalı olarak talebin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş olup, bu sebeplerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, fakat bu hata yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 1-HMK 389 maddesi gereğince davacı vekilinin ihtiyati tebir talebinin kabulüne, 2-SMK 159 maddesi gereğince 16.11.2021 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen, aleyhine tespit istenen tarafın … Mahallesi, … Caddesi, … Sokak No:… Fatih İstanbul işyeri adresinde, tespit isteyen taraf …’a ait … – (1), … – (3), … – (4),(5) ve (8) no’lu tasarımların koruma kapsamında bulunan ürünleri ile … Mahallesi … Sokak No:… Bayrampaşa İstanbul İşyeri adresinde tespit isteyene ait … – (3) ve … – 1) no’lu tasarımların koruma kapsamında bulunan ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde tedbiren elkonulmasına ve bunların saklanmasına, 3-HMK 392 maddesi gereğince talep konusu ve içeriği dikkate alınarak bu aşamada 25.000,00 TL teminatın tespit isteyen tarafça 1 haftalık süre içerisinde mahkeme veznesine yatırılmasına, aksi takdirde 1 haftalık süre içerisinde teminat yatırılmaz ve ihtiyati tedbirin uygulanması talep edilmez, ayrıca 6100 Sayılı HMK’nın 397. maddesi gereğince tedbirin uygulanmasını talep ettikten sonra iki hafta içerisinde dava açılmazsa ihtiyati tedbirin kendiliğinden kalkacağının ihtarına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İhtiyati Tedbir Talep eden vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2- İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 25/10/2021 tarih, 2021/281 E., 2021/283 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulüne dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, bu kapsamda; 3- 6100 Sayılı HMK’nın 389. maddesi gereğince davacı vekilinin ihtiyati tebir talebinin KABULÜNE, 3/a- 6769 Sayılı SMK’nın 159. maddesi gereğince 16.11.2021 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen, aleyhine tespit istenen tarafın … Mahallesi, … Caddesi, … Sokak No:… Fatih İstanbul işyeri adresinde, tespit isteyen taraf …’a ait … – (1), … – (3), … – (4),(5) ve (8) no’lu tasarımların koruma kapsamında bulunan ürünleri ile … Mahallesi … Sokak No:… Bayrampaşa İstanbul İşyeri adresinde tespit isteyene ait … – (3) ve … – 1) no’lu tasarımların koruma kapsamında bulunan ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde tedbiren elkonulmasına ve bunların saklanmasına, 3/b- 6100 Sayılı HMK’nın 392. maddesi gereğince talep konusu ve içeriği dikkate alınarak bu aşamada 25.000,00 TL teminatın tespit isteyen tarafça 1 haftalık süre içerisinde mahkeme veznesine yatırılmasına, aksi takdirde 1 haftalık süre içerisinde teminat yatırılmaz ve ihtiyati tedbirin uygulanması talep edilmez, ayrıca HMK 397 maddesi gereğince tedbirin uygulanmasını talep ettikten sonra iki hafta içerisinde dava açılmazsa ihtiyati tedbirin kendiliğinden kalkacağının ihtarına, 4- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’ne göre, 1.140,00 TL maktu vekalet ücretinin karşı taraf …’dan tahsiliyle talep edene verilmesine, 5- İhtiyati tedbire ilişkin karar uygulamasının ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 6- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 133,00 TL harçtan peşin alınan 97,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 35,30 TL’nin tedbir isteyen davacıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine, 7- Davacı tarafından istinaf incelemesi yönünden peşin alınan 80,70 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde, kendisine iadesine, 8- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 9- 6100 Sayılı HMK’nın 302/5. maddesi uyarınca kararın tebliği ve harç tahsil işlemleri ile infazının yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına, 10- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi hükmü gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15/03/2022